Fotoğrafta Asılarak İdam Edildiği Görülen Şahsın Şapka Takmadığı İçin İdam Edilen Bir Vatandaş ya da Atatürk’e Suikast Girişimi Planlayan Ait Sanılan Fotoğraf Manok Manukyan Olduğu İddiası Doğru Değil

Asılarak idam cezası infaz edildikten sonra fotoğraflanan şahıs İzmir Suikastı duruşmalarından çıkan idam kararı sonrası asılarak idam edilen İsmail Canbulat Bey’dir.

Yanlış İddia

 

Ekim 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’e suikast girişiminde bulunan Taşnak ve Hınçak terör örgütü üyesi Manok Manukyan isimli Ermeni teröristin yapılan yargılama sonucunda 5 Mayıs 1925 tarihinde idamına ait olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğraf şu şekilde:

 

hursit-ziya-idami

 

Fotoğraf hakkında hatalı aktarımda bulunan paylaşımlar şöyle örneklenebilir:

 

FiiTarih (@FiiTarih): “Tarihte bugün || Mustafa Kemal Atatürk’e suikast gerçekleştirmek için Türkiye’ye giren Manok Manukyan isimli bir Ermeni komitacı,tren yolculuğu sırasında Musa isimli bir Türk vatandaşına planlarını ağzından kaçırmasının ardından Türk polisince yakalandı ve idam edildi, 1925.”

 

 

 

Türk Irkı Sağ Olsun Yeniden 3: “Bu sallanan erm*ninin adı manok manukyan 3 Ekim 1924’te Atatürk’e suikast girişiminde bulundu. Yapılan yargılama sonucu 5 Mayıs 1925’te dar ağacında sallandı. Bu erm*ninin torunları bugün düşman Atatürk’e.”

 

 

 

KABAC (@K_TURK_1905): “1919Atatürk düşmanı yobazlar, ekteki gazete kupürünü yıllarca Kur’an okudu asıldı, şapka giymedi asıldı diye yayınladılar. Olayın aslı ise şöyle idi :Ekim 1924’te Atatürk’e suikast girişiminde bulunan Taşnak ve Hınçak terör örgütü üyesi Manok Manukyan isimli Ermeni terörist, yapılan yargılama sonucunda 5 Mayıs 1925’te idam edildi.Atatürk ve Cumhuriyete iftira atmak ,gençleri gerçek dışı tarih ile zehirlemek için Ermeni teröristi dahi mazlum Müslüman yaptılar. Bunu yapanlar ise şeriat isteyen yobazlardı.”

 

Söz konusu fotoğraf, şapka takmadığı için idam edilen bir vatandaşa ait olduğu iddiasıyla da paylaşılmış.

 

Sadece Gercekler: 1926 da Almanlar Mercedes’i 1930 larda Japon’lar Toyota’yı kurarken Türkiye Şapka takmayanları Asıyordu.. Muasır medeniyetten anladıkları buydu.!!

 

sapka-takmayanlari-asiyordu-iddiasi

 

Söz konusu fotoğraf İzmir Suikastı davasında idam cezasına çarptırılan Lazistan mebusu Ziya Hurşit Bey’e (Ziya Hurşit Günday) (1892 – 14 Temmuz 1926) de ait olduğu iddiasıyla paylaşılmış.

 

Fotoğraf ne şapka takmadığı için idam edilen bir vatandaşa ne de Ekim 1924’te Atatürk’e suikast girişimi planlayan Manok Manukyan’a ait.

Asılarak idam cezası infaz edildikten sonra fotoğraflanan şahıs, Atatürk’e İzmir’de suikast teşebbüsü suçlamasıyla idam cezasına çarptırılan İstanbul Mebusu İsmail Canbulat Bey’dir (1880 – 13 Temmuz 1926).

 

İsmail Canbulat Bey ve Ziya Hurşit Bey’in İzmir Suikastı duruşmalarından çıkan idam cezası kararının infazının sonrasında kaydedilen fotoğrafları birbirine benzese de İzmir Suikastı konulu yayınlar incelendiğinde farklı olduğu anlaşılıyor.

 

izmir-suikasti-idamlar
(Sümer Kılıç (1994). İstiklal Mahkemeleri adil miydi? İzmir suikastı iddianame ve Kazım Karabekir’in savunması. Emre Yayınları. Sf: 316 & 317)

 

1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk’e İzmir’de yapılmak istenen suikastın içinde olduğu gerekçesiyle tutuklandıktan sonra yargılandığı İstiklâl Mahkemesince idam cezasına çarptırılan İsmail Canbulat Bey’in ve Ziya Hurşit Bey’in idam cezaları sırasıyla 13 Temmuz 1926 ve 14 Temmuz 1926 tarihlerinde İzmir’de infaz edildi.

