“Selamunaleyküm” Sözünün İbranice Kökeninin “Yahudi Kral Şalom’un Milletindenim” Anlamına Geldiği İddiası Doğru Değil
“Selâmünaleyküm”ün Yahudi selamı olduğu, İbranice “Yahudi Kralı Şalom’un milletindenim” anlamındaki “şalom aleyke” ifadesinden geldiği iddiası uzun süredir ileri sürülüyor.
Bu yöndeki hatalı aktarımlarda sıklıkla “selâmun aleyküm” sözünün İbraniceden geldiği, aslının “şalom aleyke” olduğu, Şalom’un M.Ō. 1000’li yıllarda yaşamış zalim, acımasız ve katliamcı ilk Yahudi-İsrail kent devleti kralının adı olduğu, aleykenin ise “üzerine, dâhil, tâbi, tabâ” anlamına geldiği, “selâmun aleyküm”ün yani “şalom aleyke”nin aslında “Kral Şalom’un milletindenim” demek olduğu iddia ediliyor.
“Selâmünaleyküm” sözünün kökenine dair yanlış paylaşımlar şöyle örneklenebilir:
““Selamun aleyküm” İbranicedir. Aslı “şalom aleyke” dir Şalom M.Ō. 1000’li yıllarda yaşamış zalim, acımasız ve katliamcı ilk Yahudi-İsrail kent devleti kralının adıdır. Aleyke ise; “üzerine, dâhil, tâbi, tabâ” yani “Kral Şalom’un milletindenim” demektir. Bilin istedim…
“Google dan kontrol edebilirsiniz alıntıdır.”
“Selamun aleyküm’ün İbranice’den geldiğini biliyormusunuz?Şalom aleyke , “Kral Şalomun milletindenim” demekmiş”
Tevrat’ta kral, Kuran’da ise adı peygamber olarak geçen Süleyman, İsrail Krallığı’nın (MÖ 970-931) 4. kralıdır. 700 karısı, 300 cariyesi olmuştur. Meşk havuzlarında ve alemlerde sefa sürmüştür. Saydalılar’ın tanrıçası Aştoret’e ve Ammonlular’ın tanrısı Molek’e tapmıştır.
Dünyanın en acımasız ve zalim kralıdır. İşgal ettiği bir Asur şehrinde tüm canlıların yakalanıp tırnaklarının sökülmesi işkencelerle tüm canlıların öldürülmesini emreder. Bu gün Hızır Aleyhisselam dedikleri zatta bunun yardımcısıdır.
Bu, Şaloma tabiyim demeyenleri topraklarına ya sokmamış yada sıkı takıp ettirmiştir. Bir büyük özelliği ise ticaret adamı olmasıdır. Bunun zamanında İsrail devleti Hindistan’dan ticaret yapmış Hindistan’dan aldığı malları Ortadoğu Mısır hatta Avrupa’ya kadar sattığı geçer kayıtlarda.
Şalom Aleyke yani İbranicesi orıjinal hali ile ve bu günkü evrim geçirmiş haliyle Selamün Aleyküm aslında Şaloma-Salomona tabiyim demektir. Aleyke İbranice tabi olmak veya tabiyim demektir.
Bunun onlarca asır önceki parolası bu gün Müslümanlarda selamlaşma diye kullanılıyor. Cehaletin tavan yaptığı Müslüman dünyası bize din diye aslını bilmeden müslümanlara dayatılan ve kutsatılan şeyler sebebiyle bu haldedir.
Bilindiği üzere İslamî uygulamada selamlaşma, taraflardan birinin diğerine “selâmün aleyküm” (سَلَامٌ عَلَيْكُمْ”) demesi; muhatabın ise, “ve aleyküm selâm” şeklinde cevap vermesi ile gerçekleşir.
Sünnet ve örfte “esselâmü aleyküm” veya “selâmün aleyküm” şeklinde selam verilirken, “aleykümüsselâm” ya da “aleykümüsselâm, aleykümselâm, ve aleykümüsselâm ve rahmetullah ve berekâtüh” şeklinde selam alınır (Daha önce, Arapça selamlaşmada “Selâmün Aleyküm” ve “Esselâmü Aleyküm”ü yanlış kullananlara değinmiştik).
“Selâmün aleyküm”, “selam size”, “selam sizin üzerinize olsun“, “selam, esenlik ve güven sizin üzerinize olsun“, “Allah’ın selamı üzerinize olsun” anlamına gelirken, “Ve aleyküm selâm” yanıtı da “Sizin üzerinize de selam, esenlik ve güven olsun” demektir.
Selam sözcüğü Türkçemize Arapça “salām” (سلام) kelimesinden geçmiştir.
“Selam”, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir.
“Selam”, terim olarak Müslümanların karşılaştıkları zaman kullandıkları esenlik dileğini ifade eden özel bir sözdür.
“İslam”, “Müslim” ve “Müslüman” kelimeleri de “kurtuluş, barış” anlamını taşıyan “silm” kökünden gelmektedir.
Arapça ve İbranice Semitik dil grubundandır. Sami dil grubuna mensup bu 2 dilde birçok ortak kelime mevcuttur. Aynı dil ailesinden birbirine çok yakın Arapça ve İbranicedeki kelime yapıları ve fiil çekimleri de birbirine benzemektedir.
