Başka bir dine inanırken ya da herhangi bir dini benimsememişken İslâmiyet’i seçen kişilere dair kayda değer sayıda örnek basına ve sosyal medyaya yansımış vaziyette. Ancak, basında ve sosyal medyada aktarılan bazı “hidayet hikâyeleri” gerçeği yansıtmıyor.
Muhafazakâr kesimde İslâmiyet’i din olarak seçen yabancılara yönelik yoğun ilginin her daim varlığını hissettirdiği, aşikâr olan bir husus. İslâm’ın hak din olduğu inancı çerçevesinde Müslüman olmayan kişilerin kendi dinlerine yönelmeleri yönünde bir beklenti olduğu bariz. Bu beklenti çerçevesinde, asılsız birçok iddianın gerçek sanıldığı örneklere şahit olmuştuk.
Müslüman Olduğu Sanılan Ünlü İsimler
Müslüman olmadığı hâlde Müslüman ilân edilen Jay Jay Okocha, Colin Kaepernick, Snoop Dogg, Mel Gibson, Neil Armstrong, Kaptan Kusto, Will Smith, Sunita Williams, Vladimir Putin, Robert Douglas Thomas Pattinson gibi isimlerin din değiştirdiği iddiasını daha önce açık kaynaklar üzerinden incelemiştik.
Neil Armstrong’un Ayda Ezan Sesini Duyduğu ve Müslüman Olduğu Şehir Efsanesi
Bu isimlere ilaveten Prens Charles, II. Wilhelm, Shakespeare, Otto von Bismark, Barack Obama, Cristiano Ronaldo, Liam Neeson, Lev Tolstoy gibi birçok ünlü şahsın da Müslüman olduğu öne sürülmüştü.
Doktora diplomasının kapağında besmele bulunduğu için Immanuel Kant’ın Müslüman olduğu da iddia edilmişti (Immanuel Kant’ın yanı sıra Fyodor Dostoyevski ve Johann Wolfgang von Goethe’nin de Müslüman olarak öldüğü öne sürülmüştü. Abdurrahman Dilipak bu iddiayı “okursanız görürsünüz” minvalinde söylemle savunmuştu).
Sosyal medyada ve internet forumlarında Müslüman olduğu iddiasıyla birçok yabancı ünlünün isminin paylaşıldığına şahit oluyoruz.
Örneğin yukarıda alıntılanan “sonradan Müslüman olan ünlüler kuponu”nda tutan tek isim: Ömer Şerif. Lev Tolstoy, Antony Queen, Mel Gibson, Neil Armstrong ve Will Smith’in Müslüman olduğuna dair bir delil bulunmuyor. Benazir Butto ise zaten Müslüman olduğu bilinen bir isim.
Ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo da hakkında Müslüman olduğu iddiası aktarılan isimlerden. Salgının etkisini hissettirdiği ilk günlerde parodi ya da sahte profiller tarafından uydurulan birçok iddia gerçek sanılmıştı. Ronaldo’nun “Karantinadayken insan kendisiyle başbaşa kalıyor. Bu sürede çok kitap okudum çok düşündüm. Şimdi de Kuran okumaya başladım” dediği iddiası da bunlardan biriydi.
“Gizli Müslüman” İddiası
Ünlü kişilerin İslâmiyeti din olarak seçtiği iddiasına yeni bir boyut kazandıran bir iddia da “gizli Müslümanlık” oldu. Bu isimlerin din değiştirdiği iddiasından farklı bir biçimde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’in -herhangi bir beyan yahut zahir delil bulunmaması argümanına karşılık olarak- “gizli” Müslüman olduğu iddiasının dile getirildiğine şahit oluyoruz. Vladimir Putin’in “gizli Müslüman” olduğu iddiasını daha ele almıştık.
Kriz Anları Sahte “Hidayet Hikâyeleri” İçin Elverişli Dönem
Koronavirüs salgını ile mücadele edilen dönem de bu tür iddiaların yaygın şekilde paylaşıldığı bir süreç oldu. Küresel sorun haline gelen koronavirüs salgını nedeniyle oluşan vakaların ve yaşamını yitiren kişilerin sayısının giderek arttığı bu dönemde, bazı kitlelerde Müslüman olmayan kişilerin İslam’a yönelmesine dair bir beklenti mevcuttu. Bu beklentinin yansımalarını sosyal medyada kendine yer bulan birçok iddiada gördük.
