Uşak Şeker Fabrikası’nın Kurucusu Nuri Şeker Tarafından Devlete, Özelleştirme Yapılamaz Şerhiyle Bağışlandığı İçin Özelleştirilemediği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Türk şeker sanayiinin “ilk göz ağrısı” olarak nitelenen Uşak Şeker Fabrikası’nın kurucusu Nuri Şeker’in vasiyeti nedeniyle özelleştirilemediği iddiasına odaklanacağız.

Uşak Şeker Fabrikası’nın Nuri Şeker’in vasiyeti nedeniyle özelleştirilemediği iddiasını aktaran paylaşım şöyle örneklenebilir:

 

“İlk şeker fabrikası kurucusu Nuri şeker fabrikayı devlete özelleştirme yapılamaz şartı İle bağışlamış satılmak istenirse mirasçılarına iade edilecek. Bundan dolayı Uşak şeker fabrikası devlet elinde özelleştirilememiş ve hala şeker üreten tek fabrika…”

 

nuri seker fabrikayi devlete ozellestirme yapilamaz sarti ile bagislamis

 

Molla Ömer oğlu Nuri, yani Nuri Şeker, Uşak’taki fabrikanın kuruluşunda öncü rol oynasa da fabrikanın tek sahibi değildi. Uşak Şeker Fabrikasının nüvesini oluşturan Uşak Terakki-i Ziraat Türk Anonim Şirketi 51 kişilik kurucu heyetiyle kurulmuştu. Anonim Şirket olarak kurulan fabrikaya sermaye katkısını Uşak eşrafından Mehmet Hacım ve mahallî müteşebbisler sunmuştu. Uşak Şeker Fabrikası, 1931 yılında devletleştirilmiş, 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmıştı. Ne Nuri Şeker fabrikanın tek sahibiydi ne de fabrikayı devlete özelleştirilmeme koşuluyla hibe etmişti. 

 

usak seker fabrikasi 1925
Uşak Şeker Fabrikası inşaatı – 1925
Fotoğraf: Mehmet Şeker

 

1872 yılında Uşak’ta doğan Nuri Şeker, öğrenimini de Uşak’ta tamamlamış, bir dönem Mal Müdürlüğü bünyesinde kâtiplik, halı dokuma ve ticareti, haşhaşyağı ve helva imâlatçılığı, çiftçilik, Kalfa, Kılcan ve İkisaray Köyleri Araş Vergisi mültezimliği gibi işlerle iştigâl etmişti (Mehmet Karayaman (2010). Nuri Şeker ve Uşak Şeker Fabrikasının Kuruluşu. AKY Yayınları).

Nuri Şeker, Uşak’ta şeker pancarı tarımını yaygınlaştırarak şeker fabrikasının kurulması için büyük mücadele vermişti.

Türkiye Şeker Fabrikaları (Türkşeker) internet sitesinde kuruluş sürecine Nuri Şeker’in katkısı şöyle özetlenmiş:

“Nuri Şeker, bu tarihten itibaren Uşak’ta bir şeker fabrikası kurmayı amaç edinir ve Nuri şeker öncülüğünde 19 Nisan 1923 yılında Uşak Terakki Ziraat Türk A.Ş kurulur. Ortak olan köylülerden o dönemde para almak zor olduğundan para yerine Arpa, Buğday, Mısır, Tütün, Koyun hatta tavuk ve yumurta alınarak şirket ambarında toplanıp değer fiyatlarında satılarak ortakların hesaplarına işlenmiştir. Bu uğurda Nuri Şeker köy köy, gece gündüz gezerek köylüleri ikna edip şirket sermayesini 600 bin liraya yükseltir ve şeker fabrikası kurma fikrini anlatmak üzere Ankara’ya gider.

 

Başbakan Rauf Orbay, Tarım Bakanı Mehmet Sabri Toprak ve bazı hükümet yetkilileri ile görüşmeler yapar. Daha sonra Avrupa’daki şirketlerle görüşmeler yaparak fabrikanın yapılması için bir Çekoslovak firması ile anlaşma yapılır.”

Uşak Şeker Fabrikası’nın kurulmasında önemli bir rol oynayan Nuri Şeker, 1958 yılında vefat etmişti.

