Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen 9. Köy adlı internet sitesinde yayımlanacak bir haber için, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde karşılaşılan yanlış bilgi dalgası, seçim döneminde oluşan yankı fanusları ve geri tepme etkisi ile azınlıklara etkisi gibi konularda tarafımıza yöneltilen sorulara verdiğimiz yanıtlar şöyle:

 

  • Özellikle seçim döneminde belli türde yalan haberlerin daha da arttığını gözlemlediniz mi? Evet ise bunlar ne tür haberler oldu?

 

Yanlış bilgi sorunu gün geçtikte daha önemli bir sorun alıyor. Koronavirüs salgını sürecini yaşayınca dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon konusunda daha kötüsüne rastlayamayacağımızı düşünürken, 6 Şubat 2023 depremleri ve Mayıs 2023 seçim süreci ile karşılaştık. Düşük medya okuryazarlık ve eğitim seviyesi, basının kalite ve güven sorunu gibi kronik problemlerin yanı sıra kutuplaşma, siyasî baskı, kamu gücüyle gündemin filtrasyonu, ifade özgürlüğünün ve çok sesliliğin engellenmesi gibi faktörler seçim sürecinde yanlış bilgi sorununu daha da körükledi. Geçmiş seçim süreçlerine benzer şekilde bu sefer de güncel olduğu iddiasıyla eski tarihli görüntülerin paylaşıldığına, istatistiklerin çarpıtıldığına, sahte seçim broşürlerinin dağıtıldığına şahit olduk. Ancak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sürecindeki dijital manipülasyonların seviye ve sayı örneğini daha önce gözlemlememiştik. Mayıs 2023 seçim sürecinde özellikle alt yazı değiştirme veya farklı seslendirme ekleme gibi basit manipülasyonlar kullanarak izleyiciyi etkilemek amacıyla oluşturulan videoların dolaşıma sokulduğu görüldü. Bu tür videoların bilhassa Cumhur İttifakı destekçisi vatandaşları etkilemek üzere hazırlandığı anlaşılıyor. Görsel manipülasyonlarının seçim kampanyalarında bizzat siyasetçiler ya da destekçileri tarafından yoğun şekilde kullanıldığı bir dönem yaşadık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerinde Cumhurbaşkanı adayı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dijital ortamda düzenlenen videosunu mitinglerinde defalarca kullanması ve katıldığı canlı yayınlarda bu görüntüye atıf yapması bunun başlıca örneği oldu. Cumhurbaşkanı adayı Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve ailesi aleyhinde (adaylıktan çekilmesi için baskı yapan kitle tarafından) önemli sayıda çarpıtılmış içerik servis edildi. Birçok siyasetçinin konuşması makaslanarak halkı etkilemek üzere kullanıldı.

 

  • Seçim döneminde en çok hangi gruplar hakkında haber teyit ettiniz? En çok hangi azınlık hedefteydi sizce?

 

Siyaset, bir doğrulama / yanlışlama girişimi için her daim yanlışlanacak içeriğin bol olduğu bir alan. Ancak, Mayıs 2023 seçim süreci yanlış bilgi sorununun geçmişe nazaran daha yoğun yaşandığı bir dönem oldu. Malumatfurus.org olarak, özellikle 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından seçime doğru süreçte siyaset temalı içeriklere ağırlık verildi.İnternet sitemizde 1 Aralık 2022 – 30 Mayıs 2023 tarihleri arasında siyaset temalı 130 yazı yayımlandı, Twitter başta olmak üzere sosyal medya hesaplarımızda bu sayıya ilaveten birçok yanlışlama paylaşıldı. Siyaset yelpazesinin her kanadı tarafından kendi görüşünü desteklemek adına dezenformatif içeriklerin paylaşıldığı görüldü. Yanlış olduğu aktarılan içeriklerin belirli bir siyasî görüş ya da oluşum kaynaklı olduğu söylenemez. 14 ve 28 Mayıs 2023 günlerinde basında ve sosyal medya platformlarında yayılan yanlış iddiaların büyük çoğunluğu muhalif kanattan geldi. Spesifik bir gruba yönelik içerikler göz önünde bulundurulduğunda, göçmen karşıtlığı üzerinden halkın siyasî tercihlerini etkilemek motivasyonuyla Suriyeli ve Afgan sığınmacılar odaklı dezenformatif içeriklerin yoğun şekilde paylaşıldığı söylenebilir.

