Ülkemizde (özellikle siyasetle iştigâl eden) farklı birçok isim hakkında Yahudi olduğu, Yahudi kökenli (dönme) olduğu ya da kripto Yahudi olduğu yönünde temelsiz ve asılsız iddialar antisemit bir yaklaşımla ortaya atılmıştı.

Kimileri önyargılı veya ayrımcı bir üslupla paylaşılan Yahudi düşmanlığı ve nefreti üzerine inşa edilen komplo teorilerine sorgulamadan iman ederken, kimileri de bu iddiaların gerçekliğini sorgulamıştı.

Nesi Altaras, Avlaremoz’daki “O Yahudi Mi? Bu Yahudi Mi?” başlıklı 21 Ağustos 2020 tarihli yazısında ortaya atılan iddialarla “… Yahudi mi?” sorgusuna şöyle değinmişti.

“Kim Türkiye’de gündem olsa mutlaka birileri Google’a soruyor: ‘Bu kişi Yahudi mi?’ Bu aramaların bir kısmı Google algoritmasının büyüsüyle Avlaremoz’un bir sayfasında son buluyor, biz de bunların bazılarını görmüş oluyoruz. Bu trendleri takip etmeye son birkaç ayda başladım ancak ne kadar sık gerçekleştiği Türkiye toplumunun ‘kripto-Yahudi’ merakını açıkça gösteriyor.”

 

1666’da Sabetay Sevi ile beraber İslam’a dönen ancak yüzyıllarca Yahudilik-İslam inançlarını birleştiren sinkretik bir grup olan dönmeler Türkiye’de sıklıkla ‘iç düşman’ olarak kullanılıyor. Bu yaftalamaya en çok İslamcı yayınlarda rastlanıyor. Dönmeler üzerinden olan komplolar genellikle gizli Yahudi olan bu kişilerin Türkiye’yi ekonomik, siyasal ve kültürel olarak kontrol ettiğini söylüyor. Bu komplo Batı’da da yaygın olan Yahudilerin dünyayı yönettiği antisemit komplosunun yerel bir versiyonu. Dönmelerin bu pozisyonunu Rıfat Bali konuyla ilgili kitabının başlığında çok basitçe özetliyor: Her Dönem İçin Bir Günah Keçisi (A Scapegoat for All Seasons).

 

Bu arama terimleri zaten bildiğimiz bir gerçeği ortaya koyuyor: Türkiye’de insanlar Yahudi olmanın kötü bir şey olduğunu düşünüyor. Sevdikleri ve saygı duydukları sanatçı ve politikacıların Yahudi olmadıklarından emin olmak istiyorlar.

 

“Kripto” ya da “dönme” gibi ithamlar elbette dezenformasyon ve manipülasyonun demirbaş hâlini aldığı günümüz bilgi ekosisteminde kendine yer buldu.

İtibarsızlaştırma amacıyla (kripto / dönme) Yahudi olduğu ima edilen isimlerle ilgili asılsız iddialardan bazı örnekler sunalım…

 

Profilo Holding’in kurucusu Musevi Türk iş insanı Jak Kamhi’nin (1925-2020) “Gördüklerim Yaşadıklarım” adlı kitabında Atatürk’ün aslında Yahudi olduğunu yönünde bir beyanda bulunduğu ve gazeteci yazar Taha Akyol’un Kamhi’nin söylemine ilişkin bir analiz gerçekleştirdiği yönündeki asılsız iddia sanal alemde paylaşılmıştı. Halbuki, ne iddia edildiği gibi Jak Kamhi’nin “Gördüklerim, Yaşadıklarım” adlı kitabında Atatürk ile ilgili bu yönde bir aktarım mevcut, ne de Taha Akyol’un Jak Kamhi’ye atfedilen sözlerle ilgili bir analizi bulunuyordu.

 

“Jak Kamhi’nin Atatürk İtirafları” Başlıklı Uydurma Metin

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ya da başka bir Diyanet İşleri Başkanının Yahudi olduğu yönünde absürt iddia da dolaşıma sokulmuştu. İslâmi ilim eğitimi almış, Medreselerde müderrislik yapmış, Ankara müftülüğü görevini üstlenmiş, Kuvayı Milliye’yi desteklemek için Ankara fetvasını sunmuş ilk Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi’nin Yahudi bir haham olduğu iddia edilmişti. Halbuki, Börekçi’nin Yahudi bir haham olduğuna yönelik hiçbir emare bulunmuyor. Sosyal medyada Mehmet Rıfat Börekçi’nin frak, papyon ve sarık giyerken görüldüğü öne sürülen fotoğraf aslında 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki’ye aittir. Fotoğrafta Akseki, Mustafa Kemal Atatürk’ün resmî bir davetine katılmak üzere hareket etmektedir.