1934 yılında Soyadı Kanunu’nun kabulüyle birlikte kuruluşuna katkı sunduğu fabrikadan esinlenerek “Şeker” soyadını alan Nuri Şeker’in anısına Uşak’taki şeker fabrikasına “Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası” adı verilmişti.

Ancak Nuri Şeker, iddia edildiği gibi tek sahibi olmadığı Uşak Şeker Fabrikası’nı devlete özeleştirilmeme koşuluyla bağışlamış değildi.

 

nuri seker
Nuri Şeker

 

Yapımı 21 Ekim 1925 tarihinde imzalanan anlaşma ile Çekoslovak Skoda Şirketi tarafından üstlenen Uşak Şeker Fabrikası, halktan toplanan sermaye ile Uşak Terakki-i Ziraat Türk Anonim Şirketi öncülüğünde kurulmuştu.

6 Kasım 1925 tarihinde temeli atılan Uşak Şeker Fabrikası, 17 Aralık 1926 tarihinde hizmete girmişti.

Türkiye’de şeker sanayiinin kurulmasında öncü rol oynayan, kendisinden sonra kurulan şeker fabrikaları için bir okul vazifesi gören Uşak Şeker Fabrikası, Türkiye’de ilk şeker üretimini gerçekleştiren fabrika değil. Alpullu’daki fabrikanın temeli Uşak’takinden sonra atılsa da daha hızlı bitirilerek faaliyete geçmişti. 22 Aralık 1925 tarihinde temeli atılan Alpullu Şeker Fabrikası, 11 ayda montajının tamamlanmasıyla 26 Kasım 1926 tarihinde işletmeye açılarak ilk Türk şekerini üretmişti.

 

usak seker fabrikasi

 

Uşak Şeker Fabrikası 1931 yılında Sanayi Maden Bankası’na devredilerek devletleştirilmişti.

1931 yılından itibaren devlet tarafından işletilmeye başlanan fabrika daha sonra 1933 yılında önce Devlet Sanayi Ofisi’ne, daha sonra da Sümerbank’a devredilmişti. 1935 yılında ise diğer şeker fabrikaları ile birlikte yeni kurulan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. bünyesine alınmıştı.

4634 sayılı Şeker Kanunu hükümleri doğrultusunda faaliyetlerini yürüten ve sermayesinin tamamı devlete ait bir kamu kuruluşu olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 20 Aralık 2000 tarih, 2000/92 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmıştı. Böylelikle Uşak Şeker Fabrikası da özelleştirme kapsamına girmişti.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bağlı Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye ait 25 fabrikadan 10 tanesi 2018 yılında yapılan özelleştirme ihaleleri ile özel sektöre devredilmişti. Bu süreçte Uşak Şeker Fabrikası özelleştirilmedi.

2000 yılından beri özelleştirme kapsam ve programında bulunan Türkşeker, 29 Nisan 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmıştı.

4803 sayılı 12 Kasım 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi, 3046 sayılı Kanun’un 19/A maddesi ile 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 56. maddesi gereğince Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgilendirilmişti.

 

usak seker fabrikasi

 

Nuri Şeker, tek sahibi olmadığı fabrikayı devlete özelleştirme yapılamaz şerhiyle bağışladığı yönünde varislerinin bir beyanı bulunmuyor.

Nuri Şeker’in torunu Mehmet Şeker, Uşak Şeker Fabrikası’nın Sınai ve Maadin Bankası’na satıldığını belirtmişti. Şeker, kişisel internet sitesinde fabrikanın devletleştirilme sürecine dair görüşlerini aktardığı yazılarında, “05. 08 .1931 tarihinde Uşak Şeker Fabrikası’nın iflas ettirilmiş gibi gösterilerek halkın elinden alındığını” ileri sürerek, dedesi gibi diğer hissedarların haklarının aslında gasp edildiği görüşünü şöyle paylaşmıştı:

“Hem Uşak Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini hemde Sanayi ve Maadin Bankası Genel Müdürlüğü görevini yürüten Sadettin beyin aşırı gayretleri ve Genel kurullardaki usulsüz oy kullanmaya sebep olmalarıyla, talimat aldığı Dedemin muhaliflerinden ve Halk Fırkası yetkililerinden, yaptığı bu hizmete karşılık Uşak Şeker Fabrikasını Üç kuruşa Sanayi ve Maaden Bankasının almasını sağlamıştır.”

