“Yok Öyle Umutları Yitirip Karanlıkta Savrulmak. Unutma Aynı Gökyüzü Altında Bir Direniştir Yaşamak” Sözünün Nâzım Hikmet’e Ait Olduğu İddiası Doğru Değil
Bugün, Nâzım Hikmet’e (15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963) atfedilen, oldukça popüler bir sözü konu edeceğiz. Nâzım Hikmet’e ait olduğu iddiasıyla paylaşılan “Yok, öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak… Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak” vecizesini inceleyeceğiz.
Pek çok sosyal medya kullanıcısının araştırmaya hiç gerek duymadan sözü Nâzım Hikmet imzasıyla paylaştığına şahit oluyoruz.
Bir hayli etkileşim alan bu paylaşımlar vesilesiyle söz, Nâzım Hikmet’le neredeyse özdeşleşmiş durumda.
Alıntıyı çeşitli görsellerle birleştirip caps şeklinde paylaşanlar da mevcut:
Bahse konu olan sözün Twitter, Ekşi Sözlük, Tumblr, Facebook gibi sanal mecraların yanı sıra, aforizmadan hallice “söz”ler ihtiva eden sitelerde de kendine yer bulduğunu görüyoruz.
Tüm sosyal medya kullanıcılara nazaran daha dikkatli ve hassas davranmasını beklediğimiz Nazım Hikmet Kültür Vakfı’nın da aynı yanlışlığa düştüğüne şahit oluyoruz:
Tüm bu aktarımların aksine, sözün Nâzım Hikmet’le herhangi bir bağlantısı bulunmuyor. Şairin, YKY tarafından derlenen Bütün Şiirleri’ni taradık ancak bahsi geçen ifadeye dair bir bulguya ulaşamadık. Yine yaptığımız taramalar sonucunda, Nâzım Hikmet’in içinde direniş sözcüğü geçen bir şiirinin bulunmadığını tespit ettik. Görünen o ki şair, hiçbir şiirinde direniş kelimesini kullanmayı tercih etmemiş.
Yapılan taramada anılan vecizenin 2013 yılı öncesinde İsmet Özel’e ait olduğu iddiasıyla ya da isimsiz şekilde paylaşıldığı anlaşılıyor. 2014 yılı içerisinde bahse konu ifadeler bir anda Nâzım Hikmet’e ait hâle gelmiş.
Sözün kime ait olduğu tespit edilemiyor.
“Yok Öyle Umutları Yitirip Karanlıkta Savrulmak. Unutma Aynı Gökyüzü Altında Bir Direniştir Yaşamak” Sözünün Nâzım Hikmet’e Ait Olduğunu Zanneden Yazarlar
Bu hataya düşen köşe yazarlarından tespit edebildiklerimiz:
- Cumhuriyet’teki “Aydınlanmacı liseliler” başlıklı yazısıyla (12 Haziran 2016) Zeynep Oral
- Karabük Postası’ndaki “Yaşama İz Bırakanlar” başlıklı yazısıyla (16 Ekim 2020) Atilla Çilingir
- Görünüm Gazetesi’ndeki “Bunlar Da Geçer” başlıklı yazısıyla (30 Mart 2020) Ahmet Güdücüoğlu
- T24’teki “Aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak!” başlıklı yazısıyla (21 Ekim 2016) Hasan Cemal
- Yenialanya.com’daki “Güç kendi içinizde” başlıklı yazısıyla (12 Eylül 2020) F. Zehra Okşar
- Milliyet Ege’deki “Kale’nin baklası” başlıklı yazısıyla (10 Mayıs 2020) Bülent Buda
- Dogrusozgazetesi.com’daki “İskilip turşusundan aşı yapamaz mıyız?” başlıklı yazısıyla (25 Mart 2020) Selahattin Demirel
- Gazetekritik.com’daki “Nazım Hikmet 116 Yaşında…” başlıklı yazısıyla (15 Ocak 2018) Elvan Karaçay
- Çeşme Gündem’deki “Bugün Pazar” başlıklı yazısıyla (31 Mayıs 2020) Atilla Köprülüoğlu
- Balikesir24saat.com’daki “Fazıl Say’ın Notalarından Doğan Coşku Selimiz” başlıklı yazısıyla (21 Ağustos 2019) Çiğdem Metin
- Yeniduzen.com’daki “Yaşamak bir direniş…” başlıklı yazısıyla (9 Temmuz 2018) Tayfun Çağra
- Ayrıntı Gazetesi’ndeki “Köşe Başlarını Tutan Eziklere Direnin” başlıklı yazısıyla (15 Ocak 2018) Nazmi Şentürk
- Kibrisgazetesi.com’daki “Betonla mı besleneceğiz?!..” başlıklı yazısıyla (16 Aralık 2017) Ahmet Tolgay
Akşam gazetesi eski köşe yazarı ve sunucu İsmail Küçükkaya’nın da 23 Eylül 2014 tarihli sosyal medya paylaşımıyla söz konusu bilgi kirliliğine ortak olduğunu görmekteyiz.
Eski BJK Başkanı Fikret Orman da sözü Nâzım Hikmet’e izafe etmişti.
2 Yorumlar
İsmet Özel’in ne dünü be de bu günü bu vecizeyi yumurtlayacak sosyal öz duyarlılıkta olmamıştır. Nasıl bir bağlantı kurulduğunu lütfen kaynaklarıyla yazınız.
Bilgi ‘kirliliği’ ifadenizin ise özenle seçilmiş olduğu anlaşılıyor. Can Yücel’in ‘kart-postal’ izahı aklıma geldi nedense.
Kart postal mevzuu Can Yücel’le ilgili değil: https://www.malumatfurus.org/duygu-asena-can-yucel-nazim-hikmet-kartpostal/