Sosyal medya platformlarında sıklıkla paylaşılan “Bir kanun teklifi: Türkçe konuşmayanlara ceza verilecek” başlıklı gazete küpürünün izini tarayalım istedik…

 

turkce-konusmayanlara-ceza-verilecek

Türkçe konuşma zorunluluğunu öngören yasa teklifini haberleştiren gazete küpürü sıklıkla sosyal medya platformlarında tepkiyle karşılanıyor.

 

Bazı örnekler…

 

İlhami Işık (@dunya20101): “İlkokula giderken Türkçe bilmediğim için dayak yememin sebebi buymuş demek ki Çocuk olduğumuz için Hapis ve para cezası yerine Payımıza dayak düşmüştü o zamanlar.”

 

Arzu Yildiz (@arzuyldzz): “İhbarcı yurttaşlık ve faşizm yeni değil. Üstelik ihbar konusu, “efendim şu kişi Türkçe konuşmuyor!” Değişen hiç bir şey yok”

 

Kübra (@kbrgcn): “İnsanların anadilini yasaklamaya kalktılar bu ülkede !”

 

Bahsi geçen gazete küpüre, eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Yeni başlayanlar için: Kürt Sorunu nedir?” başlıklı yazısında kullanıldı. Söz konusu yazıda Demirtaş gazete küpürünün hemen öncesinde “Peki Kürtçenin 1925’ten sonra yasaklandığını, çarşıda pazarda Kürtçe konuşanlara kelime başına para cezası verildiğini biliyor muydunuz?” cümlesini kullandı.

 

Bazı internet forumlarında ise Türkçe konuşmayanlara yönelik cezalandırma yapılacağına dair gazete küpürünün gerçek olup olmadığı sorgulandı.

 

Söz konusu  gazete kupürü 8 Ocak 1938 tarihli “Haber” gazetesinden.

 

Türkçe konuşmayanların cezalandırılmasına dair bahsi geçen kanun teklifi Manisa’dan III, IV ve V. dönemlerde milletvekili seçilen, 19 Şubat 1938’de vefat eden Mehmet Sabri Toprak’a ait.

 

CHP milletvekili Sabri Toprak’ın 27 Aralık 1937 tarihinde sunduğu Türk dili yerine yabancı dil kullananların cezalandırılması hakkında kanun teklifi metni şu şekildeydi:

“1. Türk Devleti tabiiyetinde olup milli ve ırki lisanlarından gayri bir ecnebi lisanını, milli Türk dili, yahut ırki dili yerinde olarak yalnız oturdukları evin haricinde, gerek aile efradı ile gerek diğer bir vatandaş ile konuşmayı itiyat edenler yirmi dört saatten bir haftaya kadar hapsolunurlar veyahut on liradan yüz liraya kadar nakdi ceza ile mahkum olurlar. Bu nakdi cezanın yarısı cürmü bulan memurlara mükafat olarak verilir.

2. Birinci madde hükmünce mahkum olan kimseler: A. Muallimlik, doktorluk, avukatlık, fabrikacılık, gazetecilik yapamazlar; gazetelerde, mecmualarda neşriyat yapamazlar; ellerinde bulunan meslek diplomaları, mezuniyetnameleri, imtiyaznameleri geri alınır, battal edilir. B. Hükümet, idare-i hususiye ve belediye işlerinde katiyen müteahhit ve bayi olamazlar.

3. Birinci madde ahkamınca mahkum olup da, ikinci madde hilafında alenen veya diğer bir tarikle hareket eden kimseler ve bunlara yardım edenler bir aydan bir seneye kadar hapsolunurlar, ve yüz liradan bin liraya kadar nakdi ceza alınır. Alınacak nakdi cezanın yarısı cürmü bulan, takip eden memurlara verilir.

4. Yukarıki maddelerde yazılı davalar cürmü meşhut davaları gibi tetkik ve hüküm ve tenfiz olunur, ve, bu cürümler için verilen cezalar tecil olunamaz.

5. Bu cürümleri takip ile bütün: A. Adliye memurları B. Zabıta memurları C. Mülkiye memurları mükelleftir, muvazzaftır. Takipte ihlalleri görülen memurlar bir daha, laakal bir sene kullanılmamak şartı ile, açığa çıkarılırlar.