Arapça “selam” ve İbranice “şalom” kelimeleri ortak atadan türemiştir. Selam ve şalom, Sami dillerine Sümerceden geçmiş sözcüklerdendir. Sözcüklerin ortak Mezopotamyalı atası da Akad ve Sümer dillerinde de aynı anlamda kullanılıyordu.
“Selam” sözcüğü gibi “şalom” da “sağlık, selamet, güvenlik, barış, sıhhat, esenlik” anlamlarını taşıyor.
Selam gibi şalom da “selam sözü” olarak kullanılmaktadır.
Arapça “aleyküm” gibi “aleihem” de üzerinine anlamına geliyor.
İbranice selamlama ifadesinin doğrusu “şalom aleyke” değil “şalom aleihem” (“shalom aleihem”) şeklindedir.
İbranicede “şalom aleihem”, Arapça “selâmun aleyküm” gibi bir sözlü selamlamadır.
İbranice “şalom aleihem” selamlamasına karşılık “aleihem şalom” yani “barış, seninle de olsun” yanıtı verilir.
“Şalom aleihem”, “Kral Şalom’un milletindenim” demek değildir. “Sana / size selam olsun“, “barış seninle olsun“, “iyilik, esenlik seninle olsun” anlamına gelir.
M.Ō. 1000’li yıllarda yaşayan, “zalim, acımasız ve katliamcı” gibi sıfatlarla anılan Şalom adlı bir İsrail kralı bulunmuyor.
İsrailiyat kaynaklarında Şalom adlı ilk Yahudi-İsrail kent devleti kralına yapılan bir atfa rastlanamıyor.
Shalom (Şalom) ile ismi benzerlik taşıyan M.Ö. 752 yılında 1 aylık gibi kısa bir süreliğine tahta oturan Shallum adlı İsrail kralı hakkında da bu yönde bir bilgi mevcut değil.
Dil, organik bir yapı gibi değişir, gelişir. Sözcüklerin manaları değişebilir, kaybolabilir, yenilerini kazanabilir.
Bugün “selâmunaleyküm” sözüyle selamlaşanlar, 3.000 yıl önce yaşadığı uydurulan bir Yahudi kralın milliyetinden olduğunu belirtme amacını taşımıyor.
Sözün İsrail’de kullanımı dahi bir Yahudi kralının milletinden olunduğu vurgusunu içermiyor.
@AvishaiCohen, Israel’s prominent double bassist, was forced to postpone his visit to Oz this year.
From his home in Israel he shares with us this beautiful Shabbat greeting “Shalom Aleichem”, marking the arrival of Shabbat into our homes.
שבת שלום!https://t.co/561wW9Drab pic.twitter.com/R5hc0ocfQ5
— Israeli Embassy OZ (@IsraelinOZ) May 1, 2020
İLAVE: Türker Ertürk, Ahmet Saltık imzalı metinle bu yanlış iddiayı yeniden dolaşıma soktu:
ŞALOM ALEYKE
“Selamun aleyküm” İbranicedir. Aslı “şalom aleyke” dir Ben “Şalom Aleyke” demeyeceğim.
Şalom, M.Ō. 1000’li yıllarda yaşamış zalim, acımasız ve katliamcı ilk Yahudi-İsrail kent devleti kralının adıdır.
Aleyke ise; “üzerine, dâhil, tâbi, tabâ” yani “Kral Şalom’un milletindenim” demektir.
Bugün “şalom aleyke” – selamün aleyküm diyerek selamlaşanlar, üç bin yıl önceki bir Yahudi kralın milliyetindenim diyen ve bunu esenleşme sanan gafillerdir.
Tıpkı bir parola gibi..
Araplar da cahiliye döneminde akrabaları olan Yahudilerden selamlaşma sözü olarak aldılar.
“Şalom Aleyke” sözü o dönemlerde “selamün aleyküm” olarak kullanılmaya başlandı.
Oysa Oğuz Kaan destanında, Göktürk Yazıtlarında ve Kaşgarlı Mahmut’un Bağdat’ta 1072 – 1074 yılları arasında Araplara Türkçe öğretmek için yazdığı eserinde kün (gün) tün (gece) ay (ışık) sözcükleri geçer. Bugün kullandığımız günaydın, tünaydın selamlamaları Türk varlığı kadar eskidir ve bizimdir.
Türkçede esenleşme sözcüğü varken -İbranice kökenli- “selamün aleyküm” demeyi Müslümanlık sananlar öğrensin, bilsin isterim.
Dinlerin bazı yönergeleri ( örneğin İslam dinindeki Hadislerin büyük çoğunluğu ) işte böyle bir rivayet batağıdır ( tabii ki önyargısız sınayıp, sorgulayabilen ve bilimsel kuşku duyabilenler için… )
Karşılaşmalarda; – iyi günler, – günaydın, – gününüz aydın olsun, – iyi akşamlar, – iyi geceler.
Uğurlamalarda (ayrılırken); – uğur(lar) ola, – uğurlar olsun, – güle güle, – esen kalın, – görüşmek üzere, – görüşürüz, – sağlıcakla kalın, – mutlu kalın..
şeklindeki kullanımların daha doğru seçimler olduğu kanısındayım. Yahudiden aşırma Arap selamını hala belirli bir grup PAROLA gibi kullanıyor. Ama ben Şalom’un tebası veya Arap takipçisi değilim.
Prof. Dr. Ahmet SALTIK.