Oğuz Atay’a Ait Sanılarak Paylaşılan Ancak Tehlikeli Oyunlar Adlı Romanında Yer Almayan “Albayım” Temalı Sözler

 

İnternette Oğuz Atay imzasıyla yaygın şekilde paylaşılan; ancak, Tutunamayanlar’da geçmeyen Olric’li asılsız sözlere değindiğimiz yazımızın ardından bu defa sıra “albayım”lı sözlerde…

Oğuz Atay, “Kelimeler, albayım, bazı anlamlara gelmiyor” diyor Tehlikeli Oyunlar’da. Bazı anlamlardan da çıkıp yazarının hiç söylemediği fakat onun imzasıyla sosyal medyada dolaşan, paylaşılıp yaygınlaşarak Oğuz Atay’a izafe edilen “albayım” içerikli sözlere eğileceğiz bu yazımızda.

Oğuz Atay’a atfedilerek paylaşılan “albayım” ünlemli cümlelerin sosyal medyada bu denli artış göstermesinin bir TV dizi vesilesiyle olduğunu gördük. 2015 yılının ocak ayında yayınlanmaya başlayan Poyraz Karayel dizisinde Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar romanından pasajların okunduğunu, emekli Albay Cevher Bey karakteriyle dizi kahramanının sık sık diyaloğa girdiğini, romanda Hikmet’in buhranlı zamanlarında albayın yanına gitmesi ya da sadece onu hayal etmesi gibi Poyraz’ın da başı sıkıştığında komşusu Cevher Albay’a koştuğunu görmekteyiz. Poyraz Karayel dizisinin baş kahramanı Poyraz, Tehlikeli Oyunlar’ın Hikmet’iyle benzer karakter özellikleri gösterirken Poyraz’ın komşusu olan Albay Cevher Bey’le diyalogları da romandaki Hikmet’le Albay Hüsamettin Tambay’ın konuşmalarını anımsatmaktadır. Elbette konusu itibariyle Poyraz Karayel bambaşka yerde durmaktadır fakat metinlerarası ilgiler açısından Poyraz ya da Ayşegül’ün cümleleriyle Oğuz Atay’a göndermeleri, atıfları fazladır.

İrdelemek istediğimiz nokta ise Poyraz Karayel dizisinin yayın hayatına başlamasıyla beraber sosyal medyada artan “albayım” nidalı Oğuz Atay’a atfedilen cümlelerin ne kadarı gerçekten Atay’a ait?

Bu soruya yanıt sunabilmek için sosyal medyada Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar romanından alıntı olduğu iddiasıyla paylaşılan 45 sözü taradık. Bu sözlerin 28’inin Tehlikeli Oyunlar’da olmadığını tespit ettik. Romanda olmayan bu 28 cümlenin 17’sinin ise Poyraz Karayel (PK) dizisinde replik olarak yer aldığını gördük. Dizinin romanla olan sıkı bağından dolayı senaristlerin yazdığı cümleler, sosyal medyada zamanla Oğuz Atay’a izafe edilir olmuştu.

Sosyal medyada paylaşılan 45 cümlenin hâl-i pürmelâlini detaylandıralım…

 

oğuz atay

 

Sosyal medyada paylaşılan cümlelerden Tehlikeli Oyunlar romanında yer alanlar şu şekilde:

 

“Ruh bilimciler de öyle söylüyor: Çocuk kalmak iyiymiş. Biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı.”

 

“Size açılmaya geldim albayım.”

 

“Albayım, bu oyun çok ciddi; bakın ben bile ağlıyorum albayım. İmkânsızlık duvarının önünde ağlıyorum. Bu duvar beni çıldırtıyor albayım. Başımı, bu duvara vurup parçalamak istiyorum. Başım ağrıyor albayım; biraz yürümek, biraz kendime gelmek istiyorum. Şimdi ne olacak albayım?”

 

“Göründüğüm kadar rahat değilim albayım. Fakat kimseye dinletemiyorum. Beni ciddiye almıyorlar.”

 

“Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; Böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor…”

 

“Ben ölmek istiyorum sayın albayım ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını görmek istiyorum.”

 

“Sinirimden gülüyorum albayım. Çünkü sinirlerim artık gülmek için kafamın neşelenmesini beklemiyor.”

 

“Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”

 

“Bu yaşantının da sonu kötü bitecek albayım.”

 

“Ben artık biraz çöktüm albayım.”

 

“Gözleriniz çok ses çıkarıyor, albayım.”

 

“Daha erken fakat yoruldum albayım.”

