OECD 101

 

OECD Nedir?

OECD, Türkçemize “İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü” olarak adı çevrilen “The Organization for Economic Co-Operation and Development” (“Organisation de Coopération et de Développement Économiques”) adlı uluslararası örgütün isminin kısaltmasıdır.

OECD, demokratik sisteme ve piyasa ekonomisine sahip üye ülkelerin küreselleşmenin ekonomik, sosyal ve yönetim sorunlarını çözmek ve bu sürecin fırsatlarından faydalanmak üzere müştereken çalıştıkları bir forum olarak tanımlanabilir.

OECD’nin merkezi Fransa’nın başkenti Paris’tedir.

OECD’nin İngilizce ve Fransızca olmak üzere 2 resmî çalışma dili mevcuttur.

Genel Sekreteri Angel Gurria’dır.

OECD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’yı yeniden imar etmek amacıyla yapılan yardımların eşgüdümünü sağlamak amacıyla oluşturulan Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (“The Organisation for European Economic Co-operation” – OEEC) ardılıdır.

OECD, 14 Aralık 1960 tarihinde Paris’te imzalanan “OECD Sözleşmesi” (“Convention on the Organisation for Economic Co-operation and Development”) ile kurulmuştur. “OECD Sözleşmesi” (“OECD Convention“) temel kurucu belgesidir.

 

OECD Üyeleri

Hâlihazırda 37 ülke OECD üyesidir.

Üyelik yapısı Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile Asya Pasifik bölgesi ağırlıklıdır.

OECD üyesi ülkeler şu şekildedir: ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İsrail, İtalya, İzlanda, Japonya, Güney Kore, Kanada, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Meksika, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan.

ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan OECD’nin kurucu üyeleridir.

Görülebileceği üzere, yanlışlıkla sıklıkla “zenginler kulübü” olarak tanımlanan OECD üyesi ülkeler arasında gelişmekte olan ekonomiler de bulunmaktadır.

OECD üyesi ülkeler küresel gayri safi hasılanın % 60’ından fazlasını, küresel ticaretin % 80’ini, resmi kalkınma yardımlarının % 90’ını, enerji tüketiminin % 54’ünü, dünya nüfusunun % 18’ini temsil etmektedir.

OECD, örgüte üye olmayan ülkelerle işbirliği mekanizması da yürütmektedir. Üye ülkelere ilaveten 100’den fazla ülke “gözlemci” veya “tam katılımcı” olarak OECD’nin çeşitli Komitelerinin çalışmalarına katılmaktadır. Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika gibi ülkeler OECD tarafından “Temel Ortaklar” (“Key Partners”) olarak tanımlanmakta ve çalışma süreçlerine dahil edilmektedir.

1961’de 20 kurucu ülke ile oluşturulan OECD’nin üyelik yapısı sabit olmayıp, genişlemeci bir perspektife sahiptir. OECD üyesi olmak isteyen ülkenin talebi ya da üye ülkelerden oluşan OECD Konseyi’nin inisiyatifiyle üyelik değerlendirme süreci yürütülmektedir. OECD Konseyi tarafından aday ülke için belirlenen değerlendirme yol haritasının kabulünün ardından inceleme süreci başlar. Farklı alanlardaki OECD komiteleri aday ülkenin OECD standartlarını uygulama yönündeki irade ve kabiliyetini inceler ve raporlar. Bu inceleme süreci genellikle aday ülkeyi OECD standartlarına ve en iyi uygulamalara daha da uyumlu hale getirmek için bir dizi değişiklik tavsiyesiyle sonuçlanır. Teknik süreç tamamlandığında, OECD Konseyi aday ülkeyi üye olmaya davet etme kararı alır. Bir “Katılım Anlaşması” (“Accession Agreement”) imzalanır ve aday ülkenin gerekli iç hukukî süreçlerini tamamlayarak katılma belgesini tevdi etmesiyle üyelik süreci tamamlanır.

İsrail’in ardından 2020 yılı Nisan ayında Kolombiya OECD’nin son üyesi olmuştur. Kosta Rika da OECD üyeliğine davet edilmiştir.