 

 

TBMM Albümü (1920-2010 1. Cilt 1920-1950) adlı biyografik derlemede (İsmi İsmail Canpolat olarak da aktarılan) İsmail Canbulat Bey için şu özgeçmiş aktarılmış:

İsmail Canbulat Bey

CHF – Terakkiperver Kurucu Üyesi İstanbul – 1880, Cemal Canbulat – Harp Okulu – Askerlik – Osmanlı Hürriyet Cemiyeti Kurucusu, Harp Okulu Tarih Öğretmeni, Adalar Kaymakamı, Millî Emniyet ve Emniyet-i Umûmiye Müdürü, İstanbul Vali Vekili ve Belediye Başkanı, Stockholm Elçisi – Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Kurucu Üyesi – Osmanlı Meclis-i Meb’ûsan II. Dönem İzmit Mebusu – II. Dönem İstanbul Milletvekili – Dâhiliye Nazırı. Ölüm Tarihi: 13.07.1926

 

Ankara İstiklâl Mahkemesince İzmir’de yapılan duruşması sonucu; Atatürk’e suikast girişiminden suçlu bulunarak idamına karar verildiği ve 13.07.1926 günü hükmün yerine getirildiğine dair, Ankara İstiklâl Mahkemesi Savcılığının 17.10.1926 tarihli Tezkeresi’nin, 03.11.1926 tarihli 2. Birleşiminde Genel Kurula okunduğu, tutanak kaydından görülmüştür.

 

Aynı yayında Ziya Hurşit Bey için ise şu kısa özgeçmiş sunulmuş:

Ziya Hurşit Bey (Ziya GÜNDAY)

Hemşin – 1892, Hurşit – Emine – Almanya’da Gemi İnşa Mühendisliği ve Telsiz Telgrafçılık Öğrenimi, Almanca Öğretmenliği – Almanca – I. Dönem Lazistan Milletvekili – Divân-ı Riyâset Kâtibi – Bekâr. Ölüm Tarihi: 13.07.1926

 

* MERNİS’ten çıkarılan vukuatlı nüfus kayıt örneğinde kendisinin soyadı almadığı, adının “Ziya” olarak kayıtlara geçtiği, erkek kardeşlerinin “Günday” soyadını taşıdığı görülmüştür.

** MERNİS’ten çıkarılan vukuatlı nüfus kayıt örneğinde, 16.09.1926 tarihinde vefat ettiği görünmekle birlikte, özlük kayıtları ile Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu’nun dosyasının incelenmesi sonucu; Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından İzmir’de yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldığı ve 13.07.1926 tarihinde idam edildiği anlaşılmıştır.

 

Suikastçı Manok Manukyan’ın idam ediliş haberi 6 Mayıs 1925 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında manşetten duyurulmuştu.

 

manok-manukyanin-idami

 

 

Şaban Ortak’ın “Reis-İ Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Ermeniler Tarafından Düzenlenen Bir Suikast Girişimi” başlıklı makalesinde Manok Manukyan’ın idamı hakkında şu bilgiler aktarılmış (2006. Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 8. Sayı 3):

