M.Ö. 2800 Yılından Asur Tabletinde Dünyanın Yozlaştığı ve Sonunun Yaklaştığı, Rüşvet ve Yolsuzluğun Fazla Olduğu, Çocukların Ebeveynlerine İtaat Etmediği, Herkesin Kitap Yazmak İstediği Uyarılarının Yer Aldığı İddiası Doğru Değil

Britanya Müzesi’nde sergilenen M.Ö. 2800 yılından Asurlular döneminden kalma bir çivi yazılı tablette “Bugün dünya yozlaşıyor; rüşvet ve yolsuzluk ortalıkta. Çocuklar artık anne babalarına itaat etmiyor, her insan kitap yazmak istiyor ve dünyanın sonunun hızla yaklaştığı ortada.” ifadelerinin geçtiği iddiası doğru değil. Görseli kullanılan Asurlular döneminden kervan muhasebesine ait çivi yazılı tablette bahsi geçen ifadeler geçmiyor. Dünyanın sonunun geldiğine dair ifadelerin Asurlular döneminden bir tablette geçtiğine dair bir delil mevcut değil.

Yanlış İddia

 

M.Ö. 2800 yılına ait bir Asur tabletinde “gerçekleşmemiş kıyamet senaryosu”nun “Dünyamız, son günlerde yozlaştı. Dünyanın hızla sonuna yaklaştığını gösteren işaretler var. Rüşvet ve yolsuzluk, aldı yürüdü. Çocuklar, artık ana babalarına itaat etmiyor. Tüm bunlar, Dünya’nın sonunun geldiğini gösteriyor.” ifadeleriyle anlatıldığı iddiasına değineceğiz.

 

Öncelikle hatalı aktarım içeren paylaşımlardan örnekler sunalım…

 

Tuncay Neyişçi (@tneyisci211): “5000 yıl öncesinden bir Asur tableti; bugünlerde dünya kötüye gidiyor rüşvet sıradanlaştı evlatlar ebeveynlerini dinlemiyor…”

 

ipek (@Lapemaia): “‘Bugünlerde dünya yozlaşıyor. Rüşvet ve yolsuzluk çok fazla. Çocuklar artık ebeveynlerine itaat etmiyor, herkes kitap yazmak istiyor ve dünyanın sonunun hızla yaklaştığı açık.’ – Asur tableti, c. MÖ 2800”

 

“Dünya bugün dejenere oluyor. Rüşvet ve yolsuzluk çoktur. Çocuklar artık anne babalarının sözünü dinlemiyor, Her erkek kitap yazmak istiyor ve dünyanın sonunun hızla yaklaştığı apaçık ortada.” Asur tableti, c. MÖ 2800″

 

asur-tableti-dunya-yozlasiyor

 

Bahsi geçen ifadeler İngilizce paylaşımlardan Türkçemize çevrilerek kullanılmış.

 

“Our Earth is degenerate in these later days; there are signs that the world is speedily coming to an end; bribery and corruption are common; children no longer obey their parents; every man wants to write a book and the end of the world is evidently approaching.”

 

Britanya Müzesi’nde sergilenen M.Ö. 2800 yılından Asurlular döneminden kalma bir çivi yazılı tablette “Bugün dünya yozlaşıyor; rüşvet ve yolsuzluk ortalıkta. Çocuklar artık anne babalarına itaat etmiyor, her insan kitap yazmak istiyor ve dünyanın sonunun hızla yaklaştığı ortada.” ifadelerinin geçtiği iddiası doğru değil. Görseli kullanılan Asurlular döneminden kervan muhasebesine ait çivi yazılı tablette bahsi geçen ifadeler geçmiyor. Dünyanın sonunun geldiğine dair ifadelerin Asurlular döneminden bir tablette geçtiğine dair bir delil mevcut değil.

