Angola hükûmetinin İslâm’ı bir din olarak kabul etmediklerini duyurarak, ülkedeki camileri kapatmaya ve yıkmaya başladığı iddiası doğru değil

 

 

Güneybatı Afrika’da yer alan Angola’nın İslâmiyeti yasakladığı iddiası 2013 yılında dolaşıma girmesinin ardından, ülke yetkilileri ve vatandaşları tarafından yalanlanmasına rağmen varlığını sürdürmeye devam ediyor.

 

 

Angola’nın Dinî Yapısı

Angola’nın tarihsel ve sosyo-kültürel faktörlerden etkilenen dinî yapısı oldukça çeşitlidir ve geniş bir yelpazede farklı inanç sistemlerini kapsar.

Portekiz kolonisi olarak uzun yıllar boyunca varlığını sürdürdükten sonra 1975 yılında bağımsızlığını kazanan; ancak, bağımsızlık sonrasında sürüklendiği 27 yıl süren iç savaşın 2002 yılında imzalanan barış antlaşmasıyla istikrar kazanmaya başlayan Angola’nın kültürü, kültürü, yerel etnik grupların gelenekleri ve Portekiz koloniyal mirası arasında bir karışımdır.

Portekiz sömürgeciliği ülkede Hristiyanlığın yayılmasına neden olmuştur. Angola’da nüfusun büyük çoğunluğu Hristiyandır.

Hristiyanlıktan sonra en yaygın inanç sistemi Afrika geleneksel dinleridir. Bu inançlar genellikle doğaüstü güçlerin, ruhların ve atasal kültlerin etrafında şekillenir, atalara tapınma ve doğaya saygı gibi unsurlara dayanır.

Angola’da azınlık bir Müslüman nüfusu da bulunmaktadır. Müslümanların çoğu Sünni mezhebine mensuptur.

Ülkede az sayıda Hindu, Budist ve Bahaii de bulunmaktadır.

 

 

Angola hükûmetinin 2013 yılı Ekim ayında yaptığı açıklamada ülkede İslam inancını yasa dışı din olarak ilan ederek, tüm İslami unsurları yasaklayarak camileri kapattıracağını ya da yıktıracağını duyurduğu ileri sürüldü.

Dönemin Angola Kültür Bakanı Roza Cruze Silvia’nın Angola haber ajansı Angop’a yaptığı açıklamada, başta İslam olmak üzere ülkedeki yasa dışı gruplarla mücadeleye devam edeceklerini ve camilerin kapalı tutulacağını şu sözlerle aktardığı 2013 yılı Kasım ayında basına yansıdı:

”Hükümetimiz, dini gruplara yönelik hürriyetlere ilişkin 2/04 nolu yasayı yeniden gözden geçirmekte ve Angola’nın adet ve kültürleri ile çatışan yeni dini cemaatler ile mücadelede ulusal bağlamda modernleşmeyi araç olarak kullanmaktadır. İslam hususunda Adalet ve İnsan Hakları Bakanlığı Müslümanların ibadetlerine yönelik henüz bir düzenleme koymamış olmakla birlikte, camiler yeni bir açıklama yapılana kadar kapalı tutulacaktır.”

 

Ancak Angolalı bakanın İslâm’ın hükümet tarafından tanınmadığını söylerken kastının hükûmetinin Müslüman bir grubun yasal tanınma başvurusunu reddetmesi ile ilgili olduğu anlaşılıyor.

 

Angola anayasası ve Angola’da yürürlükteki politikalar din özgürlüğünü esas almaktadır.

Angola hükûmeti yürürlükteki mevzuata ve kurallara uymaları halinde farklı dinî gruplara örgütlenme ve faaliyetlerini yürütme özgürlüğü tanımaktadır.

Bu hakkı kazanmak için dinî grupların öncelikle adalet ve kültür bakanlıklarına yasal statü başvurusunda bulunmaları gerekmektedir.

Yasal statü, dini gruplara okul ve ibadet yeri inşa etme hakkını güvence altına almaktadır.

Angola hukukuna göre, bir dinî grubun yasal statü kazanabilmesi için 100.000’den fazla üyesi olması ve 18 ilin 12’sinde mevcut olması gerekmektedir.

İlgili dönemde Angola’daki Müslümanların sayısının 100.000’den az olması nedeniyle İslâmiyet ülkede resmi olarak “yasallaştırılmadı“.

 

 

Angolalı yetkililer ve Angola vatandaşları ülkelerinde İslâmiyetin yasaklandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti.

