İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu ilçesinde gereksiz yere özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalle ölümüne yol açan , kamuoyunun tanıdığı adıyla “yenidoğan çetesi”nin ifşası kamuoyunda infial uyandırdı. Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen çetenin ortaya çıkmasına Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Yavuz Engin büyük katkı sağladı.

 

Yenidoğan çetesinin ifşasının ardından, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in dosyadan el çektirildiği iddiası ileri sürüldü.

 

Bu iddia Avukat İrem Çiçek’in aşağıdaki paylaşımıyla sosyal medyada gündeme geldi:

“Yenidoğan Çetesi’nden haberdar olmamızı sağlayan görevini en güzel şekilde yerine getiren Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin dosyadan el çektirildi. Bu gelişme dosyanın ve yeni şikayetler üzerine yürütülecek soruşturmaların akıbeti ile ilgili bende şüpheler oluşturdu❗️ Önce bebeklerimiz sonra toplum sağlığı için bu dosyayı unutmayın, takip edin, okuyun, sorgulayın.”

 

 

Akabinde iddia, Halk TV’nin “Yenidoğan Çetesi’ni çökerten kahraman savcı dosyadan el çektirildi” başlıklı haberiyle yaygınlık kazandı.

 

yenidogan-cetesini-cokerten-savci-dosyadan-el-cektirildi

 

Diğer haber girişimleri ve sosyal medya kullanıcıları da Halk TV’ye atıfla bu iddiayı paylaştı.

 

Solcu Gazete Yedek (@solcugazeteY): “Yenidoğan bebekleri ölüme götüren Yenidoğan Çetesi’ni çökerten Savcı Yavuz Ergin görevinden el çektirildi. (Halk TV)”

savci-dosyadan-el-cektirildi-iddiasi

 

Turhan Bozkurt (@TurhanBozkurTV): “Yenidoğan Çetesi’nden haberdar olmamızı sağlayan Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin (Soldan 3’üncü, kravatlı) dosyadan el çektirildi. #bebekatilleri”

 

Yenidoğan çetesinden haberdar olmamızı sağlayan Cumhuriyet savcısı, bebek ölümleriyle ilgili dosyadan el çektirilmedi.

Adı geçen savcının yürüttüğü, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip haksız kazanç elde ettikleri belirlenen, aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Yani dosya, soruşturma aşamasının yürütüldüğü, fezlekesinin hazırlandığı, ağır ceza merkezi olmayan mülhakat adliyeden, kovuşturma aşamasının yürütüleceği Bakırköy Adliyesine sevk edildi.

HSKY’nın 03.07.2024 tarihli ve 1271 Nolu kararı ile Büyükçekmece Ağır Ceza Mahkemesinin kurulmasına ve Büyükçekmece ilçesinin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi yargı alanından çıkartılmasına karar verilmişti. Ancak (işbu yazı tarihi itibarıyla bir ağır ceza mahkemesine sahip olmayan) Büyükçekmece Adliyesi, hâlâ mülhakat adliye olarak görünüyor.

 

 

 

Savcı, makam odasında tehdit edilmesine ilişkin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma dosyasında ise tanık konumunda.

 

Bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüttüğü sırada Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E. ile 30 Ağustos’ta önce telefonla sonra da makamında görüşen avukat A.A, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse savcıya yönelik suikast yapılacağı, ailesine zarar verilebileceği tehdidinde bulunmuştu.

Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, savcının yakınlarına ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapılmış, savcının odasına kayıt cihazı yerleştirilmişti.

Avukat A.A’nın irtibatı tespit edilen M.K.Z’nin görüştüğü savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alınmıştı. Yapılan incelemede, savcının kişisel ve ailevi bilgilerinin tehdit edilmeden önceki bir tarihte 3 jandarma personeli tarafından sistemden sorgulandığı anlaşılmıştı.

Soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda 11 kişi gözaltına alınmıştı.

 

 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen soruşturma dosyasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

Bakan Tunç, savcının Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki görevine devam ettiğini, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada hazırlanan fezleke, suçun Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girmesi nedeniyle bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesinin bulunduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini belirtti.

 

 

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de şu açıklamayı yayımladı:

“Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Yenidoğan Çetesi’ni çökerten kahraman savcı, dosyadan el çektirildi” iddiası doğru değildir. Yenidoğan Çetesi davasında savcıya el çektirme veya görev değişikliği söz konusu değildir. Yenidoğan Davasında sanıkların üzerine atılı suçlar Ağır Ceza Yargılamasını gerektirmektedir. Soruşturmanın yürütüldüğü Büyükçekmece Adliyesinde Ağır Ceza Mahkemesi bulunmaması sebebiyle ana soruşturma tamamlanarak dosya davanın görülmesi için Bakırköy Adliyesine tevdi edilmiştir. Bu sebeple ceza davasının kamu adına takibi için Bakırköy Adliyesindeki başka bir Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir. Büyükçekmece Başsavcılığı‘nda da dosyanın birkaç şüpheli yönünden soruşturması devam etmektedir. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.

 

Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın ardından Halk TV’nin “yenidoğan çetesini çökerten savcının dosyadan el çektirildiğini” ileri süren paylaşımı silindi ve internet sitesinde yayımlanan habere “iddia” vurgusu ile Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklama derc edildi.

 

Bu süreçte, Halk TV’den ve diğer basın organlarından birçok gazeteci de iddianın asılsız olduğunu duyurdu.

