Turgut Özal’ın Yazdığı Tek Kitap Olduğu İleri Sürülen “La Turquie en Europe” / “Avrupa’da Türkiye” / “Tarih ve Miras”, Turgut Özal’ın Bilgisi Dahilinde Gölge Yazarlar Tarafından Hazırlanmış

 

İşbu yazımızda, müellifi Turgut Özal olarak görünen Fransızca La Turquie En Europe adlı kitabı ele alacağız ve gerçekten Turgut Özal tarafından yazılıp yazılmadığını inceleyeceğiz.

 

La Turquie En Europe, Anadolu’da kurulan Helen medeniyetine düzdüğü övgüleri, Türk-İslâm kültürünün Yunan ve Bizans mirası olduğu yönündeki yorumları ile sıkça gündeme gelen bir eser.

 

Turgut Özal  “Bizi Türk sayarak dışlıyorsanız bilin ki bizim Türk denecek bir şeyimiz yoktur uygarlık adına neyimiz varsa hepsini Yunanlılardan aldık. Bizim kültürümüz Yunan kültürüdür. Oğlumun adı olan Efe bile Yunancadır; bu nedenle Avrupa Birliğine girmemiz için kültürel engel yoktur. Biz tepemizde Türk olmayan yöneticiler bulunmasını yadırgayan bir toplum değiliz. Avrupa Birliğine alınmamıza bu açıdan da herhangi bir engel yoktur!”

 

Cengiz Özakıncı, Türkiye’nin Siyasi İntiharı Yeni-Osmanlı Tuzağı adlı kitabında bahsi geçen kitabın muhteviyatını şöyle özetledi (Otopsi Yay. 32. Basım. Sf: 475-476):

“1988’de ‘La Turquie En Europe’ adıyla Fransızca olarak yayımlanan ve Avrupa Birliği’ne başvuru dilekçesinin gerekçesi olarak sunulan bu kitap, Dimitri Kitzikis’in Osmanlı İmparatorluğu bir Türk-Yunan İmparatorluğuydu savına da göndermeler yapıyor; İngilizcesi Yahudi asıllı İngiliz Türkolog Geoffrey Lewis’in sunum yazısıyla yayımlanan bu kitapta Özal, özetle Bizi Türk sayarak dışlıyorsanız bilin ki bizim Türk denecek bir şeyimiz yoktur, uygarlık adına neyimiz varsa hepsini Yunanlılardan aldık, bizim kültürümüz Yunan kültürüyle yoğrulmuştur, oğlumun adı olan Efe bile Yunancadır; Avrupa Birliği’ne girmemiz için kültürel engel yoktur, anlamına gelecek bir takım görüşler öne sürüyordu. Ekrem Akurgal’ın kitaplarına göndermelerle örülen bu kitapta ‘Heleno-Türkizm’ kavramına da olumlayarak göndermede bulunan ve Türk kimliği yerine Osmanlı kimliğini öne çıkaran Özal, Osmanlı’da pek çok yöneticinin Türk kökenli olmadığını, altını çizerek örneklerle vurguluyor; ve biz tepemizde Türk olmayan yöneticiler bulunmasını yadırgayan bir toplum değiliz, Avrupa Birliği’ne alınmamıza bu açıdan da herhangi bir engel yoktur, demeye getiriyordu. Avrupa Birliği’ne Türk kimliğiyle ve üniter ulus devlet yapısıyla alınmamız olanaksız görülüyor olmalıydı ki, Özal ‘kozmopolit’, eyaletçi, Osmanlı kimliğini öne çıkarıyordu başvuru dilekçesine eklediği bu kitapta.”

 

Son günlerde Turgut Özal imzasıyla Fransızca çıkan “La Turquie En Europe” (Avrupa’da Türkiye) yeniden yoğun eleştiriyle karşılandı.

