Suat, Deniz, İsmet, Ayhan, Uğur, Bilge, Aycan, Tansu, Işın, Şükran, Armağan, Derya, Nihal, Mutlu, Engin, Ömür, Doğa, Evren, Özen, Çağdaş, Ege, Derin, Özgün, Özgür, Fikret, Burçin, Saffet, Tuna, Özgü, Seyhan, Umut, Ümit, Çağlar, Anıl, Aşkın, Görkem, Toprak, Başak, Cihan ve daha nicesi…
Her iki cins tarafından kullanılan bu (unisex) isimler günlük yaşamımızda muhataba yönelik hitaplarda ilginç durumlarla karşılaşılmasına neden olabiliyor.
Bugünkü yazımız da bu konuyla ilgili. Her iki cins tarafından ortak kullanılan isme sahip olması ya da isimlerinin karşı cinsi çağrıştırması nedeniyle erkekken kadın, kadınken erkek zannedilen yazarlara değineceğiz.
Yazarların bazen ebeveynlerinin taktıkları, bazense kendi seçtikleri ismin azizliğine uğradıklarını görüyoruz. Bazı sanatçıların isimleri ise “unisex” olduğu için okurlarda cinsiyet tahmininde yanlış yorumlara neden olmuştur. Kimi zamansa Türkçedeki bir özellik yazarın cinsiyeti hakkında yanılgılara sebebiyet vermiştir. Kadın yazarların bir kısmı ise edebiyat kanonunun erkek egemen yapısında tutunabilmek için kendi isimlerinden vazgeçmek suretiyle erkek isimlerini bile isteye seçmişlerdir. Hatta bu durum coğrafya ayrımı göstermeden tüm kadınların başvurduğu bir yöntem olarak karşımıza çıkar.
İsimleri nedeniyle kadın ya da erkek zannedilmiş yazarlardan tespit edebildiklerimizi sizin için derledik.
KADIN SANILAN ERKEK YAZARLAR
BERNA MORAN
Sedat Anar bir tweetinde “Edebiyatla yakından ilgilenene kadar Berna Moran’ı kadın zannettiğiniz oldu, değil mi?” diye sorar. Edebiyatla ilgilenenlerin de uzun süre kadın zannettiği bir isimdir Berna Moran. Hatta Yıldız Ecevit’in bir yazısında “Berna Hanım” diye hitap ettiği rivayet edilir. Ülkemizde modern edebiyat eleştirisinin öncülerinden olan Berna Moran’ın kitapları edebiyat öğrencilerinin okula adım atar atmaz ellerine tutuşturulan listelerde ilk sıralarda yer alır. Berna Moran fotoğrafları da ortalıkta pek dolaşmadığı için kendilerine aksi söylenmedikçe kadın zannedilen yazarlardandır. “Aslında erkekmiş” hayretinin en tepesindeki isimdir.
ECE AYHAN
“Edebiyatın ters direklerinden biri” olarak tanımlanan Ece Ayhan’ın (10 Eylül 1931 / 12 Temmuz 2002) tam adı Ece Ayhan Çağlar’dır. İkinci Yeni şiirinin önemli temsilcilerinden olan şair, ismiyle ilgili yadırgamaları engellemek için “Ece sözcüğü ‘ağabey’ anlamına gelir tarihte. Dobrucalı Ece Bey’den Eceabat yapılmıştır. Bektaşi menakıpnamelerinde Pir Sultan Abdal’ın kız kardeşi ‘Ecemi Sivas’ta astılar’ der. ağabeyi için” demiştir. Entelektüel birikimin sanal göstergelerinden biri hâline gelmiş olan bilgilerden biri “Ece Ayhan’ın kadın olmadığı” bilgisidir.
NİHAL ATSIZ
Yazdığı metinlerdeki eril ifadelerden hemen anlaşılmasına rağmen çoğu zaman ilk adı olmadan anıldığından kadın zannedilen yazarlarımızdan biri de Hüseyin Nihal Atsız’dır.
SUNAY AKIN
Dilimizde ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlüyle başlayan bir kelime gelirse, önceki kelimedeki ünsüz ünlüyle başlayan kelimeye bağlanarak/ulanarak okunur. Sunay Akın, ulamanın azizliğine uğrayıp ismi Suna Yakın şeklinde telaffuz edildiği için zaman zaman kadın zannedilmiş yazarlarımızdandır.
