Atatürk’ün 14 Şubat 1938 Tarihinde Yazdığı ve İsmet İnönü’ye Kızgınlığını Dile Getirdiği Mektup Olduğu İddiasıyla Paylaşılan Metinler Asılsız

 

İnsanımız nedense tarihi gerçekleri saptırmak ya da kendi tezlerini desteklemek amacıyla eskiye dair sahte mektup üretme konusunda pek mahir.

Yeni Şafak Gazetesi Mustafa Kemal Atatürk’ün aralarında İsmet İnönü ve Kasım Gülek’in de bulunduğu CHP’nin önde gelen isimleri tarafından zehirlenerek öldürüldüğüne dair kanıtlar içerdiğini iddia ettikleri “asparagas” mektupları 2015 yılında yayınlamıştı. Hangi arşivden alındığının ortaya koyulamayan mektuplarda, yazıldıkları tarihten sonra piyasaya sürülen yazı tipinin kullanılmasının, mektuplarda kullanılan dilin yazıldığı dönemden ziyade günümüz Türkçesi’ni yansıtmasının belgelerin gerçekliği hakkında büyük kuşku uyandırdığını daha önce aktarmıştık.

Ayrıca, Atatürk’ün “Komünizm Türk Dünyasının en büyük düşmanıdır, her görüldüğü yerde ezilmelidir” vecizesini el yazısıyla kaleme aldığı iddia edilen metnin incelettirildiğinde sahte olduğunun ortaya çıktığına dair iddiaları da paylaşmıştık.

Bugünkü konumuz ise sahteliği konusunda kuşku dahi bulunmayan 14 Şubat 1938’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından İsmet İnönü’ye yazıldığı öne sürülen ve Atatürk’ün İnönü’ye sitemlerini içerdiği iddia edilen sahte mektup.

İlk kez redaktif.com adlı tarafından yayınlandığı anlaşılan bahse konu düzmece mektup metni şöyle (Redaktif.com’a erişim 24 Eylül 2016 tarili ve 2016/1108 sayılı Ankara Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği kararıyla engellenmiş vaziyette. Redaktif.com günümüzde faal değil. İnternet sitesinin bahse konu yayınına alınan arşivi vasıtasıyla ulaşılabilmektedir):

 

“Dolmabahçe 
14.2.1938
Pazartesi
İsmet İnönü’ye
Onulmaz bir hastalığa yakalandım. Afiyet ümit edemiyorum. Artık bu kafayı bu vücut taşıyamıyor. Bir de yalnızlığın verdiği sıkıntı ile günde 3-4 paket sigara, 15-20 fincan kahve, 1 de büyük rakı içiyorum. Sen başvekilken Salih’in adamlarına aman Gazi’yi rakısız bırakmayın diyerek beni ne kadar çok sevdiğini belli ediyordun ya merak etme yine rakım eksik değil.
Benim hayatımın şimdiye kadar milletime faydalı olmaktan başka bir emeli olmadı. Kendi saadetimi bu vatanın saadet ve selameti için feda ettim. Buna rağmen senin benimle ilgili, benim hiçbir şekilde hatır ve hayalimden geçmeyen zararlı fikirler anlattığını öğrenince cidden teessürüme mucip oldu.
Benim için sarhoş sofralarından memleket idare ediyor, vatan zarar görüyor diye söylemişsin. Seni başvekil yapıp, söz sahibi yapanın da sarhoş olduğunu unuttun mu, II. İnönü Savaşında bozguna uğrayıp da sen geri çekilirken Fevzi Paşayı senin yerine görevlendirip savaşı kazandıranın da sarhoş olduğunu ve halkın gözünde kahraman ol diye bunu saklayanın da sarhoş olduğunu ne çabuk unuttun? Bu sofralarımızın meclis sofraları olduğunu, devlet işlerinin burada konuşulup, hesapların alınıp verildiği masalar olduğunu sen söylemez miydin hep? Benim yanımda otururdun senin bütün suçlarını burada temizlemedik mi, Abdürrezak’ın menfaat ticaretine bile senin hatırın için bu masada susmadık mı, Hasan Paşa’nın nasıl zengin olduğuna bu masada başını eğmedin mi, daha ne sayayım, hepsini biliyorsun.
İsmet seni başvekillikten aldıktan sonra hakkımda anlattıklarını duydukça, her söylenene inanmayıp senin için daima kanaatimi kullanarak, seni ve siyasi hayatını bitirmeyip seni affettik. Seni harcamak çok kolay ama, etrafıma bakınca yetişmiş adam yok. Böyle olmasaydı Recep Zühtü senin için hep benden icazet bekledi, ben de senden hep sadakat bekledim. Zaman her türlü hakikati ispat edecektir.
Şayet tekrar memleket idaresine gelirsen, bu millete zararlı olmaktan Allah seni korusun.
K. Atatürk”

 

Redaktif adlı sitenin söz konusu mektupları şu notla yayınladığı anlaşılmaktadır (9 Ağustos 2016 tarihinde Redaktif’te yayınlanan mektupları içeren metin, Hicran Aygün adıyla yayımlanmıştı):

“Redaktif, o mektuplardan bazılarını Salih Bozok’un eşyaları arasında buldu. İlkini geçen hafta yayımlamıştık. Yayımlayacağımız ikinci mektup çok daha ‘şahsi’ ve öfkeli. Bu mektubu da Cumhuriyet’in ilk dönemi tartışmalarına girmeksizin, haber değeri taşıdığı için yayımlıyoruz. Atatürk’ün İsmet İnönü’ye olan kızgınlığını dile getirdiği bu kez “G. Mustafa Kemal” yerine “K. Atatürk” imzasını kullandığı ikinci mektup”

 

Mektup görselleri şu şekilde:

 

Atatürk Tarafından İnönü’ye Yazıldığı ve Kızgınlığını Dile Getirdiği İddia Edilen Sahte Mektup

 

Atatürk Tarafından İnönü’ye Yazıldığı ve Kızgınlığını Dile Getirdiği İddia Edilen Sahte Mektup

 

Atatürk Tarafından İnönü’ye Yazıldığı ve Kızgınlığını Dile Getirdiği İddia Edilen Sahte Mektup

 

Diğer şehir efsanelerinde olduğu gibi kaynak sorunu yaşayan bu mektubun kaleme alındığı iddia edildiği tarihten 78 yıl sonra nasıl ve hangi kaynaktan temin edilerek ortaya çıkarıldığı zihinleri tatmin edecek bir açıklamaya sahip değil.

