GSYH Deflatörü Nedir? Doğru Belirlenmesi Neden Önemlidir?

 

Deflatör, İngilizce “şişirmek” anlamındaki “inflate” kelimesinden türetilen “enflasyon” kelimesinin tersine, “indirmek” anlamındaki “deflate” sözcüğünden türetilen bir sözcük ((Enflasyonun tersi durumu, yani, fiyatlar genel seviyesinde yaşanan sürekli düşüş anlamına gelen “deflasyon” kavramı da aynı köke sahip).

Deflatör terimi “parasal terimlerle (nominal) ifade edilmiş olan bir iktisadi büyüklüğün (örneğin ücretler, hammadde fiyatları, maliyetler vb.) değerinin gerçek değere (reel) çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksi” olarak tanımlanmaktadır.

Deflatör ile para cinsinden ifade edilen bir verinin nominal değeri yerine yine paranın satın alma gücü esas alınır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay duyurulan tüketici fiyat endeksi (TÜFE) enflasyonu ve üretici fiyat endeksi (ÜFE) enflasyonuna ilaveten fiyat değişmelerini gösteren bir başka endeks de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) deflatörüdür (Enflasyon, TÜFE, ÜFE, enflasyon sepeti gibi kavramlar hakkında ilave bilgi için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz).

Deflatör, cari fiyatlarla ölçülen millî gelir verisinin barındırdığı enflasyondan arındırmak için kullanılır (Ekonomik büyüme, reel GSYH ve nominal GSYH gibi kavramlar hakkında açıklama için ilgili yazımızı inceleyebilirsiniz).

Reel millî gelir hesaplamasında kullanılan deflatör, bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin fiyatlarını içeren en geniş anlamdaki enflasyon oranını yansıtan karma bir veridir.

Deflatör, üç ayda bir yayınlanan cari ve sabit fiyatlı GSYH verileri üzerinden “GSYH deflatörü = nominal GSYH / reel GSYH x 100” (“Reel milli gelir = (Nominal milli gelir / milli gelir deflatörü) x 100”) formülü ile hesaplanır.

Deflatörün hatalı şekilde düşük belirlenmesi, ya büyümenin açıklanandan daha düşük olduğunu ya da TÜFE-ÜFE artışının daha yüksek olduğunu işaret eder.

Ülke sınırları içinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin fiyatlarını içeren GSYH deflatörü, TÜFE ve ÜFE manşet verisiyle değil, yıllık ortalamalarıyla kıyaslanır.

 

Millî gelir hesabında kullanılan fiyatlardaki artış seviyesi olan GSYH deflatörü ile TÜFE verisi arasında bazı temel farklar mevcut.

  • TÜFE belirli bir mal ve hizmet sepeti üzerinden hesaplanırken, GSYH deflatörü ekonomide üretilen tüm mal ve hizmetlerin fiyatları üzerinden ölçülür.
  • TÜFE, hanehalkının tüketim sepetini en geniş anlamda kapsar. TÜFE sadece tüketiciler tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin fiyatlarını yansıtırken, GSYH deflatörü, devlet ve firmalar tarafından satın alınanları da yansıtır.
  • TÜFE enflasyonu bir yıla sabitlenen bir endeks üzerinden hesaplanır. TÜFE (dönemler itibarıyla ihtiyaç duyulduğunda değiştirilse de genellikle) sabit bir sepet üzerinden hesaplanırken, deflatörün hesaplandığı GSYH’nin kompozisyonu yıllara göre değişkenlik gösterir.
  • TÜFE ithal edilen mal ve hizmetleri de kapsarken GSYH deflatörü (GSYH’nin tanımı gereği) sadece yurt içinde üretilen mal ve hizmetleri içerir.
  • TÜFE aylık bazda açıklanırken GSYH deflatörü açıklanmasa da 3’er aylık bazda duyurulan veriler üzerinden hesaplanır.
  • TÜFE’nin aksine geç açıklanan deflatör, millî gelir hesabındaki değişiklikler nedeniyle revizyona tabi tutulabilir.