 

Sosyal medyaya yansıyan eleştirilerden bir örnek:

 

Turgut Özal’ın Fransızca bastırtıp Türk Milletinden kaçırttığı “La Turquie En Europe” adlı 1988 tarihli kitabında Türk Milletine hakaretin bini bir para! Bu kitap sadece Avrupa’da basıldı; Türkiye’nin haberi olmadı. Fransızca bilmeyen ve Francis Lamand’a yazdırdığı bu kitabında bizzat Turgut Özal şu ifadeleri kullanır: “Bizi Türk sayarak dışlıyorsanız bilin ki, bizim Türk denecek bir şeyimiz yoktur, uygarlık adına neyimiz varsa hepsini Yunanlılardan aldık. Bizim kültürümüz Yunan kültürüdür. Oğlumun adı olan Efe bile, Yunancadır; bu nedenle, Avrupa Birliğine girmemiz için kültürel engel yoktur. Biz tepemizde Türk olmayan yöneticiler bulunmasını yadırgayan bir toplum değiliz. Avrupa Birliğine alınmamıza bu açıdan da herhangi bir engel yoktur!” Kitapta Türk milletinden “çoban” ve “medeniyetsiz” bir topluluk olarak bahsediyor.” Bu kitabın Türkçesi 2010’da “Tarih ve Miras” adıyla yayımlanmış Avrupa Birliği’ne sesleniyor ; Türk’ün uygarlık adına nesi varsa kökünü Yunan’a, Bizans’a bağlıyor… Yukarıdaki kitap haricinde ; Araplara mülk satışı planını ilk 02.02.1987 tarihinde Turgut Özal yapmıştır :”Araplara mülk satışı için anayasayı değiştiririz.” demiştir. Aynı Özal; Türk ırkı yoktur ,Türkiye’nin adı Anadolu olmalıydı demiştir. Biz bu sözleri de yakın geçmişte de duymuştuk. Demek 30, 40 yıllık planmış. Ülkemizdeki Türk-islam sentezcilerinin, başka bir yaklaşımla da Neo Osmanlıcıların tipik yaklaşım tarzını da dışa vuruyor bu ifadeler… Türklüğü sadece, İslamiyet’ten sonraki ile var sayan, Anadolu’daki varlığımızı da 1071’e dayandırarak Türklüğe aslında ihanet eden bu zihniyet için normal bir davranış. Atatürk’ün Nutuk/11. bölümdeki şu sözleri geliyor: Efendiler, bu vesile ile muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki: Sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i aslîyi, çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an feragat etmesin!”

 

Francis Lamand’ın önsöz yazdığı Fransızca versiyonu uzun yıllar Türkçemize çevrilerek ülkemizde satışa sunulmayan kitap, önce Turkey in Europe adıyla İngilizce, ardından 2010 yılında Özal’ın varislerinin izniyle Plon Yayınevi tarafından “Tarih ve miras: antik çağdan Cumhuriyet’e Anadolu Türk ve İslâm medeniyeti” adıyla yayımlandı.

 

La Turquie en Europe adlı kitabın bizzat (Fransızca bilmeyen) Turgut Özal tarafından kaleme alınmadığı, kitabın içeriğinin Turgut Özal’ın bilgisi ve oluru dahilinde bir başkası / ekip tarafından hazırlandığı anlaşılıyor.

Aktarımlar göz önünde bulundurulduğunda,”Turgut Özal’ın yazdığı tek kitap” sloganıyla pazarlanan Tarih ve Miras adlı kitabın Turgut Özal’ın izniyle, 2008 yılında vefat eden Emekli Büyükelçi, Milletvekili ve köşe yazarı Gündüz Aktan liderliğinde (gölge yazarlığında) Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) bünyesinde kurulan bir araştırma grubu tarafından yazıldığı hususu ağır basıyor.

 

Bulguları aktaralım…

 

İlk yayımından 22 yıl sonra Türkçemize çevrilerek Tarih ve Miras adıyla yayımlanan kitabın tanıtım metninde kitabın Turgut Özal tarafından kaleme alındığı şöyle belirtildi:

Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kaleme aldığı bu kitap; Özal’ın, Türk’ü, dünyaya yanlış anlatan Avrupa’ya karşı bir isyan, bir çağrıdır. Anadolu’da kurulan ilk medeniyetlerden bu tarafa, Avrupa’nın mayası olarak tabir ettiği kültürün izini süren Özal; Truva Savaşından Kavimler Göçü’ne, Haçlı Seferlerinden İstanbul’un Türkler tarafından fethine, Rönesans’tan Fransız İhtilali’ne kadar dünya tarihinin kritik dönemlerini analiz ediyor. Hristiyanlığın Anadolu’ya girişi, Türklerin Anadolu’yu fethi, Türk-İslam Rönesansı’nın Avrupa kültürüne etkileri, Atatürk’ün devam ettirdiği Osmanlı Reform Süreci; Turgut Özal’ın ısrarla üzerinde durduğu Anadolu Birliği’ni anlamamıza yardım ediyor.