EMİLE ZOLA
Türk edebiyatına has bir biçimde isminin “Emine”ye benzer görüldüğünden midir? Yoksa farklı bir çağrışımla mı bilinmez yıllarca Fransız kadın romancı sanılan isimlerden biridir Emile Zola.
RAİNER MARİA RİLKE
Alman lirik şiirin temsilcisi Rainer Maria Rilke (4 Aralık 1875 – 29 Aralık 1926), ikinci isminin Maria olması nedeniyle kadın zannedilmiştir. Şair, annesi tarafından altı yaşına değin kız gibi giydirilmiştir.
Rilke o günlere dair anımsamalarını Malte Laurids Brigge’nin Notları adlı romanında kurgusuna dâhil etmiştir:
“Annemin, benim, öyle oğlan çocuğu değil, ufak bir kız olmamı arzu ettiği zamanları hatırlıyorduk.”
(s. 81)
Bahaeddin Özkişi de şiirindeki ince duyarlılık ve Maria ismi nedeniyle Rilke’yi kadın zanneden bir kahramanın anlatıldığı “Rilke’nin Dişiliği Hakkında” adlı bir öykü yazmıştır.
BİLGE KARASU
Öykücü, romancı ve denemeci yazar Bilge Karasu (1930 – 1995) unisex isminin yol açtığı yanılsamayla kadın zannedilmiştir.
ŞÜKRAN KURDAKUL
Şair, Yazar, Araştırmacı, Gazeteci Şükran Kurdakul’u (23 Mart 1927 – 15 Aralık 2004) hâlâ kadın zannedenler için bir fotoğrafını iliştiriyoruz yazımıza.
SÜREYYA BERFE
Asıl adı Hikmet Süreyya Kanıpak (27 Ocak 1943 / ö. -) olan şair, 1965’e kadar Süreyya Kanıpak imzasıyla yazmıştır. H. Süreyya Kanıpak ismini 1965 yılında bir grup şair arkadaşının da tavsiyesiyle değiştirir ve Berfe soyadını almıştır. Süreyya Berfe de sanılanın aksine erkektir.
ÜLKÜ TAMER
“Şiir, öykü, deneme, anı, antoloji gibi eserleri Türk edebiyatına kazandırırken çeviri kitaplarıyla da Batı edebiyatının Türk edebiyatı içerisinde tanınmasına katkıda bulunan isimlerden biri” olan Ülkü Tamer (20 Şubat 1937 / 01 Nisan 2018), her iki cinsiyet için de kullanılan bir isme sahip olduğundan zaman zaman kadın sanılmıştır.
ÖZGE DİRİK
Özge Dirik’i (14 Ekim 1978 – 27 Ağustos 2004)“Bütün şiirlerinde intihar kokusunun duyulduğu bir duman olan şair” diye tanımlar bir Ekşi Sözlük yazarı. Henüz 26 yaşındayken yaşadığı binanın onuncu katından atlayarak ölmeyi seçen genç şairi sevenlerin bir kısmı onun kadın olduğu zannındadır.
SALÂH BİRSEL
Salâh Birsel’in (14 Kasım 1919 – 10 Mart 1999) asıl adı Ahmet Selâhaddin’dir. Yazarın kendisine seçtiği isim daha çok erkekler için kullanılıyor olsa da Salâh Birsel zaman zaman kadın zannedilmiştir.
Aslıhan Tüylüoğlu Türk Dili dergisi için ünlü yazarın eşi Jale Birsel’le Salâh Birsel üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiştir. Çiftin evlilik yolunda attıkları adımda Jale Hanım’ın Salâh Birsel’in kimliğindeki ismine çok hâkim olamayışının sonuçlarının yer aldığı bölümü aktarıyoruz:
“Jale Hanım, Londra’dan dönünce Salâh Bey’den evlilik teklifi gelmediğini görür. Salâh Birsel, Jale Hanım’ın onunla arkadaşlık etmesini istemektedir ama evlilik düşünmemektedir. Bu Jale Hanım’a ters gelir. Salâh Bey, “Edebiyatla uğraşıyorum, vaktim olmaz kız isteme, nikâh işleriyle uğraşmaya” deyince Jale Hanım, “Ver nüfus cüzdanını ben uğraşayım.” der. Salah Birsel’e “Hangi güne nikâh tarihi alayım?” diye sorunca cevap ivedidir: “Yarın!”. Böylece alelacele bir tören düzenlenir. Mavi elbisesi ve mavi mantosuyla Jale Birsel, “Mavi Mantolu Gelin” olur. Kardeşi bir çiçek ve çikolata getirir. Nikâh şahidi olan eniştesi gömlekleri yıkamada olduğu için yeni bir gömlek alır. Acele işe şeytan karışır derler ya sanki öyle olur. Nikâh masasına oturduklarında Jale Hanım’a “Mehmet Sabahattin ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?” diye sorulur. Oysa Salâh Birsel’in adı Ahmet Selahattin’dir. İzmir’den gelen evrakta bir yanlışlık olduğu görülür. Ya evrak düzelecek sonra nikâh kıyılacaktır ya da nikâh Mehmet Sabahattin ile kıyılıp sonra düzeltilecektir. Jale Hanım “Kıyılsın!” der. “Sen misin evlenmeden o eve gelmem diyen… Bir hafta Salâh bekâr, ben başka bir adamla evli olarak kaldık o evde!”