 

GSYH deflatörü ile tüketici / üretici enflasyon verilerinin normalde uzun vadede paralel seyretmesi beklenir.

Ancak, son dönemde GSYH deflatörü ile TÜFE-ÜFE enflasyonu ortalaması arasındaki farkın giderek açıldığı görülüyor. Bu durum da bazı endişeleri beraberinde getiriyor.

TÜİK tarafından 2022 yılı TÜFE enflasyonu %64,3, ÜFE enflasyonu %97,7 olarak açıklandı. Yıllık TÜFE enflasyonu ortalaması % 72,3, ÜFE enflasyonu ortalaması %128,5 seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılı sonu itibarıyla TÜFE ve ÜFE ortalaması (TÜFE+ÜFE)/2) %81,0 iken, bu iki verinin yıl boyu ortalaması %100,4’e ulaştı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2022 yılı GSYH verileri incelendiğinde ise normal GSYH’deki yıllık artışın %107,0, reel GSYH’deki yıllık artışın %5,6 olduğu duyuruldu. Açıklanan reel ve nominal millî gelir verileri üzerinden GSYH deflatörünün %96 olduğu hesaplandı.

GSYH deflatörü ile TÜFE-ÜFE ortalaması arasındaki farkın 150 baz puana kadar yükseldiği görülüyor.

 

tufe-ufe-ortalamasi-gdp-deflatoru-2022
Grafik: e507

 

deflator-fiyat-endeksleri-ortalamasi
Grafik: Haluk Bürümcekçi

 

Uzmanlar, deflatörün gerçek fiyatlar genel düzeyini yansıtmadığı yönündeki kuşkularını dile getiriyor (TÜİK tarafından açıklanan enflasyonun “gerçek” seviyeden düşük açıklandığı “iddiası” da göz önünde bulundurulduğunda durum daha da vahim bir hâl alıyor).

Haluk Bürümcekçi de geçtiğimiz yıl deflatörün doğru belirlenmesinin millî gelir hesabı açısından önemine değindiği 3 Mart 2022 günü Gazete Oksijen’de yayımlanan “Kapsayıcı olmayan dengesiz bir büyümeden kim mutlu olabilir?” başlıklı yazısında TÜFE-ÜFE ortalaması ile deflatör seviyesi makasının açılmasına şöyle dikkat çekmişti:

“Milli gelir hesaplamasında mal ve hizmetlerin güncel fiyatları kullanılarak toplam bir değer elde edilir. Ancak bizim gibi ülkelerde cari fiyatlarla hesaplanan milli gelir yıllık bazda belirgin artış gösterirken, istatistik kurumları “deflatör” adı verilen TÜFE ve ÜFE endekslerinden daha geniş bir fiyat endeksi kullanarak güncel fiyatlarla hesaplanan milli gelir büyüklüğünün iskonto edilmesi yolu ile reel milli gelir büyümesini belirlemeye çalışırlar. Cari fiyatlarla hesaplanan milli geliri sabit fiyatlarla yani reel olarak hesaplamak için TÜİK’in kullandığı fiyat endeksinin seyrine bakınca; ilk çeyrekte %67.2 düzeyinde bir fiyat artışı kullanıldığını, bunun ise ilk çeyrek TÜFE endeksi ortalaması yıllık değişiminin yüzde 54.8 üzerinde, aynı dönem ÜFE’deki yıllık değişiminin yüzde 104.7 altında belirlendiği görülmektedir.

