Yıl 2023. Ancak gezegenimizin düz olduğuna inanan kayda değer sayıda insan mevcut. “Düz Dünyacılar”ın sataşmalarının ardından sitemizde düz Dünya hipotezine değinen bu içeriği hazırlamaya karar verdik…

 

Düz Dünya hipotezine göre Dünya’nın bir disk şeklindedir, gökyüzü ise bir kubbe şeklindedir, Güneş ve Ay dahil olmak üzere gök cisimleri düz şekildeki gezegenimizi üzerinde hareket eder.

 

1897 yılında ABD’de yayımlanan gazetede Dünya’nın düz olduğunun duyurulduğu sanılan görsel

 

1897 Yılında New York Journal’da Yayımlanan Düz Dünya Haritasının Bağlamı

 

Gündönümünde gölge boyu ölçümüyle Dünya’nın çevresini hesaplayan, Dünya üzerindeki mesafeleri tahmin etmek için yıldızların ve takımyıldızların konumlarını kullanan, Ay tutulması sırasında Dünya’nın Ay üzerindeki yuvarlak gölgesini gözlemleyen insanoğlu Dünya’nın yuvarlak olduğunu 2000 yıldan fazla bir süredir biliyor (Bu noktada, Orta Çağ’da Dünya’nın şekline yönelik hakim görüşün “düz Dünya” olmadığı, Düz Dünya hipotezinin Orta Çağ’da Avrupa’da kilise ve halk arasında kısmen kısa süreli yaygın bir inanış olarak kaldığı hususunu da vurgulamakta fayda var).

Dünya’nın şekli hakkındaki bilgilerimiz, bilimsel gözlemler ve deneylerle yıllar içinde oluşturulan birikimin sonucu olarak gelişti. Zaman içerisinde gerçekleşen keşifler ve teknolojik ilerleme ile birlikte Dünya’nın düz olduğuna inanan insanların sayısı giderek azaldı.

Ancak, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, antik çağlardan beri varlığını sürdüren düz Dünya hipotezi yeniden gündeme geldi. Sosyal medya platformları düz Dünya hipotezinin yaygınlık kazanmasına yol açtı. Özellikle YouTube’un ortaya çıkışı Dünya’nın düz olduğuna inananların kendi görüşlerini yayabileceği bir platform sağladı.

Dünya’nın şekli ile ilgili aşikâr ve kabul edilmiş bilgiye karşı çıkan, Dünya’nın yuvarlak değil, düz ve düzlemsel olduğunu savunan düz Dünya hipotezinin günümüzde azımsanamayacak sayıda destekçisi var.

Örneğin, Aydınlık gazetesi yazarı Murat Soydan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Dünya’nın düzlüğü hakkında şüphelerini şu sözlerle dile getirmişti:

“Ön yargısız araştıran herkes dünyanın düz olduğunu net görüyor. Çünkü gerçek bilgi basit ve nettir.”

“Şu cevaplar ve saçmalamalar düz dünyanın kendi kanıtlarından daha ikna edici resmen…”

“Dünyanın düz ve sabit olduğu fikri marjinal bir komplo teorisi olma boyutlarını çoktan aştı. ABD2de 18-24 yaş arası gençlerin %10’u dünyanın kesinlikle düz olduğunu ve dönmediğini düşünüyor, %30’u ise emin değil.”

“Düz ve dönmeyen dünya gözümüzle gördüğümüz. Teori olan sesten daha hızlı dönen bir topun üzerinde yaşadığımız. İspat bekleyen de o.”

Düz dünya hipotezi, bilimsel olarak kabul edilen birçok kanıtla çelişmektedir. Bu kanıtların yanı sıra gezegenimizin düz olması temel fiziksel yasalarla da uyumluluk arz etmemektedir. Bilim, dünyanın yuvarlak olduğunu ve bu gerçeğin sayısız gözlem ve deneyle desteklendiğini göstermektedir. Bu nedenle, düz Dünya hipotezi bilimsel bir temele dayanmaktan uzak ve yaygın kabul gören yuvarlak dünya teorisinin yerini almamaktadır. Düz dünya hipotezi, bilimsel bir gerçeklikten ziyade bir inanç sistemi olarak kabul edilebilir (Düz Dünya hipotezi destekçisi kişilerin yoğunlukla diğer absürt komplo teorilerine de inandığı ve anti-bilimsel eğilim sergiledikleri biliniyor).

Çeşitli kanıtlarla çürütülen düz Dünya hipotezi, bilimsel olmayan ve mantıksız iddialara dayanmaktadır.

Dünya’nın düz olmadığını gösteren bazı temel kanıtlar şöyle listelenebilir:

