Atatürk’ün Vefatından 50 Yıl Sonra Açılmak Üzere Hazırladığı Gizlenen Vasiyet İddiası Asılsız

Yanlış İddia

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra açıklanmak üzere hazırladığı gizli bir vasiyetnamesinin olduğu yönünde bir şehir efsanesi mevcut. İçeriği hakkında ise çok ilginç spekülasyonlar mevcut.

“Kuyuya taş” misali “Atatürk’ün gizlenen vasiyeti” iddiasını ortaya atan isimler olarak karşımıza Aytunç Altındal ve Meriç Tumluer çıkıyor.

Aytunç Altındal, geçmiş dönem Cumhurbaşkanlarının ve Başbakanlarının bu belgeden haberdar olduğunu, Celal Bayar’a 1964 yılında sorduğunda “Böyle bir olay vardır fakat Türkiye buradaki fikirlere hazır değildir” yanıtı aldığını belirten Altındal, 1980 yılında ortaya attığı iddiada gizli vasiyetnamede “hilâfet”in işaret edildiğini iddia etmekteydi.

Meriç Tumluer adlı bir vatandaş ise gizli vasiyetin bir nüshasının kendisinde olduğunu iddia etmektedir. Bir nüshanın kendisinde nasıl olduğuna dair soruya ise “büyük dedemiz Mehmet Rıfat Efendi, Atatürk’ün yanında çalışan bir eski jandarma istihbarat subayıydı. Atatürk, ileride suistimale uğramaması için çevresindekilere vermiş” şeklinde cevap vermektedir. Meriç Tumluer’in iddiaları http://ataturkunvasiyetnamesi.com adlı internet sitesinde yer almaktadır.

“Gizlenen vasiyet” efsanesine göre;

  • Atatürk ölümünden 2 ay önce bir vasiyet hazırlar ve vefatının 50 yıl sonrasında açılmasını istediği vasiyetnamesini mühürletip kaldırtır.
  • 28 Kasım 1938’de bir heyet huzurunda açılan vasiyetnamenin eksik açıklanır mühürlü zarfın içinde bir zarf daha vardır, bu vasiyetname Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Merkez Bankası Genel Müdürlüğü Merkez Şube’deki özel bir kasaya konur.
  • 1988’de vadesi gelen vasiyetnamenin açılması işlemini dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren “halk henüz buna hazır değil” diyerek 25 yıl daha erteler.

Elbette bu iddialar hurafeden başka bir şey değil.

 

atatürk hasta yatağında

 

İddiaya ilişkin gerçekler şu şekilde:

  • Kenan Evren’in açılışını ötelediği iddia edilen tarihin üzerinden 25 yıl daha geçer ve 2013 de biter; lâkin ortaya bir vasiyet çıkmaz.
  • Meriç Tumluer’in elinde olduğunu belirttiği nüsha da (nedense!) bir türlü kamuoyuyla paylaşılamaz.
  • Bu hususta açılan dava “Davacıların iddia ettiği gibi bir vasiyetnamenin varlığı sübuta ermediği” gerekçesiyle Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesince ve Yargıtayca reddedilmiştir. Bu konuda AİHM’e 19 Nisan 2007’de yapılan ve 17820/07 dosya numarasıyla kaydedilen başvurunun sonucuna dair bir bilgi paylaşılmadı.
  • Atatürk’ün ölümünden önce 5 Eylül 1938 tarihinde Dolmabahçe’de el yazısıyla kaleme aldığı, Beyoğlu 6. Noterliği’nin 6 Eylül 1938 tarih ve 7061 sayılı yevmiye sayısı ile kayıtlı olan kamuoyuyla paylaşılan tek bir vasiyeti vardır. Hâlihazırda, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde (Cumhuriyet Arşivi Katalogları: fon no: 30 10 0 0 ve yer numarası: 269, dosya gömleği no:808, sıra no:1) saklanmaktadır.
  • Bu konuda TBMM Başkanlığı’na verilen soru önergelerine ilişkin yanıtlarda da Atatürk’ün böyle bir vasiyetinin olmadığı açıklanmıştı. Bu açıklamaya göre;
    • Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1938/95 Tereke sayılı dosyasıyla Atatürk’e ait vasiyetnamenin açılması ve tereke tespiti işlemi yapılmış,
    • Kapağı üzerinde Noterliğin mührü bulunan kırmızı bal mumuyla üç yerinden mühürlenmiş ve Atatürk’ün imzası ve yazısını içeren vasiyetname, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne teslim edilmiş,
    • Bu vasiyetnameden başka bir vasiyetnameye ait herhangi bir bilgi ve belgeye dosya içerisinde rastlanmamış,
    • Atatürk’e ait kıymetli eşya ve evraklar muhafazası amacıyla Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğü’nün kasalarına bir heyet tarafından kapalı bir şekilde konularak kilitlenmiş, mahkemece mühürlenerek bir tutanak tutulmuş,
    • 22.01.1964 tarihinde kasalardaki bütün tarihi belge ve vesikalar Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi temsilcilerine, 1 no’lu kasadaki eşyalar ise 29.4.1964 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından usulüne uygun şekilde devir ve teslim edilerek kasaların tamamen boşaltılmış.
  • Genelkurmay Başkanlığı da, Genelkurmay ATASE Daire Başkanlığı arşivinde gerek Ziraat Bankası’ndan intikal eden belgeler arasında Atatürk’ün gizli vasiyetinin yer almadığını açıklamıştı.
  • Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Atatürk’ün kendi el yazısıyla tek sayfalık sadece bir vasiyetnamesi olduğunu belirterek “Atatürk’ün Tarih Kurumu’nda başka gizli belgesi yok. Genelkurmay’da bazı belgeler olabilir dendi. Böyle bir belgeyi hiç görmedim, duymadım. Olsa idi duyulurdu” demişti.
  • İddianın önemli bir unsurunu oluşturan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise 1988’de Atatürk’ün vasiyetini açıp “açıklanmasını sakıncalı görüp” açılmasını ötelediği iddiasını kesin bir dille reddetmişti. Kendisine bu konuda mektup yazan Emin Şirin’le yaptığı telefon görüşmesinde gizli bir vasiyetname olmadığını, vasiyet niteliğinde başka notlar da görmediğini belirterek  “Ne böyle bir gizli vasiyet var, ne de hilafetin ileriki bir tarihte ihyasını ima edebilecek en ufak bir yazı veya nota rastladım” demişti.
  • Aytunç Altındal’ın Atatürk’ün gizli vasiyetinde hilafetle ilgili hususlar yer aldığı ve 1922 yılında Nutuk’ta hilafetle ilgili bu yönde atıflar yer aldığı iddiası da saçmalıktan öte değildir. Çünkü, Eriş Ülger’inde belirttiği üzere Nutuk’ta “Bugün (1922) dünyada sadece 3 Müslüman ülke var. Bu sayı ileride 40-50′ ye yükselirse, Hilafet işte o zaman yeniden gündeme gelir” vari bir cümle yer almaktadır ne de 1922 yılında hilafetle ilgili Altındal’ın iddia ettiği şeyler yaşanmış durumdadır (“Ben Nutuk’un yalancısıyım” diyerek Nutuk’u kaynak gösteren zihniyete Nutuk’un 1922 yılında yazılmadığını belirtmeye dahi gerek duymuyoruz).
  • Eski Türkçe olarak ölümünden 2 ay önce kaleme aldığı, bu nedenle günümüz Türkçesiyle anlaşılamayacağı da iddialar arasında. Ancak, bu hususta ciddi bir tutarsızlık var. Çünkü, Atatürk’ün ölümünden önce el yazısıyla kaleme aldığı yazı eski Türkçe ile değil. Neden gizli bir vasiyetname yazıp, 50 sene sonra açılması talimatını verip, eski Türkçe ile yazsın?
  • Neden 50 yıl, neden 25 yıl? Gizli bir vasiyetnamenin açıklanması için neden böyle yıl aralıkları seçilir? Diğer şehir efsanelerinde olduğu üzere hiçbir temeli olmayan saçma sapan atıflardan başka bir şey değil bu yıl aralıkları da.