Avrupa Komisyonu OECD çalışmalarına katılım sağlasa da bir oy hakkı bulunmamaktadır.

 

Türkiye ve OECD

Türkiye, OECD’nin 20 kurucu üyesinden biridir. 1961 yılından bu yana OECD üyelik süreci devam etmektedir. Türkiye’nin OECD temsili Türkiye OECD Daimi Temsilciliği tarafından sağlanmaktadır.

Temsilcilik kadrosu Dışişleri Bakanlığı’nın yanı sıra Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi kurumlarca atanan görevlilerden oluşmaktadır.

Paris’te mukim kadronun yanı sıra ilgili teknik toplantılara çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler de katılım sağlayabilmektedir.

 

OECD’nin Amaçları

OECD’nin amaçları şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Ekonomik büyüme, mali istikrar, ticaret ve yatırım, teknoloji, yenilik, girişimcilik ve kalkınma alanlarında işbirliği yoluyla refahın sağlanması ve yoksullukla mücadele konularında hükümetlere yardımcı olmak.

  • Ekonomik ve sosyal gelişme ile çevrenin korunması arasındaki dengeyi gözetmek.

  • Herkes için iş imkânı yaratılması ve sosyal eşitlik ile etkin ve sağlıklı bir yönetişim gerçekleştirilmesi.

  • Yeni gelişme ve sorunları anlamak ve bunlara çözüm üretmek konularında hükümetlere tavsiyelerde bulunmak.

 

OECD, başta ekonomik ve sosyal konular olmak üzere, toplumların hayatlarının hemen hemen tüm alanlarını kapsayan konularda daha yüksek standartlar sağlanabilmesi amacıyla üye ülkelere önerilerde bulunur. “OECD standartları” olarak tanımlanan bu kriterler, bağlayıcı ve gönüllü nitelik arz edebileceği gibi, genellikle üye ülkeler arasında en iyi uygulama örnekleri ve reform önerileri gibi listelemeler üzerinden uygulanmaları için “grup baskısı” da sağlayabilmektedir.

 

OECD’nin Çalışma Alanları

Truman Doktrini ile birlikte hazırlanan Marshall Planı yardımlarının Avrupa ülkelerine dağıtımını amaçlayan OEEC’nin görevini tamamlamasının ardından OECD’nin görev alanı finansman sağlamaktan ekonomi ve kalkınma alanları odaklı araştırma ve istatistik çalışmalarına kaymış ve “standart belirleyici” bir kuruluşa dönüşmüştür.

OECD’nin ana çalışma alanları kalkınma ve ekonomik reformlardır. Ancak, zaman içerisinde OECD’nin çalışma alanlarında kayda değer bir çeşitlilik yaşanmıştır.

OECD’nin ilgilendiği alanlar şu şekilde sıralanabilir: Bilim ve teknoloji, biyoteknoloji, enerji, çelik, çevre, eğitim, emeklilik ve sigorta, ekonomi, finans, ihracat kredileri, istatistikler, işgücü, kalkınma işbirliği, kurumsal yönetim, rekabet, sağlık, sosyal konular, tarım ve balıkçılık, ticaret, uluslararası göç, ulaşım, yatırım, yolsuzlukla mücadele, vergi.

OECD üyeliği, ülkelere dünyadaki ekonomik gelişmeleri ve bunların sonuçlarını yakından takip edebilme, OECD nezdinde yürütülen çalışmaları ve bir referans halini alan en iyi uygulamaları yakından takip edebilme fırsatı sunmaktadır.

 

OECD’nin Yapısı ve Çalışma Mekanizması

OECD’nin yapısı Konsey, Komiteler ve Sekreterya olmak üzere 3 ana bölümden oluşmaktadır.

Konsey, OECD’nin temel karar alma organıdır. OECD Konseyi’nde kararlar uzlaşıyla (consensus) alınmaktadır. Üye ülke temsilcileri ile tam katılımcı sıfatıyla Avrupa Birliği temsilcisinin katılımına açıktır. Konsey, ayda bir kez Daimi Temsilciler düzeyinde düzenli olarak toplanmaktadır.

