Ünlü sanatçı (Mahmut) Mazhar Alanson’un “Yandım” adlı parçasının “yandım yandım” ve “ah ki ne yandım” mısralarını Medine’de yazdığı, “baka baka doyamadım hem kokladım” kısmının da Kâbe’ye atıf olduğu, dinleyenlerin bu hususu atlayıp şarkısını “bir kadın için yazılmış aşk şarkısı” sandığı yönündeki sözleri tekrar gündeme geldi.
Mazhar Alanson’un aktarımlarını alıntılamadan önce Yandım’ın sözlerini ve yorumunu hatırlatalım:
Özledim seni, düştüm yollaraAçtım gönlümü rüzgarınaBir hayaldi sanki, bir maceraYıkıldım.Kelimeler paramparça
Yandım… Yandım…Yandım yandım ah ki ne yandım!Bana yeniden şarkılar söyleten kadınBaka baka doyamadım, hem kokladım daSarhoşluğu geçmedi halaİçimde sevdan…
Hala hoş bir havan varNe güzel adınBir çizik attın gönlüme, kanattın
Yandım… Yandım…Yandım yandım ah ki ne yandım!Bana yeniden şarkılar söyleten kadınBaka baka doyamadım, hem kokladım daSarhoşluğu geçmedi hala İçimde sevdan…
Seni görebildiğim yer rüyalar artıkDeli diyorlar banaAh bu ayrılık…
2018 yılında Üsküdar Belediyesi’nin ev sahipliğinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde verdiği konserde Alanson “Yandım” adlı parçasının “yandım yandım” bölümünü nasıl yazdığını şöyle anlatmıştı:
“Yandım Yandım’ kısmını Medine’de yazdım. Ama ‘yandım’ı birinci gün not defterime düşüyorum. İkinci gün ‘Ah ki ne yandım’ yazmışım. Şimdi ben nerede yazmış olduğumu söylemesem, şarkıyı size açıklamasam siz onu bir aşk şarkısı olarak dinliyorsunuz. Sonra bana şarkılar söyleten kadın mevzusu olmuş. Mesela ‘Baka baka doyamadım, hem kokladım da’ Kabe’yedir. Ama siz onu dinlerken aşk şarkısı zannedersiniz.”
Alanson, tvnet’de katıldığı bir programda “Yandım” adlı parçasının “yandım yandım” ve “ah ki ne yandım” bölümlerini Medine’de yazdığını şöyle söylemiş:
“Yandım’ın çıkış yeri evet Medine’de olmuştur. İlk gün ‘yandım yandım’, ilk gün ‘yandım’ çıkmıştır, ikinci gün o ‘ah ki ne yandım’ çıkmıştır. O zaten şarkının bir çeşit de gizli bir sihirli kodudur orada ‘ah ki’ takısı. Müzik de cuk oturmuştur üstüne. Yani bazen ben söylerim melodi çok önemlidir, söz sonra gelir derim ama aslında tabi Yandım’ı da başka sözlerle tuhaf olabilir yani o anlamda bu neticede bir bütündür. Sonra diğer kısımlarını başka zamanlarda başka şehirlerde yazdım ama konuyu onun etrafında topladım.”
2016 yılında verdiği röportajda Yandım’ın “yandım yandım” ve “ah ki ne yandım” satırlarını umredeyken yazdığını şöyle belirtmiş:
“Benim önce bir defterim olur ve şarkıyı oraya yazarım. Sürekli aşık olup öyle yazmıyorum. Şarkılarımda aşk da vardır sitem de. Defterimi sonra temize çeker, onları toparlarım. “Yandım Yandım Ah ki Ne Yandım”ı umrede yazdım. Ama sadece bu kadarını. Ben satırları topluyorum. “Bana şarkılar söyleten kadın” mesela kutsal bir şey değil.”