 

“Fabrikanın 06 . 08 . 1931 tarihinde Satışı Sanai ve Maadin Bankasına yapılmış bir ay sonra başlayan Kampanya sonucu 54.000 bin tonun üzerinde pancar işleyerek 8.650 ton şeker üretip bir buçuk milyon lira kadar kar etmiş ve bunu Sanayi ve Maadin Bankası başardı diye Ulusal basında öğünerek yayınlamışlardır.”

 

“Ama Uşaktaki Binlerce Köylü Şirket ortağının hakları hiç düşünülmeden nasıl olsa Şirket iflas etti paralarınız heba oldu, onun için size bir iyilik yapalım hisselerinizin yarısını verelimde fazla mağdur olmayın gibi basit önerilerle çocukca aldatılarak hakları gasbedilmiştir.”

 

“Bu konunun daha fazla uzamaması için rahmetli dedemin bizlere anlattığı bir anıyı sizlerle paylaşmak ve burada bu konuyu noktalamak istiyorum. Bir kış günü torunlarını etrafına alarak yaptığı bir sohbette Fabrikanın neden elinden alındığını basitce bize şöyle anlatmıştı. Fabrika kuruldu zorluklar atlatıldı şimdi artık semeresini görme zamanı geldi. Ankara’dan gelen bir komüsyon bana bir teklifte bulunmuştu ben onların amacını anlamıştım ama onlar beni tanımadıkları için teklife sıcak bakacağımı zannettiler. Bana, Nuri Bey sen çok yoruldun hayli büyük işler yaptın emeğin burada çoktur bunu inkar edemeyiz, ancak bundan sonra senin fazla üzülmeni ve yorulmanı istemiyoruz. Sana bir teklifte bulunacagız inşaallah senin için hayırlı olur demişler. Dedem de nedir teklifiniz deyince de içlerinde amir durumunda olan Bey, biz düşündük ve sizin gene daima  yönetimde olmanızı ancak işlere hiç karışmadan her ay 500 lira almanızı uygun gördük bu yaptığınız hizmete karşı az ama idare edersin demiş. Dedem gülerek şuna bak hele bizim inek süt vermeye başlamış banada süt vermek istiyorsunuz demiş ve eklemiş. Ben buradan süt almak için bu fabrikayı yapmadım. Ne süt alırım nede Sizlere süt sağdırırım bu süt tüm ortaklarımızın diyerek cevap vermiş. Bu cevabımım onların ve üstlerinin işine gelmeyeceğini biliyordum ama doğrusu da buydu çocuklar, onun için sizlerde toplum için bir iş yaptığınızda ondan çıkar sağlamayı asla düşünmeyin dedi.”

 

“Yukardaki tabloda da görüleceği gibi her yıl artan bir hızla çiftçi Pancar ziraatına alışıyor ve ekim alanları da hızla artarak Pancar üretimi Uşak ve Havalisinde Çiftçilerimiz için vazgeçilmez bir ürün olma noktasına doğru gidiyor. Pancar ziraatının Şeker Fabrikası kurulmadan önce yeteri kadar bilinmediği herkesce malum olmasına rağmen, Uşak Şeker fabrikasına karşı Devletimizin yaptığı bu haksızlık aradan bir asıra yakın bir zaman geçmesine rağmen elan Fabrikanın ellerinden alınmasının üzüntüsünü yaşayan Fabrikanın ortagı olan çirfçilerin boynunun bükülmesine sebeb olmaktadır. Avundukları ve mutlu oldukları, kendilerini teselli ettikleri olay ise Türkiyede Cumhuriyetin İlk Sanayi Kuruluşu olan Uşak Şeker fabrikasının kuruluşunda kendilerinin de bir payının olmasıdır. Devlette olduğu süre içerisinde her hangi bir talepte bulunma isteklerinin olmayışı, Devlete olan saygılarının bir belirtisidir. Şayet Özelleşecek ise kendilerine olan hisse borçlarının geçen devrelerdeki kar payları ile birlikte kendilerine ödenmesi gereğide ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Devletimiz gene biz hissedarların boynunun bükülmesine asla müsaade etmeyecektir kanısındayım.”