 

  • Özellikle seçim sürecinde bireylerin daha çok kendi yankı fanusu içine sıkıştığı ve farklı görüşteki kişileri göz ardı ettiğini düşünüyor musunuz? Daha genel soracak olursam sizce seneler geçtikçe bireylerin “yankı fanusu” oluşturma eğilimi daha da artıyor mu?

 

Türkiye’de vatandaşlar da gazeteciler de yankı odaları içinde. Sosyal ağlarda ciddi bir kutuplaşma mevcut. Herkes kendi mahallesinin duvarlarını tahakküm peşinde. Birbirine taş atmakla meşgul “seçmenler” ve “medya mahalleleri” karşı tarafı itibarsızlaştırmak adına hakikatin yanı sıra sıklıkla tahrif edilmiş içeriklere, kurgu iddialara, manipüle edilmiş görüntülere başvuruyor. Gelir modellerini iktidarın ve siyasî partilerin desteğinden ayrıştıramayan basın kuruluşları, muhalif olsun iktidar destekçisi olsun basın organları farklı seslere yer vermiyor. “Yandaş” sıfatı iktidarı destekleyen gazeteciler üzerine yapıştırılsa da, aslında muhalif gazetecilerin de önemli bir kısmı bir partinin yandaşı hâline gelmiş. Vatandaşlar ve gazeteciler, desteklediği görüşün ya da siyasetçinin yaydığı yanlış bilgiye karşı gereken tepkiyi vermiyor. Kendi görüşünü destekliyorsa ya da avantajınaysa insanlar yanlış da olsa bir söyleme karşı 3 maymunu oynuyor. Doğrusu aktarılan yanlış iddialara ise gözünü ve kulaklarını kapatıyor. İdeolojik kamplar arasındaki etkileşim az. Farklı görüşteki grupların kendi içindeki etkileşim sıklığı daha yoğun. Böylesi bir ortamda, süregelen ikiyüzlü ve etik dışı tutum ile yankı fanusları daha da güçlenecektir.

Belirtmekte fayda olan ilginç bir nokta da seçimlerin sona ermesinin ardından haberden kaçınma eğiliminin güçlendiği gözlemlenmekle birlikte, internet sitesi ziyaret sayısı ve sosyal medya hesaplarının etkileşim oranlarının kayda değer ölçüde düşmesi.

 

  • Fact-checking/teyit etmek, bireyleri oluşturdukları yankı fanuslarından çıkarabilir mi sizce? Veya haber/yazı teyit etmenin böyle bir amacı da var mı?

 

Doğrulama içerikleri, yankı fanuslarının etkisini azaltıp yanlış bilgi ile mücadelede farklı seslerin duyulmasına katkı sunabilir. Ancak doğrulamanın ve bu yönde içerik üreten girişimlerin etkisi sınırlı. Haberi doğru sunmak, yanlış haber için tekzip geçmek, halka doğru bilgiyi sunmak esasında basın organlarının görevi.

2016 yılı sonrasında basın organlarının bu alana daha yoğun ilgi gösterdiği, bazı haber ajanslarının kendi doğrulama birimlerini oluşturduğu biliniyor. Türkiye’de de doğrulama girişimlerinin sayısı son dönemde artış yaşadı. Lâkin, son dönemde hayata geçen girişimlerin siyasetin etkisinde tarafgir biçimde hareket ettiğine şahit oluyoruz. Siyasî partilerin kendisiyle ilişkili yanlış iddiaları paylaşan (CHP Teyit gibi) sosyal medya profillerinin oluşturulduğu görülüyor. Anadolu Ajansı Teyit Hattı ve İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi gibi girişimlerin de AK Parti ve hükümet dışında diğer siyasî partiler aleyhindeki yanlış iddiaları ele almadığı biliniyor. Ayrıca bağımsız olduğunu ileri süren yeni (“sarı” (!)) doğrulama girişimlerinin faaliyete geçtiği görülüyor. Sadece hakikate taraf olan, objektif şekilde her kesimden gelen yanlış iddiaların doğrusunu aktaran, “nalına da mıhına da” vurmaktan imtina eden girişimlere ihtiyaç var. Bir tarafın doğrulayıcısı olanların yaptığı şey “propaganda” ve “amigoluk”. Siyaset, dokunduğu her yeri kirlettiği gibi doğrulama faaliyetini de kirletiyor.

