Sevilay Yükselir ve YGS’ye Dair Hatalar

Sevilay Yükselir, 29 Nisan 2011 tarihinde Sabah Gazetesinde yayınlanan “Git Sayın Başkan! Artık Git!” başlıklı yazısında Yükseköğretime Geçiş Sınavına (YGS) dair birkaç hata yapmıştı:

"Dün YGS sonuçları açıklandıktan hemen sonra televizyonun karşısına geçip yorumları izlemeye koyuldum. En çok da 500 sorunun tamamını bilerek YGS birincisi olan Ankara Fen Lisesi öğrencisi Mehmet Bilal Doğan'ın ne diyeceğini merak ediyordum."

YGS‘de 500 soru yoktur. 500 puan alan kişi 500 sorunun tamamını yapmış demek değildir. YGS’de her soru 1 puan gibi bir yaklaşım  yoktur. Tam puan alan kişi soruların hepsini doğru yapmamış olabilir. ÖSYM’nin hesaplama mekanizmasına göre bir ağırlıklandırma ve taban puan üzerinden hesaplama yapılmaktadır.

 

Abbas Güçlü ve YGS ortalamaları

Abbas Güçlü, 22 Ağustos 2015 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan “eğitim hiç bu kadar aşağılanmamıştı” başlıklı yazısında YGS Türkiye ortalamasını küsüratlı sallamış ama tutturamamış.

Dünyanın en kısa eğitim süresi bizdeymiş, uluslararası sınavlarda sonuncuymuşuz, YGS’de 40 soruda Türkiye ortalaması 3,4’müş, bütün bunlar kimin umurunda?” diyen Abbas Bey, biraz yanılmış.

Köşe yazısı yazdığı gazetede yayımlanan bir haberde YGS ortalamaları şu şekilde aktarılmış:

Eğitimciler, 40 sorudan oluşan Türkçe Testi Türkiye ortalamaları incelendiğinde son yılların en düşük ortalaması ile karşılaşıldığını belirttiler. Son 4 yıllık Türkçe netleri şu şekilde: “2012 yılında 18 net olan Türkçe soru ortalamaları 2013 yılında 16.8 nete düştü. 2014 yılında tekrar artarak 18.7 nete yükselmiştir. 2015 yılında ise 15.8 ile son 4 yılın en düşük Türkçe ortalamasının yapıldığı görüldü.

YGS Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testleri değerlendirmesi şöyle: “40 sorudan oluşan Matematik testinin ortalamasına bakıldığında 2014 yılında 6.1 olan matematik ortalamasının bu yıl 5.2 ye düştüğü saptandı. Lise son sınıf düzeyindeki adayların matematik ortalamalarına bakıldığında ise 2014 yılında 6.5 olan matematik ortalamasının 2015 yılında 5.4 nete düştüğü görüldü. Sosyal bilimler testinde ise geçen yıla oranla test ortalamalarında ciddi bir düşüş gözlenmemekle birlikte 2014 yılında tüm adayların sosyal bilimler ortalaması 11.2 iken 2015 yılında 10.7’ye geriledi. Lise son düzeyinde ki adaylarda ise 2014 yılında 10.9 olan Sosyal Bilimler testi ortalaması 10.4’ e düştü. Fen Bilimleri testinde ise tüm testlerden farklı olarak geçen yıla göre Türkiye ortalamalarında yükselme olduğu görüldü. 2014 yılında tüm adaylarda 3.5 olan Fen testi ortalaması 2015 yılında 3.9’a yükseldi. Lise son sınıfta okuyan adaylarda ise 2014 yılında 4.5 olan Fen Testi ortalaması 2015 yılında 4.6’ ya yükseldi.. 40 sorudan oluşan Fen testinin 4.6 gibi bir ortalama getirmesi, bu testin MF puan türleriyle bölüm seçecek adaylar tarafından çözüldüğünü, diğer puan türlerinden tercih yapacak adayların ise Fen testini çözmediğini gözlendi.”

 

Uluslararası sınavlarda sonuncu olduğumuz iddiası da biraz abartı. Her ne kadar beklenen performansı gösteremesek de, sınavlarda çok şükür son sırada değiliz.

Örneğin; 2012 PISA sonuçlarına göre Türk öğrenciler 65 ülke öğrencileri arasında performanslarına göre matematikte 44., okuryazarlıkta 42. ve fen bilimlerinde 43. sırada yer almaktadır.

Dünyanın en kısa eğitim süresine sahip olduğumuz iddiası da OECD 2014 Eğitim Göstergelerinin incelenmesiyle de görülebilir.

