Ayşe Sıdıka Avar, Banu Avar’ın Annesi Değil, Babasının İlk Eşidir

 

Elazığ, Tunceli, Bingöl bölgesinde öğretmenlik yaparken köylerden öğrenci toplamak ve tatillerde onları evlerine bırakmak için yaptığı gezilerle tanınan Türkçe öğretmeni Ayşe Sıdıka Avar‘ın (1901-1979) gazeteci yazar Banu Avar’ın annesi olduğu yönündeki yanlış iddianın yaygın şekilde dile getirildiği görülüyor.

Sıdıka Avar’ın öğretmenlik dönemine dair sosyal medyada paylaşılan metin şu şekilde:

“Yıllar önce İzmir Kadınlar Hapishanesi’ ndeki mahkum kadınlara akşam dersleri verilmesi kararlaştırılmıştı.
Bir gün milli eğitim müdürünün odasına zayıf, ufak-tefek bir genç kız girdi.
– Ben bu dersleri memnuniyetle kabul ederim, efendim, dedi.
Müdür şaşırmıştı. Karşısındaki genç kız, okuldan yeni çıkmış, üstelik, son derece de hassas bir insana benziyordu. Müdür bir kez daha hapishanedeki tipleri gözünün önüne getirdi. Olacak şey değildi! Lakin düşüncesini belli etmedi.
– Peki, hoca hanım, dedi. Bu işle meşgul olacağım.
İki hafta geçmeden, genç kız, soğuk ışıklar altında hapishane koğuşundaki akşam derslerine başlamıştı. İşi bittikten sonra, ince pardesüsünün yakasını kaldırıyor, süngülü nöbetçilerin, zincirli kapıların arasından geçerek sokağa çıkıyor ve hızlı adımlarla evine koşuyordu.
Hapishane müdürü de, milli eğitim müdürü gibi, hayretler içinde idi.O kavgacı, o geçimsiz mahluklar, genç öğretmeni hem sevmeye, hem saymaya başlamışlardı. Kadınlar hapishanesin de ilk defa böyle bir hava esiyordu.
Fakat işinde inanılmaz bir başarı gösteren kızın, bir süre sonra acayip bir suçla adliyeye götürüldüğünü görüyoruz. Hakkındaki isnat: Misyonerlik. Gittikçe kabaran dosyalar, hep misyoner öğretmenden bahsediyordu.
Neler de neler yapmamıştı ki:
Kadınlar hapishanesi derken Kinder Garten Teşkilatında çalışmalar, çocuklara iyi insan olmak etrafında bir takım telkinler. Bütün bunlar misyonerlik denilen şeyden başka ne idi?
İş o kadar dallanıp budaklandı ki, Atatürk meseleyi merak etmişti.
– Bana misyoner öğretmenin dosyasını getiriniz, dedi.
Bütün bir gece o dosyayı inceledikten sonra, ertesi günü öğretmen [Sıdıka] Avar’ı yanına çağırttı. Genç öğretmen Atatürk’ün karşısına çıktığı vakit bir yaprak gibi titriyordu. Atatürk, bu ufak-tefek kıza hayretle baktı.
– Misyoner öğretmen sensin, öyle mi? diye sordu.
Avar şaşırmıştı. Yavaşça,
– Efendim, ben öğretmen Avar, diye fısıldadı.
Atatürk, o zaman genç öğretmene doğru parmağını uzatarak yüksek sesle şunları söyledi:
– Hayır, sen misyoner Avar’sın. Bana, senin gibi misyonerler lazım.
Ondan sonra da Atatürk fikirlerini açıkladı:
– Bir toplum, daha ziyade aile yoluyla, bilhassa kadın yoluyla kazanılabilirdi.
Genç öğretmen doğuya gidecekti. Oradaki genç kızlar, hatta bunların arasında hiç Türkçe bilmeyenleri bile toplayacaktı. Onları, bu toplumun potasında yetiştirecekti. Sonra bu çocuklan birer ışık huzmesi altında köylere gönderecekti. Sözlerinin sonunda:
– Git, memleketin içine gir, dağ köylerine uzan, orada bizden ışık bekleyen yarının annelerini göreceksin , dedi.
Genç öğretmen, içi içine sığmaz bir halde Atatürk’ün yanından çıktı. İşte yıllar ve yıllardır Avar, doğu illerinden birinde Kız Enstitüsü Müdürlüğü’nde bu inanılmaz işle meşguldür.
Şimdi Elazığ, Tunceli, Bingöl çevrelerindeki halk, bu ufacık-tefecik kadından bir azize gibi bahseder. Onun hakkında iki yüze yakın mani, masal, ve çocukların dilinde sayısız avar şarkıları vardır.
O, yol vermez, geçit tanımaz dağlara at sırtında tırmanır, dağ köylerinden, çoğu esmer köy kızlarını toplar, onları kendi ceketine sarıp okuluna götürür.
Avar, doğuda gerçekten inanılmaz bir isimdir. Dağ tepesindeki köylere bu masal kadını, öğrenci toplamak için gittiği zaman köylüler,
– Kızımı da götür, Avar, diye atın üzengisine yapışıyorlar.
Şehre, Avar’ın okuluna gelen kızı, bir kere de üç-dört yıl sonra görünüz. Ben, bir insan yaratma mucizesini orada gözlerimle gördüm.
Hikmet Feridun Es
Hayat Dergisi 1957″

