OĞUZ ATAY, MEMET KEREM MÜSTEARIYLA KİTAP ÇEVİRİLERİ YAPTI MI?

 

Matematik profesörü ve koleksiyoncu Haluk Oral 2008 yılında Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından basılan Şiir Hikâyeleri adlı kitabında Oğuz Atay’la ilgili bir iddiasına yer vermişti. Bu iddiaya göre 1967 yılında Eros Yayınları’ndan çıkan Georges Courteline’a ait Arkadaş Karıları ve Giacomo Casanova’nın yazdığı Kazanova’nın Hatıraları I-Çapkın Papaz kitaplarının çevirmeni Oğuz Atay’dı.

Haluk Oral iddiasını, bu iki kitabın kapak resimlerinin Sevin Seydi tarafından çizilmiş olması, basım tarihinin Atay’ın Seydi’yle beraber yaşadığı döneme denk gelmesi, Tutunamayanlar’ı yazma sürecinde olan yazarın maddi kaygılarla hiç de tarzı olmayan bu kitapları çeviri işini almış olacağı ipuçlarından hareketle temellendirmişti. Oral, tespitini bahse konu iddiayla bitirmişti:

“Bence bu iki kitabı Memet Kerem adıyla Oğuz Atay çevirmiştir.”

 

siir hikayeleri haluk oral

haluk oral siir hikayeleri

siir hikayeleri

haluk oral sevin seydi

haluk oral oguz atay

 

Eldeki bilgileri yorumlayıp yeni bir şey bulmuş olmanın heyecanıyla sarf edilen bu sözler medyada fazlaca ilgi görmüş ve Oğuz Atay iki kitabın çevirisini yapan isim olarak küçük bir şüpheyle de olsa anılmaya başlamıştır. Şiir Hikâyeleri kitabının 2008 ve 2017 yıllarındaki baskılarında tespitin yer aldığını görmekteyiz.

İddianın ortaya atıldığı 2008 yılından 2017 yılına kadar geçen süreçte bu yeni gelişme; edebiyat dünyasında büyük bir merak ve heyecan uyandırırken Atay’ın yaptığı düşünülen çevirilerin yeniden basılmasını talep edenlere, Atay tercümesiyle anılan 1967 basımı kitapların Nadir Kitap’ta değerinin üzerinde fiyatlandıranlara rastlamak mümkün.

Bu iddianın yayılmasının ardından 2017 yılının Temmuz ayında Sevin Seydi, olricpress.blogspot.com adresindeki internet günlüğünde bir yalanlama metni yayımlamıştı. “Oğuz Atay Hakkında Bir Efsane” (“A myth about Oğuz Atay”) başlığıyla kaleme alınan yazıda Seydi, Oral’ın iddiasını, “kitapların kapak tasarımlarının Sevin Seydi’ye ait olduğu gerçeğinden yola çıkıp psikolojik çıkarımlar yapma” keyfiyeti olarak görüp ağır bir dille eleştirmişti.

İlgili metin şu şekilde (olricpress.blogspot.com adresinden yayımlanan açıklamanın tercümesi Selçuk Orhan’ın 100 Soruda Oğuz Atay kitabından alınmıştır):

“Profesör Oral’ın 50 yıl önce yaptığım ve unutulmuş olmasını umduğum bazı karalamaların izini sürmesi akıllıcaydı. Mehmet Kerem ismi, böyle biri yoksa gerçekten müstear olabilir, ama Oğuz Atay olmadığını kesin olarak söyleyebilirim. Ne bu kitabı ne de o dönemde kapaklarını hazırladığım çocuk ve yemek tarifi kitaplarını Oğuz Atay çevirdi. Kapağını benim hazırlamış olmam gibi son derece yetersiz bir kanıta dayanarak akıl yürütmesi, Oral’ın bir akademisyen değil de bir magazin habercisi gibi düşündüğünü gösteriyor.”

