İngiliz yazar, şair, besteci, dil bilimci ve çevirmen John Burgess Wilson, bilinen adıyla Anthony Burgess (25 Şubat 1917 – 22 Kasım 1993) hakkında sıklıkla paylaşılan bir aktarıma değineceğiz.

Otomatik Portakal’ın ünlü yazarı Anthony Burgess’in 43 yaşına geldiğinde beyninde ameliyat edilemeyecek büyüklükte tümör olduğunu ve kendisine 1 yıl ömür biçildiğini öğrendiğini, eşine bırakacağı bir şeyi olmadığı için 1 yılda tam 5 roman yazdığını, ancak 1 yıl içerisinde tümörün gerilediğini ve ünlü bir yazar olduğunu aktaran yaygın şekilde paylaşılan metin şöyle:

 

“Anthony Burgess beyninde tümör olduğunu ve bunun kendisini bir yıl içinde öldüreceğini öğrendiği sırada tam 40 yaşındaydı. O sıralar yoksul bir adamdı, cebinde beş parası yoktu ve kısa süre içinde dul kalacak olan eşi Lynne’e miras bırakabileceği hiçbir şeyi de bulunmuyordu.

 

Burgess geçmişte profesyonel bir roman yazarı değildi ama içinde de bir yazarlık yeteneği olduğunun da her zaman farkındaydı. Bu yüzden eşine hiç değilse telif haklarını bırakabilmek adına bir roman yazmaya karar verdi.

 

“Ocak 1960 sabahıydı. Doktorum tarafından konulan tanıya göre önümde yaşayabileceğim bir kış, bir ilkbahar, bir yaz ve bir sonbahar vardı. O yıl, yapraklar dökülmeye başladığında ben de ölmüş olacaktım.” diye başladı ilk cümlelerine.

 

Anthony Burgess, o hızla ve telaşla yıl bitmeden 5,5 roman yazmayı başarmıştı. E. M. Forster bile bütün bir yaşamı boyunca, Amerika’nın en büyük yazarlarından J. D. Salinger ise tüm ömrü boyunca ancak bunun yarısı kadar yazabilmişti.

 

1 yıl geçmiş ancak Burgess ölmemişti. İlk önce kanseri geriledi, sonra tümüyle ortadan kalktı ve Burgess yaşamı boyunca içlerinde en ünlüsü Otomatik Portakal olan 70’den fazla yapıt üretti. Anthony Burgess, eğer kansere yakalanmasaydı bu romanların birini bile yazmamış olacaktı.

 

Aslında çoğumuz da Anthony Burgess gibi degilmiyiz? İçimizde ortaya çıkmak için bir dış etkenin ortaya çıkaracağı acil durumu bekleyen bir yetenek saklarız.

 

Şimdi kendinizi Anthony Burgess’ın yerine koyup sadece 1 yıl sonra kanserden öleceğinizi hayal edin ve kendinize şu soruyu sorun; Eğer ben de bir yıl daha yaşayacağımı öğrenmiş olsaydım yaşamımda neleri değiştirir, o son yılımı nasıl yaşar ve neler yapmaya başlardım…”

 

Hayatı boyunca 50’den fazla kitap yazan Burgess, beyin tümörü teşhisinin konulduğu 1959 yılında henüz kitap yazmamış biri değildi (Elbette Anthony Burgess şöhretini aslında Otomatik Portakal (Clockwork Orange) adlı kitabının Stanley Kubrick tarafından beyaz perdeye aktarılmasına borçlu).

İlk kitabı 1956 yılında yayımlanan Burgess’e sonradan yanlış olduğu anlaşılan beyin tümörü teşhisi 1959 yılında konulmuş. 1959 yılına değin Burgess, Time for a Tiger (1956) (Volume 1 of the Malayan trilogy, The Long Day Wanes), The Enemy in the Blanket (1958) (Volume 2 of the trilogy) ve Beds in the East (1959) (Volume 3 of the trilogy) adlı kitapları yayımlanmıştı.

Anthony Burgess, beyninde tümör olduğunu öğrenince geriye kalan az zamanında eşine bırakacağı bir mirası olmadığı için telif haklarını bırakabilmek adına roman yazmaya giriştiğini açıklamıştı.

