‘Günaydın’ demek cahiliye dönemi adeti. Günaydın yerine: ‘Essalamü Aleyna ve ala ibadillahissalihin demek gerekiyor’” dediği ileri sürülen Ali Erbaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ gibi bir sözünün asla olmadığını belirterek “Kaldı ki ben de zaman zaman aynı hitap şeklini kullanıyorum” ifadelerini kullandı

 

“Selâmünaleyküm”ün Yahudi selamı olduğu, İbranice “Yahudi Kralı Şalom’un milletindenim” anlamındaki “şalom aleyke” ifadesinden geldiği iddiasının gerçeği yansıtmadığına ve Arapça selamlaşmada “Selâmün Aleyküm” ve “Esselâmü Aleyküm”ü yanlış kullananlara daha önce değinmiştik. Bugünkü konumuz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “günaydın” diyerek selamlaşmayı “cahiliye dönemi selamlaşması” olarak nitelediği ve “günaydın” selamlaşmasının kullanılmaması gerektiğini söylediği iddiası.

Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın “günaydın” demeyi cahiliye dönemi adeti olarak tanımladığı ve “günaydın” yerine ” Essalamü Aleyna ve ala ibadillahissalihin demek gerektiğini” söylediği iddiası ilk olarak 2021 yılında ileri sürüldü.

Örneğin Ahmet Hakan Hürriyet gazetesindeki 17 Eylül 2021 tarihli “Sabah-ı şerifleriniz hayırlı olsun Ali Erbaş Bey” başlıklı yazısında bu iddiaya şöyle yer verdi:

“Günaydın” demeyecekmişiz.

Çünkü…

“Cahiliye dönemi”nde “Sabahınız hayat olsun” diye selamlama yapılırmış.

“Günaydın” da biraz buna benziyormuş.

*

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın iki yıl önce yazdığı kitapta geçiyormuş bu ifadeler.

*

Rahmetli babam, öfkelendiğinde ve ne diyeceğini bilemediği durumlarda hep şöyle derdi:

“Allahumme meassabirin!”

Yani “Allah sabredenlerle beraberdir.”

*

Ben de rahmetli babam gibi “Ya sabır” çektim.

*

Biz burada Diyanet İşleri Başkanlığı tartışmaların odağında yer almasın falan diye çırpınıp dururken…

Diyanet İşleri Başkanı’nın uğraştığı, mesele ettiği, gündemine aldığı şeye bak!

 

Ali Erbaş, konuyla ilgili Ahmet Hakan’a yaptığı açıklamada ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ gibi bir sözünün asla olmadığını belirterek “Kaldı ki ben de zaman zaman aynı hitap şeklini kullanıyorum” ifadelerini kullandı.

 

Ahmet Hakan’ın Hürriyet gazetesindeki 18 Eylül 2021 tarihli “Ali Erbaş’tan mesaj var: Ben de günaydın derim” başlıklı yazısında yayımlanan Ali Erbaş’ın yanıtı şu şekilde:

“Merhaba Ahmet Hakan Bey.

İyisinizdir inşallah.

2015 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde yazdığım ramazan köşe yazılarından birinin başlığı ‘Aranızda Selamı Yayınız’ idi.

Selamın tarihini anlatırken cahiliye dönemindeki selamlaşma adetinden Peygamberimizin selam tavsiyesine geçiş sürecini ifade etmiştim.

Konunun anlaşılması için günümüzden örnek vermiştim.

Herhangi bir yerme niyetim asla olmamıştır.

Ekte köşe yazımı gönderiyorum.

Bunun dışında hiçbir yerde ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ gibi bir sözüm asla olmamıştır.

Kaldı ki ben de zaman zaman aynı hitap şeklini kullanıyorum.

6 sene önceki bir yazıdan zorlama yaparak böyle bir kanaate ulaşmak ve sanki ‘Günaydın demeyin’ demişim gibi algı oluşturmak büyük haksızlıktır.

Bugünkü yazınızdan dolayı üzüldüğümü ifade edeyim.

Size saygı duyuyorum ve gerekli düzeltmeyi yapmanızı bekliyorum.

Allah’a emanet olunuz.

Prof. Dr. Ali Erbaş

Diyanet İşleri Başkanı””

 

İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada da Ali Erbaş’ın ilk olarak 2021 yılında ortaya atılan bu iddiayı yalanlayarak kendisinin de ‘günaydın’ kelimesini kullandığını belirttiği aktarıldı.

 

Ali Erbaş’ın tekzip ettiği bu iddia, 2023 yılı Ağustos ayında ise Metropol Medya adlı Twitter profilinin paylaşımıyla tekrar dolaşıma girdi. Bahsi geçen paylaşımdaki aktarımı kayda değer sayıda sosyal medya kullanıcısı tepkiyle karşıladı.