1979 – 2017 yılları arasında Uganda Devlet Başkanlığı görevini üstlenen José Eduardo dos Santos (1942-2022) İslam’ın yasaklandığı ve camilerin yıkıldığı haberlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Dönemin Devlet Başkanı Santos konuyla ilgili açıklamasında “Angola Cumhuriyeti, dinlere karışmaz. Burada Hristiyanlar, Müslümanlar, Baptistler gibi pek çok dinden insan özgürce yaşamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Angola Kültür Bakanlığı’nın bir parçası olan Ulusal Diyanet İşleri Enstitüsü Mmüdürü Manuel Fernando yaptığı açıklamada, “Angola’da İslam’a veya başka bir dine karşı savaş yok.” dedi.

Angola’da yaşayan Müslümanlar, ülkelerinde İslam dininin yasaklandığı ve camilerin kapatıldığı yönündeki medyada çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Angola’nın başkenti Luanda’daki Nuru’l-İslam Camisi imamı Şeyh Osman İbn Zeyd Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada “Angola hükümetinin camileri kapatma kararı aldığı doğru değildir. Kültür Bakanlığı ve Din İşleri Direktörlüğü ile iletişim halindeyiz, bize böyle birşeyin olmadığına dair bilgi verdiler.” sözlerini sarf etti.

 

Gelinen nokta itibarıyla Angola’da Müslümanların dinlerini özgürce yaşamayı sürdürdüğü, ülkede İslâmiyet’in yasaklanmadığı, camilerin tamamının yıkılmadığı görülüyor.

Angola’da resmen tanınmak için Müslüman topluluğun 100.000 imzayı toplama çalışmalarını sürdürdüğü biliniyor.

 

İslam’a yönelik herhangi bir yasağın bulunmadığı açıklayan Angola’dan yetkililer, geçmişte bazı camilerin hükümetin izni olmadan inşa edildiği için yıkıldığını veya kapatıldığını duyurdu.

Tebliğ amacıyla Angola’ya seyahat eden Zambiyalı İslam alimi Şeyh Zübeyr İsa, bazı camilerin yıkıldığı iddiasının doğru olduğunu; ancak, İslamiyete karşı bir savaş açılmadığını şu sözlerle aktardı:

“Camilerin yıkıldığı doğrudur, bunun nedeni ise camilerin ibadethane için ayrılmış yerlerin dışında inşa edilmesidir. Angola’da birçok meslektaşımla konuştum ve Müslüman cadı avı iddiasının doğru olmadığını söyledi.”

Ülkedeki yerel Müslümanların sözcüsü David Ja, çok sayıda caminin çoktan kapatıldığını söyledi.

El Cezire’ye açıklama yapan bir görgü tanıdığı yıkılan camilerin hükûmetin izni olmadan inşa edildiğini şöyle belirtti:

“Son birkaç ayda birçok caminin yıkıldığı ve bazılarının da kapatıldığı doğru. Yıkılan camilerin çoğu hükümetin izni olmadan inşa edildi. Luanda’daki iki yetkili cami halen sorunsuz bir şekilde faaliyet göstermektedir. İslam’ın yasaklandığı veya Müslümanların camilerde namaz kılmasının yasaklandığına dair herhangi bir resmi karar duymadım.”

 

Angola’nın İslâmiyet’i yasaklayıp camileri kapatıp yıktığı iddiasıyla farklı ülkelerden ilintisiz görseller servis edildi.

 

Yıkıntı içerisindeki turkuaz kubbetli yapının görüldüğü fotoğraf, 11 Ocak 2009 tarihinde İsrail saldırısında yıkılan Gazze Şeridi’nde Refah kentindeki al-Fadilah Camii’ne ait.

 

yikilan-cami

 

Aynı konumdan farklı bir fotoğraf şu açıklama ile sunulmuş:

GAZZE – 11 OCAK: Bir Filistinli, 11 Ocak 2009 Pazar günü Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta İsrail hava saldırısıyla yıkılan Fadıle Camii’nin enkazından sayfalarca Kuran topluyor. Başbakan Ehud Olmert, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki militanlara karşı mücadelesini sürdüreceğini söyledi ve istihbarat şefleri bakanlara 16 günlük saldırının Hamas’ın roket atma yeteneğini zayıflattığını söyledi. (Fotoğraf: Khaled Hasan/Bloomberg, Getty Images aracılığıyla)”

 

Embed from Getty Images

 

 

 

Angola’dan sanılan cami yıkım görüntüsü 25 Ağustos 2012 tarihinde Libya’nın Trablus kentinde kaydedilmiş.

 

cami-yikim

 

Angola’dan cami yıkımına ait sanılan diğer görseller şöyle…

 

2014 yılında IŞİD tarafından yıkılan Irak’ın Musul kentindeki “Qabr al-Bint” adlı türbe…

 

turbe yikim

 

2014 yılında Gazze’ye yönelik İsrail hava saldırısında yıkılan Khan Yunis Camii…

 

yikilmis-cami-kubbesi

2014 yılında Bahreyn’de yıkılan (Amir Mohammed Mohammed) Barbagi Camii…

 

cami-yikim-is-makinesi

 

 

 

Yorumunuzu yazınız...