6. Harp sonu Türkiye’ye gelmiş olan muhacirler hakkında, bu kanun, tarihi neşrinden üç sene sonra tatbik olunur. Şimdiden sonra gelecek muhacirler hakkında da muvasalatları tarihinden üç sene sonra tatbik olunur.

7. İşbu kanun, tarihi neşrinden altı ay sonra meridir.

8. İşbu kanun ahkamından icrasına Dahiliye ve Adliye Vekaletleri memurdur.”

 

8 Ocak 1938 tarihli Haber adlı gazetedeki “Bir kanun teklifi: Türkçe konuşmayanlara ceza verilecek” başlıklı haberde Sabri Toprak’ın Türkçe konuşmayanlara ceza verilmesine dair kanun teklifi şu ifadelerle tanıtılmış:

Türkçeden başka dille konuşmak suçunu işliyenlerin bir haftaya kadar hapis ve 100 liraya kadar para cezasına mahkûm edilmeleri isteniyor.

Para cezasının yarısı ihbar edenlere mükâfat verilecek

Memleketimize yahudi muhacir kabul edilmemesi etrafında meclise bir kanun teklifinde bulunan Manisa saylavı ve eski Ziraat Vekili Sabri Toprak Meclise ikinci bir kanun teklifinde bulunmuştur.

Sabri Toprak bu defa Türk dili yerine yabancı dil kullananların cezalandırılmasını istemektedir. Kamutayın dahiliye encümenine verilen bu teklif tetkik edildikten sonra adliye encümenine havale edilmiştir. Sabri Toprağın meclise verdiği kanun teklifinin esbabı mucibesi ezcümle şöyledir:

‘Kanunun birinci maddesinde: Türk tabiiyetinde bulunan bir cemaatın ekseriyeti efradı tarafından umumî surette bir millî lisan yerinde ecnebî bir lisan kullanılmasının cürüm olduğu ve bu cürmün mucip olacağı cezalar gösterilmiştir; ancak cezalar cürmün mahiyetiyle mütenasip olmayarak çok hafif tayin edilmiştir.

Çünkü cürmün mahiyeti: Memleketin milli mahiyetini, milli rengini değiştirmekdir, tağyirdir. Bu cürmü irtikâp eden vatandaşların bulundukları yerlerden geçen ecnebiler oraların Türk değil, bir ecnebî müstemlekesi olduğu hissini duyar. Zira oralarda duyacağı dil Türkçe değil, bir yabancı dildir.

İkinci maddede: Cürmün mahiyeti icabı olarak içtimaî, iktısadî menfaatlerden mahrumiyet cihetlerine ehemmiyeti mahsusa verilmiştir.

Çünkü bir memleketin bir milletin millî dilini kabul etmiyenler onu hor hakir görenler o memleketin o milletin içinde içtimaî ve iktısadî menfaatlerden müstefit olmak hakkını kendileri ıskat etmiş olurlar.

Üçüncü maddede: Cürüm adi cürümlerden olmayıp millî cürümlerden bulunduğu cihetle diğer maddelerin hükümleri tahkim ve takviye kılınmıştır.

Bir de bu cürüm mürtekipleri pek çok bulunması itibariyle muhakemelerinin seri tetkik ve icrası lâzımdır. …”

 

Sabri Toprak, işbu kanun teklifinin yanı sıra “yabancı memleketlerden gelecek Türk olmayan yabancı göçmenler hakkında kanun teklifi“nde de Yahudi göçmenlere yönelik Türkçe konuşma zorunluluğu getirilmesini önermişti:

MADDE 1 — Avrupadan, Filistinden, dünyanın her hangi bir noktasından hicret etmekisteyen musevilerin Türkiyede tavattunlarına asla müsaade olunamaz.Ecnebi tâbiiyetinde bulunan bir musevi hiçbir suretle Türk tâbiiyetine kabul edilemez.