 

“Oku albayım oku. Bizde, herkese yetecek kadar utanç var.”

 

“Herkes tarih okuyor albayım, bugüne değer veren kalmadı.”

 

“İnsan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım.”

 

“Siz bilmezsiniz albayım. İnsanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.”

 

“Fakat insan, tehlikeli oyunlar oynamak istiyor albayım.”

(Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım) (s.392)

 

oğuz atay sigara

 

Tehlikeli Oyunlar’da geçmeyen “Albayım” replikleri ise şu şekilde:

 

“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam.” (PK)

 

“Delirmek albayım, delirmek. Kim bilir ne kadar güzeldir. Aklın yok bir kere. Benim başıma ne geldiyse şu aklımdan geldi zaten.” (PK)

 

“Beklemek albayım. Hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek gibi.” (PK)

 

“Aşk albayım. Tüm dünyaya kafa tutarsın da, bir yanak çukurunda diz çöktürür sana.” (PK)

 

“Ne sıkıntım ne derdim olursa olsun albayım, gözlerime baktığı an bulutlara kadar çıkıyordum.” (PK)

 

“Anlamlar Albayım. Bazı kelimelere sığmıyor. Ayrılık mesela… Sevenlerin sınavı diyebilir miyiz?” (PK)

 

“Bedenim bir hayli yorgun, ruhum ise emekliye ayrıldı. Ben bu hayat için fazla ölüyüm albayım.” (PK)

 

“Bilemezsin Albayım bilemezsin. Bizim kaderimiz bu, anlamını bilmediğimiz kelimeleri yaşamak.” (PK)

 

“Ağlamıyorum albayım… Eriyorum. Yavaş yavaş eriyorum… Biraz şansım varsa buhar bile olurum.” (PK)

 

“Bitiyoruz albayım. Doğmakla, ölmek arasında. Bitiyoruz.” (PK)

 

“Kötülük albayım, kötülük. Her insanın içinde var diyorlar.” (PK)

 

“Masallar albayım. Bu dünyada sonu mutlu biten tek şey onlar.” (PK)

 

“Kaybedelim albayım, kaybedelim ama önce kendimizden başlayalım.” (PK)

 

“İnsana yürümeyi öğretiyorlar. Ama kimse yolu göstermiyor be albayım.” (PK)

 

“Dünya çirkin, biz güzeliz albayım biz.” (PK)

 

“Bu acılar bir türlü geçmiyor be albayım.” (PK)

 

Gençliğimi çaldılar albayım, gençliğimi çaldılar! (PK)

 

“Ben konuştukça değil Albayım, ben yaşadıkça batıyorum. Beni o bataktan çekecek tek şey de “taze, yeni bitmiş bir dal sevgi” sadece.”

 

“Gelecek şeylerden ümidimiz yok albayım, ama o gemi bir gün gelecek!”

 

“Benim hevesim küçükken kırıldı albayım. Sonra kırık çıkıkçıya götürdüler yanlış kaynadı. Hayatım boyunca yanlış şeylere heves ettim durdum.”

 

“Ah be albayım, neden bu kadar acımasız olur insanoğlu?”

 

“Unutmadık albayım, vazgeçtik.”

 

“Çok affedersiniz ama albayım, ben böyle yaşamak bilmiyorum.”

 

“Velhasıl kelam, ziyadesiyle tükeniyoruz albayım.”

 

“Kadınlar albayım, kadınlar… Ben onları çok kıskanıyorum ya… Sevdi mi tam seviyorlar, Nefret edince tam ediyorlar. Hiçbir şeyi eksik yapmıyorlar!”

 

“Biz nereye baksak orası karardı albayım. Göğe baktık ay kayboldu, yıldızlar düştü…”

 

“Biz de unutmuş gibi yaparız albayım, hiç kırılmamış gibi, ağlamamış gibi…”

 

“Mutluluk albayım, mutluluk onun avuç içlerindeydi.”

 

Hatalı aktarım içeren paylaşımlar ve metinler şu şekilde örneklenebilir:

 

Herkesin bildiği fakat çok az kişinin okuduğu romanlardan biri olan Tehlikeli Oyunlar’a odaklanacak olursak; Oğuz Atay’ın ikinci romanı Tehlikeli Oyunlar, 1973 yılında yayımlanır ve hakkında yazılmış iki yazı dışında sükût suikastine uğrar. Roman kahramanı Hikmet Benol’un yerleştiği gecekonduyla hayatına dâhil olan komşusu emekli albay, Hüsamettin Tambay’a seslenişi olan “albayım” kitapta 759 kez yinelenir.