MİLAN KUNDERA
Her yıl Nobel Edebiyat Ödülü’nün açıklanması arefesinde “Bu yıl Milan Kundera’nın ödül aldığı yıl olsun?” yorumları yükselirken Milena’ya benzerliğinden midir bilinmez, Çek asıllı ünlü yazarın edebiyatın uzağında duranlar tarafından kadın zannedildiğini görüyoruz.
ELİF NACİ
Tam adı Elif Naci Kalpakçıoğlu (1898 – 1987) olan ressamla ilgili isminden kaynaklanan yanlış algıları bertaraf edebilmek adına fotoğrafını iliştiriyoruz.
AKDES NİMET KURAT
Tarih öğrencilerinin ismini sık duydukları ve kadın sandıkları Tatar asıllı Türk tarihçi Akdes Nimet Kurat’la (22 Nisan 1903-8 Eylül 1971) bu bölümü tamamlayalım.
ERKEK ZANNEDİLEN KADIN YAZARLAR
GEORGE ELİOT
Müstear olarak seçtiği isim nedeniyle erkek zannedilmiş 19. yüzyıl İngiliz edebiyatı kadın yazarlarından biri olan George Eliot’ın (22 Kasım 1819- 22 Aralık 1880) asıl adının“Mary Anne” ya da “Marian Evans” olduğu belirtilmiştir. Victoria döneminin en önemli kadın yazarlarından biri olarak kabul edilen Eliot’ın kendisine bir erkek ismi seçmesinin temel nedeni erkek egemen edebiyat ortamında kadın yazarların fikirlerine değer verilmemesi gösterilir. Realist bir yazar olan Eliot, erkek zannedilmek için özel bir çaba sarf etmiştir.
GEORGE SAND
Sıklıkla erkek sanılan, asıl adı Amandine Aurore Lucile Dupin olan Fransız yazar ve romancı George Sand (1 Temmuz 1804 – 8 Haziran 1876) de tıpkı George Eliot gibi kadın olarak tutunmanın zor olduğu bir dönemde takma isim kullanarak var olmaya çalışmış yazarlardandır.
SUAT DERVİŞ
Toplumcu gerçekçi edebiyatın önde gelen kadın yazarlarından biri olan Suat Derviş (1905-1972), Halide Edip Adıvar’ın aksine erkek yazarların tekelindeki edebiyat kanonunda, kadınlara en çok anneliğin yakıştırıldığı bir dönemde görünür olmayı başaramamıştır. İsmi erkek olduğu zannını uyandırmış olsa da –Eylül romanını okuyanlar hatırlayacaktır- romanın ana kahramanları olan Suat kadın, Süreyya ise erkektir.
İSMET KÜR
Radyo ve oyun yazarı, romancı ve öykücü İsmet Kür(29 Eylül 1916 / 21 Ocak 2013); şair ve yazar Halide Nusret Zorlutuna‘nın kardeşi, yazar Emine Işınsu‘nun teyzesi, yazar Pınar Kür‘ün annesidir. Çift cinsiyetli isimlerden birine sahip olmasına rağmen -günümüzde daha çok erkeklere ad olarak verildiğinden- erkek olduğu zannından kurtulamamıştır.
CAHİT UÇUK
Asıl adı Cahide Seher (17 Ağustos 1909 / 7 Kasım 2004) olan Selanik doğumlu yazarın anne ve babası o daha doğmadan, Hüseyin Cahit’i çok sevdikleri için ilk çocuklarına onun adını vermeye niyetlenmişler ancak bebeğin kız olmasıyla ona Cahide adını koymuşlardır. Cahide Seher ise hayatı boyunca Cahit adını kullanmış, asıl ismi sadece kâğıt üzerinde kalmıştır.