Halbuki Meriç Tumluer Yakup Köse’ye verdiği röportajda gizli vasiyetnamede Atatürk’ün İkinci Dünya Savaşı’nın ne zaman çıkacağını, Hitler ile Mussolini’nin sonlarını, Sovyetler Birliği’nin hangi tarihte dağılacağını, suikaste uğrayacak bir ABD Başkanı’nı, mehdinin İstanbul’a geleceğini, İsa Peygamber’in Ayasofya’da belireceğini de “şifreli” şekilde aktardığını belirtmektedir. Mutluer’in bu sözleri ile Atatürk’ün vasiyetine ilişkin noter kaydını içeren sayfaya aldığı notlar okunduğunda, orijinal belgeler yerine söylenti ile tarih inşa etmeye çalışan zihniyetin inandığı bu hurafenin sahihlik derecesi daha iyi anlaşılmaktadır:

NOT: 1) Bu vasiyetname eksik altı (6) maddeden fazla fakat İsmet İnönü tarafından gerisi saklanmıştır. Önemli! 2) Eski Türkçe Gizli Vasiyet ise halen tamamı saklatılmaktadır. 3) Bu vasiyetnamelerin hepsi ortaya çıkartıldığında bütün sırlar ortaya çıkacaktır. (T.İ.E) Meriç Tumluer.

Çok inandırıcı (!) değil mi?

 

Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk

 

Atatürk’ün Kendi El Yazısıyla Kaleme Aldığı Vasiyeti

Atatürk’ün ölümünden önce 5 Eylül 1938 tarihinde Dolmabahçe’de el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetinin metni şu şekildedir:

“Dolmabahçe 05 – IX – 1938

Pazartesi

Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi C. H. Partisine atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:

1. Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.

2. Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e sekizyüz, Sabiha GÖKÇEN’e altıyüz, Ülkü’ye ikiyüz lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.

3. S. GÖKÇEN’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.

4. Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.

5. İsmet İNÖNÜ’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.

6. Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.

K. Atatürk

 

 

Bahse konu vasiyetin Beyoğlu 6. Noterliği’nce 6 Eylül 1938 tarih ve 7061 sayılı yevmiye sayısı ile kayıtlı onayı hakkında Beyoğlu 6. Noteri İsmail Kunter, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak, Dr. Neşet İrdelp ve Atatürk tarafından imzalanan zabıt varakasının (tutanak) metni şu şekildedir:

“Beyoğlu Altıncı Noteri
Y. No. 7061
C. No. 1
Zabıt Varakası

Bin dokuz yüz otuz sekiz yılı Eylül ayının altıncı Salı günü (6 Eylül 1938) ben aşağıda imza ve mühürünü koyan ve basan ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının verdiği salahiyetleri haiz olarak Galata’da Tünel yanında Billur Sokağı’nda Taptaş Hanın altındaki dairemde iş gören Beyoğlu Altıncı Noteri İsmail KUNTER, vazife başında iş görmekte iken vaki olan davet üzerine Dolmabahçe Sarayı’na gittim.

İstanbul Mebusu Dr. Profesör Neşet Ömer İRDELP ve Riyaseti Cumhur Umum Katibi Hasan Rıza SOYAK’ın delaletleriyle Türkiye Cumhur Reisi ATATÜRK’ün huzurlarına çıkarıldım. Davet sebebini kendilerinden istizan ve istifam eylediğimde: 
‘Kendi elimle yazıp zarf içine koyduğum vasiyetnameyi size tevdi ediyorum. Bu vasiyetnamemin muhafazasını ve kanun hükümlerinin yerine getirilmesini isterim’ buyurdular.

Bana kapalı olarak verilen bu zarfı alırken mumaileyhim ve Neşet Ömer İRDELP ve Hasan Rıza SOYAK hazır bulunuyorlardı. Zarfı muhafaza için aldım ve bu Zabıt Varakası’nı tanzim ederek vasiyetnameyi tevdi eden Ulu Önderimiz ATATÜRK ve hazır bulunanlara imza ettirdim ve ben de altını mühürleyerek imza ettim.

6 Eylül 1938 günü saat: 13.30

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün Vasiyetnamesi
Mustafa Kemal Atatürk’ün Vasiyetnamesi Sureti

 

Atatürk’ün kendi eliyle kaleme aldığı vasiyeti, vefatının 18 gün akabinde 28 Kasım 1938 günü Ankara 3. Sulh Hukuk Hakimi Osman Selçuk başkanlığındaki oturumda, Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Boysan, Adalet Bakanı Hilmi Uran, İçişleri Bakanı Doktor Refik Saydam, Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı, bazı milletvekilleri, hakimler ve avukatlar huzurunda açılmıştır. birinci zarf açılarak içinde yer alan Beyoğlu 6. Noteri İsmail Kunter, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak, Dr. Neşet İrdelp ve Atatürk tarafından imzalanan zabıt varakası okunmuş ve duruşma tutanağına geçirilmiştir. Ardından 2. zarfta yer alan Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetnamesi okunmuş ve tutanağa geçirilmiştir.