 

Alıntılanan metni Sıdıka Avar’ın Banu Avar’la bağı hakkında yanlış bilgi sunarak aktaran paylaşım örnekleri şöyle sunulabilir:

 


 

 

 

 

Ayşe Sıdıka Avar, Banu Avar’ın annesi değil, babası Mehmet Bahattin Avar’ın ilk eşidir.

1955 doğumlu Banu Avar’ın annesinin adı Gülten Avar‘dır.

Banu Avar’ın annesi Gülten Avar 2019 yılında vefat etmişti. Sıdıka Avar 1979 yılında hayatını kaybetmişti.

 

banu-avar-annesi-gulten-avar

 

 

Banu Avar, kişisel internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden Sıdıka Avar’ın iddia edildiği gibi annesi olmadığına defalarca değinmişti.

Avar’ın bu hatayı düzelttiği aktarımları şöyle sıralanabilir:

“1893 yılında babasının sürgün edildiği Halep’te dünyaya gelmişti. Balkan Savaşı’nda da, Çanakkale Savaşı’nda da, Kurtuluş Savaşın’da da cephedeydi. 1923′de 30 yaşında bir beden eğitimi öğretmeniydi. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında hiçbir karşılık beklemeden kendisi ve genç Türkçe öğretmeni eşi Sıdıka Avar, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda, Gazi Eğitim Enstitüsü’nde, İzmir Hapishanesi’nde, Ankara’da , Eskişehir’de vatana millete faydalı sağlam kafalı sağlam vücutlu evlâtlar yetiştirmek için çırpındılar…”

“Sıdıka hanım babamın ilk eşi. Bu bir. İkincisi tüm milletimize sevgi ve şefkatle bağlıyız. Teröristler hariç!”

“sıdıka hanım 1901 doğumludur. Yani annem olma ihtimali yoktur.”

“Sıdıka hanım babamın ilk eşidir. 1979’da vefat etti. Annem Gülten Avar”

“tarihleri iyi kontrol edin ben 55 doğumluyum. Sıdıka hanım 1901 doğumlu. Annem değil olamaz da. babamın ilk eşi. Ablam Bahu o çocuk”

“CUMHURİYETİN ÖĞRETMENLERİNİ BİR GÜN DEĞİL HER AN DESTEKLEMELİYİZ..
Ailemin çoğu öğretmen. Babam, Ablam en yakın olduklarımdı…
Babamın ilk eşi Sıdıka Avar ise Cumhuriyete kanat geren fedakar öğretmenler arasında simgeleşmiş bir isimdir.
Sıdıka Avar sosyal medyada Hikmet Feridun Es’in magazinel anlatımlarıyla biliniyor ya da PKK’nın ‘asimilatör’ suçlamasıyla!
O bu vatana bu millete aşık öğretmenlerimizden biriydi. 1937’de babam ile evlilikleri bittikten sonra doğu görevine gitmek istemiş ve Elazığ Tunceli bölgesinde ev ev dolaşarak kız çocuklarını sadece eğitimle değil yepyeni bir hayatla buluşturmuştu. Dağ Çiçeklerim kitabı bu anılardan bir derlemedir.
Bu milleti millet yapan tüm öğretmenlerimizin ruhu şad olsun…”

 

 

İLAVE: Banu Avar’ın “Tunceli demeyi öğreneceksiniz!” tweetinin ardından bu iddia yeniden dolaşıma sokuldu.

 

Ruken Hatun Turhallı (@rukenturhalli): “Sevgili arkadaşlar, “Dersim’e Tunçeli demeyi öğreneceksiniz” diyen bu zatı muhteremi tandınız mı? Dersim katliamında annesi ve babası öldürülen 5 yaş ve üstü Kürt kız çocuklarını Türkleştirnek için Türk misyoneri olarak görevlendirilen Sıdıka Avar’ın kızı Banu Avar olur kendisi.”

 

Yorumunuzu yazınız...