1917 doğumlu Burgess 1959 yılında 42 yaşındayken beyninde bir tümör olduğunu ve bir sene daha yaşayacağını öğrenip 1 yılda 5 roman yazdığını belirtmişti.

Verdiği bir demeçte doktorların beyninde tümörün olup olmadığını tam olarak tespit edemediğini, kendisine 1 yıl ömrünün kaldığının söylendiğini, bu 1 yıllık sürede 5 kitap yazdığını söylemiş (Conversations with Anthony Burgess. 2008. University Press Of Missisippi. Ed: Earl G. Inersoll & Mary C. Ingersoll) (“You’ve had your time : the second part of the confessions” adlı otobiyografik eserde de bu duruma değinmiş).

 

anthony burgess tumor

 

1973 yılında “Otomatik Portakal ve Şiddet Üzerine” verdiği bir röportajda yaşadığı süreçle ilgili aktarımı şu şekilde (Çeviri: Ümit Gurbanov):

“… Temelde ben bir komedi yazarıyım. Benim işim şayet mümkünse komik bir eser ortaya koymaktır.”

 

“Kaç kitap yazdınız?”

 

“Otuzuncu kitabımı yeni bitirdim. Çevreyi kirleten şehir hakkında bir kitap. Otuz kitap oldu yani.”

 

“Kaç yılda yazdınız bunları?”

 

“Kaç yılda mı? On sekiz yılda.”

 

“Otuz yılda on sekiz kitap mı? Çok büyük bir sayı bu!”

 

“Evet, çok çalışmalısınız! Üstelik bu, oldukça uzun ve bir o kadar da garip bir hikaye. Ancak şöyle ki, öleceğim söylenmişti bana. On altı yıl önce, doktorlar kafamda bir tür beyin tümörü keşfettiler. Ve bana bunun ameliyat edilemez olduğunu söylediler. Oldukça kibar bir biçimde bana bir yıl ömür biçtiler. Ne param vardı ne de işim. Bir iş bulabilmek için okul okul gezdim. Mümkünatı yoktu bunun çünkü tüm müdürler şöyle diyordu: ‘Gelecek yok, eski dostum, gelecek yok!’ Peki ne yapılabilirdi? Sadece yazmak mümkündü! Böylece meslek olarak yazarlığı seçtim. Oldukça garip ve aşırı olan bu son yılımda, beş buçuk roman yazdım.”

 

“Beş buçuk roman mı?”

 

“Evet, beş buçuk roman.”

 

“Bu beş buçuk romanın içinde Otomatik Portakal ile bu ayın sonunda Fransızca yayımlanacak olan roman da vardı.”

 

“The Wanting Seed?”

 

“Evet.”

 

“O halde geçen bir yılın sonunda hâlâ hayatta olduğunuzu fark ettiniz!”

 

“Evet, dediğim gibi, uzun bir hikâye bu. Sanıyorum ki böyle bir ölüm hükmü vermelerinin sebebi klinik değil, politikti. Çünkü o zamanlar Borneo’da sömürge memuruydum ve iç politikaya karışıyordum. Böylesine güzel bir beyin tümörü hikayesi kullanarak beni hızlıca sınır dışı ettiler diye düşünüyorum.”

 

 

Burgess, farklı demeçlerinde de bu aktarımda bulunmuş (Aşağıdaki bağlantıda yer alan Anthony Burgess hakkında hazırlanan belgeselin 17. dakikasından itibaren ilgili bölüm izlenebilir):

 

 

Hakkında hazırlanan biyografilerde National Neurological Hospital adlı kurumda beyninde tümör bulunduğuna dair ön teşhis konduğunun, Burgess’in ameliyatı reddettiğinin aktarıldığı görülüyor (Paul W. Boytinck (1985). Anthony Burgess: An Annotated Bibliography and Reference Guide. Garland Pub. Sf: V).

 

John Burgess Wilson

 

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, modern klasikler dizisi kapsamında yayımladığı kitaplarda Anthony Burgess için kullandığı kısa özgeçmiş metninde şu aktarım yer almış:

ANTHONY BURGESS (1917-1993) İngiliz romancı , besteci, eleştirmen . 1 959 yılında Burgess’a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı kondu ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynne’in geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess öfkeyle masaya oturup 1 2 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Artık tanınan bir yazar olmuştu. 50’den fazla roman ve kitap yazdı .