 

L’Ilustration adlı dergide “Enver Bey ve Mustafa Kemal” (“Enver bey et Mustapha Kamel”) notuyla yayınlanan fotoğraf

 

“Atatürk’ün Gizlenen Vasiyeti” Hurafesine İnanan Yazarlar

Lozan Barış Anlaşması’nın gizli maddelerine inanan köşe yazarları varsa, elbette Atatürk’ün gizli bir vasiyetinin olduğuna inanan yazarlar da vardır. Bakalım kimler:

Aytunç Altındal, Hürriyet Gazetesi‘nden İzzet Çapa’ya verdiği röportajda gizli vasiyetin 2013 yılı Kasım ayında açıklanacağını iddia etmişti. Tabiki bahsettiği durum gerçekleşmedi. Hiç de gerçekleşmeyecek.

Baran Aydın, “Atatürk’ün Gizlenen Vasiyeti” adlı kitabında şehir efsanesinin detaylarını aktarmıştı.

Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit Gazetesi‘ndeki “Mustafa Kemal’in vasiyeti bugünlerde açıklanacak mı?” başlıklı 4 Kasım 2013 tarihli yazısında Altındal’ın iddialarına yer vermişti:

"29 Ağustos 2013’de gazeteci İzzet Çapa, Aytunç Altındal ile bir röportaj yaptı.. Aytunç Altındal, 50 yıllık gizlilik kararı 1988’de 25 yıl daha uzatılan Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinin önümüzdeki kasım ayında açıklanacağını söyledi. Altındal, vasiyette Atatürk’ün halifelikle ilgili önemli ifadelerinin olduğunu belirtirken, hilafetin aslında kaldırılmadığını öne sürdü. Yetkililere bir hatırlatalım dedik. Bugün 5 Kasım.. Şimdi bekliyoruz.. Altındal’ın iddiasına göre, bu vasiyet açıklanırsa, Lozan da yeniden gündeme gelir, Misakı Milli de. Kerkük, Musul konusu da. Tabii başta Hilafet konusu yeniden gündeme gelecektir."

Dilipak daha sonra 29 Kasım 2013 günü kaleme aldığı “Ve aralık!” başlıklı yazısında konu hakkındaki spekülasyonlarını sıralamıştı.

Serdar Turgut, Habertürk Gazetesi‘ndeki 4 Şubat 2013 tarihli “Atatürk’ün gizli vasiyeti niye açılmıyor?” başlıklı yazısında 2013 yılında neden vasiyetin açılmadığını sorarak bu hurafeye inandığını belli etmiş:

"ATATÜRK'ün ölümünden 2 ay önce mühürletip kaldırttığı ve 50 yıl açılmamasını istediği siyasi vasiyeti hakkındaki gizem sürüyor. 1988 yılında açılması gereken vasiyetin açılması, dönemin güçlüsü Kenan Evren tarafından "Halk henüz buna hazır değil" denilerek 25 yıl daha ertelenmişti."

Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Hasan Demir de 11 Kasım 2008 tarihli “Atatürk vasiyetinde Vatikan için ne dedi?” başlıklı yazısında, gizli vasiyet safsatasına inandığını aşikâr etmişti:

"Dünkü yazımızda Atatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra açıklanması için yazıp noter huzurunda mühürleyerek bir zarfa koyduğu, Ziraat Bankası kasalarında kilitli tutulan vasiyetinin Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde açıldığını, fakat “Açıklanması sakıncalıdır” diyerek milletten gizlendiğinden söz etmiş ve böyle bir vasiyet için vardı-yoktu diye tartışmanın anlamı yok dedikten sonra şöyle noktalamıştık:“-Çünkü böyle bir vasiyetin var olduğunu Kenan Evren kabul ediyor ve bu kabulü de mahkeme kayıtlarına geçmiş bulunuyor.” Evet, konu mahkemelik...Üstelik, iç hukuk yolları tüketildiği için de konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmış bulunuyor."

