Hatalı Çeviri Örnekleri
Yurdum insanının Türkçe-İngilizce çeviriyle imtihanına ilişkin arşivdeki görsellerden bir derleme sunalım istedik.
Başta çağrıda bulunalım. Eğer yabancı diliniz iyi değilse; (i) yabancı dilinizi geliştirin (ii) (translate.google.com gibi) çevrim içi tercüme kaynaklarına tamamen güvenmeyin (iii) yaptıysanız şayet, tercümenizi bir bilene danışın (iv) profesyonel destek alın…
Aksi takdirde böyle görüntüler ortaya çıkabilir…
Menü Çevirilerinde Hatanın Bini Bir Para
Mütercim tercümanlık bölümlerine “menü çevirisi” adlı özel bir ders konulsa yeridir…
“adana dürüm – adana status”
“köfte durum – meatballs status”
“urfa acısız dürüm – painless urfa status”
“karışık iskender – Alexander confused”
“iskender döner – alexander returns”
“gözlemeler – observing”
“içli köfte – sentimental meatballs”
“sac kavurma – hair roasting”
“ali nazik – ali polite”
“ali nazik – ali gentle”
“mısırlı ekmek – egypt bread”
“bardak süt mısır – milk glass egypt”
“kazandibi – bottom of win”
“kaymak – slide”
“ekler – adds”
“dil peyniri – language cheese”
“analı kızlı güveç – girl anal stew”
“baklava gibi baklava – baklava like baklava”
“piliç çevirme – chicken translate”
Uyarı Levhaları Da Hatadan Müstesna Değil
“Mescitte uyumak yasaktır – mescitte is forbidden to sleep”
“iş makinası çıkabilir – business machine can get out”
“duvarların üstünde gezmek tehlikeli ve yasaktır – please do not walk on the walls”
“dubalar tehlikelidir – dubai is dangerous”
Sair Hatalı Çeviri Örnekleri
“hoşgeldin Nani – welcome to Nani”
“ucuz telefon görüşmesi – cheap telephone don’t talk”
“şaşkın bakkal – confused grocery”
“pazarlama müdürü – sundaying manager”
“nüfus cüzdanı fotokopisi – population wallet copy”
“kasımpaşalı – november paşalı”
“kendimizi yeniliyoruz – we defeated ourselves”
“gideceği şehir – the city in order to wantgo”
“çay ocağı – tea january”
“Cahit Sıtkı Tarancı’ya ait dolmakalem – Cahit Sıtkı Tarancı is pen”
“Ayşe Şimşek – Aisha lightning”
“Ordu Üniversitesi – Army University”
“Special Pen Manager – Özel Kalem Müdürü”

Nişantaşı Üniversitesi internet sitesinde “özel kalem müdürü” için İngilizce “special pen manager” çevirisi sunulmuştu
Hatalı “Caucasian – Kafkasyalı” çevirisine daha önce değinmiştik.
“Süt liman – milk port” skandal çevirisini de konu edinmiştik.
Montaj Çeviri Görselleri
Çeviri hataları görsel montaj konusu da olmuyor değil.
Daha önce aktardığımız üzere, görseldeki tabeladaki “hayvan pazarı – animal sunday” çevirisi, dijital müdahale eseri…
“İtiniz-your dog” çevirisine dair görsel de montajlanmış görünüyor.
Ellen DeGeneres’ın aktardığının aksine “elişi-handjob” çevirisine dair görselin de – “bobiler.org” notu, “educatoin” yazısı, hat uyumsuzluğu ve elişi eğitimi sempozyumlarına dair bilgi yokluğu nedenleriyle- montaj olduğu kanaatindeyiz (orijinaline erişemedik).
Atlanılan/eksik görselleri paylaşabilirsiniz…
Köşe Yazarlarından Hatalı Çeviri Örnekleri
Reha Muhtarla İngilizce-Türkçe Çeviri
Vatan Gazetesi’nde 6 Kasım 2015 günü yayınlanan “Söyledim ya berbat haldeyim…” başlıklı yazısında Reha Muhtar, Amy Winehouse’ın şarkı sözlerini (internet aleminde yer alan “şarkı sözleri çevirileri” başlıklı sitelerden yararlanarak) İngilizce ve Türkçe çevirileriyle (!) köşesine taşımış:
"Olmayacağını bildiğim halde (Like ı knew ı would) Söyledim ya berbat haldeyim diye (I told ya, ı was trouble)"
“like I knew I would” cümlesinin Türkçe karşılığı daha çok “yapacağımı bildiğim halde / tahmin ettiğim gibi” şeklindedir. “Olmayacağını bildiğim halde” çevirisi nasıl o cümleden çıkmış, anlaşılması güç.
"Söyledim ya berbat haldeyim diye (I told ya, ı was trouble)"
“i told you, i was trouble” da “sana bela olduğumu söylemiştim” olarak çevrilmeli…
"Biliyorsun iyi olmadığımı... (You know that ı’m no good)"
Şarkının adını oluşturan dizeyi de yanlış çevirmiş. Doğru çevirisi: “iyi değilim”den ziyade “işe yaramazlığı”nı vurgulamalı. Yani, “biliyorsun ben işe yaramam”…
"I didn’t get a lot in class -Sınıfta pek bir şey anlamadım"
“Sınıfta pek bir şey almadım” daha uygun çeviri. Bir şey anlamamaktan ziyade algı kanallarının kapalılığı nedeniyle kaynaktan sebeplenen bir sorunu yansıtıyor daha çok.
"But I know we don’t come in a shot glass -Ama biliyorum şut bardağında gelmiyoruz..."
“Shoot glass” Türkçe’ye şut bardağı olarak değil de daha çok “tek atma kadehi” olarak çevrilir. “Şat bardağı” tarzanca kullanımı bile “şut bardağı”ndan daha uygun görünüyor. Ayrıca, shot ile shoot arasındaki fark nedeniyle “şut” oluvermiş” çeviri.
Kapak Görseli: Freepik/upklyak
2 yorum
Zaten o kahverengi tabelaları yapanın kafası bir milyon. Hayvan pazarının logosu HP vay vay.
Ankara Universitesi: “population wallet copy”. Küçük esnafin hatalarini belki mazur gorebiliriz ama bir universite!