Dostoyevski’ye izafe edilen “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” sözü, Gogol’un “Palto” adlı öyküsüne atıf içeriyor

 

Ünlü Rus yazar Fyodor Dostoyevski’nin Rus edebiyatının gelişimine dair Rus gerçekçilerini kast ederek “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” sözünü kullandığı rivayet edilmektedir (Sözün kaynağı tespit edilemedi ve Dostoyevski’nin gerçekten bu sözü kullanıp kullanmadığı teyit edilemedi.).

Dostoyevski’ye izafe edilen bu sözde Nikolay Vasilyeviç Gogol’un (1908 – 1852) “Palto” adlı kısa öyküsüne atıf yapmaktadır.

Rus edebiyatına sıradan insanların gerçekçi bir şekilde giriş yaptığı ilk eser olarak değerlendirilen Palto’da arkadaşları tarafından sıklıkla alay edilen Saint Petersburglu bir memur olan Akakiy Akakiyeviç’in kendisine statü kazandıracağı motivasyonuyla bir paltoya sahip olma arzusu hikâye edilmektedir.

Kadir Can Dilber, “Gogol’ün ‘Palto’sundan ‘Beyaz Mantolu Adam’ı Çıkarabilmek -Nesne’nin Özne Simülakra’sı” başlıklı makalesinde bu sözün manasını ve Gogol’un Palto’sunu şöyle yorumlamış (Folklor/Edebiyat. Cilt: 24. Sayı:95. 2018/3):

“Yarattığı karakterler ile simülatif dünyada özneye çıkış yolu sağlayan Dostoyevski üretim-tüketim çelişkisinde “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık” diyerek bizi başka bir yazarın dünyasına kanalize eder. Her yazarın idealar evreni karakterlerin simülakrası ile gerçeğe yaklaşır ya da uzaklaşır. Bir hikâyenin nesnel bir evrenden çıkıp öznenin simülakrasını ele geçirmesi ve çıkıp geldiği hiçliğe yeniden karışması “Palto” isimli hikâyede tam olarak gerçekleşir. Kozmos ile eş değer görülen “Palto” bir nesne olmaktan çıkar ve öznenin kendisi olur. Palto, istencini ve devingenliğini kesmeden sürdürür ve Kozmosun yerine geçer. Burada Gogol’ün dehası ve simülasyon dünyasına girme çabası göze çarpar. “Burun” hikâyesi ile ilk girişimi yapan Gogol, o dünyanın camdan yapısını “Palto” ile kırar. Özne her ne kadar simülakra söz geçirmeye ve gerçeğe yaklaşmaya çalışsa da nesne üzerinden bu yapıyı aşmak her zaman daha kolaydır. Çünkü simülasyon evreni nesne ile özneyi ele geçirmeyi dener ve ona sürekli oyunlar oynar ki bazen ölü taklidi bile yapabilir. Eğer nesne kontrol altına alınır ve varoluşsal bir çerçeveden bu üretim yapılırsa evren aşkın olabilir. Palto” artık bir nesne olmaktan çıkıp özneye hatta oradan Kozmosa kadar uzanır. Kozmos’un Palto’sunda ‘nesnenin işlevini yitirmesi ya da sonlu bir hale gelmesi onu harekete geçiren veya ona önem yükleyen öznenin işlevsizleşmesi problematiğidir.’ ifadesi varoluş kaygısından doğar. Her şey bir yerde, bir anlamda varolma yükümlülüğü ile dile gelir. Bütün bu döngü içinde her şeyin vardığı ana nokta varoluş problematiği olarak karşımıza çıkar.”

Alegorik olarak düşünülerek, mezkûr sözde Gogol’un “Palto” adlı eseri yerine bir kıyafet olan “palto”ya atıf yapıldığı kanısına kapılanlara da rastlanabiliyor. “Gogol’un paltosundan çıktık” sözünün gerçekten bir “palto” analojisiyle aktaranlar da mevcut.

Örneğin Mehmet Yakup Yılmaz, Milliyet’teki “Her kadın unutulmazdır” başlıklı 8 Eylül 2002 tarihli yazısında Gogol’un Palto adlı öyküsü yerine Gogol’un paltosunun cebine atıf yapmış:

“Dostoyevski “Hepimiz Gogol Baba’nın paltosunun cebinden çıktık” demişti… Muhteşem Rus edebiyatının bütün büyüklerini kastederek… Ama bir adam var ki Gogol da onun cebinden çıkmıştı: Puşkin… Nikolay Vasilyeviç Gogol, Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in en çok değer verdiği öğrencilerinden birisiydi.”

Hürriyet’teki “Edebiyata meraklı gençler için bir rehber” başlıklı 18 Kasım 2006 tarihli yazısında ise sözün doğrusunu alıntılamış:

“Bu haberi okurken Dostoyevski’nin ünlü “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” sözünü hatırladım.”

Yusuf Ziya Cömert ve Yusuf Kaplan da, Gogol’un “Palto” adlı öyküsüne atıf içeren “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” sözünü Necip Fazıl Kısakürek’e uyarlarken “eser” yerine “kıyafet”e odaklanmış.

Yusuf Ziya Cömert, Fehmi Koru’nun Sezai Karakoç için kullandığını belirttiği cümleyi Necip Fazıl Kısakürek’e şöyle uyarlamış:

“Fehmi Koru, Sezai Karakoç belgeselinin galasından çıkarken, Sezai Bey için bir cümle kullanmıştı.

“Biz, hepimiz, Sezai Karakoç”un paltosunun altından çıktık.”

Bu söz doğrudur.

Ben, bu sözü, -kendi payıma- Necip Fazıl için de söylemek isterim.

Aynı cümleyi, siyasi alana taşıyabiliriz.

Bugün, ”bizim mahalle”de siyaset yapan hemen herkes, Necmettin Erbakan”ın şemsiyesinin altında bir miktar bulunmuştur.”

Allah garik-i rahmet eylesin.”

Yusuf Kaplan ise sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer vermiş:

“Yok oluş mevsiminde Türkiye’nin ruhunu üstad Necip Fazıl kurtardı! Hepimiz entelektüel olarak Necip Fazıl’ın paltosundan çıktık! * Selâm ona, rahmet ona!”

 

Yorumunuzu yazınız...