 

Kaynaklar:

 

İsmet Berkan ve Askeri Liselere Giriş Sınavı – Seviye Belirleme Sınavı İlişkisi

Üniversite sınavı ile ilgili olmasa da liselere giriş sınavı hakkında bir hatayı da bu vesileyle aktarmış olalım…

İsmet Berkan, Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan 17 Ağustos 2016 tarihli “Türk ordusu böyle ele geçti” başlıklı yazısında Kabataş’tan kalan alışkanlıklarını sürdürmüş:

"SBS'ye Girseler Kazanamazlardı 

ALS dediğimiz sınav, geçmişteki SBS ve bugün uygulanan TEOG benzeri bir liseye giriş sınavı. Yetkililer, 2000-2013 arasında ALS'yi kazanıp okula kabul edilmiş adaylardan 8 bin 99'ini özellikle incelemişler. Bu incelemede bunlardan sadece 3 bin 668'inin SBS puanı saptanabilmiş; geri kalanlardan 1.596'sı hiçbir SBS'ye girmemiş, büyük olasılıkla ALS'yi kazanacaklarını zaten biliyorlarmış.
SBS puanı saptanabilen 3 bin 668 kişiden kabaca 1.000 tanesinin SBS başarısı ile ALS başarısı birbirine uyumlu bulunmuş, yani ALS'yi de kazanabilecek seviyede SBS puanı almışlar. Buna karşılık 7 bin 700'ü SBS'de 400 puan seviyesini bile tutturamamış, yani hayli başarısız olmuşlar ama ALS'de "üstün başarı" elde edebilmişler ve TSK'ya katılmışlar."

Konu her ne kadar Ekşisözlük’teki “İsmet Berkan’ın Askeri Liselilere Attığı İftira” başlığında dile getirilmiş olsa da burda da aktarmakta fayda var: 8099 aday içerisinden 4431 adayın SBS puanının saptanamaması ya da 1596 adayın SBS’ye girmemesinin sebebi ALS’yi kazanacaklarını bilmeleri değil açıkçası. SBS olarak kısaltılan Seviye Belirleme Sınavı, 2008 yılında başladı. Öncesinde yoktu. OKS, LGS gibi farklı bir sınav sistemi vardı. Örneklem olarak belirlenen 2000-2013 dönemi içerisinde 2000-2007 yıllar arasında öğrenim gören adayların SBS’ye girmemesi gayet normal bir durum.

Kendi gazetesinden bir haber metniyle SBS’nin geçmişini paylaşalım:

Türkiye'de ortaöğretime geçişte merkezi sınavlar hep var oldu, ancak bu sınavların yöntemleri farklılıklar gösterdi. Liselere Giriş Sınavı (LGS), Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), Seviye Belirleme Sınavları, Seviye Belirleme Sınavı (SBS) uygulanan farklı sınav sistemleriydi. 2000'li yıllarda sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına LGS ile yerleştirme yapılırken, 2004 yılından itibaren OKS'ye geçilmiş, 2008 yılında son kez yapılan OKS ile bu sistem de terkedildi. OKS sistemine geçilerek özel okullar ile polis kolejine öğrenci alımları da bu sınavla yapılmaya başlandı. İlköğretim 6, 7 ve 8’inci sınıflar için düzenlenen SBS'lere ise 2008 yılında geçildi, bu yılda sadece 6 ve 7’nci sınıflar için SBS düzenlendi. 2009 yılından itibaren ise bu sınav ilköğretim 8’inci sınıflara uygulandı.

İsmet Berkan’ın hataları bununla da kalmıyor. Bir de üstelik, kaynak edindiği verileri sorgulamadan beylik beylik ifadelerle askeri liseleri kazanan tüm öğrencilerin 6. sınıfı yurt dışında okuduğunu iddia etme gafletine düşüyor:

"Ortaokulda 1 Yıl Yurtdışında Okuyanlar 
Bu 8 bin 88 kişiyle ilgili bir başka ilginç durum, içlerinden 1597'si nedense 6. sınıfı yurtdışında okumuş. Ortaokul sırasında (veya 8 yıllık temel eğitimin 6. yılında) bir yıllığına yurtdışına giden sıradan Anadolu çocuklarından söz ediyoruz. YÖK uzmanlarının değerlendirmesine göre 2000-2007 arasında askeri liselere yerleşen tüm öğrenciler, evet tüm öğrenciler 6. sınıfı yurtdışında okumuş! Varın bu sonucu siz değerlendirin."

Elbette saçma sapan bir iddia.

Aldığı tepkiler üzerine İsmet Berkan, ünlü geri vitesine uzanmış ve 19 Ağustos 2016 tarihli “Bütün tersenelerine girilmiş, bütün orduları…” başlıklı yazısında hatasını kabul etmiş:

Askeri Liseler için bir düzeltme

 FETÖ'nün ALS soru ve cevaplarını çaldığını gösteren YÖK çalışması uzun bir sunum haline getirilmiş. Bu sunumun 30. sayfasında aynen şöyle bir cümle var: 

"2000-2007 yılları arasında askeri liselere yerleşen tüm öğrenciler orta 1'i yurtdışında okumuştur."

Bu cümleye çok sayıda itiraz maili aldım; yazanların bazıları ortaokul diploma örneklerini de göndererek yurtdışında okumadıklarını söylediler. Aynı sunumun aynı sayfasında bir önceki cümle de şöyleydi: "Yaklaşık 1597 aday ilkokuldan sonra 6. sınıfı yurt dışında okumuştur." Bu iki cümle arasndaki çelişki yazıyı yazarken dikkatimi çekmeliydi. Çünkü açık bir çelişki var.  

Dün konuştuğum kaynaklar, askeri liselere girmeyi başaran bütün öğrenciler için yurt dışında okuma iddiasının doğru olmadığını söylediler. Nitekim bana yazanların bir bölümü, daha sonra askeri lisedeki eğitimleri sırasında ağır baskıya uğrayıp okulu bırakmak zorunda kaldıklarını da aktarıyorlar. 

Düzeltir, özür dilerim.

 

 

Yorumunuzu yazınız...