Mete Atatüre ve Ekibinin Yaptığı Işık Seviyesinin Gürültü Ölçümünü Deneyini Albert Einstein’ın ‘Ölçülmesi İmkânsız’ Olarak Gördüğü İddiası Doğru Değil
Prof. Dr. Mete Atatüre’nin 2015 yılında yaptığı “ışık seviyesinin gürültü ölçümü” optik araştırmasının, haber sitelerinde ve sosyal medyada güncel ve Albert Einstein tarafından “imkânsız” görülen bir deney olduğu iddiasıyla aktarıldığı görülüyor.
Yeni Akit, Yeni Şafak, Haberler.com, Ensonhaber.com gibi haber sitelerinde (tekrar) dolaşıma giren iddia sosyal medyaya şöyle yansımıştı:
“Cambridge Üni. kuantum fiziği üzerine çalışan Türk bilim İnsanı Prof. Dr. Mete Atatüre, Einstein’ın ve diğer bilim insanlarının ölçülmesi imkansız olarak gördüğü, “ışık seviyesinin gürültü ölçümünü” atomdan tam 100 kat daha küçük bir süper atom geliştirerek başardı.”
Bu yanlış aktarım ilk defa, araştırmaya dair ilgili makalenin yayımlandığı 2015 yılında dolaşıma girmişti:
Cambridge Üniversitesi’nde kuantum fiziği üzerine çalışan Prof. Dr. Mete Atatüre’nin dahil olduğu araştırma ekibinin çalışması sonucunda “ışığı sıkıştırma” adı verilen yöntemle ölçüm uygulanarak atomdan 100 kat daha güçlü bir süper atomun elde edildiği açıklanmıştı.
Mete Atatüre ile birlikte Carsten H. H. Schulte, Jack Hansom, Alex E. Jones, Clemens Matthiesen, Claire Le Gall adlı araştırmacıların katkı sunduğu bahse konu çalışmanın sonuçları, Nature (2015. 525. Sf: 222–225) adlı dergide 2015 yılında yayımlanan “Quadrature squeezed photons from a two-level system” başlıklı makalede aktarılmıştı (Bkz: araştırmaya dair İngilizce basın açıklaması).
Mete Atatüre’nin 2015 yılındaki çalışmayı Türkiye’de ilk haber yapan kişi olduğunu belirttiği Razi Canikligil’in araştırmaya dair Hürriyet’te “Ölçülemez denileni ölçtü” başlığıyla 8 Eylül 2015 tarihinde yayımlanan haber metni şöyleydi:
İNGLİTERE’nin dünyaca ünlü Cambridge Üniversitesi’nde kuantum fiziği üzerine çalışan Doç. Dr. Mete Atatüre, ölçülmesi imkânsız olarak kabul edilen ‘ışık seviyesinin gürültü ölçümü’nü başarıyla yaparak tarihi bir başarı gerçekleştirdi.
Bilkent Üniversitesi mezunu olan Atatüre’nin başarısı dünyanın ileri gelen bilim dergilerinde duyuruldu. Işığı ‘sıkıştırma’ denen yöntemle ölçümü uygulayan Atatüre bunu yaparken atomdan 100 kat daha güçlü bir süper atom elde etti. Bunu nasıl gerçekleştirdiğiniyse şöyle anlattı:
35 YILDIR BAŞARILAMAMIŞTI
“Bu çok küçük ama çok temel kuantum etkiyi gözlemleyebilmek için önce doğal atom yerine, kuantum nokta dediğimiz yarı-iletken nanomateryal kullandık. Böylece ışıkla etkileşimi tek bir atomdan 100 kat daha fazla olan bir ‘süper atom’ elde etmiş olduk. Yıllardır gözlenemeyen bu kuantum gürültüsünü böylece net bir sekilde ortaya çıkardık. Yani, tam karanlıkta bile her daim var olduğunu düşündüğümüz temel gürültü seviyesinin, o karanlığa çok az miktar ışık eklediğimizde düşürülebileceğini ispat ettik. Bu etkinin var olabildiği deney koşullarında gürültü ölçümü 35 yıldır çok denenmesine rağmen başarılamamıştı. Bunun ana sebebi olarak, etkinin varolduğu ışık seviyesinin gürültü ölçümü için çok az olmasıydı.” Doç Dr. Mete Atatüre, çalışmalarındaki amacı ve hedefleriniyse şöyle özetledi: “Doğayı ya da ışığın doğasını daha iyi anlamak. Yani, CERN deneyleri ile aynı kategoride denebilir.”