MADDE 2 — Ancak profesör gibi, sanayiinefise erbabı gibi bir ilimde, bir fende veyasanayii nefisede bihakkın mütehassıs olan musevilerin Türkiyede yerleşmesine, Türk tâbiiyetine girmesine yalnız icra Vekilleri Heyetininbir kararı mahsusile müsaade olunabilir. Bunların eşi ve çocukları da ayni müsaadeden istifade ederler.

MADDE 3 — Musevî olmayan müsldm, gayrimüslim diğer ecnebilerin Türk tâbiiyetine girerek Türkiyede tavattun edebilmeleri, nihayetbir sene sonra, behemehal Türkçe konuşmayıtaahüd etmelerile de meşruttur.Bu müddetin inkızasmda türkçe konuşmayıb,kendi lisanlarile yahud diğer bir ecnebi lisanlakonuşmakta devam edenler Türk tâbiiyetinden,Türk memleketinden ihraç olunurlar.

MADDE 4 — Her ne şekilde, her ne sebeble olursa olsun, Türk tâbiiyetinden çıkmış olanbir musevi tekrar Türk tâbiiyetine alınamaz,memlekete girmesine de asla müsaade edilemez.

MADDE 5 — Türk ırkına mensub ve lisanları türkçe olanların Türkiyeye hicret ve tavattunları iskân kanunu ahkâmı dahilinde serbesttir.

MADDE 6 — işbu kanun neşri tarihindenmuteberdir.

MADDE 7 — işbu kanunun icrayi ahkâmınaDahiliye vekâleti memurdur.

 

9 Ocak 1938 tarihli Haber gazetesinin ilk sayfasında, Sabri Toprak’ın Yahudi mültecileri hedef alan Türkçe konuşma zorunluluğu hakkındaki kanun teklifine şöyle değinilmişti:

“Türkçe konuşma için Yahudileri Madem ki kendileri istiyorlar Zorlayalım!

Manisa saylavı Sabri Toprak Hahamhanenin gazetemizde çıkan fikirlerine cevap veriyor.

‘Yahudiliğin önünde zaaf göstermemeliyiz, tam hal zamanındayız’

Manisa meb’usu Sabri Toprağın hariçten memleketimize gelecek yahudiler hakkında bütük Millet Meclisine verdiği kanun teklifi üzerine bir arkadaşımız Hahamhaneye gitmiş, orada verilen adres üzerine Hahamhanenin bir mümessili ile görüşmüş, bu kanun teklifi üzerinde o zatın söylediği sözleri gazetemizde yazmıştı.

Sahibi salâhiyet zat, yahudiler arasında Türkçe konuşulması hususundaki arzuların yerinde ve haklı bulunduğuna işaret etmiş, böyle bir vaziyetin yaratılması için hükûmetin mudahalesine ihtiyaç bulunduğunu söylemişti. Sabri Toprak bu ‘sahibi selâhiyet’ zata cevap olmak üzere şunları yazmış, kanun teklifini tetkik etmekte olan meclis hariciye encümenine göndermiştir. …”

 

turkce-konusma-icin-yahudileri-zorlayalim

 

CHP Manisa Mebusu Mehmet Sabri Toprak’ın Türkçe yerine yabancı dilleri konuşan kişilerin cezalandırılmasına ilişkin kanun teklifi TBMM’de Dahiliye ve Adliye Encümenlerinde reddedilerek yasalaşmamıştır.

 

Haber adlı gazetenin 11 ve 12 Ocak 1938 tarihli sayısında söz konusu kanun teklifinin reddi “Yahudi muhacerati ve Türkçe konuşma mecburiyeti hakkında Sabri Toprağın teklifi reddedildi” başlığıyla duyurulmuş.

 

turkce-konusma-mecburiyeti-teklifi
Haber – 11 Ocak 1938

 

11 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet gazetesinde TBMM komisyonunda bahsi geçen kanun teklifinin reddi şöyle haberleştirilmiş:

“Kanuni mevzuattn sarahati karşısında Türkçe konuşma teklifi encümenlerde reddedildi