 

Halk TV internet sitesi yazı işleri müdürü Dinçer Gökçe, Adalet Bakanının yalanlamasından dakikalar önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iddianın doğru olmadığını “Yenidoğan çetesi soruşturmasını yürüten Savcı Yavuz Engin ile ilgili ‘dosyadan el çektirildi’ bilgisi doğru değil. Savcı, yürüttüğü soruşturmasını tamamladı zaten. Davası da açıldı. Tehdit edildiği iddiası ile ilgili yürütülen soruşturma ise bu savcıda değil zaten. Kendisi taraf.” cümleleriyle belirtti.

 

 

 

Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar, yenidoğan çetesi soruşturma savcısının dosyadan el çektirilmediğini şu sözlerle sosyal medya hesabından duyurdu:

DM kutum dolmuş. Herkes “yenidoğan çetesinin soruşturma savcısı dosyadan el mi çektirildi?” diye soruyor. Savcı beyin dosyadan alınması mümkün değil çünkü soruşturmayı zaten tamamladı. Dava açıldı. Artık dosya soruşturma savcısında değil mahkemede.

 

Habertürk TV’de görev yapan adliye muhabiri Ceylan Sever de savcının dosyadan el çektirildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını şu sözlerle özetledi:

“Yenidoğan çetesini ortaya çıkaran Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in dosyadan el çektirildiği iddiaları doğru değil. Savcı Bey, görevini layıkıyla yapmış ve tamamlamıştır. Fezlekesini yazıp dosyayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş ve burada hazırlanan iddianamenin kabulüyle dava açılmıştır. Duruşma da Kasım Ayı’ndadır. Savcının bu dosyada artık görevi bitmiştir. Bir dosyadan bir savcının el çektirilmiş olması için o soruşturmanın devam etmesi ve kovuşturma aşamasına da geçilmemiş olması gerekiyor. Yani soruşturmanın yarım kalması gerekiyor. Kahraman savcımız görevini tamamlamıştır. Bundan sonraki süreçte savcımızı makamında tehdit eden şüphelilerin soruşturması devam ediyor. Savcı Yavuz Engin bu dosyada mağdur olan taraf, yani adı üstünde taraf. Bu sebeple bu soruşturmayı kendisi yürütemez, aynı adliyedeki başka bir savcı yürütüyor doğal olarak. Ayrıca biliyorsunuz ki çokça insan mağdur olduğunu dile getirerek savcılıklara giderek suç duyurusunda bulunuyor. Bunların her biri de yeni bir soruşturma demek, bu soruşturmaların hepsine de Savcı Yavuz Engin’in bakması takdir edersiniz ki mümkün değil çünkü bir çok adliyeye bir çok suç duyurusu yapılıyor. Kendi görev yaptığı adliyede ise tehdit edildiği anda bir an önce elindeki dosyayı tamamlamaya odaklanıldı ve kendisi de bu süreçte çok yıprandı. Bu süreçte yeni şikayetler olursa diye aynı büroda görev yapan başka bir Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmişti zaten. Yani uzun lafın kısası iddialar doğru değil. Kahraman savcı görevini tamamladı. El çektirilmedi. Ayrıca görevden de alınmadı, anasının ak sütü gibi helal olan makamında görevinin başında.”

 

3 Kasım 2024 günü sabahı ise, “yenidoğan” ismiyle tanınan çeteye yönelik soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığına yönelik yayımladıkları haberler nedeniyle Halk TV’den Dinçer Gökçe ve Gazete Pencere’den Nilay Can’ın da aralarında bulunduğu bazı haber sitelerinin yazı işleri müdürleri gözaltına alındı.

Yanlış iddiayla ilgili haberinde Halk TV’nin alıntıladığı İrem Çiçek de, dosyaya mağdur avukatı olarak katılma talebini sunduğunu, bebek ölümlerini gören ve vicdanını dinleyip ifade vermek isteyen hemşireyi yönlendirdiği savcı Yavuz Engin’in yeni soruşturmaları yürütmediğini; ancak hemşirenin başka bir birim tarafından ifade için çağrılacağını söylediğini belirtip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosuna ifade vermek için gittiğini duyurdu.

 

 

Yenidoğan çetesi ile ilgili basına ve sosyal medyaya yansıyan yanlış aktarımlar bununla sınırlı değildi.

 

Sosyal medya platformlarında ve çeşitli haber sitelerinde, “yenidoğan” çetesi üyesi Hemşire Mehtap S.’ye ait olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğraf, soruşturmayı yürüten savcının makamında tehdit edilmesi nedeniyle tutuklanan Avukat Aylin Arslantatar idi.

Bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüttüğü sırada Cumhuriyet savcısı Y.E’nin makam odasında tehdit edilmesine ilişkin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Avukat Aylin Arslantatar Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştı.

 

 

 

“Yenidoğan çetesi”nin lideri yenidoğan yoğun bakım doktoru Fırat Sarı’nın 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in affıyla cezaevinden salındığı ileri sürüldü. 1998 yılında PKK üyeliğinden kesinleşmiş 12 yıllık cezasının azaltılmasını sağlayan “af”, 29 Temmuz 2003 tarihli Topluma Kazandırma Kanunu ile gerçekleşti. 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk başbakanlığı döneminde bakanlar kurulunca kararlaştırıldı, 59. Hükûmet’in önerisi TBMM’de kabul edildi, yasa dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanıp 6 Ağustos 2003 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdi. 2003 yılında Türkiye Cumhuriyeti, “başkanlık” sistemi değil, “parlamenter” sistemle yönetiliyordu.

 

Yorumunuzu yazınız...