KUANTUM GÜRÜLTÜSÜ NEDİR?
Atatüre üzerinde çalıştığı alanı şöyle tanımlıyor: “Işık sinyalindeki gürültüye ‘kuantum gürültüsü’ denir. ‘Deniz seviyesi’ dediğimiz şeyin aslında dalgalar yüzünden değişiyor olması gibi düşünebiliriz. Işık şiddeti arttıkça gürültü de artar. Lazer ışığındaki ile araba farından gelen ışığın gürültüsü birbirinden farklıdır. Hepsinin ortak noktasıysa tam karanlıkta bile var olan kuantum gürültü seviyesinin altına inemiyor olmalarıdır.”
Gelelim aktarımla ilgili hataya…
Yapılan araştırma ile ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın bir ilgisi bulunmuyor.
Einstein’ın Mete Atatüre’nin katkı sunduğu araştırmaya dair “imkânsız” vari bir yorumu mevcut değil.
Bu durumu bizzat Mete Atatüre sosyal medya paylaşımlarında müteaddit kez vurgulamış ve 1981 yılında öne sürülen bir teorinin deneyini yaptıklarını belirtmişti.
Atatüre’nin paylaşımlarından bazı örnekler şöyle sunulabilir:
2015:
“is dogru ama einstein ile bir ilgisi yok, 1981de one surulmus bir teorinin deneyini yaptik.”
2016:
“Arkadaşlar, ekibimle yaptığımız araştırmanın içeriğini 1 fotoğraf altında 2 cümleden değil güvenilir kaynaklardan öğrenmenizi oneriyorum.1/3”
“Son olarak, gördüğünüz gibi yeni bir calışma değil 2015 yayını. Einstein ile de bir ilgisi yok. Ayrıca medyada yeterince yer aldı sağolun.”
Son olarak, gördüğünüz gibi yeni bir calışma değil 2015 yayını. Einstein ile de bir ilgisi yok. Ayrıca medyada yeterince yer aldı sağolun.
— Mete Atature (@MeteAtature) July 7, 2016
2022:
“Arkadaşlar, ilginiz için teşekkürler, ama tekrar edeyim: Yedi yıl önceki bir optik araştırma konumuz tekrar gündeme gelmiş bir şekilde. Yeni bir durum yok, ayrıca konunun Einstein ile hiç ilgisi yok. 🤦♂️ Özellikle yayın kurumlarının daha dikkatli olmasını dilerim. Sevgiler!”
https://twitter.com/MeteAtature/status/1554067233294491650
“Yedi yıl önceki bir optik araştırma konumuz tekrar gündeme gelmiş bir şekilde, şimdi gördüm mesajları. Yeni bir durum değil arkadaşlar, yine de herkese ilginiz için çok teşekkürler. Sevgiler! :)”
Yedi yıl önceki bir optik araştırma konumuz tekrar gündeme gelmiş bir şekilde, şimdi gördüm mesajları. Yeni bir durum değil arkadaşlar, yine de herkese ilginiz için çok teşekkürler. Sevgiler! 🙂
— Mete Atature (@MeteAtature) July 27, 2022
“Eski bir araştırmamızla ilgili haberin Akit’te de çıktığını öğrendikten sonra ben… :)) şimdi de Yeni Şafak…”
Eski bir araştırmamızla ilgili haberin Akit’te de çıktığını öğrendikten sonra ben… :)) pic.twitter.com/dHoig0kLIl
— Mete Atature (@MeteAtature) August 1, 2022