Fotoğrafta Görülen Robotun Padişah İkinci Abdülhamid Tarafından Japonya’ya Gönderildiği İleri Sürülen Alâmet’e Ait Olduğu İddiası Gerçek Dışı

Yanlış İddia

 

Japonya bugünkü robot teknolojisini Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid’in hediye ettiği Alâmet adlı tarihteki ilk işlevsel robota borçlu olduğu iddiasına değineceğiz.

İddianın yaygınlaşmasına On Altı Yıldız adlı internet sitesindeki Atatürk’ün bir ANKA / Heron projesi olduğu iddiasıyla paylaştığı montaj görüntü ve uydurma bilgilerle hatırladığımız Oktan Keleş’in “Sırdaş 5. Bölüm: Abdülhamid Han Ve Robot Teknolojisi” başlıklı yazısında yer verdiği zırvalar yol açmıştı.

Osmanlıların yapıp Japonlara hediye ettiği sanılarak aktarılan robot hakkında uydurulan metinden bazı parçalar şu şekildeydi:

“II. Abdülhamid Han’ın yaptırmış olduğu ‘Alâmet’ isimli robot, dünyada ezan okuyan ilk saat olma özelliğine sahiptir. Sultan, bu muhteşem özelliklere sahip saati, Japonya’ya göndermiştir. Muhtemel ki Japonlar, bugünkü robot teknolojilerini, semâ yapan, ezan okuyan bu saatten almışlardır.”

“Sultan Abdülhamid Han asrın teknoloji harikası bu eseri, Ertuğrul Firkateyni vasıtasıyla yazılmış özel bir mektup, hediyeler ve nişanlar ile beraber Japon İmparatoru’na göndermişti. Firkateyn dönüş yolunda 450 mürettebatıyla birlikte batmıştı.
Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot. Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyor. Tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyor. Robotun tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robotun arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu.”

 

Alâmet’e ait olduğu sanılarak paylaşılan görsellere değinecek olursak…

 

occultus

 

Alâmet adlı robot iddiasına mesnet olarak sunulan robot görseli aslında Adolph Whitman, Otto Widman ya da H. Whitman gibi isimleriyle tanınan Alman mucidin 1909 yılında kamuoyuna duyurulan Occultus adlı robota ait.

 

Adolph-Whitman-Occultus

 

Sahte olduğu da ileri sürülen Adolph Whitman’ın “Barbarossa” adıyla da tanınan “Occultus”, sergilendiği dönemde bir hayli ses getirmiş ve ilgili dönemde yayınlarda kendine yer bulmuştu (Steve Carper (2019). Robots in American Popular Culture. Jefferson. NC: McFarland.) (Adolph Whitman ve Occultus’u konu edinen 1984 yapımı Radiomensch adlı bir film de bulunuyor.) (Barbarossa’nın belirtilen özellikleri taşımadığı, aslında sahte bir robot olduğu da ileri sürülmüştü (J. P. Telotte (2018). Animating the Science Fiction Imagination. Oxford University Press. New York.).

 

Evansville-Press-13-haziran-1914

 

Ekşi Sözlük’ten orko_8 bu hatalı aktarım hakkında şu tespitte bulunmuştu:

“abdülhamit’in japonya’ya gönderdiği robot zırvalığı: kullanılan fotograf adolph whitman adlı mucit tarafından 20’nci yüzyılın başlarında almanya’da yapılmış ve barbarossa olarak da bilinen occultus’a ait.”

 

Diğer görsellerdeki robot ise “Gernsback’in Robot Askeri” adıyla bilinen “radyo polis otomatı”na ait.

 

gernsback robot

 

robot polis otomat

 

Science and Invention dergisinin 1924 yılı Mayıs sayısında yer alan görsel, hatalı şekilde Alâmet’le ilişkilendirilmiş.

 

Gernsback Robot Soldier

 

Paylaşılan eski yazılı matbuat görselinin Gernsback ve Whitman tarafından tasarlanan robotları konu edindiği, ilgili yazının başlığının “makineden insana nihayet can da verdiler” olduğu, içeriğinde 2. Abdülhamit ya da Alâmet’ten bahsedilmediği anlaşılıyor.

 

Adolph-Whitman-occultus-Gernsback-Robot-Soldier

 

Orijinal fotoğrafları Yıldız Sarayı yangınında zarar gördüğü ileri sürülen, elinde kurma kolu ile görülen görevlinin yanında semazen şeklinde robotun bulunduğu görselin kaynağı ise henüz tespit edilemedi.

 

alamet semazen robot

 

2. Abdülhamid’in Ertuğrul Firkateyni ile Japon İmparatoru’na yarım metre yürüyebilen ve saat başı ezan okuyan Alâmet adlı bir robotun gönderildiğine dair bir vesika bulunmuyor.