Turgut Özal, Fatih Sultan Mehmet’in Truva’da saklı mesajı hangi sebeple aradığını yorumlarken Avrupalılara sesleniyor: Tarihi gerçekleri göz ardı edemezsiniz. Batı, bugünkü kültürünü, Anadolu’ya, Türk ve Yunan düşünürlere, Müslüman bilim adamlarına ve komutanlara borçludur.

 

Tarih ve Miras’ın Selman Kayabaşı tarafından kaleme alınan giriş bölümünde kitabın Turgut Özal tarafından kaleme alındığı belirtilmiş.

 

tarih-ve-miras

tarih-ve-miras

 

Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Cengiz Özakıncı’nın “Turgut Özal Fransızcası 1988’de “La Turquie en Europe”, İngilizcesi 1991’de “Turkey in Europe and Europe in Turkey”, Türkçesi 2010’da “Tarih ve Miras” adıyla yayımlanan kitabında Avrupa Birliği’ne sesleniyor ve Türk’ün uygarlık adına nesi varsa kökünü Yunan’a, Bizans’a bağlıyor:” ifadelerini içeren tweetine “Bu Özal a ait bir kitap değil. Defalarca söylendi buyanıtını verdi.

 

 

Ezgi Başaran, 2010 yılında Hürriyet’te yayımlanan “Özal’ın yazdığı tek kitabı gerçekten Özal mı yazdı” başlıklı yazısında Semra Özal’ın eşi Turgut Özal’a adı geçen kitabın yazımında yardımcı olan kişinin bir hariciyeci olduğunu; ancak, ismini açıklamak istemediğini söylediğini yazdı.

Bahsi geçen yazıda, Selman Kayabaşı’nın kitabın yazarının Turgut Özal olmadığına dair şüpheleri ve Semra Özal’ın söz konusu kitabın bir araştırma grubu tarafından hazırlandığı beyanı şöyle aktarıldı:

“Boğaziçi’nde tezimi yazarken Turgut Özal imzalı Fransızcası ve İngilizcesi olan ama Türkiye’de hiç basılmamış bir kitapla karşılaştım. Araştırmalarım sonucu Özal’ın bu kitabı 1989’da yazdığını ve aralarında Margaret Thatcher’ın da bulunduğu Avrupalı siyasetçilere hediye ettiğini öğrendim. Altı ay kadar önce Ahmet Özal’ı aradım ve kitabı Türkçe’ye tercüme ettirip basmak istediğimi söyledim, çok hoşuna gitti, çok yardımcı oldu. Semra Hanımefendi’ye telif ücretini ödeyip sürece başladık.

 

Peki Selman Bey, bir akademisyen olarak baktığınızda kitabın dilinin ve analizlerinin Turgut Özal gibi bir siyasetçinin kalemine göre fazla mesafeli ve akademik kaçtığını siz de düşünmediniz mi?

“Düşünmez olur muyum” dedi Selman Bey, “Sizin gibi ben de bunu sorguladım birkaç kez ama kitabın Fransızca baskısında yazar olarak Özal’ın adı geçtiği için kitabı öyle bastım… Ama Semra Hanım’a bu konuyu sordum bir defasında…” Semra Hanım bir süre önce yayıncı Selman Bey’e laf arasında bir akademisyenin kitabın hazırlanmasında Özal’a yardım ettiğini söylemiş.