  • Deniz Seviyesi: Deniz seviyesi Dünya’nın yüzeyine göre dairesel bir şekildedir. Bu, Dünya’nın yuvarlak bir şekilde eğrildiğinin bir kanıtıdır.
  • Uçak Seyahatleri: Uzun mesafeli uçuşlar sırasında uçaklar belirli bir rotada seyahat ederler ve bu rotalar eğriliği hesaba katarak belirlenir. Uçuş rotaları ve kat ettikleri mesafe düz Dünya haritası ile uyumlu değildir.
  • Uydu ve gemi yörüngeleri: Dünya’nın kutuplardan basık bir küre olduğuna dair ilk doğrudan kanıt 1519’da Macellan’ın keşif gezisinin Dünya’nın çevresini ilk kez dolaşmasıydı. Günümüzde kutupsal yörüngede dönen uydular, Kuzey Kutbu’ndan Güney Kutbu’na kadar dünyanın etrafında günde 14 kez dönmektedir. Uluslararası Uzay İstasyonu’nun Dünya’nın etrafında dönmesi yaklaşık 90 dakika sürer. Bir uydunun Dünya etrafındaki dönüş süresi yörünge yüksekliğine göre değişmektedir.
  • Uydu Görüntüleri: Uydu görüntüleri Dünya’nın yuvarlak olduğunu açıkça gösterir. Uzaydan çekilen bu görüntüler, dünyanın yüzeyini görüntülediğinde, Dünya’nın düz olmadığını gösterir. Uzaydan astronotlar tarafından çekilen fotoğraflar ve videolar da Dünya’nın bir küre olduğunu doğrulamaktadır.
  • Yerçekimi: Yerçekimi, dünya yüzeyinin yuvarlak olmasının bir sonucudur. Eğer dünya düz olsaydı, yerçekimi sabit bir hızda çalışmazdı ve farklı bölgelerde farklı etkilere neden olurdu.
  • Diğer Gezegenlerin Küresel Şekli: Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenlerin küresel şekilleri, Dünya’nın da küre yapıda olduğunu işaret etmektedir.
  • Gölge Uzunlukları: Güneş ışınlarının dünyanın farklı bölgelerine düşme açıları, düz Dünya hipotezini çürütür. Güneş ışınlarının dünyanın farklı bölgelerine düşme açıları, Dünya’nın yuvarlaklığını gösterir.
  • Ekinoks: Ekinoks dönemlerinde güneş ışınlarının dünyanın farklı noktalarına paralel olarak düşmesi, dünyanın yuvarlaklığını kanıtlar.
  • Dünya’nın Ay üzerindeki gölgesi: Ay tutulması sırasında gezegenimizin Ayı’n üzerindeki yuvarlak gölgesi görülebiliyor (Dünyanın bir küre olduğuna dair ilk yazılı kanıt, M.Ö. 430 civarında Empedokles ve Anaksagoras tarafından Ay tutulması sırasında Dünya’nın gölgesinin yuvarlak göründüğünü fark etmişlerdir). Ay tutulması sırasında Ay’ın Dünya gölgesine girmesi düz Dünya hipotezinin basit bir argümanla çürütülebileceğini göstermektedir.
  • Uydu ve GPS Sistemleri: Uydu tabanlı navigasyon sistemleri, Dünya’nın eğriliğini hesaba katarak çalışır. Eğer Dünya düz olsaydı, bu sistemler işe yaramazdı.
  • Jeodezik araştırmalar: Günümüzde bilim insanları, Dünya’nın şeklini, yerçekimini ve dönüşünü ölçme bilimi olan jeodeziyi kullanıyor. Jeodezi, Dünya’nın yuvarlak olduğunu gösteren doğru ölçümler sağlar. GPS ve diğer uydular sayesinde bilim insanları Dünya’nın büyüklüğünü ve şeklini bir santimetre hassasiyetinde ölçebiliyorlar.
  • Yıldızların / Takımyıldızların / Kuzey Yıldızı’nın değişen konumu: Farklı konumlarda farklı takımyıldızların ortaya çıkması ya da farklı açılarda gözlemlenmesi Dünya’nın düz olmadığının bir kanıtıdır (Örneğin, Kuzeyli gözlemcilere göre Kutup Yıldızı Güney enlemlerindeki gözlemcilere göre gökyüzünde daha yüksektedir).
  • Antarktika’ya yapılan ziyaretler: Antarktika, uydu görüntülerinde görüldüğü gibi düz bir Dünya’yı çevreleyen bir buz duvarı değil, küresel gezegendeki yedi kıtadan biridir. NASA , İngiltere’nin çevre araştırma kurumu Doğal Çevre Araştırma Konseyi (NERC) ve diğer bağımsız kaynaklardan alınan uydu görüntüleri, Antarktika’nın Dünya’yı tamamen çevrelemediğini göstermektedir. Antarktika’ya bilim insanlarının keşif çalışmaları ve askerî görevler kapsamında yapılan ziyaretler Dünya’nın bir buz duvarı ile çevreli olmadığını ortaya koymaktadır. Örneğin, Kraliyet Donanması internet ve İngiliz Antarktik Araştırması’na göre, Kraliyet Donanması, buz devriye gemisi HMS Protector ile yılın 330 günü, Birleşik Krallık’ın kıtanın bir kısmı üzerindeki bölgesel iddiası olan Britanya Antarktika Bölgesi’nde devriye gezmektedir. 1959 Antarktika Antlaşması ile Antarktika’nın ziyaret edilmesi yasaklanmış değil. Britanya Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi’ne göre Antarktika Antlaşması turistlerin, askeri personelin veya bilimsel araştırmacıların Antarktika’da bulunmasını engellemiyor; ancak, uygunluk izni alınması gerekiyorç
  • Uzay görevleri: Uzay araçlarının Dünya atmosferinden ayrılırken veya atmosfere tekrar girerken herhangi bir kubbeyle karşılaşmadığı biliniyor.

 

Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan yapılan canlı yayın ile Dünya’nın küresel şekli gözlemlenebilir:

 

 

Detaylı incelemeler için Metabunk.org forumunun “düz Dünya” ile ilgili sayfasına göz atabilirsiniz.

 

Kapak görseli: Claus Lunau/Science Photo Library

Yorumunuzu yazınız...