Engin Ardıç, Sabah Gazetesi’nde 2 Aralık 2016 günü yayınlanan “Muhalif Piyanist” başlıklı köşe yazısında, Fazıl Say’ın aldığı bir ödülü yanlış anlayarak yazısını bu yanlış anlamanın üzerine kurgulamış:
Fazıl Say bir ödül almış.
Yok, Varşova'da düzenlenen "Chopin yarışmasında" falan değil.
Bunun piyanoyla ilgisi yok.
Beethoven Uluslararası İnsan Hakları, Barış, Özgürlük ve Yolsuzlukla Mücadele Ödülü!
Fazıl Say'ın hangi yolsuzluklarla nasıl mücadele ettiğini bilmiyoruz.
Açıklarlarsa seviniriz.
Beethoven'in "yolsuzlukla mücadele, insan hakları, barış ve özgürlükle" nasıl ilişkilendirildiğine de aklımız ermedi. Viyana Belediyesi'nin inşaat ruhsatlarını mı incelemiş de açık bulmuş?
Yeğeni Karl'ın vesayetini üzerine alabilmek için Prens Metternich'e ona ithaf edeceği bir beste yapma sözü vermiş, işi bitince de bu sözünü tutmamıştı, ondan herhalde...
Yok canım, Napoleon imparatorluğunu ilan edince Üçüncü Senfoni'nin başına yazdığı ithafı silmiş, ondandır...
Her neyse... Peki Fazıl Say ne yapmış da bu ödüle layık görülmüş?"
Fazıl Say’ın alacağı ödülün doğru adı: “Beethoven Uluslararası İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Fakirliği Azaltma ve Kapsayıcılık Ödülü” (İngilizce orjinal ifadesiyle: The International Beethoven Prize for Human Rights, Peace, Freedom, Poverty Reduction and Inclusion). Basına bu ödülün adı, “Beethoven Uluslararası İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Fakirlikle Mücadele Ödülü” şeklinde yansıdı (İngilizce orjinal ifadesiyle: International Beethoven Price for Human Rights, Peace, Freedom and Fighting Poverty”).
Engin Ardıç ise ödülün ismini yanlış anlamış. “Yoksullukla Mücadele” kısmını, “yolsuzlukla mücadele” şeklinde anlayıp, Fazıl Say’a bu ödülün verilme gerekçesini yazısı boyunca sorgulamış.
İlaveten, Fazıl Say ödülü henüz almadı Engin Ardıç’ın iddia ettiği gibi. 17 Aralık 2016 tarihinde alacak.
Sağır duymaz uydurur derler, Engin Ardıç ise doğru okumamış uydurmuş.