Latif Şimşek de Beyaz Gazete‘deki “Atatürk’ün gizli vasiyeti kimde?” başlıklı 11 Kasım 2015 tarihli yazısında bu safsataya inananlardan olduğunu sergilemiş.

 

Mustafa Kemal Atatürk Gazi Orman Çiftliği’ndeki Marmara Köşkü’nün balkonunda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mehmet Tevfik Bıyıklıoğlu ile birlikte iken (14 Temmuz 1929)

 

Son olarak Murat Bardakçı’nın “yalanın saygınlığı” olarak adlandırdığı duruma ilişkin yorumuyla bitirelim:

“Bu işi yapmalarının tek bir sebebi vardı: Ekranlarda görünmek ve isim yapmak merakı! Ciddî şekilde, yani ter dökerek çalışmak zahmetli olduğu için işin kolayını ortaya böyle alâka çekecek hayalî senaryolar atmakta bulmuşlardı. Komplo teorilerine milletçe artık ânında inanır hale geldiğimiz için söyledikleri herşey ciddiye alınıyor, saçmalamalarına inanılıyor ve akla-hayâle gelmeyen yalanları sayesinde bilgi sahibi ve saygın insan oluyorlardı!”

Atatürk'ün gizli vasiyeti

10 Yorumlar

  1. MERİÇ TUMLUER Reply

    Biz Dava Adamıyız GİZLENEN Vasiyetin Varlığını sizde iyi biliyorsunuz
    Ayrıca Murat Bardakçı kim tanımayız onun vatan perver olmadığını Masonlara hizmet eden aciz bir maşa olduğunu ve bu konularda bilirikişi olmadığını herkes bilir ve onu herkes gibi bizde ciddiye Almayız ! Sizde Çok dürüst bir site iseniz ATATÜRKÜN 31 GİZLENEN VASIYETINİ Hedef 2023 nedir RECEP TAYYİP ERDOĞAN Beye SORUN O SİZE İÇERİĞİNİ ANLATIR. Hodri Meydan

    • MERİÇ TUMLUER Reply

      MERİÇ TUMLUER
      20 NİSAN 2019 TARİHİNDE, SAAT 00:16
      Yorumunuz denetim için bekliyor.
      Biz Dava Adamıyız GİZLENEN Vasiyetin Varlığını sizde iyi biliyorsunuz
      Ayrıca Murat Bardakçı kim tanımayız onun vatan perver olmadığını Masonlara hizmet eden aciz bir maşa olduğunu ve bu konularda bilirikişi olmadığını herkes bilir ve onu herkes gibi bizde ciddiye Almayız ! Sizde Çok dürüst bir site iseniz ATATÜRKÜN 31 GİZLENEN VASIYETINİ Hedef 2023 nedir RECEP TAYYİP ERDOĞAN Beye SORUN O SİZE İÇERİĞİNİ ANLATIR. Hodri Meydan

      CEVAPLA

      • malumatfurus Reply

        Meriç Bey, yazıyı tekrar okumanızı tavsiye ediyoruz. Atatürk’ün gizli bir vasiyetinin olmadığına inanıyoruz. Kenan Evren’den sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mı suçluyorsunuz şimdi de Atatürk’ün vasiyetini gizlenmesi noktasında? 1988 ve 2013’te açılacak denmişti, şimdi de hedef 2023 mü?

        • mümkünse, lütfen şu m*riç beyin nesebini de araştırır mısınız? büyük dedesi mehmet rıfat efendi miymiş? o jandarma istihbarat subayı mıymış? bunlar da doğru olmayabilir diye dedim ve merak ettim 😀

  2. Buradaki bilgiler yanlış. 1990 yılına ait sabah gazetesi haberi manşeti “Atanın vasiyetini Kenan Evren neden açtırmadı” olmuştur. Şayet böyle birşey olmasa Evren o yıllarda çıkan bu manşetlere itiraz ederdi. Sonradan Çıkan tartışmalar “Bu vasiyetin karartıldığı yok edildiği” yönünde. Ayrıca İnsanlara cevap verirken de konuyu saptırarak cevap vermeyiniz.