İslâm dinine yönelimin yoğunlaştığı iddiasıyla birçok görselin bağlamından kopartılarak sosyal medyada paylaşıldığına şahit olduk. Salgınının yol açtığı çaresizlik hissiyatı nedeniyle kitlelerin akın akın İslamiyete yöneldiği iddiasıyla aktarılan birçok iddianın gerçeği yansıtmadığını daha önce aktarmıştık. Koronavirüsün Müslümanlara zarar vermediğini gören 20 milyon Çinlinin Müslüman olduğu, salgın nedeniyle İsviçre’de bir kilisede ezan okunduğu, İtalya’da halkın koronavirüs salgını nedeniyle tekbir getirmeye başladığı, namaz kılan Müslümanların taklit edildiği, İtalya’da halkın Müslümanlarla birlikte secde ettiği, koronavirüsten kurtulmak için Kuran okutulduğu, dünyanın tüm dinlerine mensup sanatçı ve müzisyenlerin Allah’ın 99 ismini zikrettiği, ABD Başkanı Donald Trump’ın koronavirüs salgını için okunan Kuran’ı dinlediği gibi iddiaları örnek olarak sıralayabiliriz.
Yeni Zelanda’daki Christchurch adlı şehirde 15 Mart 2019 Cuma günü gerçekleşen saldırıda 49 kişi hayatını kaybetmişti. Bu saldırının ardından ortada hiçbir delil yokken Yeni Zelanda’daki 400 kişinin Müslüman olduğu iddiası sosyal medyada dolaşıma sokulmuştu.
Yeni Zelanda’daki Saldırının Ardından 400 Kişinin Müslüman Olduğu İddiası
Görülebileceği üzere halkımız şahısların yerine kitlelerin de -özellikle kriz anlarında- İslamiyeti din olarak seçtiğine yönelik herhangi bir kaynağa dayanmayan asılsız iddialara kanabiliyor.
Sosyal Medyada İlgi Çekmenin Yolu: Sahte İhtidâ
Sosyal medyada takipçi kazanmak için izlenen yeni trend hidayete erdiğini açıklayıp ilgi çekmek.
Bunun için izlenen yol şu şekilde özetlenebilir:
- İnternetten rastgele bir kadın fotoğrafı bulunur
- İslâm dinini seçtiğine yönelik paylaşımlar yapılır
Müslüman olduğu iddiasıyla sosyal medya kullanıcılarının ilgisini cezbeden sosyal medya profillerinin sonradan hesabını sattığı ya da taklidini sürdürdüğü örnekleri görmüştük.
Örneğin, “Accepted Islam. I am now a Muslim.” tweetiyle İslâm dinini seçtiğini duyuran Kaycee Jeff adlı “KayceeJeff” uzantılı Twitter kullanıcısı sosyal medyada büyük ilgi toplamıştı. Ancak, bahse konu hesap, Flickr’dan alınıp oluşturulan sahte bir profildi (Söz konusu fotoğrafın internette izi aratıldığında daha önce “Sweet Russian Girl” notu altında paylaşıldığı görülebiliyor).
Müslüman olduğu algısıyla yıllarca binlerce sosyal medya kullanıcısını aldatan bir diğer örnek de Anita Kaver adlı profildi.
Kendini sonradan Müslüman olmuş bir İspanyol olarak tanıtan, Twitter’da binlerce takipçili Anita Kaver adlı profilin “sahte” olduğu ortaya çıkmıştı. Bu sahte profil, yıllarca takındığı kisveyi özellikle muhafazakar camiadan takipçilerine hissettirmeden sürdürebilmişti. Anita Kaver’in gerçek bir kişi olmadığı ise farklı fotoğraf eksikliğinden şüphelenilmesinin ardından ortaya çıkmıştı.
Serbestiyet bu sahte profilin sosyal medyadaki etkisini şöyle özetlemişti:
“Anita Kaver İspanya’da yaşayan, modern, hoş görünümlü bir genç kadındı. Babası Türk, annesi İspanyoldu. Sevimli hidayete erme macerasıyla, 10 yıl boyunca Twitter hesabından birçok kullanıcıyla iletişime geçti, aralarında ünlü gazeteci ve siyasilerin de olduğu birçok gerçek hesap sahibi tarafından takip edilip paylaşıldı. Tivitleri yüzlerce kez ritivitlendi ve yorumlandı.”
Bu vesileyle, sahte hesaplara karşı dikkat uyarısında bulunduğumuz ve bu tip hesapların tespit yöntemlerine değindiğimiz yazımızı da hatırlatmış olalım…