Atatürk’ün kaleme aldığı mektuplardaki dille yakından uzaktan bir ilgisi bulunmayan, günümüz Türkçesinde kullanılan ifadeler barındıran ve araya kulağa eski gelen birkaç kelime serpiştirilmiş bir mektup olduğu bariz.

Mektupta kullanılan “bir de yalnızlığın verdiği sıkıntı ile günde 3-4 paket sigara, 15-20 fincan kahve, 1 de büyük rakı içiyorum” gibi ilginç ifadeler de mektubun Atatürk tarafından kaleme alınmamış olabileceğinin işaretleridir.

1938 yılında tarih atılırken ayların Romen rakamıyla yazıldığı, mektupta ise Latin alfabesine göre tarih atıldığı, bu durumun da mektubun orijinalliği üzerine gölge düşürdüğü belirtilmektedir.

Metnin Atatürk’ün el yazısının taklit edilerek oluşturulduğu anlaşılıyor (Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı aşağıda yer alan vasiyeti ile yukarıda paylaşılan düzmece mektuptaki el yazısı karşılaştırılabilir).

 

Atatürk‘ün Gizli Vasiyeti
Atatürk’ün Kendi El Yazısıyla Kaleme Aldığı Vasiyeti (İlgilenenler İçin: Atatürk‘ün Vefatından 50 Yıl Sonra Açılmak Üzere Hazırladığı Gizli Vasiyet İddiasının Asılsız Olduğunu Aktardığımız Yazımız)

 

Atatürk’ün el yazısının bire bir taklit edildiği görülen mektup hakkında bir bilirkişi raporunun bulunduğu da ileri sürülmüştü. Mektupların yayınlandığı yazının sonunda “Sosyal medyada bu mektubun gerçekliğiyle ilgili tartışmalar oluşmuştur. Haberi hazırlayan Hicran Aygün, bir müzayedeciden kopyaları alınmış olan bu mektubun bilirkişi raporunu en kısa zamanda yayınlayacağını belirtmektedir” şeklinde bir ifade yer aldığı görülmektedir. Haberi hazırlayan Hicran Aygün’ün bir müzayedeciden kopyaları alındığı belirtilen mektubun bilirkişi raporunu en kısa zamanda yayınlayacağını iddia ettiği belirtilmişti. Ancak tahmin edilebileceği üzere hiç var olmayan böyle bir bilirkişi raporu kamuoyunun bilgisine sunulmuş değil.

 

ataturk ismet inonu sahte mektup

 

Ekşi Sözlük‘teki ve Dünya Sözlük‘teki “Atatürk’ün İsmet İnönü’ye Yazdığı Mektup” başlığındaki mesajlar incelendiğinde ilk yayınlandığında bahse konu mektupların gerçek sanıldığı anlaşılıyor. Sosyal medyada da mektup görselinin ve içeriğinin paylaşıldığı görülmektedir.

Bu mektupları -bir anlık da olsa- gerçek sananlar forum yazarları ya da sosyal medya kullanıcılarıyla sınırlı değildi. Bu mektuplara kısa bir süre için de olsa itibar eden gazetecilere de şahit olmuştuk. ABC Gazetesi bunlardan biriydi.

ABC Gazetesi’nde editöryal bir hata sonucu yayınlandığı belirtilen mektuplar daha sonra yayından kaldırılmış ve ABC Gazetesi Yayın Kurulu tarafından 9 Ağustos 2016 tarihinde konuyla ilgili şöyle bir özür açıklaması yayınlanmıştı:

Değerli ABC Gazetesi okuyucuları;

 

Bugün abcgazetesi.com adresinde “Atatürk’ün İsmet İnönü’ye yazdığı mektup ilk kez yayınlandı” başlığı ile yayınlanan haber, Redaktif sitesinin haberleştirmiş olduğu bir iddiadır. İddia, Mustafa Kemal Atatürk’ün Başyaveri Salih Bozok’un kişisel belgeleri arasından çıktığı ileri sürülen bir mektup üzerinden ortaya atılmıştır.   

 

14 Şubat 1938’de yazıldığı öne sürülen ve Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmet İnönü’ye yönelik ‘sitem’lerini içeren söz konusu mektubun gerçek olmadığı, güvenilir kaynaklar tarafından teyit edilmiştir.

 

Atatürk’ün el yazısının bire bir taklit edildiği görülen mektup hakkında bir Adli Tıp raporunun bulunduğu da ileri sürülmüştür. Ancak, böyle bir rapor bulunmadığı gibi mektubun sahteliği konusunda da kuşku yoktur.

 

Editöryal bir hata sonucu ABC Gazetesi’ni izleyenlere sunduğumuz içerik için okuyucularımızdan özür diliyor ve söz konusu hata için bizleri uyaran dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

 

ABC Gazetesi Yayın Kurulu

 

Yorumunuzu yazınız...