 

anthony burgess tumor kitap
Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan çıkan Anthony Burgess’in Mozart ve Deyyuslar adlı kitabının arka kapağından

 

Metis Yayınları ise Burgess için hazırladığı biyografide tümör teşhisinin yanlışlığı mevzuuna şöyle yer vermiş:

Asıl adı John Burgess Wilson olan yazar 1917’de İngiltere’de doğdu. Manchester Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı ve sesbilim öğrenimi gördü. Otuz yaşına kadar en büyük arzusu besteci olmaktı. Bir senfoni dahil, çok sayıda müzik eseri besteledi. 1940-46 arasında İngiliz ordusunda yer aldı, 1946- 50 yılları arasında Birmingham Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1954’ten 1959’a kadar Malaya ve Borneo’da Eğitim Bakanlığı görevlisi olarak çalıştı. 41 yaşında İngiltere’ye döndüğünde beyninde bir tümör olduğunu ve bir yıl içinde öleceğini öğrendi. Burgess o bir yıl içinde beş roman birden yazdı. Kendisine yanlış teşhis konulmuş olduğu anlaşıldıktan sonra da aynı hızla yazmayı sürdürdü. Yapıtları arasında yayımlanmış 16 roman (A Clockwork Orange [Otomatik Portakal], Nothing Like The Sun, The Malayan Trilogy vb.), beş eleştiri kitabı, çeşitli senaryolar ve çok sayıda makale bulunmaktadır. Romancılığının yanı sıra gazetecilik, eleştirmenlik ve dilbilim çalışmaları da olan Burgess, çağdaş İngiliz edebiyatının en verimli yazarlarından biridir.

 

Uluslararası Anthony Burgess Vakfı internet sitesinde bu husus şöyle aktarılmış:

“1954’te Burgess ve Lynne, Malay Koleji’nde öğretmenlik yaptığı Malaya’nın Perak eyaletindeki Kuala Kangsar’a taşındı. 1956’da yayınlanan ilk romanı Time for a Tiger , ‘Anthony Burgess’ takma adıyla çıktı. Malaya Üçlemesini The Enemy in the Battaniye (1958) ve Beds in the East (1959) romanlarıyla tamamlayarak öğretmenlik ve yazarlık kariyerini dengelemeye devam etti . John Burgess Wilson olarak yazarak, 1958’de bir İngiliz edebiyatı tarihi yayınladı. Lynne ve Burgess, Malaya’dan Brunei’ye taşındı, ancak 1959’un sonlarında sınıfta bayıldı. İngiliz Sömürge Servisi’nden taburcu edildi ve yanlış bir şekilde beyin tümörü olduğu düşünülen gizemli bir hastalıkla İngiltere’ye geri döndü.

 

Bir romancı olarak üretken edebi üretimi, müstakbel dul eşinin geçimini sağlamaya çalışırken bu dönemde başladı. 1962’nin sonunda The Doctor is Sick , The Worm and the Ring , A Clockwork Orange ve The Wanting Seed dahil olmak üzere yedi roman yayınladı . Lynne ile işbirliği içinde çalışarak Fransızca’dan üç roman çevirdi. Ayrıca Joseph Kell olarak One Hand Clapping (1961) ve Inside Mr Enderby (1963) adlı iki roman yayınlayarak başka bir takma ad benimsedi . Edebiyat gazetecisi olarak ve televizyon ve radyo programlarına sık sık katkıda bulunan biri olarak çalışması 1961’de başladı. Burgess’in artık ölmediği açıktı.

 

Sonraki on yıl, Burgess’in 1970’ten önce beş roman daha yayınlamasıyla ve James Joyce’un Finnegans Wake’inin kısaltılmış baskısı da dahil olmak üzere çeşitli eleştirel çalışmalarla verimli geçti . Bu sıralarda, Ulysses’in kısaltılmış bir baskısı üzerinde de çalıştı . Lynne, uzun bir hastalıktan sonra Mart 1968’de karaciğer yetmezliğinden öldü.”

 

Yorumunuzu yazınız...