Eskişehir’de yakalanıp İstanbul’a getirilen ve buradaki sorgusu tamamlanan Manok Manukyan, İstanbul Polis Müdüriyeti Cinayet Kısım Komiseri Cavid Bey’in gözetiminde Ankara’ya gönderilmiştir(25 Ekim 1924). Manukyan’ın verdiği ifadeler doğrultusunda Mığırdıç adındaki bir Ermeni de gözaltına alınmıştır.
Basında Ermeni suikastlarına tepki giderek artmış ve Süleyman Nazif, “Mustafa Kemal Paşa’nın bir damla kanında bilumum Ermenilerin boğulacağına o şaşkın kavim emin olsun” şeklinde başladığı yazısında; Fransız ve İngilizlerin sömürgelerde yaptıkları gibi, Ermeniler tarafından şehit edilmiş olan Cemal, Talat, Said Halim Paşa ve diğerlerinin mahkemelerce belirlenecek diyetlerinin Türkiye’deki Ermeniler tarafından maktullerin ailelerine ödenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir karar alınmasını önermiştir.
Gazi Mustafa Kemal ve diğer Türk yöneticilere yönelik bu suikastla ilgili soruşturma sürerken oldukça ketum davranan yetkililer, olayın netleşmesi ve tedbirlerin yeterli bulunmasından sonra ilk resmi açıklamayı 27 Ekim’de yapmışlardır. Dahiliye Vekili Recep Bey açıklamasında; “…Birkaç ay evvel Hükümet bir Avrupa memleketinde diğer emsaline nisbetle şayan-ı dikkat addedilebilecek bir iz ele geçirmiş ve itina ile takib eylemekte bulunmuştur. Ağleb-i ihtimal aynı iz Pire’den geçerek Selanik tarîkıyla Edirne Vilayeti’nden hududumuza girmiş, mütecasirlerin bir kısmı memleketimiz dahilinde ele geçirilmiştir. Türk Polisi bu mesele üzerinde bütün kabiliyeti ile çalışmaktadır…..” demiştir. Ancak, ne o gün ve ne de sonra, soruşturma tam olarak sonuçlanmadığı için daha fazla ayrıntılı bilgi vermemiştir.
Manok Manukyan’ın Ankara’da sürdürülen soruşturmalarda verdiği ifadeler doğrultusunda, Merkez Memuru Mustafa Bey’in başkanlığındaki polis ekibi Eskişehir’de dört kişiyi daha tutuklayarak Ankara’ya getirmiştir. Yine suikast girişiminde gözlemcilik ve keşif faaliyetlerini yürüttüğünü itiraf eden Manok’un ifadelerine göre; Edirne’de bir kişi tutuklanırken, Adana’da da araştırmalara başlanmıştır. Bu arada komitenin üyelerinden beşi kaçmışlardır. Diğer taraftan suikast girişiminin ortaya çıkışının üzerinden yaklaşık üç ay geçmesine rağmen olayı soruşturan Galata Polis Merkezi memurlarından Mustafa Bey Ankara’da çalışmalarını sürdürmüştür. Soruşturmalar çerçevesinde; Afyonkarahisar’da üzerinde sahte pasaport çıktığı için tutuklanan bir papaz da Ankara’ya getirilmiş ise de, suikast olayı ile ilgisi olmadığı anlaşıldığından serbest bırakılmıştır.
Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti’ndeki soruşturması tamamlanan Manok Manukyan, Şeyh Sait İsyanı sonrasında TBMM’nin 4 Mart 1925 tarihli toplantısında kurulan Ankara İstiklâl Mahkemesi’ne sevk edildi.Yapılan yargılama sonucunda Ankara İstiklâl Mahkemesi, 5 Mayıs 1925 tarihindeki ikinci duruşmada Manok Manukyan’ı idam cezasına çarptırdı. Yargılama sürecinin de bir özetinin yapıldığı kararda; Manukyan’ın Pire’deki Ermeni Komitecilerle yaptığı görüşmelerden sonra arkadaşları ile birlikte Anadolu’ya geçerek, başta Reis-i Cumhur Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Milli Mücadele önderlerine suikast yapmayı, başarılı olamazlarsa intihar etmeyi kararlaştırdıkları, İstanbul’a gelirken davranışlarından şüphelenen Musa isimli vatandaşımızın polise ihbar etmesi üzerine Manukyan’ın izlendiği, Eskişehir’e kadar trenin altında gizlenerek geldiği anlatıldıktan sonra, Ankara’da Adana yoluyla gelecek arkadaşlarıyla birlikte suikastları gerçekleştirmek istedikleri anlaşıldığından Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun birinci maddesine göre asılarak idamına hükmedildiği belirtilmiştir.
Mahkemenin kararı, Ankara’da Karaoğlan Çarşısı’nda Merkez Kıraathanesi önünde kurulan idam sehpasında, İstiklâl Mahkemesi üyelerinden Kılıç Ali, Ankara Polis Müdürü Dilaver Bey ve diğer yetkililerle halkın huzurunda idam hükmünün okunmasından sonra, Manok Manukyan’ın asılması ile yerine getirilmiştir (6 Mayıs 1925). Sabah 5.30’da hüküm özeti okunduktan ve karar yaftası yakasına yapıştırıldıktan sonra idamın infazı gerçekleştirilmiştir. Manukyan’ın yakasına yapıştırılan karar yaftasının içeriği aşağıda verilmiştir:
“Diğer iki refîk-i gâibi ile birlikte hıyanet-i vataniye cürmünü irtikab ettiği sabit olmağla Hıyanet-i Vataniye Kanununun birinci maddesine tevfikan idamına Ankara İstiklâl Mahkeme-i Aliyyesince vicahen karar verilen Antakyalı Manok Manukyan hakkındaki hüküm salben icra ve infaz olunmuştur”.”

 

 

Yorumunuzu yazınız...