 

Bir diğer tez, Başbakan Erdoğan’ın danışmanlarından Savaş Barçın’dan: Özal, 1989’da Avrupalı parlamenterlere Türkiye’nin AB’ye girmesinin ne kadar faydalı olacağını anlatmak için böyle bir kitap hazırlamaya karar veriyor. Amaç, “Hey Avrupa biz ortak bir kaderi paylaşıyoruz” diyebilmek. Bunun için de Devlet Planlama Teşkilatı’nda bir araştırma grubu oluşturuyor, söz konusu grubun başında da tarihçi bir akademisyen var. Fakat Barçın da bu tarihçinin adını hatırlamıyor.

 

Israrlarım üzerine Selman Bey, gizli kahraman tarihçinin ismini öğrenmek için bir kez daha Semra Hanım’la irtibata geçti fakat nafile… Hatta işler iyice karıştı çünkü Semra Hanım bu kez de Özal’a yardımcı olan kişinin bir tarihçi değil, hariciyeci olduğunu, şimdilik ismini açıklamak istemediğini söyledi.

 

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) AET Dairesini kuran, OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri olarak görev yapan Prof. Dr. S. Rıdvan Karluk ise kitabın Turgut Özal tarafından yazılmadığını, DPT’de bünyesinde kurulan bir ekip tarafından hazırlandığını şu sözlerle aktardı:

“Turgut Özal’ın Fransızca kitap yazacağına ben şahsen   ihtimal vermedim. Çünkü gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında çok yoğun bir programı vardı. Bu kadar yoğun tempo içinde üstelik Fransızca kitap yazabilmesi mümkün değildi. “

“Şimdi, yukarıda yer alan açıklamadaki eksik ya da yanlış olanlar nelerdir, açıklayayım: “Özal’ın bu kitabı 1989’da yazdığını…” Orijinal kitap 1988’de basılmıştır, 1989 da değil. “Bunun için de Devlet Planlama Teşkilatı’nda bir araştırma grubu oluşturuyor, söz konusu grubun başında da tarihçi bir akademisyen var.”  Bu tespitte doğru değildir.
DPT’de böyle bir yapılanma 1982 yılında “AET Dairesi” adı altında oluşturulmuştur. Daire tarafımdan  Turgut Özal Başbakan Yardımcısı, Bülent Ulusu Başbakan iken o dönemde DPT’nın binasında yer olmadığı için bugünkü TOBB’in arkasında kiralık bir ofiste  çalışmaya başlamıştır. Daire, SBF’den arkadaşım Mustafa Dönmez  ve üç “uzman yardımcısı” dan oluşmuştur. Daha sonra DPT binasının 8 katına taşınmış,  uzman sayısı da artmıştır. Bunlar arasından Genel  Müdür,  Temsilci Yardımcısı  olanlar da vardır.
“Özal’ın yazdığı tek kitabın Gündüz Aktan tarafından yazıldığı kabul edilmiş, üstünden tartışmalar yürütülen bir gerçek…” ifadesi de  doğru değildir. Rahmetli Gündüz Aktan ile beraber görev yaptım. DPT Müsteşarı koordinasyondan sorumlu idi ama yoğun iş yükü sebebiyle  koordinasyon toplantıları, diğer kurum temsilcileri ile birlikte DPT’da benim koordinasyonumda  yapılırdı. Çünkü Müsteşar Yıldırım Bey  koordinasyon yetkisini bana devretmişti. “

 

Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde büyükelçilik yapan, 1985-88 yılları arasında Başbakan Turgut Özal’ın danışmanlığını üstlenen, kamu görevinden ayrıldıktan sonra siyasete girip Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili seçilen Gündüz Suphi Aktan adı geçen kitabın içeriğine katkı verdiğini açıkladı.