Konsey, yılda bir kez (genellikle Mayıs ayında) OECD çalışmalarının önceliklerini belirlemek ve güncel konuları ele almak üzere Bakanlar düzeyinde toplanır. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda (Ministerial Council Meeting (MCM)) ile küresel ekonomi ve ticaret gündeminde yer alan önemli konular ele alınır, OECD’nin çalışmaları gözden geçirilir, örgütün stratejisi, öncelikleri ve çalışmalarına yön verecek kararlar onaylanır.

Yıllık Bakanlar Konseyi toplantısına paralel olarak gerçekleştirilen OECD Forumu ile de iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının OECD çalışmalarına katkı sunması sağlanır.

Komiteler, konu bazlı teknik incelemelerin gerçekleştirildiği birimlerdir. Konsey’in yanı sıra, Daimi Komiteler (Standing Committee) ve Teknik Komiteler OECD’nin diğer temel organlarıdır. İcra Komitesi, Bütçe Komitesi ve Dış İlişkiler Komitesi, Daimi Komite statüsündedir. Komite çalışmalarına üye ülkelerin yanı sıra gözlemci veya katılımcı statüsünde üye olmayan ülkeler de katılım sağlayabilmektedir.

OECD bünyesinde 250’yi aşkın komite ve çalışma grubu faaliyet göstermektedir. Bu komitelerden bazıları şu şekildedir:

  • Ekonomi Politikaları Komitesi (Economic Policy Committee, EPC)
  • Ekonomik ve Kalkınma İnceleme Komitesi (Economic and Development Review Committee, EDRC)
  • Finansal Piyasalar Komitesi (Committee on Financial Markets, CFA)
  • Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu (Working Group on Bribery in International Business Transactions, WGB)
  • Sigortacılık ve Özel Emeklilik Komitesi (Insurance and Private Pensions Committee, IPPC)
  • Kurumsal Yönetişim Komitesi (Corporate Governance Committee, CGC)
  • Yatırım Komitesi (Investment Committee, INV)
  • Rekabet Komitesi (Competititon Committee, COMP)
  • Kamu Yönetişimi Komitesi (Public Governance Committee, PGC)
  • Düzenleyici Politikalar Komitesi (Regulatory Policy Committee, RPC)
  • Mali İşler Komitesi (Committee on Financial Affairs, CFA)
  • İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi (Employment, Labour and Social Affairs Committee, ELSAC)
  • Sağlık Komitesi (Health Committee, HC)
  • Ticaret Komitesi (Trade Committee, TC)
  • İhracat Kredileri ve Kredi Garantileri Çalışma Grubu (Export Credits Group, ECG)
  • Tarım Komitesi (Committee for Agriculture, COAG)
  • Balıkçılık Komitesi (Fisheries Committee, COFI)
  • Bölgesel Kalkınma Politikası Komitesi (Regional Development Policy Committee, RDPC)
  • Yerel Ekonominin ve İstihdamın Geliştirilmesi Görev Gücü (Co-operative Action Programme on Local Economic and Employment Development, LEED)
  • Turizm Komitesi (Tourism Committee, TOU)
  • Dijital Ekonomi Politikaları Komitesi (Committee on Digital Economy Policy, CDEP)
  • Bilim ve Teknoloji Politikaları Komitesi (Committee for Scientific and Technological Policy, CSTP)
  • Sanayi, İnovasyon ve Girişimcilik Komitesi (Committee on Industry, Innovation and Entrepreneurship, CIIE)
  • Çelik Komitesi (Steel Committee, STEEL)
  • Tüketici PolitikalarıKomitesi (Committee on Consumer Policy, CCP)
  • Gemi İnşa Çalışma Grubu Konseyi (Council Working Party on Shipbuilding, SHIP)
  • Eğitim Politikaları Komitesi (Education Policy Committee, EDPC)
  • Çevre Komitesi (Environment Policy Committee, EPOC)
  • Kimyasallar Komitesi (Chemicals Committee, CHEM)
  • İstatistik ve İstatistik Politikası Komitesi (Committee on Statistics and Statistical Policy, CSSP)
  • Kalkınma Yardımları Komitesi (Development Assistance Committee, DAC)

Sekretarya, Konsey tarafından gerçekleştirilmesi kararlaştırılan çalışmaları yürütmekte ve Komitelere destek sunmaktadır. Sekreterya bünyesinde 2500’den fazla çalışan mevcuttur.