 

Uşak Terakki-i Ziraat TAŞ’nin tasfiyesi ve Uşak Şeker Fabrikası’nın devri sürecinde Nuri Şeker’in hisseleriyle ilgili tutumu şöyle aktarılmıştı (Oktay Güvemli, Mehmet Karayaman (2017). “Uşak Şeker Fabrikasının Kuruluşu ve Gelişmesi”. Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi. Temmuz 2017 (13)):

“1930 Yılı faaliyetleri ile ilgili olağan genel kurulun 31 Mart 1931 tarihinde yapılmasından hemen sonra, 1930 yılı sonunda birikmiş zararın (1.137.210 TL) 1.200.000 Liralık şirket sermayesinin seviyesine ulaşmış olması nedeni ile 18 Mayıs 1931 tarihinde olağanüstü genel kurulun toplandığı anlaşılmaktadır. Bu olağanüstü genel kurulda, 1926 Tarihli Türk Ticaret Kanunu’nun 325. maddesi gereğince ya sermayenin artırılması ya da tasfiyeye gidilmesi konusunun görüşüldüğü bilinmektedir”

 

“1931 Yılında üçüncü olağanüstü genel kurulun, 24 Kasım 1931 tarihinde fabrikasında yapıldığı görülmektedir. Toplantıda 458.668 Lira nominal değeri olan 229.334 hisseye sahip 38 hissedar hazır bulunmuştur. Yönetim kurulu başkanı Remzi bey, bir yanda ortakların ve bir yanda da şirkete 3,5 milyon lira borç vermiş olan Sanayi ve Maadin Bankası olduğunu belirtir ve durumun iyi olmadığını açıklar. Ve tasfiye işlerini devamına karar verilir.

 

Tasfiye heyeti fabrikayı satışa çıkarmış ve 25 Şubat 1932 tarihinde yapılan genel kurulda 1.817.141 Liraya fabrika Sanayi ve Maadin Bankasına satılmıştır. Ortakların paylarının ise, banka tarafından nominal değer üzerinden üç taksitte ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

Nuri beyin Uşak şeker fabrikası ile ilgisi artık sona doğru gitmektedir. Resmi kayıtlara göre Nuri Bey (Şeker) Uşak Terakki-i Ziraat TAŞ’ye 1924 yılı Şubat ayında yönetici olarak atanmıştır ( o zamanki deyişle vekil). Nuri beyin Aralık 1930’da, kendi ifadesi ile azledildiği anlaşılmaktadır.

 

Fabrika satılmıştır, ama Nuri beyin fabrika ile ilgisi, hisse senedi bedelini tahsil edememiş ortak devam eder. Nitekim 6 Aralık 1932 tarihinde yapılan genel kurulda, Nuri bey, satışın usulsüz olduğunu ileri sürer ve mahkemelik olduklarını açıklar.”

 

24. Dönem Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, 15 Şubat 2012 günü TBMM’de yaptığı konuşmada fabrikanın önemine ve kamuya devri sürecine şöyle değinmişti:

“Tarih 17 Aralık 1926: Ülkenin ilk şeker fabrikası, üstelik hiçbir devlet desteği olmadan özel sermaye ile kurulmuş, Kurtuluş Savaşı sonrası dayanışmanın bir sembolü olmuştur. Üretilen ilk şeker örneğini Nuri Şeker Mustafa Kemal’e götürdüğünde Mustafa Kemal “Her sahada madalyamız vardı, sen ilk iktisat madalyasını bize kazandırdın; ben Yunan’ı denize döktüm, sen iktisadi harp ilan ediyorsun.” sözlerini söylemiş, ülkenin her yerinde bu olay örnek olmuştur.

 

Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası daha sonra açılan tüm şeker fabrikaları için bir okul olmuştur. 1931 yılında devletleştirilmiş, ancak Uşaklılara hiçbir pay ödenmemiştir. Yani Uşak Şeker Fabrikası devletin değil, Uşaklılarındır. Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası Uşak pancar köylüsünün, esnafının, hayvancılığının gelişmesine büyük katkı yaptığı gibi, iş olanakları ve sosyal yaşam açısından da bir cazibe merkezi olmuştur. Büyük bir alan üzerine kurulu olan fabrika arazisi içinde modern tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılmış, ilk sinema orada açılmıştır. Şeker Fabrikası Kompleksi âdeta modern Türkiye’nin bir simgesi olmuştur. Bizim için bu kadar önemli ve değerli olan Nuri Şeker Şeker Fabrikası gibi eminim ki diğer fabrikaların da bir öyküsü mutlaka vardır.”

 

Yorumunuzu yazınız...