 

Fehmi Koru, Taha Kıvanç müstear adıyla Yeni Şafak’ta kaleme aldığı “MHP’nin vitrini” başlıklı 18 Mayıs 2007 tarihli ve “Şifreler kırılıyor” başlıklı 26 Mayıs 2007 tarihli yazılarında Avrupa’da Türkiye adlı kitabın gerçek yazarının Gündüz Aktan olduğunu ileri sürdü:

MHP kadrosu Gündüz Bey’in geçmişte ülkeye nerelerde nasıl hizmetler verdiğini ayrıntılarıyla bilmeyebilir. Yardımcı olayım: Geçmişte taşıdığı unvanların en göze çarpanı “Başbakan Turgut Özal’ın danışmanlığı” unvanıydı. Turgut Bey’in başbakanlıkta çok sayıda danışmanı vardı da, yaptığı işi ciddiye alan, sürekli çözümler üretenlerin başında Gündüz Bey geliyordu. Özal’ın olduğu bilinen pek çok tezin fikir babası aslında Gündüz Aktan’dır… Genç bir diplomatın ilk görev yerinin bir Batı ülkesi olması çok zordur; Turgut Bey danışmanını Atina’ya büyükelçi atayacak kadar sevmişti.

Nasıl sevmesin, tek kelime Fransızca bilmeyen Turgut Özal’ın Fransızca ‘La Turquie en Europe’ diye bir kitabı vardır (Plon Yayınevi); Türkçesi bulunmayan kitabın yazarı aslında Gündüz Aktan’dır…

Kitabın çıktığı sıralarda MHP çevreleri kitap üzerinden Turgut Özal’a yaylım ateşi açmışlardı. Kitapta Türklerin tarihteki katkıları müthiş küçümsenerek Yunan uygarlığı yüceltiliyordu… Prof. Mehmet Bayraktar üşenmeyip Gündüz Aktan’ın Turgut Özal’a mal ederek yayımladığı tezler hakkında ‘Özal’ın Günah Galerisi’ başlıklı bir de kitap (Rehber Yayınları, 1989) yazmıştı. Kitabın bir bölümünün (s. 62) ara başlığı şu: “Meğer Türk-İslâm Kültürü Yunan ve Bizans Mirasıymış!”

“Gündüz Aktan’a burada değinmiştim. Turgut Özal’ı cumhurbaşkanlığı döneminde özellikle MHP-meşrep kişiler gözünde düşüren ‘La Turquie en Europe’ adlı Fransızca bir kitaptı. Tek kelime Fransızca bilmeyen Turgut Özal Türkçesi bulunmayan Fransa’da yayımlanmış kitabın yazarı olarak sunulmuştu. Kitapta Türk-İslam medeniyetinin fasa fiso olduğu, Anadolu’da kurulan Helen medeniyetine övgüler düzülerek anlatılıyordu.

Burada o günlerde de defalarca yazmıştım: Kitabın esas yazarı Turgut Özal’ın danışmanı sıfatını taşıyan Gündüz Aktan’dı. Yani şimdinin MHP milletvekili aday adayı… ‘PKK ile pazarlık’ konusunu ciddi ciddi yazısına geçirebilen eski diplomat yani…”

 

Fehmi Koru’nun bu yazılarının ardından 2007 yılında yaptığı açıklamada Aktan, kitabın yazımındaki rolünü şu sözlerle teyit etti:

“Türkiye, zaten Helenler’in toprağıydı. Bizden önce başkasının toprağıydı. Bizans’ın toprağıydı” “1071 ve hatta ondan daha önce bizim toprağımız oldu. O zamandan beri toprağımız. Bu toprakta Çatalhöyük’ten bu yana bütün uygarlıklar tek tek anlatıldı. Sonra da Osmanlı dönemi daha doğrusu Fuat Köprülü’den yararlanarak anlatıldı. Mimar Sinan’ın uygarlığa katkısı anlatıldı. İslâmi ve Osmanlı yönü çok daha ağır basıyor. Burası Helen toprağı, gelsin alsınlar mı diyoruz Helenler? Burayı zayıf nokta olarak düşünüyor. Ben bunun hemen tercümesini yapıp çıkartacağım, kurtulacağız hep birlikte.”

Kitabın İngilizcesi çıktı. Fehmi Koru, Fransızca bilmediği için kitabı okuyamamış. İngilizcesini okuyacak durumda, Türkçesini de çıkaracağız. Saçma sapan bir şey. Hiç öyle bir şey yok kitabın içinde. Tercüme iki-üç aylık sorundur. Rahmetli Özal’ın varisleri bu kitabın tercüme edilip Türkiye’de satılmasını istediler. 2-3 ay sonra olacak.”