Tarihçi yazar Erhan Afyoncu da asılsız olduğunu vurguladığı iddiaya dair Osmanlı Arşivlerinde bir belgenin olmadığını, internette dolaşan her şeye inanılması gerektiğini belirtmişti.

Ahmet Özgür Türen, Aydınlık’ta 16 Ocak 2016 tarihinde yayımlanan “Osmanlı’da robot yalanı” başlıklı yazıda bahsi geçen iddiaya şöyle değinmişti:

“İnternette bir hikaye dolaşıyor. Birçok kişi tarafından okunan ve gerçek sanılan bu hikaye gazetelere bile haber olmuş durumda…

 

1889’da Sultan Abdülhamid’in çağdaşı Japon İmparatoru Meji’nin yeğeni Prens Komatsu, gemiyle İstanbul’a gelir. Sarayda ağırlanan prensin ardından İstanbul’a özel elçiler gönderen Japon İmparatoru, Sultan Abdülhamid’e Japonya’nın en büyük alameti olan, Büyük Krizantem Nişanı’nın da içinde bulunduğu çeşitli hediyelerle beraber bir mektup yollar. Japon İmparatoru mektubunda Abdülhamid’den, İslam dini, ilim ve teknolojisi hakkında bilgiler gönderilmesini rica eder.

 

Abdülhamit de saat mekaniğini çok iyi bilen ve aynı zamanda Yenikapı Mevlevihanesi saat sanatkarı Musa Dede’den daha önce hiç yapılmamış, eşi benzeri olmayan, teknolojik bir saat yapmasını ister. Derviş Dede diye bir dede de bir fikir ortaya atar ve “Bu bir robot olsun ve Semâzen şeklinde olsun. Her saat başı kollarını açıp semâ etsin ve gong çalsın” der. Sultan Abdülhamid Han projeyi inceledikten sonra, gong yerine robotun her saat başı ezan okumasını ister. Ortaya Alamet adlı robot çıkar.

 

Eseri görünce Abdülhamid’in “Bu bir alamettir” dediği ve isminin bu nedenle Alamet konduğu iddia edilir. Alamet, Ertuğrul fırkateyni vasıtasıyla, hediyeler ve özel nişanlar ile beraber Japon İmparatoruna gönderilir.

 

Peki bu hikaye nerede geçiyor? İnternette ve gazetelere haber olan bu konunun kaynağı nedir? Hikayenin kaynağı, Oktan Keleş adında birisinin Sırdaş adlı tarihi romanı. Tarihi romanların ve filmlerin gerçek sanıldığı ve milletin tarih bilgisine yön verdiği ülkemizde, bu hikaye de gerçekmiş gibi yayılmış. Oktan Keleş, kitabında yer verdiği bu konuyu bir de belgeyle desteklemiş. Ancak belge de sahte!

 

Yazar, hikayesine kanıt olması için Osmanlıca bir gazetenin sayfasını belge diye önümüze sunuyor. Gazete sayfasında üç resim var. Bu resimleri araştırdığımızda, belge olarak sunulan bu gazetede Abdulhamid’in Alamet robotundan bahsedilmediğini anlıyoruz. Gazetede, Adolph Withman tarafından 1909 yılında tasarlanan Barbarossa robotunu ve Science and Invention dergisinin 1924 yılına ait Mayıs sayısında yer alan radyo polis otomatının resimlerini görüyoruz. Ve buradan da anlıyoruz ki, gazete Abdulhamid dönemine bile ait değil. Cumhuriyetin ilk yıllarına ait.”

 

Oktan Keleş’in tarihi bir roman olarak basılacağını söylediği iddiasının beyaz perdeye uyarlanma planına dair avukatı Abdullah Egeli’nin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde Pana Film Dağıtım, Pana Film Sinema, Pana Film Yapım şirketleri ve Necati Şaşmaz aleyhine açtığı dava için başvuruda Oktan Keleş’in 4 Haziran 2009 tarihli “Abdülhamit Han ve Robot Teknolojisi” başlıklı yazısında kurguladığı hikâyenin kaynak alınarak bazı gazetelerde gerçekmiş gibi haber yapıldığı şöyle ifade edilmiş:

Kurgusu ve hikayesi tamamen yazara ait olan bu hikayenin Pana Film şirketler grubu tarafından senaryoya dönüştürüldüğü ve bu projenin film haline getirilmeye başlandığı öğrenilmiştir. Yine şirketin ortağı ve yöneticisi Necati Şaşmaz’ın konuyla ilgili çalışmalar yapıldığına ve filmin çekileceğine dair açıklamaları mevcuttur. www.alametfilm.com adresinde de müvekkilin hikayesi filmin senaryosu olarak yayınlanmıştır. Kahramanlar tamamen hayal ürünü ve edebi tipleme olup, bunların da tüm hakları müvekkilime aittir. Bu hikayenin senaryoya dönüştürülmesi, sinema ya da dizi film haline getirilmesi izne tabidir.”

 

Yorumunuzu yazınız...