 

Paylaşılan görseldeki çivi yazılı tablet Kayseri’deki Kültepe kazılarında gün ışığına çıkarılan ve çivi yazısıyla Asurca yazılan, M.Ö. 20. – 19. yüzyıla tarihlenen Kültepe tabletlerinden.

Dönemin siyasi ve hukuki ilişkilerini gösteren mektupları, senetleri, mühürleri ve anlaşma metinlerini içeren Kültepe’de keşfedilen Asur çivi yazılı tabletlerde iddia edildiği gibi ifadeler geçmiyor.

Görseli paylaşılan çivi yazılı tablet içeriği “kervan hesabı” odaklı.

Asurlu tüccarların kervan sevkiyatlarından elde ettikleri gelir ve giderleri takip etmek için kullandıkları tablet, dünyanın sonunun geldiğine dair ifadelerin geçtiği sanılarak paylaşılmış.

Metropolitan Sanat Müzesi internet sitesinde söz konusu çivi yazılı tablet hakkında şu açıklama sunulmuş:

“Kaneş antik kenti Kültepe, Orta Anadolu’da Kuzey Kapadokya’da yer alan güçlü ve kozmopolit bir şehirdi. MÖ 2. binyılın başlarında, Ashur’dan (Kuzey Mezopotamya’daki Asur’da) tüccarlar tarafından bölge genelinde kurulan ticaret yerleşimleri ağının bir parçası haline geldi. Eşek kervanıyla uzun mesafeler kat eden ve çoğu zaman ailelerinden ayrı yaşayan bu tüccarlar, Anadolu’daki bakır ticaretini kontrol etmenin yanı sıra, altın ve gümüş karşılığında büyük miktarlarda kalay ve tekstil ticareti de yapıyorlardı. Tüccarlar, yerel Anadolu yaşamının pek çok yönünü benimsemelerine rağmen, işlemleri kaydetmek için kullanılan Mezopotamya araçlarını da yanlarında getirdiler: çivi yazısı, kil tabletler ve zarflar ve silindir mühürler. Tüccarlar, ayrıntılı çivi yazısı yazma sisteminin basitleştirilmiş bir versiyonunu kullanarak, kredilerin yanı sıra iş anlaşmalarını ve anlaşmazlıkları da takip ediyor ve Ashur’daki ailelere ve iş ortaklarına mektuplar gönderiyordu. Bu metinler aynı zamanda Aşur’un ve Anadolu şehir devletlerinin büyük siyasi tarihi hakkında bilgi vermenin yanı sıra, yan yana çalışan, aynı zamanda birlikte evli ve çocuk sahibi olan Süryaniler ve Anadoluluların günlük yaşamlarına dair ayrıntılar da veriyor. Kültepe’de ev arşivlerinde saklanan bu metinlerden binlercesi, M.Ö. 1836 yılına tarihlenen ve MÖ 2. bin yılın başlarında Yakın Doğu’da meydana gelen karmaşık ve sofistike ticari ve sosyal etkileşimlere bir bakış sağlayan

bu tablet, Asurlu tüccarların kervanların gelir ve giderlerini takip etmek için kullandıkları türdendir. gönderiler. Soldan sağa okunan çivi yazılı metin, yalnızca kalay ve tekstile yatırılan gümüş miktarını değil, aynı zamanda Afganistan’dan gelen, daha az ticareti yapılan değerli taş lapis lazuli’yi de kaydediyor. Bu sevkiyatlar, ticari kalemlere yapılan yatırımların yanı sıra, eşekler ve bunların teçhizatı ile yemlerinin yanı sıra kıyafet ve rehber ücretleri gibi çeşitli harcamaları da gerektiriyordu. Eşekler başlı başına önemli bir ticari ürün haline geldi ve Aşur’dan 6-8 haftalık zorlu yolculuğun ardından kervanın Anadolu’ya varmasıyla sıklıkla satılırdı. Tablet ayrıca, MÖ 1888 ile 1876 yılları arasında kervan ticaretinde faaliyet gösteren tanınmış tüccar Imdi-ilum’a borçlu olunan toplam parayı hesaplamadan önce diğer ücretleri, ödemeleri ve satın alımları da kaydediyor. İlginçtir ki, tablette kaydedilen son bakiye, 1 mina ve 50 şekel gümüş, verilen rakamlara göre hesaplanan gerçek toplamdan biraz daha fazladır (1 mina, 48 5/6 şekel). Bu tür küçük farklılıklar Eski Asur metinlerinde yaygındır ve metindeki birkaç silme, anlatımın ne kadar dikkatli yapıldığını gösterir.”