OECD Sekreteryası nezdinde 12 Direktörlük bulunmaktadır. Bu direktörlükler şu şekildedir:

  1. Ekonomi Direktörlüğü (Economics Department, ECO)
  2. Mali İşler Direktörlüğü (Directorate for Financial and Enterprise Affairs, DAF)
  3. Kamu Yönetişimi Direktörlüğü (Directorate for Public Governance)
  4. Vergi Politikası ve İdaresi Merkezi (Centre for Tax Policy and Administration, CTPA)
  5. İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Direktörlüğü (Directorate for Employment, Labour and Social Affairs, ELSA)
  6. Ticaret ve Tarım Direktörlüğü (Trade and Agriculture Directorate, TAD)
  7. Girişimcilik, KOBİ ve Bölgesel Kalkınma Direktörlüğü (Centre for Entrepreneurship, SMEs, Regions and Cities)
  8. Bilim, Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü (Directorate for Science, Technology and Innovation, STI)
  9. Eğitim ve Beceriler Direktörlüğü (Directorate for Education and Skills, EDU)
  10. Çevre Direktörlüğü (Environment Directorate, ENV)
  11. İstatistik ve Veri Direktörlüğü (Statistics and Data Directorate, STAT)
  12. Kalkınma İşbirliği Direktörlüğü (Development Co-operation Directorate, DCD)

 

oecd yapısı
OECD’nin İşleyiş Şeması

 

OECD tarafından yukarıda sayılan alanlarda yıl boyunca birçok yayın çıkarılmaktadır. Bunlardan önde gelenler şu şekilde sıralanabilir: “Economic Outlook”, “Going for Growth”, OECD Factbook, Outlook, At a Glance, EDRC raporları, küreselleşme göstergeleri, çevre incelemeleri, uluslararası ticaret, Factbook adlı istatistik yıllığı, çalışma raporları.

Ekonomik ve Kalkınma İnceleme Komitesi (Economic and Development Review Committee, EDRC) tarafından 18-24 aylık dönemlerle gerçekleştirilen ülke ekonomi incelemeleri yakından izlenir. Görevlendirilen uzmanlar tarafından hazırlanan her üye ülke ekonomisini inceleyen rapor taslakları Komite’de ele alınır, incelenen üye ülke yanıtlarını sunar ve öneriler çerçevesinde taslak revize edilir onaylanarak yayımlanır.

 

OECD’nin Bütçe Yapısı

OECD bütçesi, “part I” olarak adlandırılan “zorunlu bütçe” ve “part II” olarak adlandırılan “üye ülkelerin gönüllülük esasına göre katıldıkları programlar için sundukları katkılardan oluşan bütçe” olmak üzere 2 bölümden oluşmaktadır.

Ülkelerin bütçeye yıllık katkıları, her üye ülkenin ekonomisinin büyüklüğüne bağlı bir formül üzerinden hesaplanmaktadır.

OECD şemsiyesi altında faaliyet gösteren Uluslararası Ulaştırma Forumu (ITF), Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Nükleer Enerji Ajansı (NEA), Kalkınma Merkezi (DEV) ve PISA gibi katılıma açık program ve kuruluşlar için yapılan ödemeler de gönüllülük esasına göre bütçe kalemini oluşturmaktadır.

 

 

OECD Hakkında Yanlış Bilgi Sunan Yazarlar

Burhan Ayeri OECD Ülkelerinin Sayısını Yanlış Aktarmış

Burhan Ayeri, Yeniçağ Gazetesindeki 7 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanan “Metal yorgunu Bahçeli” başlıklı yazısında Ruşen Gültekin’in bir sözünü aktarırken OECD üyelerinin sayısına dair hatalı bir bilgiyi okurlarıyla paylaşmış:

"Eski savcı Ruşen Gültekin'in şu cümlesi tüm gecenin özetiydi; "Yargıya güvende Türkiye, 113 OECD ülkesi arasında 98'inci sırada". "

113 OECD ülkesi ibaresi yanlıştır. Çünkü, OECD’ye, yani Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’na sadece 35 ülke üyedir.

