Selâtin Câmii Nedir?

 

Selâtin sözcüğü Arapça salatin (سلاطن) sözcüğüne dayanmakta olup “sultanlar” anlamını taşımaktadır.

Padişahlar, şehzadeler ya da sultanlar tarafından yaptırılmış olan camiler, selâtin câmii olarak adlandırılmaktadır.

Selâtin camileri, sadrazam veya zengin paşa ve şahısların yaptırdığı camiler ve mescidler diye üç gruba ayırmak mümkün. Selâtin camileri genellikle medrese, türbe, hastane, aşhane, tabhane, mektep, kütüphane, çarşı, han, hamam gibi yapıları barındıran külliyeler içerisinde yer almaktadır (Ahmet Güç (2002). Bursa’da Yapılan Selâtin Camileri. Diyanet Dergi).

Selâtin camileri çoğunlukla İstanbul, Bursa, Edirne, Kahire, Şam gibi eski başkentlerde inşa edilmiştir. İstanbul Fatih’te fetihten sonra yapılan ilk selâtin camii Fâtih Camii’dir. İstanbul’da Osmanlı hanedan üyeleri tarafından yaptırılan ve birden fazla minareye camiler selâtin camiidir. Bursa’da bulunan Orhan Câmii ve Külliyesi, 1. Murad’ın yaptırdığı Hüdavendigar Camii ve Külliyesi, Yıldırım Bayezid zamanında inşa edilen Ulucami ve Yıldırım Bayezid Külliyesi, Yeşil Cami ve Külliyesi, II. Murad’ın Muradiye Külliyesi, Şehadet Camii selâtin camilerindendir.

 

Selâtin Camii – Selahattin Camii Ayrımı

Hanedan üyeleri tarafından yaptırılan camilerle bir ilgisi bulunmadığı hâlde  “selahattin camii” tanımı sıklıkla -ses benzerliğinden ötürü- yanlışlıkla selâtin camii tanımı yerine kullanılmaktadır.

Haber sitelerinde ve sosyal medyada selâtin camii tanımının yanlış biçimde selahattin camii olarak aktarıldığına şahit oluyoruz.

 

selahattin camii
“Selâtin camii” ifadesini yanlışlıkla “selahattin camii” olarak aktaran Takvim haberi

 

selatin selahattin camii
“Selâtin camii” ifadesini yanlışlıkla “selahattin camii” olarak aktaran paylaşımlardan bazı örnekler

 

Dücane Cündioğlu bu ayrımın göz ardı edilmesinden şöyle dem vurmuştu:

“Ne lisanımız, ne de lisanımızın belağatı kaldı… Canım Türkçemiz gün geçtikçe solan, kuruyan bir gül gibi boynunu bükmüş bir halde… “Teşrik-i mesai” yerine “teşvik-i mesai”, “malumu ilam” yerine “malumu ilan” diyen düşünürler mi istersiniz, “şunu ya da bunu haiz” yerine “şuna ya da buna haiz” deyû “haiz” ile “dair” sözcükleri arasındaki farkı bile bilmeyen edebiyatçılar mı, yoksa “Selatin camileri”ni “Selahattin Camileri” sanan gazeteciler mi? Erbabında hassasiyet kalmayınca, gençler ne yapsın!?”

 

“Selâtin Camii” Yerine “Selahattin Camii” İfadesini Kullanan Yazarlar

Gazetedestan.com – “Cami Adabı” – 15 Ekim 2020 – Hasan Turhan:

 "Sultanlar adına yapılan Selahattin Camileri şaheser olarak hala ayakta durmaktadır"

Aksarayhaberci.com – “Oruç Bitti Din Değil!” – 28 Haziran 2017 – Ali Genç:

"1 Aya yakın zaman boyunca ilimizin, ülkemizin, diğer İslam ülkelerinin ve Müslümanların bulundukları dünyanın her yerinde başta şehirlerin genel olarak merkezlerinde bulunan Selahattin Camileri/Camii Kebirler veya Ulu Camiler olarak tabir edilen büyük Camilerde, mahalle Camilerinde, her yerde bulunan Mescitler mümin ve mümineler tarafından tıklım, tıklım dolduruldu."

 

Yorumunuzu yazınız...