Cahit Uçuk, ismi hakkında şu yorumda bulunmuştu:
“Cahit Uçuk ismi beni ele vermiyordu; erkek adıydı. Buna çok seviniyordum. Soyadımız Üçok’tu. Ben yazıyı yazıp dergiye gönderirken belki iyi bir şey olmaz, belki neşredilir ama beğenilmez korkusuyla soyadımın “ü” harfinin 89 noktalarını kaldırarak, “o” harfini “u” harfi ile değiştirerek Uçuk yaparken, övünmesiz, alçakgönüllü uçuk renkli anlamına gelen Uçuk’un, nüfusumda Cahide olan ama gerçekte sondaki ‘e’si kullanılmayan Cahit adına da yakışacağını düşünmüştüm. Gerçekten öyle olmuştu. Hem erkek adı altında gizli kalan Cahide’yi Cahit’leştirmiştim, hem soyadımı değiştirmiştim. Nazım Hikmet’in beni tanıtma yazısında cinsiyetimden hiç söz etmemesi de kendimi tanıtmamak, gizlemek isteklerimi yerine getirmişti.”
(Cahit Uçuk (2003). Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. İstanbul. Sf: 71).
SELÇUK BARAN
Tomris Uyar, “Coğrafya kitaplarının deyimiyle rejimi düzenli bir ırmaktır. Ama Anadolu’da olduğundan, taşmaya hazırdır hep. İstemese de.” diye tanımlamıştır gölgeler içinde kalmış yazar Selçuk Baran’ı. Adının çağrışımıyla kendisini erkek zannedenler olduğunu gördüğümüz yazarın kadın sesini incelikli ve duyarlı bir şekilde sunan öykülerini okuyanlar ismine rağmen cinsiyetine dair en ufak bir tereddüt yaşamaz.
ERENDİZ ATASÜ
Eski Türkçede Jüpiter anlamına gelen Erendiz unisex isimlerden olmasına rağmen yazar Erendiz Atasü (10 Nisan 1947 – ö. -) de bazı okurlarca erkek zannedilmiştir.
BİRHAN KESKİN
Günümüz şiirinin en güçlü kalemlerinden biri olan Birhan Keskin’le (22 Aralık 1963 – ö. -) ilgili olarak da isminin neden olduğu yanılgı dile getirilir.
Birhan Keskin, otobiyografisinde doğumunu ve ilk çocukluk yıllarını şöyle aktarmıştı:
“Kırklalareli, Demircihalil. Trakya’nın ayaz gecelerinden biri. Bir yatsı ezanı vakti. İki erkek çocuğundan sonraki kız çocuğu. İyi ki doğmuşum, yoksa Gürhan (benden iki buçuk yaş büyük abi o) epey bir süre daha kız elbiseleri içinde büyüyecekti. Annem (İftade, bizim oralarda o vakitler muhtarların harfleri biraz şaşkın) beni bir gün tarlanın kenarında kucağına almış. Arkamızda yaslandığımız demir tekerlekli bir arabanın tekerlerinden parmağıyla aldığı siyah şeyi benim kaşlarıma sürüyor. Kara kaşlı olaymışım! Oldum. Hatırlıyorum diyorum anneme, mümkün değil çok küçüktün diyor. Hatırlıyorum. Benden sonra iki kardeş daha geliyor. Günalp ve Ahmet. (En büyük abimin adını da söyleyeyim Erdoğan.) 1969 Annem ve Babam (Ali) ve onların ikişer eli. Ve biz beş kardeş. Hepimiz İstanbul’a göçüyormuşuz. Yüksek Sundurmalı o evi bir daha görmedim…”
(2008. Birhan Keskin Şiiri ve Ba. Metis Yayınları. İstanbul. Sf: 15)
Hadi itiraf edelim! Hepimiz bu yazarlardan birinin ya da birkaçının ismine aldandık. Kadınları erkek, erkekleri kadın zannettik.
3 Yorumlar
Merhabalar, arada bir yazımlarda tekrara mı düşüyorsunuz ya da güncelleme mi yapıyorsunuz emin olamıyorum. Bu içeriği yakın dönemde başka bir tarihte sitenizde gördüğüme eminim.
Merhaba, evet haklısınız, her ne kadar sitede 1 hafta önce yayımlanmış olsa da bu yazı sosyal medyada paylaşıldığı tarihe güncellendi.
Bu gibi güncelleme durumlarında ufak bir not ile bunu belirtmeyi değerlendirebilirsiniz.