 

  • Malumatfuruş’u da belli görüşten kişilerin takip ettiğini düşünüyor musunuz? Sizce teyitleriniz her kesimden / görüşten insana ulaşabiliyor mu?

 

Malumatfuruş’u her görüşten vatandaşların takip ettiği kanaatindeyim. Takipçi kitlenin belirli bir siyasî görüşe taraf olduğunu düşünmüyorum.

Malumatfurus.org’un internet sitesi trafiği ağırlıklı olarak arama motorları üzerinden geliyor. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da günlük bazda asgari 2 içerik paylaşılıyor. İçerikler her kesimin ilgi ve bilgisine sunulan kamuya açık kaynak mahiyetinde.

 

  • Tartışılan bir konu da “geri tepme etkisi”. Doğrulanan bir içerik aslında o yalana inanan bir kişiyi inancına daha bağlı hale getirebilir. Sizin bu konuda gözlemlediğiniz, teyitleseniz dahi inanmadığını dile getiren okuyucu ile karşılaşıyor musunuz?

 

2015 yılında kurulan girişim, metodolojisi ışığında tarafsız şekilde yaygın şekilde paylaşılan yanlış iddiaların doğrusunu kısıtlı kaynakları çerçevesinde aktarıyor. Elden geldiğince metodoloji çerçevesinde kapsayıcı ve tarafsız şekilde içerik hazırlanmaya çalışıyor. İnternet sitesinde de, kriterlere uygun şekilde hazırlanan yanlış iddiaların doğrusunu aktaran içeriklerin yayımlanacağı taahhüdü sunulmuş vaziyette. Her ne kadar tarafsız davranılsa da hazırlanan içerikler muhatabında arzu edilen etkiyi oluşturmayabiliyor. Günümüze değin sayısız defa geri tepme etkisi örnekleri ile karşılaşıldı. İnsanlar desteklediği siyasetçinin ya da partinin, inandığı ideolojinin, beğendiği kişinin, kendi hayat görüşünün dezavantajına gördüğü çürütmeye sıklıkla tepki gösteriyor. Özellikle seçim süreçlerinde insanların ellerindeki etiketleri hoyratça sağa sola yapıştırırken doğrulama içeriklerini üretenleri de sıklıkla (yandaş, AKPli, CHPli, HDPli, kripto gibi sıfatlarla) yaftaladığı görülüyor. Malumatfuruş’u tanıyan, amacını bilen, ne yapmaya çalıştığının farkında olanlardan bu yönde tepki gelmiyor. Ancak, siyasî olarak fazlaca güdülenmiş, seçimi demokratik bir süreç değil savaş olarak gören kişilerin parti fark etmeksizin yanlışlama içeriklerine tepki gösterdiği, hakikate gözünü kapadığı ya da (‘peki neden X partisinin / siyasetçisinin Y söylemine bakmıyorsunuz’ gibi söylemlerle) “peki şuna ne diyorsun”a (“peki şunun hakkındacılık” / “whataboutism”) yöneldiğine şahit oluyoruz. Ya da içeriğe bir itirazda bulunamasa da kişiliğe ya da markaya saldırıya geçilip adhominemle karalama yapılmaya çalışılıyor. Takip edenlerin karşı mahallesinin yanlışı ortaya konulduğunda daha sık ve yoğun etkileşime geçtiği görülüyor. Ancak desteklediği kişi, görüş, parti inceleme konusu olduğunda aynı tutum gözlemlenemiyor. Sıklıkla “söyle be yalan da olsa hoşuma gidiyor” repliğinin örnekleriyle karşılaşıyoruz adeta.

 

  • Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

 

Teşekkürler…

 

 

* Söz konusu söyleşi, “Dezenformasyondan nefret söylemine: Yankı fanusları” başlığıyla 18 Eylül 2023 günü yayımlandı.

 

Yorumunuzu yazınız...