Ancak OECD, yaptığı iktisadi analizlerde sadece bu 35 üye ülkeye değil, üyesi olmayanların da yer aldığı daha geniş kapsamlı ülke setlerine odaklanabilmektedir.

Ruşen Gültekin muhtemelen böylesi bir çalışmada OECD’nin 113 ülkeyi ele aldığını görmüş ve sehven bu yanlış yorumda bulunmuş. Burhan Ayeri de bilginin doğruluğunu sorgulamadan köşesine taşımış.

 

Serdar Turgut, OECD’nin Türkiye’ye Dair Değerlendirmesinin Kapsamını Kavrayamamış

Serdar Turgut, Habertürk Gazetesi’nde 28 Aralık 2016 tarihinde yayınlanan “Ekonomiye kültür şoku” başlıklı yazısında OECD’nin 12 Aralık 2016 günü yayınladığı “Küresel Gelişmeler Hakkında Perspektifler 2017” (Perspectives on Global Developments 2017) başlıklı raporundaki Türkiye ekonomi hakkındaki atfı pek kavrayamadığını göstermiş:

"OECD son raporunda (Küresel Kalkınma Hakkında Perspektifler-2017), Türkiye’yi yüksek ve sürdürülebilir büyüyen ülkeler klasmanına almış. Bu böyleyken ben, siz, hepimiz krizdeki bir ekonomi algısındayız. 

Ya OECD yanlış algıda ya da biz. OECD’ye o rapor para vererek yazdırılamayacağına ve siyasi baskı da söz konusu olamayacağına göre o zaman biz haksız olmalıyız değil mi? Bunun mantıken başka açıklaması yok diyebiliriz. 

Ama ya iki taraf da haklıysa?.. 

OECD, teknik verilere bakarak karar veriyor, bizler ise ruh durumlarımız nedeniyle bu durumdayız."

OECD bahse konu raporunda dört farklı 2030 senaryosu kurgulamış ve bu senaryolardan ikincisinde 2015 yılında orta gelir grubunda bulunan Türkiye, Çin, Kolombiya, Kosta Rika, Endonezya, Kazakistan, Meksika ve Güney Afrika’nın, 2030 yılında yüksek gelir grubuna geçeceğini belirtmiş.

Kamuoyuna yansıdığı şekilde, OECD’nin analizinde Türkiye bir üst gelir sınıfına yükselmiş değil.

“Yüksek ve Sürdürülebilir Büyüme” gösteren ülkeler milli gelirlerinin büyüklüğüne ve kişi başı gelir rakamına göre belirlenmiyor. Bu ülkeler, en az 6 yıllık bir sürede yüzde 3.5 büyüme gerçekleştirerek yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme yoluna giren ülkeler. “Yüksek ve Sürdürülebilir Gelişme Gösteren Ülkeler” listesine girebilmek için son 6 yıllık büyüme oranı ortalamasının, bir önceki 6 yıllık dönem büyüme ortalamasının en az 2 puan üzerinde olması gerekiyor.

Oysa Serdar Turgut, OECD’nin analizine mesnet teşkil eden metodolojisinden bihaber şekilde, “yüksek ve sürdürülebilir gelişme gösteren ülkeler” kategorisine alınmamızın, cari yıldaki ekonomik performansla ilgili olduğunu (özellikle 2016 yılı 3. çeyrekte ekonomimizin % 1,8 küçülmesiyle kendini hissettiren iktisadi aktivite yavaşlığının “sınıf değişikliği” karşısında tezat oluşturduğunu) ima etmiş.

Halbuki, son 6 yıllık performansın etkisini yansıtıyor OECD analizi.

OECD de haklı, biz de haklıyız. Haksız olan, “Türkiye bir üst gelir sınıfına atladı” haberini yapan haberciler.

 

* OECD Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği tarafından hazırlanan sunumdan istifade edilmiştir.

Yorumunuzu yazınız...