 

“Ali Erbaş: ‘Günaydın’ demek cahiliye dönemi adeti Günaydın yerine: ‘Essalamü Aleyna ve ala ibadillahissalihin demek gerekiyor'”

 

gunaydin-demek-cahiliye-donemi-adeti

 

İddianın kökeni Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan bir yazısında “günaydın” ve “tünaydın” selamlaşmasına dair kullandığı ifadelere dayanıyor.

Erbaş, söz konusu yazısında “Cahiliye döneminde birinin evine vardıkları zaman mahremiyete saygı göstermez, ‘Sabahınız hayat olsun’ gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı, ‘Günaydın, tünaydın’ ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar” cümlelerine yer vermiş.

Erbaş’ın Yeni Şafak’ta 3 Temmuz 2015 günü yayımlanan “Aranızda selâmı yayınız” başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle:

Cahiliye döneminde birinin evine vardıkları zaman mahremiyete saygı göstermez, dünya ve âhiret saadetini temenni etmek olan selamı da bilmezlerdi. “Sabahınız hayat olsun”, “akşamınız hayat olsun”, “aydın olsun” gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı “günaydın”, “tünaydın” ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar. Selam vermekle ilgili ayetler geldikten sonra artık Müslümanlar birbirlerine dua etme amaçlı selamlaşmaya başladılar. “Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir hayat sürdürme dileği ile birbirinize selam verin (Nur, 61)” ayeti ile de Müslümanların kendi evlerine girdiklerinde de aile fertlerine selam vermeleri gerekliliğine işaret edilmektedir. Zira insanın başkaları için dilediği dünya ve âhiret mutluluğunu kendi ailesinden esirgemesi doğru değil, hatta daha da önemlidir. Esasında bu ayete göre evde kimse olmasa bile giren kimsenin kendi kendine selam vermesi gerekir. Bu durumda verilecek selamın tıpkı namazın tahiyyâtında olduğu gibi “esselâmü aleynâ ve alâ ibadillahissâlihîn” şeklinde olması gerektiği belirtilmektedir (bkz., Riyazü’s-Sâlihîn, terc. Y. Kandemir ve heyet, 4, 499).
Kur’an’da selama mukabele konusuna da değinilmekte, “bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selam verin veya verilen selamı aynen iade edin” (Nisa, 86) buyurulmaktadır. Selamın en kısa olanı “selamün aleyküm” ya da “esselamü aleyküm” dür. Kendisine bu şekilde selam verilen kimse “ve aleykümüsselam verahmetüllahi” şeklinde karşılık vermelidir. Kendisine “esselamü aleyküm verahmetüllahi” şeklinde selam verilen kimse “ve aleyküm selam verahmetullahi veberakatühü” demeli ya da ilave yapmadan aynıyla karşılık vermelidir. İlave yapmak daha sevaptır. Bu ayetlerden hareketle selam vermenin sünnet, selama karşılık vermenin farz-ı kifaye olduğu hükmüne varılmıştır.”

 

Aynı cümleler Ali Erbaş’ın aynı başlıklı yazısını içeren Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan “Ramazan Günlükleri – II” adlı kitapta (2019. Ankara. Sf: 66) da yer almış.

 

gunaydin-tunaydin-selami-cahiliye-adeti

 

Her ne kadar Ali Erbaş bu iddiayı tekzip etse de, günümüzdeki selamlaşma biçimleri ile eski dönemdeki selamlaşma biçimlerini karşılaştırdığı yazısında kullandığı ifadeleri “günaydın demek cahiliye adetidir” söyleminde bulunduğu şeklinde yorumlanabiliyor.

 

Örneğin Ahmet Hakan, söz konusu yazıdaki satırlarla ilgili şu yorumda bulundu:

Ali Erbaş’ın altı yıl önce Yeni Şafak’ta yazdığı yazıyı da okudum.

Yazıda “Günaydın demek, cahiliye âdetidir” şeklinde algılanabilecek, anlaşılabilecek bir taraf var maalesef.

*

Ama sonuçta Ali Erbaş’ın konuya bugün getirdiği açıklık, çok daha önemlidir.

Kastının bu olmadığını net biçimde söylüyor.

Bu saatten sonra “Hayır, kastın tam da oydu” diye tutturmanın bir anlamı olmaz, olamaz.

*

Yani demem o ki…

“Merhaba” diyen, “Günaydın” diyen bir Diyanet İşleri Başkanımız var.

En iyisi buraya odaklanalım.

 

Yorumunuzu yazınız...