Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hazırladığı Cuma Hutbesi Metinlerinden Kaynak Vermeden Aşırma Yapan Köşe Yazarları

Bazı köşe yazarlarının başkasının emeğini aşırma konusunda pek yetenekli olduğunu biliyoruz. Daha önce Malumatfurus.org’da kayda değer sayıda aşırma vakasını ifşa etmiştik. Bugünkü odak noktamız ise Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ya da bağlı müftülükler tarafından hazırlanan hutbe metinleri.

Bilindiği üzere İslâm dinine göre Cuma namazının farzından önce, bayram namazlarından sonra imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farz, bayram hutbeleri sünnettir.

Günümüzde, Cuma namazlarında okunan hutbeler Diyanet İşleri Başkanlığı ve bağlı müftülükler tarafından internet siteleri üzerinden ilgililerinin ilgisine sunulmaktadır. Tabii ki bu dijital kolaylıktan istifade eden kişiler arasında karşımıza sadece Cuma hutbesini merak eden müminler değil, hutbe metnini herhangi bir atıf yapmaksızın okurlarına yutturan köşe yazarları da çıkıyor.

Somut bir vaka üzerinden ilerleyelim.

Bu hususta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 21 Temmuz 2017 tarihli Cuma Hutbesi iyi bir örnek.

Hutbe metni şöyle:

 

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan "Tükenmeyen Hüznümüz Kudüs ve Mescid-i Aksa" başlıklı Cuma hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “Tükenmeyen Hüznümüz Kudüs ve Mescid-i Aksa” başlıklı Cuma hutbesi

 

Paylaşılan hutbe metnini parçalar halinde taradığımızda, herhangi bir kaynak atfı yapmadan, virgülünü dahi değiştirmeden aşırarak okurlarına yutturan köşe yazarlarının varlığına şahit oluyoruz.

Bulguları ifşa edelim:

Kartepe Gazetesindeki “Kapanmayan Yaramız Kudüs ve Mescid-i Aksa” başlıklı 24 Temmuz 2017 tarihli yazısında Orhan Arıkan, 21 Temmuz 2017 tarihli Cuma hutbesinin baya ekmeğini yemiş:

 

Orhan Arıkan'ın Kartepe Gazetesindeki "Kapanmayan Yaramız Kudüs ve Mescid-i Aksa" başlıklı 24 Temmuz 2017 tarihli yazısı
Orhan Arıkan’ın Kartepe Gazetesindeki “Kapanmayan Yaramız Kudüs ve Mescid-i Aksa” başlıklı 24 Temmuz 2017 tarihli yazısı (işaretli alanlar hutbe metninden aynen alınmıştır)

 

Aziz Dağtekin ise Netinternethaber.com’daki “Mescid-i Aksâ ve İsrail’in bitmeyen zulmü!” başlıklı 23 Temmuz 2017 tarihli yazısında Cuma hutbesine bir giriş bir de kapanış cümlesi ekleyerek yaratıcılığını (!) konuşturmuş:

 

Aziz Dağtekin'in Netinternethaber.com'daki "Mescid-i Aksâ ve İsrail’in bitmeyen zulmü!" başlıklı 23 Temmuz 2017 tarihli yazısı
Aziz Dağtekin’in Netinternethaber.com’daki “Mescid-i Aksâ ve İsrail’in bitmeyen zulmü!” başlıklı 23 Temmuz 2017 tarihli yazısı

 

Milli Gazete’deki 29 Temmuz 2017 tarihli “Ey Kudüs! Kanayan Yaram” başlıklı yazısında İshak Beyazay, Diyanet’in hutbesinden bir paragraf çarpmış:

 

İshak Beyazay'ın Milli Gazete'deki 29 Temmuz 2017 tarihli "Ey Kudüs! Kanayan Yaram" başlıklı yazısı
İshak Beyazay’ın Milli Gazete’deki 29 Temmuz 2017 tarihli “Ey Kudüs! Kanayan Yaram” başlıklı yazısı (işaretli alanlar hutbe metninden aynen alınmıştır)

 

Kalemmedyahaber.com’daki “Mescid-i Aksa Müslümanların Haremidir” başlıklı yazısında Cevat Yanık da bir paragraf aşırmış Cuma hutbesi metninden:

 

Cevat Yanık'ın Kalemmedyahaber.com'daki "Mescid-i Aksa Müslümanların Haremidir" başlıklı yazısı
Cevat Yanık’ın Kalemmedyahaber.com’daki “Mescid-i Aksa Müslümanların Haremidir” başlıklı yazısı (işaretli alanlar hutbe metninden aynen alınmıştır)

 

Yazıyı sonlandırırken belirtmek gerekir ki, Diyanet’in Cuma hutbe metinlerinden yapılan intihaller bu hutbe ile sınırlı değil.

Sağlam malzeme var…

Her Cuma bir hutbe mi ifşa etsek?

 

Yorumunuzu yazınız...