İnsanın iç dünyasında kendi “ben”ine doğru yaptığı bir yolculuk olarak özetleyebileceğimiz Tehlikeli Oyunlar, bir oluşum romanı, “Bildungsroman”dır. Atay “Ana kişi Hikmet’in kimliğini, soyut düzlemde ameliyat masasına yatırır, içindeki çok sayıdaki benlik parçasını numaralandırıp kategorize ederek kurmaca düzlemde onlarla yüzleşmeyi dener. Hikmet’in roman boyunca kendiyle hesaplaşması sonucunda kendini tanıması, varoluşunun bilincine varması ve onu açıkça yaşama geçirmesi, bu oluşum romanının ulaşılması amaçlanan son noktadır” der Yıldız Ecevit. Fakat romanın sonunda Hikmet’in akıbeti farklı olmuştur. Romanı henüz okumayanlar için bu bilgiyi saklı tutalım.

Hikmet’in kendini dış dünyadan soyutlayıp sığındığı yerdeki komşusu olan Hüsamettin Tambay, roman boyunca albay gerçek mi yoksa düş mü ikilemi yaşatır. Yazının dil evreni içinde her şeyin oyun, her şeyin kurmaca olduğu, kahramanların neredeyse tümünün oyun ya da anı yazan, günlük tutan, çeviri yapan kişiler olduğu hesaba katılacak olursa Hikmet’in bile düşten ibaret olma ihtimali yüksektir.

Peki sosyal medyada bu denli popüler hâle gelmiş olan albayın romandaki işlevi nedir? Bu hususa Yıldız Ecevit, Oğuz Atay’ın biyografik ve kurmaca dünyasını anlattığı Ben Buradayım adlı kitabında açıklık getirir.

“Albay Hüsamettin Tambay’la gecekonduda oyunlar kurgulayan Hikmet, bu oyunların kurgu sorunlarını sürekli olarak Albay’la tartışır. Gecekonduya yazmak amacıyla çekildiğini bildiğimiz Hikmet’in düşünde yarattığı Albay’ın işlevi de yazma edimine yardımcı olmaktır. Postmodern renkte bir esin perisi gibidir Albay; o olmadan yazamaz Hikmet. Ancak Albay’ın romandaki en belirgin işlevi kurgu düzleminde ortaya çıkar. Atay, Albay’ı Hikmet’in kurgu sorunlarını daha rahat tartışabilmesi için yaratmış gibidir. Hikmet’in iç-diyalog arkadaşıdır Albay. Metin içi öykülerin -ya da “Tehlikeli Oyunlar” romanının- kurgu sorunları büyük ölçüde bu iki roman kişisi arasında konuşulur/tartışılır, kimi yerde kuramsal düzleme taşınır.”

Popülerleşen her şey Tehlikeli Oyunlar gibi okunması güç bir romanın bile tüketilmesine, kahramanlarının konuşulmasına, bir ismin öne çıkmasına sebep olmuştur. Kitabı hiç okumayan, büyük ihtimalle de okumayacak olan kitleler “albayım”ı duygularını aktarmada bir araç olarak kullanmışlardır. Olric sözlerini derlerken karşılaştığımız durum benzer şekilde kendisini “albayım”da gösterir. Romanın asıl kahramanı Hikmet Benol hiç tanınmazken albay en popüler roman kahramanlarından birine dönüşmüştür. Yaşadığı dönemde hiç konuşulmayan, sükût suikastine uğradığı aşikâr olan edebiyatımızın en güçlü yazarlarından Oğuz Atay’ın tanınması, konuşulması açısından roman metinlerinin bir diziye malzeme edilmesi hoş karşılanabilir. Fakat dizinin bu iyi niyetli çabası, sonuçları itibariyle Atay’ın edebiyat anlayışıyla bağdaşmayan düzeyde cümlelerin dolaşımda olmasına sebep olmuştur.

 

oğuz atay resmi
Oğuz Atay

 

Araştırmamızı yaparken Oğuz Atay’ın Google’ın azizliğine uğradığını da tespit ettik. Ailesi başlığıyla sunulan hiçbir görsel ailesinden kişilere ait değildi. Atay’ın büyük aşkı olan Sevin Seydi olarak sunulan fotoğraf Yıldız Ecevit’e aitti. Fakat bu Yıldız Ecevit, Atay hakkında en detaylı çalışmaları yapmış olan Yıldız Ecevit değildi. ODTÜ’de sosyoloji bölümü hocalarından biri olan bilim insanı Yıldız Ecevit’ti.

 

sevin seydi yildiz ecevit

 

Yorumunuzu yazınız...