 

Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlatılan “Gündüz Aktan What He Said and What He Wrote Söyledikleri ve Yazdıkları” adlı yayında “Başbakan Özal adına yayınlanan ‘Avrupa’da Türkiye’ (La Turquie en Europe, Paris 1988) kitabının yazımında en büyük pay Gündüz Aktan’a aittir.” ifadelerine yer verildi.

 

Gündüz Aktan hakkında hazırlanan özgeçmiş metinlerinde de bu hususa değinildi:

“Gündüz Aktan (1941 – …. )

1941’de Safranbolu’da doğdu. 1962’de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1964’te İçişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı ve Sakarya’da görev yaptı. 1965-67’de askerlik hizmetini ifâ etti. AKTAN, 1967’de Dışışleri Bakanlığı’na girdi ve yurt dışında sırasıyla şu yerlerde görev aldı:

· Paris’te OECD nezdindeki Türkiye Temsiciliği (1970-73)
· Nairobi’deki Türkiye Büyükelçiliği (1973-75)
· New York’taki BM nezdindeki Türkiye Temsilciliği (1977-80)
· New York’ta BM Genel Merkezi (DIEC) (1980-1981)
· Bern’deki Türkiye Büyükelçiliği (1983-85)

1985-88 yılları arasında Başbakan Turgut Özal’ın danışmanlığını yapan AKTAN aynı dönemlerde, 1986-88 yılları arasında, Dışişleri Bakanlığı’nda Avrupa Topluluğu (şimdi Avrupa Birliği) ile İlişkilerden Sorumlu Ekonomik İşler Genel Müdürlüğü görevini yürüttü. Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na tam üyelik başvurusu yine bu dönemde yapıldı.

AKTAN daha sonra Dışişleri Bakanlığı’nda şu görevlerde bulundu :

· Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği (1988-91)
· Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Bürosu’nda Büyükelçi-Misyon Şefliği (1991-95)
· UNCTAD’in Ticaret ve Kalkınma Kurulu Başkanlığı (1992)
· İsviçre Hükümeti ile ICRC tarafından düzenlenen Savaş Kurbanlarının Korunması Konferansı’nda Bir Numaralı Komisyon Başkanlığı (1993-94)
· Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı (1995-96)
· Türkiye’nin Tokyo Büyükelçiliği (1996-1998)

AKTAN, 1998’de Dışişleri Bakanlığı’ndan emekliye ayrılarak, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfi (TESEV) başkanı oldu. Burada AB ile işbirliği içinde “Devlet Reformu” projesini uyguladı ve yolsuzluk araştırmaları projesini başlattı (1998-2000).

1998’den bu yana Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yapan AKTAN’ın 700’e yakın yazısı yayınlanmıştır. AKTAN aynı zamanda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne dış politika konularında danışmanlık yapmaktadır.

Başbakan Turgut Özal’in kitabının (La Turquie en Europe, Plon, Paris, 1988) yazılmasına yardımcı olan AKTAN’ın, yeni-ırkçılık konusundaki araştırması 1993 yılında Avrupa Konseyi belgesi olarak yayınlanmıştır. Safarad Yahudilerinin İspanya’dan Çıkarılışı ve Avrupa’da Irkçılıkçılık konularının psikoanalitik yönüyle ilgili iki uzun makalesi, University of Virginia International Universities Press’in “Mind and Human Interaction” adlı yayınında kullanılmıştır. Ali Koknar ile ortak çalışması olan “Combating Terrorism”, Prof. Yonah Alexander’ın editörlüğünde, University of Michigan Press tarafindan yayınlanmıştır.

Bir dönem Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu üyeliğinde bulunan AKTAN’ın, “Armenian Problem and International Law” başlıklı çalışması, “The Armenians in the late Ottoman Period” adlı kitapta (TTK Press, 2001, Ankara) yayınlamıştır.

AKTAN, 1 Nisan 2004’te ASAM Başkanlığı görevini üstlenmiştir. 2006 yılı Eylül ayına kadar bu görevini sürdürmüştür.

Evli ve iki çocuk babasıdır.”

 

* Kapak görseli: Cengiz Özakıncı

 

Yorumunuzu yazınız...