Kendi Youtube kanalına yüklediği videoda da bu hususu şöyle aktarmış:
“Medine hikâyemize gelelim. Ben Medine’ye ilk gittiğimde ‘yandım’ diye not defterime bir not düşmüşüm. Ondan sonra ikinci gün ‘ah ki ne yandım’, ki önemli iki küçük şeydir o ‘ah ki’. Sonra birden şarkıda ‘bana şarkılar söyleten kadın’ çıkıyor. Bak bak şimdi ne oldu Mevlâ’dan Leylâ’ya atlayıverdi. Değil. Ben şarkılarımı ayrı ayrı yerlerde ayrı ayrı zamanlarda satırlar toplayarak böyle yapan bir insanım. Ha sonra… Demek ki sonra bana şarkılar söyleten bir kadına rastlamışım o satır çıkmış. Şimdi bu ayrı ayrı yerlerde yazılan ayrı ayrı satırları birleştirip bir aşk şarkısı hâline getirmek de eh o da fakirin işi…”
Alanson, 2006 yılında Haber7.com’da yayımlanan röportajında “yandım yandım” nidasını Hz. Muhammed için kaleme aldığını, yıllar sonra melodiye başka sözlerin de girdiğini ve Medine’ye yönelik atıfları çıkardığını şöyle söylemiş:
Şunu da netleştirelim. ‘Yandım Yandım’ şarkınız Peygamberimiz için mi yazıldı, bir kadın için mi? Çünkü ikisini de söylüyorsunuz?
Vallahi de billahi de, Medine’de ilk gün Peygamberimiz için, ‘Yandım Yandım’ dedim ve orada yazdım. Diğer gün, ‘Ah ki ne yandım’ dedim. Sonra birkaç mısra daha yazdım. Yıllar içinde oradan oraya gitti. O melodiye başka sözler girdi. O söz açıkta kaldı bir ara. Sözü sonra başka bir şeye soktum, orasının Medine olduğunu belli eden sözleri çıkarttım. Çünkü dini bir şarkı yapmak istemedim ki, ben aşk şarkısı yapıyorum. Orada yandığımı hissetmişim. Böyle bir başka şarkım daha yoktur. Ben niye bir tanesine işaret edeyim? Orada yazdım sonra da içine, ‘Bana şarkılar söyleten kadın’ı da koydum. O da doğrudur, kadındır; ama o da Biricik değildir mesela. O da kimseyi ilgilendirmez, hesabını vermek zorunda değilim. Bir saatliğine gördüğüm birisidir belki. Demek ki kendim için yazsam da ortak bir şeyleri yakalıyorum. İster çiçeğin güzelliğine yan, ister çocuğunun güzelliğine yan. Yan Allah yan! Orada da ona yanmışım. Sonra karıma da âşık oldum.
Bütün yanmalar öz olarak aynı mıdır?
Değildir. Bir daha ‘yandım’ diye bir şarkı yazmadım ben. Orada Peygamberimiz için yandım. Bunda ne kötülük var, bunun nesini reklam yapayım. Israrla söylüyorum, tasavvuf hayranıyım. Şarkının kime, neden yazıldığı anlatılmaz. Ağzımdan bir kere çıkmış oldu. Ama ‘Bir hayaldi sanki, bir macera’ orayadır. ‘Özledim seni düştüm yollara’dır, öyledir. ‘Sarhoşluğu geçmedi hâlâ’, odur. Bütün bunlar oranın ilhamıyladır. New York, Bodrum, İstanbul ve Hindistan için de şarkım var. Ama umre diye şarkı yapmadım. Ne zaman samimi, gönlümden geçen bir şey yazmışımdır o çok beğenilmiştir. Hesap yapmadım hiç. Ben bir gerçeği daha söyleyeyim: Ben müzik makamı nedir bilmem mesela (Gülüyor). Hangi makam hangisidir bilmem kardeşim. Bana dinleyenler söyler, bu şu makamdır diye. Bilseydim ne olurdu? Yüz yerine bin bestem olurdu. Bu kadar da imbikten geçmiş olurdu. Hani sanatçı kardeşlerimiz çıkıyor ya, benim 300-500 bestem var diyen. Maşallah ne güzel ya!
2003 yılında NTV’de Gani Müjde’nin konuğu olduğu programda “bana şarkılar söyleten kadın” dizesinin hayalî bir sevgiliye ithaf olduğunu şöyle aktarmış:
“Mekke’deki ilk gün ‘Yandım Yandım’ adlı şarkıyı Hz. Muhammed için yazdım. Mekke’de, Kabe’ye ilk gittiğim gün o şarkının ‘‘yandım yandım’’ sözü çıktı. Mekke’deki ikinci günümde ise ‘ki ne yandım’ kısmını ekledim. Daha sonra yazılan ‘‘Bana yeniden şarkılar söyleten kadın’’ mısrası ise hayali bir sevgiliye ithaf edildi. Herkes bu şarkıyı bir kadın için yazdığımı sanıyor, ama öyle değil. Böyle garip bir adamdan bunu beklemezsiniz..“
Mazhar Alanson, 1994 yılında ilk kez gittiği umre hatıralarına Mazhar Olmak adlı kitabında yer vermiş ve umrede göz yaşlarına boğulduğunu anlatmış.
