Antalya ya da Denizli’de Kadınlar Hamamında Ud Çalan Kör Niyazi Adlı Şahsın Aslında Görme Engelli Olmadığının Ortaya Çıktığı ve Soruşturma Kapsamında Verdiği İfadede “Ben Göreceğimi Gördüm” Dediği İddiası KURGU

 

Antalya ya da Denizli’de (“Merkez”) kadınlar hamamında ud çalan görme engelli Kör Niyazi adlı şahsın yıllar sonra aslında görme engelli olmadığının anlaşıldığı yönündeki mizahî bir aktarımın gerçek olduğu vurgusuyla uzun süredir paylaşıldığına şahit oluyoruz.

Zamanla birlikte içerik olarak değişime uğrayan iddiayı aktaran paylaşım örnekleri şöyle sunulabilir:

 

“35 yıl Denizli merkezde, Kadınlar Hamamında ud çalan, Kör Niyazi’nin kör olmadığı ortaya çıktı. Başlatılan soruşturmada ifadesinde Ben göreceğimi gördüm dedi.”

 

kadinlar-hamaminda-ud-calan-kor-niyazi

 

denizlide-kadinlar-hamaminda-ud-calan-kor-niyazi

 

“45 yıl Antalya Merkez Kadınlar hamamında ut çalan Kör Niyazi’nin kör olmadığı ortaya çıktı. Karakoldaki soruşturmasında “Ben göreceğimi gördüm” dedi 😂😂😂😂 🤭”

 

antalyada-kadinlar-hamaminda-ud-calan-kor-niyazi

 

 

Gelelim, anlatının kurgu yönlerine…

İddia, “hayatın olağan akışına uygunluk” kriterinden sınıfta kalıyor.

Antalya ya da Denizli’de Merkez adlı bir kadınlar hamamı bulunmuyor.

Adı geçen iki ilimizde ya da farklı ilimizde bir hamamda iddia edildiği gibi bir hadisenin meydana geldiğine dair bir delil bulunmuyor.

İddiayla birlikte fotoğrafı paylaşılan kişinin adı Niyazi değil, Ahmet Özdemir (1933-2016) adlı “Kör Ahmet” olarak tanınan Konyalı bir müzisyen (Mizahî biçimde kurgulanan anlatının Kör Niyazi adlı muhayyel şahsa ait olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğrafın aslında Ahmet Özdemir adlı görme engelli Konyalı müzisyene ait olduğunun anlaşılmasının akabinde fotoğrafsız aktarıldığı görülüyor).

Çiçek hastalığı yüzünden 1933 yılında Konya’da görme özürlü olarak dünyaya gelen Ahmet Özdemir yörede ‘Ahmet Ağa’ olarak çağrılmasına karşın, kendisini ‘Kör Ahmet’ olarak namlandırmış.

“Kör Niyazi” adlı muhayyel şahsa atfedilen görsel, Ahmet Özdemir’in katıldığı bir yayından alıntılanmış.

Özdemir’in fotoğrafının alıntılandığı “kız isteme, Konya şivesi ve Konya kültürü” hakkında yorum yaptığı yayın şöyle:

 

 

Kendisini “Konya’nın Ahmet abisi” olarak niteleyen Ahmet Özdemir, bir röportajında “nostalji” temalı şu yorumda bulunmuş:

“1993’te TV’ye girdikten sonra hanımlarla ilişkim kesildi. Konya’nın yemekleri çok güzel yaprak sarmasını çok güzel yaparlar. Yaprak sarması hamam bohçası gibi olmaz. Bugüne kadar tam tamına 365 bin 829 kız gelin etmişim ,nişan yapmışım. Konya’nın Ahmet abisiyim. Konyalı benim kıymetimi belki bu dünyadan zıldığım zaman bilir. Benim istediğim düğün salonları yok. Pilavlar eskiden bakır tepsiden verilirdi, alüminyum melamin tabaklarda değil. Bir asker Mehmet iki üç yamak bulur pişirir. Asker Mehmet kendisi bir servis yapsın da bir göreyim. Eskiden tasla hoşaf verilirdi. Bir de şimdi bardakla rakı içer gibi meyve suyu veriyorlar, hoşaf kaşıkları vardı, tahta kaşıklar vardı, bamya tasları vardı. Şimdikiler marangoz talaşı gibi hangi et olduğu bile belli değil, pilavın üstünde et geliyor.”

 

 

Ahmet Özdemir TRT’de katıldığı bir programda türkü de seslendirmişti.

 

 

2016 yılında vefat eden Ahmet Özdemir’in bir şiiri ile yazıyı sonlandıralım:

“Herkes bir kazaya namzettir.
Cenab-ı Hakk kiminin elini alır, kiminin ayağını.
Benim de gözümü aldı.
Ancak bana öyle bir kalp gözü verdi ki
Benim gördüğümü sizin görmeniz mümkün değil.”

 

İddiayı daha önce Teyit.org da ele almıştı.

 

Yorumunuzu yazınız...