Yahudi muhaceretinin men’i için de ayrı bir kanun hazırlanmasma lüzum görülmedi

Ankara 10 (Telefonla) – Manisa Mebusu Sabri Toprağın biri Türkiyeye gelecek muhacirler hakkında diğeri de Türk dili konuşmıyanların cezalandırılmasına dair olan iki kanun teklifi bugün Meclisin iki encümeninde ayrı ayrı müzakere edilmiş ve her ikisi de reddedilmiştir. Türkçe konuşulmasına dair teklifin Dahiliye encümeninde müzakeresinde Dahili Vekili Şükrü Kaya da bulunmuştur. Teşkilâtı Esasiye kanunu başta olmak üzere Türkiyede yalnız Türk dili konuşulacağını tekeffül eden kanunî mevzuatımız bulunduğundan ayrı bir kanuna lüzum görülmemiş ve teklif Dahiliye encümeninde söz birliği ile reddedilmiştir.”

 

turkce-konusma-teklifi
Cumhuriyet 11 Ocak 1938

 

Cumhuriyet gazetesinin 12 Ocak 1938 tarihli sayısında ise “Reddolunan iki lâyiha” başlıklı kısımda Ulus gazetesinin 11 Ocak 1938 tarihli sayısından şu aktarım alıntılanmış:

“Manisa meb’usu Sabri Toprağın vatandaşların türkçe konuşması ve yahudi muhaceretinin tahdid edilmesi hakkında Meclise verdiği lâyihaların reddedilmesi münasebetile dünkü Ulus gazetesi aşağıdaki fıkrayı neşretmiştir:

Yabancı memleketlerden gelecek Türk olmıyan göçmenler Türkiyeye kabul edilmemek, Avrupa, Filistin veya dünyanın herhangi bir noktasından musevî hicretine müsaade olunmamak, ecnebi tabiiyetindeki museviler Türk tabiiyetine alınmamak ve müslüman olsun olmasın, diğer ecnebiler Türkiye tabiiyetine alınmak için bir yıl sonra türkçe konuşmağı taahhüd etmek ve buna benzer diğer bazı takyidleri ihtiva eden teklifler, dün aidiyetlerine göre hariciye ve dahiliye encümenleri tarafından reddedilmiştir.

Encümenlerimizi bu red kararına sevkeden mucib sebepler malûmdur: Millî emniyet, dayanışma ve kültür birliği davalarını temin eden bütün inancalar, anayasada ve diğer Türk kanunlarında vardır. Ancak ve yalnız milli şart ve menfaatlere göre hüküm koymak ve bu istiklâl esasını bütün müesseselerde her türlü ecnebi tesirlere karşı müdafaa etmek Kemalist rejimin dayançlarındandır. Memleket içinde yaşıyan Türk vatandaşlarının hak, haysiyet, şeref ve menfaatlerini hedef tutan tedbirlerimiz, reddedildiğini söylediğimiz teklifler nev’inden ifratları tamamen lüzumsuz kılacak kadar yerinde ve kâfidirler.

Red ile karşılanacaklarına şüphe dahi olmasa, bu tekliflerin yanlış akisleri bırakmak bakımından ayrı bir mahzurları olduğunu da söylemek doğru olur. Hemen herkes tarafından bilinmez lâzımdır ki Türkiyede ana yasanın ve Türk kanunlarının temin ettiği hak ve menfaatlerden istifade etmekte olanlar, onların temin ettiği emniyete tam bir itimad beslemekte asla yanılmazlar.

Kamutay encümenlerinin vermiş oldukları red kararlarının hususî bir manası ve ehemmiyeti vardır.”

 

4 Yorumlar

  1. Herhangi Biri Reply

    Konuyu evirmişsin çevirmişsin 19 şubattaki türkçe dışında konuşma yasağı kanunun kabul edilip edilmediğine dair hiç bir şey yazmadan yazıyı bitirmişsin kardeşim yazsana şunu doğru düzgün

  2. Hiçbir şey anlamadım diyebilirim, Atatürk’ü mü savunuyıorsunuz, arşiv mi gösteriyorsunuz, Atatürk’ün hatasını mı gösteriyorsunuz anlamış değilim.

  3. Hiçbir şey anlamadım diyebilirim, Atatürk’ü mü savunuyıorsunuz, arşiv mi gösteriyorsunuz, Atatürk’ün hatasını mı gösteriyorsunuz anlamış değilim.
    Kaynaklar nerede?

Yorumunuzu yazınız...