  3. 2023 de tekrar 7 Yıl ertelenir 2030′ da kurtulus Savaşı’na benzer büyük bir Savaş çıkar ve 2030 da herkesin hazır olması lazım

  4. KENAN EVREN OKUMUŞ VE BU SAFSATALAR’I AÇIKLAMANIN SIRASI DEĞİL DİYEREK 25 SENE DAHA UZATMIŞTIR. DÜNYA ALEM GERÇEKLERİN SONUNDA BİR GÜN ÖĞRENECEK

  5. istediğiniz kadar ilahlaştırmaya çalışın. Eğer bir kişi kanunla korunuyor dünya da eşi benzeri yoksa gizlenen şeyler vardır. Adnan menderes kanun getirdi diye aklanmayın, hem de açık oy gizli sayıma rağmen tarihi fark atarak kazanınca ülke putlardan kurtulduk diye bir kaç şehirde heykeli kırılınca Başbakan olan adamın gırtlağına çöken kemalist generaller ya ağır ceza verilecek kanunu çıkar ya darbe diye tehdit ettiler mecburen çıkardı. eskiden ordu yönetiyordu ordu. çünkü ilk görevleri vatan savunmak değil Atatürk ilke ve inkilaplarını korumak diye yetiştirilen subaylardı o harbiye ve kuleliiye kolay kolay kimse alınmaz soyu sopu araştırılır zaten babası dedesi ordudaysa alınırdı. 100 senedir masallarla uyutulduk hala eğitim müfredadı yüzünden nesiller beyinlerine işlendiğinde bitmiyorsunuz ki! Şimdi gelelim bu sorulara cevap verecek babayiğit kemalist var mı? 7 düvel yeniyorsun ama Lozan’da adaları veriyorsun boğazları rehin veriyorsun batı trakya elinden gidiyor musul kerkük gidiyor. Osmanlı borçlarını kabul ettiriyorlar sesin çıkmıyor sorsan yunan’ı denize döktük yahu yunan kazançlı çıkıyor bu nasıl iştir. Diğer sorum padişahlık saltanat kaldırdım demiş ama kendisine saltanat kurmuş. bıraktığı dev mirası nasıl elde etti? öldü ama hala ona bağlılık yemini etmeden vekil olunmuyorsa bu ölüsüne bile saltanat kurmak değil mi? şimdi bir savaş olsa başımızda erdoğan veya başkası savaştan sonra sınırlar değişirse kalkıp mesela ülke adını türk islam devleti yapsalar kanunla da ata ilan etseler. kemalistler tamam der mi? kesin etmezler o zaman bana zorla nasıl kanunla atandır dedirtiyorsunuz. o olmazsa başkası lider olurdu yalana bak olmazsa olmazdık yıl 1918 daha o sarayda hain dediği vahdettinin yaveriydi yaveri. antep maraş van urfa kars nice yerlerde halk kendi kovdu düşmanı oraları da o mu kurtarmış oldu. canakkale 5 sene sürmüş son 6 ay bu gitmiş emirlerinde albay bir cepheye ama oldu çanakkale ilahı geçin bu zırvalıklar. karısının hatıraları sıkıysa açıklansın ya. özel hayatı nasıl anlayalım. dayısının tarlasında karga kovalarmış vay be koca ilahları için çocukluğunun anlatılması sadece bu masal dayısı kim amcaları kim teyzeleri kim niye dedeleri yok bunların adı işi yok mu? niye gizlenir işte yakala korursan bunlara belge sunacakları korkutur sindirirsen ama sen ne uydurursan serbest ve oldu sana atamız.

  6. Önce yazarınızın ismini yazın Reply

    Sitenizin adından belli osmanlı zihniyetinden kopamamış ve siyasal islamcılığı kendine zafer görenlerdensiniz. Değişik hırsla ve gereksiz sert uslupla yazdıgınız yazının size hayrının dokunmaması tek temennimdir…O kadar belli ki söylemek istedikleriniz. Ama hiç bir zaman huzurlu olamayacaksınız çünkü gerçekler üstü örtülse de uzaktan belli olur! Atamızın herşeyini gizlemiş dahi olsalar biz onun gözlerine bakıp o gizlenenleri okuyabiliyoruz. Be mutlu bize ! Asla tam tersini düşünenlere; ne bir ülke, ne de o pabuçu bırakmayacagız!

    • malumatfurusorg Reply

      Evet gerçekler “belli” ve yazıda aktarılmış vaziyette.

      Atatürk’ün bu tip hurafelere ihtiyacı yok.

Yorumunuzu yazınız...