Yavuz Fettahoğlu, Yenişafak Gazetesi’nde 25 Mart 2016 günü yayınlanan “Avrofobya” başlıklı yazısında arkadaşıyla birlikte yaşadığını iddia ettiği bir hikayeyi aktarmış:
"Yine böyle bir gün, sıra arkadaşım için durum çok kritik, o bir puan, sınıf geçmesini sağlayacak; “Verir mi?” diye sordu bana önce. “Verir bence, nedir yani, en azından sor a'bi” dedim. Tüm cesaretini ve sempatik mimikleri toparlayıp söz istedi: - Hocam, bazı arkadaşlarımızın sadece “bir” puana ihtiyacı var. Mesela benim ortalamam 44, bir puan verseniz geçeceğim. Birkaç kişi “Teşekkür” alacak. Verirsiniz di'mi Hocam? Bir puan? Bu arada ders “Matematik”. Matematik ağırdır, kasvetlidir. Ortam da tam olarak öyle… Soruyla bu gerilim zirve yaptı ve ihtiyacı olan, olmayan herkes, tüm sınıf, gözlerini Hoca'ya çevirdi. Hoca da klasik, resmi ve o ciddi karakterinden ödün vermeyen tavrıyla yanıtladı: - Peki, sana bir soru soracağım. * Burada bir ümit doğdu. - Sorun tabi Hocam. - 0'la 1 arasında kaç sayı var? Bizim oğlan biraz düşündü. Çok kısa. Sonra yüzü güldü, kocaman güldü. Anında cevapladı: - Sonsuz Hocam! Sonsuz sayı var! O an bana, diğer arkadaşlarına da baktı. Teyit etmek istiyordu. Biz de ona “aferin” manasına gelen o hafif göz kırpışı ve tebessümü attıktan sonra iyice rahatladı… Kocaman gülüş artık dişlerle birleşti. Doğru cevaplamıştı. Hemen sordu: - Doğru di'mi Hocam? Bildim? - Doğru. Evet doğru cevapladın. - Aldım mı Hocam puanı? * Sırıtıyor, sırıtmasına ama ah be a'bi! O kadar rahatlamayacaktın… - Kusura bakma oğlum. Bak, sen de biliyorsun; benden sonsuzu isteme…"
Eğitim camiasıyla (bilhassa matematikle) yakından ilgili kesimin nazarından kaçmayacağı üzere gayet bilindik bir hikaye.
“Bizzat deneyimlemiş” gibi aktardığı hikayenin sanal ortamda ve öğretmenler/öğrenciler arasında popüler şekilde dolanan versiyonunu aşağıda paylaşıp yorumu size bırakalım:
"SONSUZU İSTİYORSUN... Türk matematik dünyasının değerli hocalarından biri olan Sabuncuoğlu'nu, özellikle üniversiteyi Ankara'da okuyanlar iyi bilir. Sabuncuoğlu, ilkelerinden taviz vermeyen sert bir hocadır. Öğrencilerinden biri Hoca'nın sınavından 59 almış. O okulda geçme notu 60 olduğundan, sadece 1 puana ihtiyacı varmış. Hocadan, o 1 puanı istemeye karar vermiş. Sabuncuoğlu'nun kapısını büyük bir saygıyla tıklatmış. İçeriden boğuk bir "Gir" sesi gelmiş. Kafasını odaya uzatmış. Hoca odada, saçı başı dağılmış, konsantre bir biçimde çalışıyormuş. Bizimki epey çekinerek, "Hocam, durumum böyleyken böyle, okulu bitirmem size bağlı" falan diye kekelemiş.Hoca bizimkine şöyle bir bakmış. Matematikçi ya, odasında karatahta da eksik değil tabii. "Al şu tebeşiri. Bir sayı doğrusu çiz" demiş. Öğrenci şaşkın şaşkın çizmiş. "Şimdi bana 59 ve 60'ın yerini göster" demiş. Oğlan göstermiş. Hoca bu kez, "59 ile 60 arasında kaç sayı var oğlum?" diye sormuş. Bizimki, Sabuncuoğlu'nun, istediği o 1 puan için sözlü yaptığını sanıp heyecanlanmış. Düşünmüş taşınmış ve "Sonsuz, hocam" cevabını vermiş. Hoca gülümsemiş, "Afferin evladım, bildin" demiş. Bizimki de sevinmiş tabii. Ama Sabuncuoğlu, masasının başına dönerken "Gördüğün gibi; sen benden sonsuzu istiyorsun. Bunu sana kimse veremez" demiş."