Birlikte Çalışma ve İş Birliği Anlamındaki İfadenin Doğru Yazımı Teşvik-i Mesai Değil, Teşrîk-i Mesâî Şeklindedir
Teşrîk-i Mesâî Tamlamasının Anlamı Nedir?
Türk Dil Kurumu (TDK), “teşrîk-i mesâî” ifadesini “bir gaye uğruna kurulan çalışma ortaklığı, birlikte çalışma, iş birliği” olarak tanımlamaktadır. Dil Derneği ise teşrîk-i mesâî için “işbirliği” tanımını sunmaktadır.
TDK ve Dil Derneği, bu kelimeyi “teşrikimesai” şeklinde birleşik biçimde aktarmaktadır.
Teşrîk-i mesâî tanımı, Arapça kökenli teşrik ile mesai sözcüklerinin Farsça dil kurallarına göre birleştirilmesiyle oluşmuştur.
Teşrîk-i mesâî yerine sıklıkla yanlış bir biçimde teşvik-i mesai ifadesi kullanılmaktadır. Teşrîk-i mesâî, birlikte çalışma, iş birliği anlamına gelirken, teşvik-i mesai, çalışmanın teşviki anlamını taşımaktadır.
İki tamlama arasındaki anlam farkını teşrik ve teşvik kelimeleri sağlamaktadır. Arapça “teşvik” kelimesi, “isteklendirme, özendirme” anlamına sahipken, “teşrik” (تشريك) “ortak etme, paylaşma” anlamını taşımaktadır.
İştirak, şirk, müşterek, müşrik, şerik, şürekâ, şirket gibi ortaklık anlamı taşıyan kelimeler “yaptığı bir işe bir kimseyi ortak etme” anlamındaki teşrikle aynı kökten gelmektedir. Büyük günahlar arasında sayılan şirk (شِرْك) de Allah’a ortak koşmak anlamına sahiptir.
Teşrîk-i mesâî ifadesinin kullanımlarından örnekler sunacak olursak:
“Tarihin hayli uzun devirlerinde birçok sahalarda teşrik-i mukadderat eylemiş olan iki millet arasındaki dostluk revabatını (bağlar, münasebetler, bağlılıklar) teşdit suretiyle iki memleket menfaatine hizmet ve iki dost millet arasında hakiki bir teşrik-i mesai devresi küşat etmek hususunda vaki olacak mesainizin benim ve Hükûmeti cumhuriyetin muavenetine mazhar olacağına emin olabilirsiniz.”
(Mustafa Kemal Atatürk’ün Arnavutluk sefiri Rauf Bey’in konuşmasına cevap nutkundan. 14 Mart 1926)
“Mareşal’le Saraçoğlu’nun, Naziler’le teşrik-i mesai halinde olduğunu söyledi; doğru olabilir mi bu?”
(Attilâ İlhan (1988). O Karanlıkta Biz. Bilgi Yayınevi)
“Mustafa Kemal Paşa , daha İstanbul’dayken , bütün memlekete şamil bir teşkilatı düşünmüş , hareket ve faaliyet programını ona göre kurmuş , hattâ kendisi ile teşrik-i mesaiyi kabul eden arkadaşlarıyla o yolda anlaşmıştı”
(Kâzım Karabekir. Bir Düzello ve Bir Suikast)
Teşrîk-i mesâî yerine hatalı şekilde teşvik-i mesai kullanımına değinen bazı yazarların yorumları şu şekilde:
“Teşrik-i mesai, bir diyalog, buluşma, ortak çalışma alanı belirleme, beraberce yeni bir iş/mesai/program başarma niyet ve gayretidir. … Teşrik-i mesai, teşvik-i mesai ile ancak başarılabilir. Şevki eksik bir mesaiden, beraber ve toplu işbirlikleri zor çıkar.”
(İsmail Berk (2008). “Haccın hikmetlerinden Teşrik-i Mesai”. Yeni Asya, 16 Aralık 2008)
“Arapça “şirk” (ortak) ile “mesai” (çalışma) sözcüklerinden oluşan tamlama, bilindiği gibi “teşrikimesai”dir (birlikte çalışma). Buradaki yanlış tamlamanın (teşvikimesai) kullanılma amacı (!) ise dilimize duyarlı bir avuç insana karşı her gün biraz daha dayanılmaz hâl alan çıldırtmaya teşvik için ortak çalışma sanki!..”
(Kerim Evren (2018). “Beyazperdede de Kararan Türkçe!”. Yenigün. 31 Temmuz 2018)
“Ne lisanımız, ne de lisanımızın belağatı kaldı… Canım Türkçemiz gün geçtikçe solan, kuruyan bir gül gibi boynunu bükmüş bir halde… “Teşrik-i mesai” yerine “teşvik-i mesai”, “malumu ilam” yerine “malumu ilan” diyen düşünürler mi istersiniz, “şunu ya da bunu haiz” yerine “şuna ya da buna haiz” deyû “haiz” ile “dair” sözcükleri arasındaki farkı bile bilmeyen edebiyatçılar mı, yoksa “Selatin camileri”ni “Selahattin Camileri” sanan gazeteciler mi? Erbabında hassasiyet kalmayınca, gençler ne yapsın!?”
(Dücane Cündioğlu (2003). “Dili dillendirmeli!”. Yeni Şafak. 15 Şubat 2003)
“Teşrîk-i Mesâî” Yerine “Teşvik-i Mesai” Yapan Köşe Yazarları
Hürriyet’teki “Haftanın notları” başlıklı yazısıyla (18 Haziran 2011) Cengiz Semercioğlu:
"Birgün Gazetesi’nin Sorumlu Yazıişleri Müdürü’ydü. Geçmişte teşviki mesaimiz de oldu."
T24’teki “WOMAdelaide’de Roman Havası” başlıklı yazısıyla (13 Mart 2011) Candan Yıldız:
"Geldiği noktayı “çok çalıştım” diyerek özetliyor. Günde 6 saat darbuka ile teşvik-i mesai de bulunmuş."
24 Kasım 2016 tarihli paylaşımıyla Murat Kelkitlioğlu:
"Yani milat kabul edilen o tarihten sonra da şu an firarda olan çok sayıda üst düzey FETÖ'cüyle teşvik-i mesai yaptı"
Diğer yazarlardan tespit edebildiklerimizi şu şekilde listeleyebiliriz:
- Fotomaç’taki “Teşvik-i mesai” başlıklı yazısıyla (11 Nisan 2006) Hakkı Yalçın
- Yeni Asır’daki “Güzel mi olmalı, ışıklı mı kalmalı?” başlıklı yazısıyla (22 Mayıs 2016) Filiz Özkol
- Denizlihaber.com’daki “Pilotsun sen pilot kal! Öyle saf saf bakakal!” başlıklı (6 Haziran 2009) yazısıyla Sedat Kurt
- Habertürk’teki “Çektirirler merkeze” başlıklı yazısıyla (22 Haziran 2009) Devrim İnce
- Eskişehir Anadolu Gazetesi’ndeki “Gelecek Eskişehir’de örgütleniyor” başlıklı yazısıyla (5 Ekim 2020) Kerem Akyıl
- Gazete Van’daki “Sadakatın Rövanşı ve Oda Seçimleri” başlıklı yazısıyla (6 Ocak 2018) Naif Yaşar