Mehmet Barlas, 7 Eylül 2015 tarihinde Sabah Gazetesi’nde yayımlanan köşe yazısında Ömer Seyfettin’in “Gizli Mabet” adlı öyküsüne değinmiş. Ama hikayeyi biraz yanlış aktarmış.
Mehmet Barlas, aynı yanlışı sadece 7 Eylül 2015 günkü köşe yazısında yapmamış. Geçmişte 5 tekrarı var.
Öncelikle 1 Kasım 2009 tarihli köşe yazısından hikayenin doğrusunu okuyalım:
Yabancıların bizi anlamalarında da özellikle biçimsel sorunlar vardır. Mesela Ömer Seyfettin'in "Gizli Mabet"inin kahramanı Sermet bir yabancıyı (Frenk) bir yaşlı İstanbul kadınının (Sermet'in süt annesi) evinde konuk eder. Sermet ertesi sabah bu yabancının tuttuğu notlardaki şu satırları okur: - ... Sabahleyin gayet erken uyandım. Yataktan kalktım... Ayaklarımın ucuna basarak dışarı çıktım. Karşıda bir oda vardı. Kapısı aralıktı. Yavaşça ittim. Bir de ne göreyim? Gizli bir aile mabedi!.. Köşelerde ağır ceviz ağacından yapılmış, demir çemberli mezarlar duruyor. Şüphesiz bu mezarlarda sevgili ölülerin mumyaları var. Bir tanesini açmağa çalıştım. Mümkün değil, kilitli! Sonra yerde irili ufaklı birçok kaplar duruyor. Bazıları bakırdan, bazıları porselenden! İçlerinde kıymetlileri var, meselâ kapının hizasında, birinci mezarın önündeki gayet kıymetli, etrafı altınla yaldızlanmış bir kap... Kaplarda mukaddes sular duruyor. Bazısında taşacak derecede çok. Mekke'nin, Medine'nin, kim bilir, hangi meçhul, hangi mukaddes köşelerinden gelen bu esrarlı, bu mukaddes sulardan tattım... Bu satırları okuyan Sermet bir kahkaha atar ve yabancı konuğa "Ayol sen gizli mabede girmemişsin" der.. - Ya nereye girmişim?.. - Sütannemin sandık odasına! Sonra yabancının mezar zannettiklerinin çeyiz sandığı, sıvı dolu kapların yağmurda akan dam yüzünden her yere serpiştirilmiş leğenler olduklarını anlatır.
Mehmet Barlas, hikayeyi doğru şekilde 2009 yılında yayımlanan köşe yazısında aktarmış.
Ancak, 7 Eylül 2015, 30 Mart 2013, 12 Haziran 2011, 30 Eylül 2007 ve 23 Nisan 2006 tarihli köşe yazılarında hikayede ev hanımının kilere indiğini belirtip, kadıncağıza reçel, turşu, sucuk kontrol ettirmiş.
Gizli mabet Dış basında Türkiye'deki gerçekleri anlamaya çalışmak yerine çarpıtılmış gerçeklerden esinlenen yorumları okurken, Ömer Seyfettin'in "Gizli Mabet" hikâyesini hatırlıyorum. Ömer Seyfettin'in "Gizli Mabet"nde Osmanlı konağına misafir olan yabancı, evin yaşlı hanımının her akşam merdivenin altındaki küçük odaya girip kapıyı kapattığını görür. Bu odanın bir gizli mabet olduğunu ve evin hanımının her akşam burada dua ettiğini düşünür. Oysa burası evin kileridir ve evin hanımı, her akşam reçelleri, turşuları kontrol etmektedir.
Ancak, Nazan Bekiroğlu’nun aktardığı üzere, “Tatmin edilmiş egzotizmin hazzıyla başı dönen Frenk’in “Gizli Mabed” zannettiği yer aslında büyükannenin sandık odasıdır. Mezar zannettiği şeyler çamaşır sandıkları, hendesî şekiller ise gerilmiş çamaşır ipleri. Mukaddes sulara gelince, akıtan çatıya önlem olarak konmuş kaplarda toplanan yağmur suyu”dur.
Galiba, hikayeye kendinden bir şeyler katmak istemiş.
Taha Kıvanç a Yeni Şafak Gazetesi’nde 24 Nisan 2006 tarihinde yayımlanan köşesinde Mehmet Barlas’a atıf yapınca, aynı hataya o da düşmüş.
Kaynaklar:
– Mehmet Barlas’ın 7 Eylül 2015 tarihli köşe yazısı: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/09/07/megerse-pkk-barisi-ve-uzlasmayi-temsil-ediyormus
– Mehmet Barlas’ın 30 Mart 2013 tarihli köşe yazısı: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2013/03/30/ayak-yikamak-her-yerde-ayni-anlama-gelmez
– Mehmet Barlas’ın 12 Haziran 2011 tarihli köşe yazısı: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2011/06/12/sarkilari-dinlerken-hemen-hayallere-kapilmayin
– Mehmet Barlas’ın 1 Kasım 2009 tarihli köşe yazısı: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2009/11/01/bizi_sade_yabancilar_degil_yerliler_de_bazen_yanlis_anlar
– Mehmet Barlas’ın 30 Eylül 2007 tarihli köşe yazısı: http://www.milliyet.com.tr/2007/09/30/yazar/zmbarlas.html
– Mehmet Barlas’ın 23 Nisan 2006 tarihli köşe yazısı: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2006/04/23/kapi_onundeki_ayakkabilar_krizi_yasaniyor
– Taha Kıvanç’ın 24 Nisan 2006 tarihli köşe yazısı: http://www.yenisafak.com/arsiv/2006/nisan/24/tkivanc.html