Yanardağ Patlamaları İnsanlardan Daha Fazla CO2 Emisyonu Üretmiyor

 

Soru: İnsanlar mı yoksa yanardağlar mı daha fazla karbondioksit salımına sebep olur? 

 

El-cevab: İnsanlar. İnsan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosfere salınan karbondioksit miktarı yanardağlardan yayılan karbondioksit miktarından çok daha fazladır. Yanardağ patlamaları sırasında atmosfere büyük miktarda farklı gazlar, kül, sıvı damlacıkları ve katı parçacıklar yayılır. Ancak, yanardağ patlamalarının küresel ölçekteki iklim sistemlerini önemli miktarda etkilediği söylenemez. Bilim insanları büyük ölçekteki yanardağ patlamalarının Dünya’nın ortalama sıcaklığı dolayısıyla da iklim üzerinde kısa dönemli etkileri olabileceğini düşünmektedir. Bilimsel verilere göre insanlar, karbondioksit salımı konusunda yanardağlardan çok daha etkilidir. İnsanlar, yanardağlarla kıyaslandığında 80 ile 270 kat daha fazla karbondioksit salımına sebep olmaktadır.  

 

 

Endonezya’daki Sumatra Adası’nın batısındaki Merapi Yanardağı’nın 3 Aralık 2023 günkü patlamasına ait görüntüler basın organlarına ve sosyal medya platformlarına yansıdıktan sonra yanardağ patlamalarının insanlara kıyasla daha fazla karbon emisyonuna yol açtığı yönündeki klasik yanlış bilgi yeniden zuhur etti.

Endonezya’daki Marabi yanardağının patlamasının atmosferimize saçtığı karbon, zehirli ve kirletici emisyonların miktarının insanoğlunun yaklaşık 18 yıl boyunca oluşturacağı emisyona eşdeğer olduğu ileri sürüldü.

 

Ancak bu iddia gerçeği yansıtmıyor.

 

Yanardağlar insanlarla karşılaştırıldığında çok daha az karbondioksit salımına sebep olurlar.

 

İnsanlar, yanardağlar ve diğer doğal kaynaklar karbondioksit (CO2) salımına yol açarlar.

İnsanlar, fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma ve tarım yoluyla atmosfere karbondioksit salarlar. Fosil yakıtlar, petrol, kömür ve doğal gaz gibi yeraltından çıkarılan yakıtlardır. Bu yakıtlar yakıldığında, atmosfere karbondioksit ve diğer sera gazları salınır. Ormansızlaşma, ağaçların ve diğer bitkilerin kesilmesi veya yakılması anlamına gelir. Ağaçlar, fotosentez yoluyla atmosferden karbondioksit emer. Ormansızlaşma, atmosferdeki karbondioksit miktarını artırmaya yardımcı olur. Tarım, atmosfere karbondioksit salmanın başka bir yoludur. Tarım faaliyetleri, topraktaki karbondioksitin salınmasına neden olur.

 

Yanardağ patlamaları sırasında atmosfere büyük miktarda -aralarında karbondioksitin ve sülfür dioksitin de bulunduğu- farklı gazlar, kül, sıvı damlacıkları ve katı parçacıklar yayılır.

Yanardağlar patladıklarında büyük miktarda gaz ve partikül salımına neden olabilirler; ancak, uzun vadeli karbon döngüsüne bakıldığında, insan kaynaklı CO2 salımları daha etkili olmaktadır.

 

İnsanlar “küresel ısınmanın ana nedeni” olarak kabul edilmektedir.

Küresel ısınma genellikle insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarından kaynaklanır ve uzun vadeli süreçlerle ilişkilidir.

Bilim insanları, Sanayi Devrimi sonrasında atmosferdeki CO2 konsantrasyonundaki artışın iklim değişikliğine yol açtığı kanaatindedir.

Mevcut bilimsel verilere göre, insan faaliyetleri, özellikle fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve endüstriyel süreçler, atmosfere daha fazla CO2 salımına neden olmaktadır.

 

İnsanların karbondioksit salımı, dünyadaki tüm yanardağların yol açtığı emisyonun toplamından 100 kat daha fazladır.

Yanardağ patlamaları atmosfere CO2 eklese de, bu patlamalar 18 yıl değil, yalnızca birkaç saatlik insan kaynaklı karbondioksit emisyonuna eşdeğer olabilir.

1980 yılında ABD’nin Oregon eyaletindeki St. Helens Dağı’nın patlamasında 9 saat içinde açığa çıkan yaklaşık 10 milyon ton CO2’nin insanoğlunun yalnızca 2010 yılındaki karbondioksit üretiminin 1/3500’üne tekabül ettiği, insanların sadece 2,5 saatte  yanardağ patlamasına eşdeğer tutarda karbondioksit emisyonuna yol açtığı hesaplanmaktadır.

1899 yılından bu yana emisyon artışını takip eden Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency – IEA) verilerine göre enerji tüketimi ve endüstriyel süreçlerden kaynaklanan küresel CO2 emisyonları 2021 yılında 36,3 milyar tona ulaştı.

ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (U.S. Geological Survey – USGS) 2011 yılında yayımladığı çalışmaya göre antropojenik CO2 emisyonları, küresel volkanik CO2 emisyonlarını gölgede bırakmaktadır.

USGS hesaplamasına göre, 2010 yılında insan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosfere salınan karbondioksit miktarı 35 gigaton (milyar ton) olarak ölçülürken, yanardağların neden olduğu yıllık ortalama karbondioksit emisyonunun 0,13 gigaton ile 0,44 gigaton arasında olduğu tahmin edilmektedir. Yani, insan kaynaklı karbondioksit emisyonunun yanardağlardan yayılan miktardan 80 ile 270 kat daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.