 

Asur Devleti MÖ 2025 ile MÖ 612 yılları arasında Antik Çağ Mezopotamyasında hüküm sürdü. M.Ö. 2800 yılında bu tabletin yazılacağı bir Asur Devleti yoktu.

4700 yıl önce üzerinde “Bu son günlerde dünyamız dejenereleşmeye doğru kayıyor; her tarafta rüşvet, yozlaşma, çocuklar artık ebeveynlerine itaat etmiyorlar; herkes kitap yazmak istiyor ve öyle görünüyor ki dünyanın sonu yaklaşıyor.” minvalinde ifadelerin bir Asur kitabesinde geçtiğine dair kanıt da mevcut değil.

Kil tablet üzerine çivi yazısıyla “herkesin kitap yazmak istediğinin” yazıldığını düşünmek de abesle iştigal…

 

Quote Investigator tarafından hazırlanan inceleme, bahsi geçen ifadelerin bir Asur tabletinden olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tablette geçtiği ifadelerin 20. yüzyılın başlarından bu yana değişerek günümüze ulaştığını ortaya koydu.

Bassett’s Scrap Book” adlı bisikletçi temalı derginin 1908 Ağustos tarihli sayısında M.Ö. 5000 yılından kalma İstanbul’daki bir müzede sergilenen tabletin dünyanın giderek daha kötü bir hâl aldığı, siyasetin yozlaştığı, çocukların büyüklere saygı duymadığı, herkesin kendini ön plana çıkarmak ve kitap yazmak istediği ifadelerini içerdiği aktarılmış.

Iowa Eyalet Üniversitesi Felsefe Profesörü George Thomas White Patrick, “Popular Science Monthly” dergisinde 1913 yılı Mayıs ayında yayımlanan yazısında İstanbul’u ziyaret ettiğinde bir müzede dünyanın kötüleştiğine dair Keldanî Kralı Naram-Sin tarafından M.Ö. 3800 yılında ifadelerin bir tablette yazılı olduğunu gördüğünü şu cümlelerle aktarmış:

“Konstantinopolis’teki müzede yazar eski bir taşın üzerinde bir yazıt gördü. Bu, MÖ 3800 yılında Chaldea Kralı Naram Sin tarafından yazılmıştı ve şöyle yazıyordu:

Kötü zamanlara düştük
ve dünya çok yaşlandı ve kötüleşti.
Siyaset çok yozlaşmış.
Çocuklar artık ebeveynlerine saygı duymuyor.”

George TW Patrick’in bahsettiği tableti 1900’lü yılların başında İstanbul’da bir müzede görmüş olması olası; ancak, bu tanıklık ve İstanbul’da bir müzede bu yönde bir tabletin bulunup bulunmadığı teyit edilmiş değil. Ayrıca, tabletin alıntılanan içeriği ve tarihi de yanlış aktarılmış olabilir. Nitekim, Büyük Sargon’un torunu Naram Sin M.Ö. 2254-2218 yılları arasında hüküm sürmüştü.

Zaman içerisinde tabletin tarihi önce M.Ö. 3800, sonra M.Ö. 2800’e çekilmiş, müzenin konumu da İstanbul’dan İngiltere’ye alınmış.

 

Yorumunuzu yazınız...