 

İlk Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi’nin Yahudi Haham Olduğu İddiası

 

Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) seçilen ilk 18 kadın milletvekilinin 15’inin Yahudi 3’ünün Rum olduğu da iddia edilmişti. TBMM’ye giren ilk kadın milletvekillerinin Musevi ve Rum olduğuna yönelik herhangi bir delil bulunmamaktadır. Meclis’te yer alan azınlık ya da gayrimüslim milletvekilleri arasında ismi sıralanan ilk kadın vekillerin yer almadığı görülebilmektedir.

 

İlk Kadın Milletvekillerinin Rum ve Yahudi Olduğu İddiası

 

Nâzım Hikmet Ran’ın büyük dedesi Mustafa Celâleddin Paşa’nın ve Mehmed Ali Paşa’nın aslen Polonya Yahudisi olduğu, Osmanlı Devleti’ne sığınmasının ardından ismini ve dinini değiştirdiği iddia edilmişti. Müşir Mehmed Ali Paşa ve Mustafa Celâleddin Paşa, Müslüman olmadan önce sanılanın aksine Yahudi değil Protestan Hristiyandı. Nâzım Hikmet’in 2 dedesi de Osmanlı ordusunda Paşa olarak görev yaparken şehit olmuştu. Bu Paşaların Yahudi olduğunu aktaran bir kaynak bulunmamaktadır.

 

Nâzım Hikmet’in Dedesinin Yahudi Olduğu İddiası

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aslında Yahudi kökenli olduğu imasıyla “isimlere aldanıp Müslüman sanmayın” notuyla “Yossi İmamoğlu” yazılı mezar taşı görseli paylaşılmıştı. Halbuki bu görsel, “Muharrem Yeğin Eşi Linda Kaden Yeğin” yazılı mezar taşını içeren fotoğraf kullanılarak montajla oluşturulmuştu.

 

Ekrem İmamoğlu’na Yönelik Yapılan Montaj Görseller

 

Ali Babacan’ın DEVA Partisini kurma sürecinde itibarsızlaştırma çabasıyla gazeteci yazar Fehmi Koru’nun kardeşinin eşinin Ali Babacan’ın halası olduğu ve Yahudi mezarlığına defnedildiği iddiasının sosyal medyada dolaşıma girdiğine şahit olmuştuk. Ancak iddianın aksine, Fehmi Koru’nun eşi Nebahat Koru, Ali Babacan’ın halası değil, Fehmi Koru’nun kardeşi Naci Koru’nun eşi Canan Koru ve Hayrünnisa Gül kardeş çocukları değil, Ali Babacan’ın halası Bülbülderesi mezarlığına defnedilmiş değil; çünkü, Ali Babacan’ın (kastedilen halası Hatice Babacan) hâlâ hayatta ve İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir.

 

Ali Babacan’ın Halası Hakkındaki İddialar

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da aslında Yahudi kökenine sahip olduğu iddia edilen kişilerden olmuştu (Ergün Poyraz’ın Musa’nın Gül’ü, Musa’nın Çocukları, Musa’nın Mücahiti, Musa’nın AKP’si gibi kitaplarında bu iddiaya yer verilmişti). Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına tevdi edilen Yahudi Cesaret Ödülü nedeniyle eleştirilmiş ve bu ödül takdimi anına ait olduğu iddiasıyla cübbeli bir fotoğrafı da paylaşılmıştı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Yahudi Cesaret Ödülü Verildiği İddiası

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Yahudi Cesaret Ödülü Takdimine Ait Sanılan Fotoğraf

 

“Yahudi”lik atfı konusunda gayet bonkör olan bu zihniyet, bazen de farklı dinlere mensup kişileri Yahudi olarak sunabilmekte…

Örneğin, aslında “Protestan Hristiyan” olan Rockefeller ailesi hakkında sosyal medyada ve haber sitelerinde “Yahudi” oldukları yaygın şekilde dile getirilmişti.

Ülkemizde Yahudiliğin yaygın şekilde sermaye ile ilişkilendirilmesi ve Yahudi olan Rothschild ailesiyle karıştırılmaları nedeniyle Rockefeller ailesi hakkında bu yanlış algının oluşmuş olabileceği öne sürülebilir.

 

Protestan Hristiyan Rockefeller Ailesinin Yahudi Olduğu Algısı

 

Benzer şekilde, Hristiyan olduğunu belirten ünlü medya patronu Rupert Murdoch’ın Yahudi olduğu iddia edilmişti.

 

Rupert Murdoch’ın Yahudiliği ve Köşe Yazarlarımız

 

Yorumunuzu yazınız...