Derin Karbon Gözlem (Deep Carbon Observatory – DCO) adlı grubun 2019 yılında yayımlanan çalışması, insanların fosil yakıt ve ormanlar gibi yakımlarından kaynaklanan yıllık karbon emisyonlarının, tüm volkanik emisyonlardan 40 ila 100 kat daha fazla olduğunu aktardı.

British Geological Survey tarafından 2005 yılında yayımlanan “Küresel Karbon Döngüsüne Volkanik Katkılar” (“Volcanic Contributions to the Global Carbon Cycle“) başlıklı makalede volkanik emisyonların atmosferik CO2 artışına katkısının nispeten önemsiz olduğu, volkanizmanın yılda yaklaşık 300 milyon ton CO2 açığa çıkardığının tahmin edildiği, bu miktarın da antropojenik emisyonların yalnızca %1’ine karşılık geldiği belirtildi.

Amerikan Jeofizik Birliği’nden (American Geophysical Union) Terrence M. Gerlach’ın “Volkanik Karbondioksit Antropojenik Karbondioksite Karşı” (“Volcanic Versus Anthropogenic Carbon Dioxide”) başlıklı makalede küresel volkanik emisyonların yılda 0,26 milyar metrik ton seviyesinde olduğunu, bu miktarın insan faaliyetleri tarafından salınan karbondioksitin yüzde birinden daha aza denk geldiği vurgulandı.

Yanardağ patlamaları ve küresel ısınma arasındaki ilişki aslında karmaşık bir yapıya sahip olup, doğrudan bir nedensellik içermez.

Yapılan bilimsel çalışmalar, yanardağ patlamalarının küresel ölçekteki iklim sistemlerini insanlar kadar önemli miktarda etkilemediğini, büyük ölçekteki yanardağ patlamalarının Dünya’nın ortalama sıcaklığı dolayısıyla da iklim üzerinde kısa dönemli etkilerinin olabileceğini işaret etmektedir.

1991 yılında Filipinler’deki Pinatubo Yanardağı’nın 9 saat süren patlaması gezegenimizdeki insanların toplamıyla aynı hızda CO2 emisyonu oluştursa da, sınırlı süreli bu patlamanın insanoğlunun bir yıllık CO2 emisyonunun 700’de 1’ine eşit olduğu hesaplanmakla birlikte, Pinatubo Yanardağı patlamasının bir sonraki yıl Dünya’nın ortalama sıcaklığının 0,5 santigrat derece azalmasına sebep olduğu tahmin ediliyor.

 

Yanardağların küresel iklim üzerinde başlıca etkileri şöyle listelenebilir:

  • Sera Gazı Emisyonları: Yanardağ patlamaları, volkan eriyiğini oluşturan kayaların parçalanmasıyla doğal olarak atmosfere -küresel ısınmaya sebep olan bir sera gazı olan- karbondioksit salar. Yanardağlardan atmosfere yayılan karbondioksit gibi sera gazları Güneş ışığının yeryüzüne ulaşmasını engelleyerek ve gezegenin ısınmasına neden olarak kısa vadede küresel ısınmayı artırabilir.
  • Kükürt Dioksit Emisyonları: Yanardağ patlamaları, atmosfere büyük miktarda kükürt dioksit ve diğer aerosol partiküllerini salabilir. Bu partiküller, güneş ışınlarını yansıtarak atmosferde kalarak kara ulaşmalarını engelleyebilir. Bu durum, kısacası, atmosferde bir soğuma etkisi yaratır ve küresel sıcaklıkları kısa vadeli olarak düşürebilir.
  • Asit Yağmuru ve Toprak Erozyonu: Yanardağ patlamaları aynı zamanda asit yağmurlarına neden olabilir. Bu, çevresel etkilerin yanı sıra bitki örtüsü ve toprak kalitesi üzerinde de etkilidir. Toprak erozyonu, bitki örtüsündeki azalmaya ve karbon döngüsündeki değişikliklere yol açabilir.
  • Kara Karbon Emisyonları: Yanardağlardan çıkan partiküller arasında kara karbon (siyah karbon) bulunabilir. Kara karbon, atmosferde kalarak güneş ışınlarını emer ve bu da atmosferde ısınmaya neden olabilir. Ancak, bu etki genellikle sera gazlarının etkilerine kıyasla daha sınırlıdır.

Yanardağ patlamalarının küresel iklim üzerindeki etkileri genellikle kısa vadeli, geçici ve bölgesel olarak sınırlıdır; ancak, büyük ölçekli yanardağ patlamaları, küresel ısınmayı kısa vadede önemli ölçüde artırabilir ve bölgesel ekosistemlere ve hava kalitesine önemli olumsuz etkilere yol açabilir.

 

Sonuç olarak, bilimsel verilere göre insanlar, yanardağlardan çok daha fazla karbondioksit salımına sebep olmaktadır. Günümüzdeki artan karbondioksit seviyelerinin büyük ölçüde insan faaliyetlerinden kaynaklandığı ve bu faaliyetlerin doğal kaynakların etkilerini aştığına dair geniş bir bilimsel uzlaşma bulunmaktadır. Yanardağlar karbondioksit salımına katkıda bulunsa da, onların etkisi genellikle insan kaynaklı emisyonlara kıyasla daha küçüktür.

 

NOT: Küresel ısınmaya yol açan sera gazları mevzubahis olduğunda “salınım” değil “salım” doğru kullanımdır.

 

Yorumunuzu yazınız...