Ertuğrul Özkök’ün Anlamadığını Belirttiği ABD’li Senatör Lindsey Graham’ın Cümlesi Aslında Bilindik ve Kolaylıkla Bulunabilir Bir Midilli Fıkrası
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, 16 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan “Hasan Minhaj Kardeşim Bu Terbiyesizin Haddini Sen Bildir” başlıklı yazısında ABD’li Senatör Lindsey Graham’ın kullandığı “And there is a pony in there somewhere if I can find it…” (“Buralarda bir midilli olmalı eğer bulabilirsem”) atfının anlamını bilmediğini, etrafındakilere sorduğunu ancak onların da bilmediğini söylemiş.
Oysa Özkök basit bir arama motoru taramasıyla Lindsey Graham’ın kullandığı ve anlayamadığı cümleyi çözebilirdi.
Özkök, yazısına şöyle başlamış…
WASHINGTON’da Oval Ofis’te yapılan görüşmenin Beyaz Saray tarafından yayınlanan zabıtlarını dikkatle okudum.
Cumhuriyetçi senatör Graham’in lafına takıldım.
Ve devam etmiş…
TERBİYESİZ ADAMIN 2’NCİ CÜMLESİNİ ANLAMADIM KONUŞMASININ bir de ikinci cümlesi var ki onu anlamadım. İngilizcesi şöyle: “And there is a pony in there somewhere if I can find it...” Türkçesi şöyle: “Eğer bulabilirsem orada bir yerde bir midilli (at) var...” * Bana manasız bir laf gibi göründü. Hiçbir anlam veremedim. İyi İngilizce bilen birkaç kişiye sordum. Böyle bir deyimi hiç duymamışlar. Biri “Bir Güney Carolina yerel deyişi olabilir” dedi... * Şüpheye düştüm...
Bilmemek ayıp değil. Ancak, araştıramamak bilhassa bu devirde ayıp. Ertuğrul Özkök basit bir arama yapsa sanal alemde Cumhuriyetçi senatörün kullandığı ve anlaşılmayan cümlenin yıllar önce Ronald Reagan’in sıklıkla anlattığı ve çok sevdiği aktarılan bir anekdot / fıkra olduğunu kolaylıkla fark edecekti.
ABD eski Başkanı Ronald Reagan’ın defalarca anlattığı belirtilen ve “midilli fıkrası” (“The pony joke“) olarak adlandırılan bu fıkra İngilizce kaynaklarda şöyle aktarılmaktadır:
The joke concerns twin boys of five or six. Worried that the boys had developed extreme personalities — one was a total pessimist, the other a total optimist — their parents took them to a psychiatrist.
First the psychiatrist treated the pessimist. Trying to brighten his outlook, the psychiatrist took him to a room piled to the ceiling with brand-new toys. But instead of yelping with delight, the little boy burst into tears. “What’s the matter?” the psychiatrist asked, baffled. “Don’t you want to play with any of the toys?” “Yes,” the little boy bawled, “but if I did I’d only break them.”
Next the psychiatrist treated the optimist. Trying to dampen his out look, the psychiatrist took him to a room piled to the ceiling with horse manure. But instead of wrinkling his nose in disgust, the optimist emitted just the yelp of delight the psychiatrist had been hoping to hear from his brother, the pessimist. Then he clambered to the top of the pile, dropped to his knees, and began gleefully digging out scoop after scoop with his bare hands. “What do you think you’re doing?” the psychiatrist asked, just as baffled by the optimist as he had been by the pessimist. “With all this manure,” the little boy replied, beaming, “there must be a pony in here somewhere!”
“Reagan told the joke so often,” Meese said, chuckling, “that it got to be kind of a joke with the rest of us. Whenever something would go wrong, somebody on the staff would be sure to say, ‘There must be a pony in here somewhere.'”
Senatör Graham’ın “iyimserlik – kötümserlik” bağlamında gönderme yaptığı Başkan Reagan’in “midilli fıkrası”nı şöyle Türkçeleştirebiliriz:
“5-6 yaşlarındaki biri tamamen iyimser diğeri tamamen kötümser olan çocuklarını ebeveynleri uç kişiliklere sahip olduğunu düşündükleri için psikaytriste götürür.
Psikiyatrist önce kötümser olanı inceler ve onu ağzına kadar yeni oyuncaklarla dolu bir odaya sokar. Çocuğun sevinmediğini gören psikiyatr “bu oyuncaklardan herhangi biriyle oynamak istemiyor musun?” diye sorar. Kötümser çocuk “evet, eğer onları kırabilseydim” diye yanıtlar.
Sonra psikiyatrist iyimseri yanına alır. Bakış açısını kötüleştirmek için iyimser çocuğu ağzına kadar at at pisliği içeren bir odaya getirir. Fakat çocuk, psikiyatristin kötümser çocuktan oyuncakları gördüğünde beklediği reaksiyonu verir, iğrenme yerine mutluluk hissi içinde at dışkısı yığının tepesine çıkar ve kazarak oynamaya başlar. Psikiyatrist, kötümser çocuğun tavrına şaşırdığı şekilde buna da şaşırır ve “ne yaptığını sanıyorsun?” diye sorar. Küçük çocuk “At pisliğiyle mi? Buralarda bir midilli olması lâzım” diye yanıt verir.”
Ronald Reagan bahse konu midilli fıkrasını ilk kullanan kişi değil. Herbert T. Magruder, Ken Kesey, James Kirkwood Jr. gibi birçok isim tarafından noel hediyesi arayan çocuklar konu edilerek anlatılmış.
OdaTV’den Müyesser Yıldız’ın aktardığı üzere “And there is a pony in there somewhere if I can find it…” (“Buralarda bir midilli olmalı eğer bulabilirsem”) deyimi “iyimser ve kötümser” bakış açısını göstermek amacıyla kullanılan midilli fıkrasından bir deyim.
Doğru tespit için Müyesser Yıldız’a pekiyi, Ertuğrul Özkök’e zayıf not verilmeli…
* Hata tespiti için Evren Levent Demir’e teşekkürlerimizle…