 

Elbette bu endeksler arasında tanımsal farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin GSYH deflatörü yurt içinde üretilen tüm mal ve hizmetleri kapsarken, TÜFE fiyat endeksi ithal mal ve hizmetleri de kapsamaktadır. Ancak deflatörün doğru belirlenmesi de milli gelir reel büyümesinin sağlıklı hesaplanması açısından kritik önemdedir. Deflatör düşük belirlenirse, milli gelir reel büyümesi gerçekte olandan yüksek çıkacaktır. Dolayısıyla, kaba bir yaklaşımla TÜFE-ÜFE ortalamasının uzun dönemde deflatör oranından nasıl saptığına bakmak faydalı olacaktır. Farkın uzun dönem ortalamasında 1 puanın altında kaldığı, her iki yönde gerçekleşebildiği hesaplanmaktadır. Ancak son veride, yani ilk çeyrekte TÜFE-ÜFE ortalaması yüzde 79.7 ile deflatörün 12.5 puan altında kalmıştır ki, bu 2018 son çeyrekte görülen rekor farktan sonra en yüksek farka işaret etmektedir. Deflatör ile fiyat endeksleri ortalaması arasındaki fark uzun dönem ortalaması gibi olsaydı, milli gelir reel büyümesi de sıfıra yakın çıkabilirdi.”

 

Orhan Karaca da kişisel internet sitesinde yayımladığı “Enflasyonun iki ölçüsü: TÜFE ve GSYH deflatörü” başlıklı 7 Eylül 2022 tarihli yazıda deflatörün düşük belirlenmesi ihtimaline şöyle dikkat çekmiş:

“TÜFE bir Laspeyres endeksi GSYH deflatörü ise Paasche endeksidir. Bu bilgiler ışığında, enflasyonun hızla yükseldiği dönemlerde tüketicilerin pahalı malları ucuz mallarla ikame etmesi nedeniyle TÜFE’nin hayat pahalılığını olduğundan daha yüksek, GSYH deflatörünün ise olduğundan daha düşük yansıtmasını beklememiz gerekir. Yani TÜFE’deki artış GSYH deflatöründeki artışın üzerine çıkmalıdır. Nitekim Mankiw’in Makroekonomi kitabının İngilizce orijinalinden aldığımız aşağıdaki grafiğin gösterdiği gibi ABD’de enflasyonun hızla yükseldiği 1970’li yıllarda böyle olmuştur. Daha aşağıdaki grafiğin baş tarafında Türkiye’de de durumun 1999’da böyle olduğu görülüyor ama enflasyonun füze gibi yükseldiği son tarafında GSYH deflatörünün TÜFE’yi sollayıp geçtiğini görüyoruz. Mesela ikinci çeyrekte TÜFE %74,1’lik enflasyona işaret ederken GSYH deflatörü %99,5’lik enflasyona işaret ediyor. Oysa teorik olarak bunun tam tersi olmalıydı.

 

Bu durum bu ikisinden en azından birinin yanlış ölçülüyor olabileceğini düşündürüyor. Eğer TÜFE doğru ölçülüyorsa GSYH deflatörü ondan daha düşük bir enflasyona işaret etmeliydi. Fakat o zaman da zaten pek inanılır gibi görünmeyen ekonomik büyüme olağanüstü yüksek seviyelere çıkardı. Yok eğer GSYH deflatörü doğru ölçülüyorsa o zaman TÜFE ondan daha yüksek bir enflasyona işaret etmeliydi. Elbette bunların ikisinin de yanlış ölçülüyor olması olasılığı da var. Bu olasılıklardan hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz ama hem enflasyon hem de buna bağlı olarak ekonomik büyüme hesaplarında bir sorun var gibi görünüyor.”

 

TCMB eski başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Ali Hakan Kara da giyim-ayakkabı odaklı TÜFE ve deflatör makasının açılmasına değinmiş:

Enflasyon verisinin sorgulanmasına dair çok paylaşım yaptım fakat gözlerimi bu kadar yuvalarından fırlatanı olmamıştı. İkisi de TÜİK verisi. İkisi de giyimde yıllık fiyat enflasyonuna dair göstergeler Turuncu giyim-TÜFE, mavi giyim-perakende (zımni fiyat deflatörü) enflasyonu👇

 

giyim-fiyat-deflatoru

 

Kapak görseli: Freepik

Yorumunuzu yazınız...