5 defa umre ziyaretinde bulunduğu bilinen Alanson, sosyal medya hesabında bir fotoğrafı “Umre hatırası yıllar önce” notuyla paylaşmıştı.
Hâliyle, Yandım adlı parçasının sözlerinde “hâlâ hoş bir havan var“, “ne güzel adın“, “bir çizik attın gönlüme, kanattın“, “bana yeniden şarkılar söyleten kadın” gibi satırların yer alıyor olması, şarkının klibinde “kadın” imgesinin yoğun şekilde kullanılması gibi etkenler nedeniyle Alanson’un bu söylemi kafa karışıklığına yol açtı.
Alanson geçmişte, “Yandım” adlı şarkısını Bodrum’a yazdığını, her şeyin “Hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar” dizesiyle başladığını söylemişti.
1998 yılında Kanal D’de yayınlanan Okan Bayülgen’in sunduğu Zaga adlı programa katılan Mazhar Alanson, 1975 yılında bestelediği Bodrum adlı parçasının 20 yıl sonrasında 1995 yılında yeni bir Bodrum parçasını bestelemeye başladığını, bu parçayı ilk defa bahsi geçen programda seslendireceğini söylemiş ve şu ifadeleri kullanmış:
“… Bu arkadaş Bodrum’a gitmiş, Bodrum’a hayran olmuş ve bir aşk şarkısı da yazmış. Sonra 20 yıl sonra gitmiş, o hatıralarının olduğu yerde otelin balkonuna bir çıkmış ki -bir satır geldi zaten şarkıyı onun üzerine kurdum- hatıralarımın üzerine oteller yapmışlar diye… Şimdi onu size sunacağım…”
“Hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar” dizesiyle tanınan, Alanson’un eski hatıralarındaki Bodrum’a yazdığını belirttiği parçasını seslendirdiği programın tamamı:
Alanson söz konusu programda, içinde “Yandım” adlı şarkısının “ah ki” nidasını içeren aşağıdaki sözlere sahip (tabiri caizse “ham”) versiyonunu seslendirmiş:
Gönlüm orda kaldı düştüm yollara
Bir baktım Bodrum yeniden karşımda
Bir hayaldi sanki eski bir macera
Açtım gönlümü rüzgârına
Yandım yandım yandım yandım ah ki ne yandım
Seni görünce hem güldüm hem ağladım
Seni benden uzaklara savurmuşlar
Hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar
Hala hoş bir havan var ne güzel adın
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Yandım yandım yandım yandım ah ki ne yandım
Seni görünce hem güldüm hem ağladım
Baka baka doyamadım hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
İçimde sevdan
Bodrum’da sabah oluyor yine bir tuzak
Benim sabahlarımdan çok uzak
Milliyet‘e 2010 yılında verdiği röportajda “hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar” dizesinin ve şarkının kökenine şöyle değinmiş:
“Bodrum Bodrum”u yazdığınız Bodrum’dan bahsediyorsunuz. 1975 Bardakçı plajında derme çatma kulübe gibi yerler falan. İnsan oraya ışınlanmak istiyor. Nostaljik biri misiniz? “Ah o eski günler” falan?
Yok. Hiç yapmam öyle şey. İşte ilk eşim ve çocuklarla Bodrum’a gitmiştik. Bizim o eski tatil yaptığımız, o kulübelerde oturduğumuz yerde.
Ben de iyi bir odasındaydım. Çıktım balkona, o satır aklıma geldi. “Hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar.” Kızım Eda da dedi ki “İyi ya baba bak ne güzel olmuş”. Hakikaten baktım sukayağı yapılıyor falan. Orada eskiden öyle bir şeyde yatarken şimdi bu güzel otel var.
* Kapak görseli: Youtube / Mazhar Alanson