 

Metnin orijinali ise şöyle:

“A myth about Oğuz Atay

 

We have just come across a bit of fake news, which has been circulating since 2008, that in 1967 Oğuz Atay translated two books under the pseudonym Mehmet Kerem, published by the aptlynamed Eros Press. This first appeared in a book, Şiir Hikayeleri, by Professor Haluk Oral, whose only ‘evidence’ is that the cover design was by Sevin Seydi. He goes on to make psychological inferences. It is time to nail this. Sevin Seydi writes:

 

“It was clever of Professor Oral to track down a couple of pieces of hack work that I did 50 yearsago, and would rather were forgotten. Mehmet Kerem maywell be a pseudonym if he is not found anywhere else, but I can state categorically that he is not Oğuz Atay. He did not translate these books just because I did the covers any more than he wrote the handful of children’s books or the cookery book which I illustrated at about that time.

 

Further, tospeculate on such skimpy evidence about his state of mind at the time is more gutter press than scholarship.”

 

Sevin Seydi, Facebook profili üzerinden Oğuz Atay adına açılan sayfadaki bu yöndeki iddiaya da aynı yorumu düşmüştü:

 

sevin seydi whitby

 

Yaptığımız taramada Sevin Seydi’nin açıklamasının ardından Haluk Oral’ın iddiasında ısrar etmediğini tespit ettik.

Buna rağmen Sevin Seydi’nin açıklaması medyada yer bulamadığı için hâlâ Haluk Oral’ın tahminini doğru addedenler bulunuyor.

Örneğin, Nadir Kitap’ta bulunan Memet Kerem çevirilerinde sahafların notunda Haluk Oral’ın işaretiyle Oğuz Atay çevirmen olarak belirtilmektedir.

Bu yanlış algının sosyal medyaya ve internet günlüklerine yansımaları da şöyle örneklenebilir:

 

“Sevin Seydi ile bağını düşündkçe Mehmet Kerem diye birinin olduğuna inanmyrm. olsa olsa Oğuz Atay’ın takma adı olablr”

“Oguz Atay’in Mehmet Kerem adiyla 2 kitabin cevirisini yaptigini biliyor muydunuz? Capkin Papaz ve Kazanovanin Hatiralari”

“Mehmet Kerem büyük olasılıkla Oğuz Atay’dı, der Haluk Oral…”

 

Saadat Gadiri:

 

… Devam etmek isterim ki Arkadaş Karıları kitabının kapağındaki solda bulunan adam illüstrasyonu oldukça Oğuz ATAY ‘ a benzemektedir. Bu benzetmeyi pekiştirmek için Oğuz Atay’ın Aşkı Memnu üzerine olan konuşmasındaki görüntülerini izleyebiliriz. Haluk ORAL ise bir programda Oğuz ATAY Mehmet KEREM benzerliğinden “ Ben eminim. “ diye bahseder.  Bu haklı düşünce Mehmet Kerem’in, bahsettiğim iki kitap dışında herhangi bir kitap çevirmemesi ile de noktalandığını düşünüyorum. Ve bu arada Haluk Oral’a ait Şiir Hikâyeleri kitabının ilk basımı 2008de yapıldı şimdiye kadar ise hiçbir itiraz gelmedi.

İster istemez tekrardan düşünülüyor; Mehmet KEREM, Oğuz ATAY ‘dan başka kim olabilir? Belki de kesin bir netliğe ulaşamayacağız. Gönül isterdi ki tüm detayını bilelim. Uğultular var demiştim, bilemeyeceğiz bu yüzden. Olsun tutunalım bizler hem ne demiş saygıdeğer sevgili ATAY : “Bazı şeyler konuşulmaz oysa.” Ve de…”Bilemedi: çünkü o zaman henüz Olric yoktu. Henüz durum bugünkü gibi açık ve seçik bir bakıma da belirsiz değildi. Bir cümle kaldı yalnız aklında:    ‘Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.’”

 

Maalesef günümüz medyasında gerçek olmayan haberlere; taze bir gelişme olarak çıkan, heyecan uyandıran iddialara gösterilen ilgi haberlerin yalanlanmasına gösterilmiyor. Hiçbir şeyin silinmediği sanal dünyada, yanlış bilgi varlığını çok daha fazla kişiye yayılarak sürdürürken buna karşın tekzip edilen iddialara şüpheciler dışında teveccüh gösterilmiyor. Bu da hakikatin kıyıda köşede kalarak unutulmasına, yok sayılmasına, hiç rastlanılmamasına neden oluyor.

 

Yorumunuzu yazınız...