Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığını üstlendiği HAS Parti’den ayrılıp geçtiği AK Parti’nin İsrail politikalarını eleştirdiği ve İsrail’in İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeliğinin önünü veto etmeyerek açtığı yönündeki sözleri fasılalar hâlinde gündeme geliyor.

62, 63 ve 64. hükûmetlerde Başbakan Yardımcılığı yapan Kurtulmuş, 65. Hükûmette Kültür ve Turizm Bakanı, 2018-2023 yılları arasında AK Parti genel başkanvekili görevlerini üstlenen Numan Kurtulmuş’un İsrail’in OECD üyeliğinin kapısını AK Parti hükûmetinin kaldırdığı veto olduğunu 2011 yılında söyledi.

2024 yılı Ağustos ayında da Kurtulmuş’un sözleri “İsrail tarihindeki en büyük zaferi AKP sayesinde elde etti! Ne dersiniz Numan Kurtulmuş haklı mı?” gibi ifadelerle yeniden paylaşılmaya başlandı.

 

 

 

2011 yılında HAS Parti Genel Başkanı olduğu dönemde katıldığı Erkan Tan’ın sunduğu programda, ilgili dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve hükûmetini İsrail’e yönelik politikaları üzerinden eleştiren Kurtulmuş şu sözleri sarf etti:

“Bakın bu fakir 9 ay dilimde tüy bitti. Geçtiğimiz sene 2010 yılının Mayıs ayında Türkiye İsrail’in OECD üyeliğini onayladı. 9 ay boyunca her vesileyle söyledim aman yapmayın bakın Mayıs ayında önünüze gelecek. Biz 1963’ten beri OECD’nin üyesiyiz. Veto ettiğimiz takdirde İsrail’in üye olması mümkün değil. ‘İsrail’i veto edin İsrail üye olmasın’. Daha evvel İsveç Norveç birçoğu etmiş. Ne yazık ki 2010 yılında Türkiye Mayıs ayında kabul etti ve İsrail 1967 savaşlarından bu yana en büyük diplomatik zaferini Türkiye vasıtasıyla kazandı.”

Kurtulmuş’un bahsi geçen programdaki sözleri basın organlarında şöyle alıntılandı:

“Sayın Başbakan bu tür fırçaları güzel yapıyor. Bir fırça daha hatırlıyoruz. Davos’ta ‘One Minute’ demesi. Gerçekten de yüreğimize su serpilmişti. Ama bu neden dendi? İsrail saldırganlığını artırdı, bunun durdurulması lazım diye. Ama ondan sonra iki kez İsrail’e destek olan karar aldınız. Birinde, BM’nin Uluslararası Atom Enerjisi kurumunda İsrail’in nükleer kapasitesi var mı yok mu oylamasında Türk delegasyonu çekimser kaldı. Geçtiğimiz sene 2010 Mayıs ayında da Türkiye İsrail’in OECD üyeliğini onayladı. Veto ettiğimiz takdirde üye olması mümkün değildi. Daha önce birçok ülke veto etmişti. Otel lobisinde değil; Birleşmiş Milletler’de, OECD salonlarında ‘One Minute’ demek marifettir. Sayın Başbakan’ın kalbi Ali diyor, dili Muaviye söylüyor.”

 

Kurtulmuş, 19 Temmuz 2014 tarihinde Habertürk TV’de Balçiçek İlter’in konuğu olduğu programda da aynı ifadeleri kullandı:

“İsrail karşısında mesela İsveç’in çekinceleri var yıllardır. Bazı ülkeler, Kuzey Avrupa ülkeleri koyuyorlar, insan hakları ihlalleri ve gelir dağılımdaki çok derin uçurumlar dolayısıyla. Maalesef Türkiye, bu sene İsrail’in OECD üyeliğine evet dedi, onay verdi. 27-28 Mayıs 2010 tarihinde İsrail, Paris’te yapılan toplantıyla birlikte OECD’nin yeni üyesi oldu.”

 

Kurtulmuş, AK Parti’nin İsrail politikalarını 2011 yılı Eylül ayında sosyal medya hesaplarında “Bir taraftan Davos’ta ‘one minute’ diyen diğer taraftan da İsrail’in OECD üyeliğini destekleyen Türkiyeyi İsrail bu süreçte ciddiye almadı“, “Hükümet OECD ve AEK kararlarında yanlış adım attı. Yeni uyarımız “İSRAİL’in NATO üyesi olmasının önüne geçilmesi”dir.” gibi sözlerle eleştirmişti.

 

 

 

Numan Kurtulmuş’un İsrail’in OECD’ye AK Parti hükûmetinin Türkiye’nin vetosunu kaldırmasıyla üye olduğu yönündeki iddiası doğru.

 

Daha önce, “OECD Nedir? Üyeleri Kimler? Nasıl Çalışır?” başlıklı yazımızda OECD’nin yapısına ve üyelerine değinmiştik.

 

OECD Nedir? Üyeleri Kimler? Nasıl Çalışır?

 

 

İlgili yazımızda OECD üyelik süreci şöyle aktarılmıştı:

“OECD üyesi olmak isteyen ülkenin talebi ya da üye ülkelerden oluşan OECD Konseyi’nin inisiyatifiyle üyelik değerlendirme süreci yürütülmektedir. OECD Konseyi tarafından aday ülke için belirlenen değerlendirme yol haritasının kabulünün ardından inceleme süreci başlamaktadır. Farklı alanlardaki OECD komiteleri aday ülkenin OECD standartlarını uygulama yönündeki irade ve kabiliyetini incelemekte ve raporlamaktadır. Bu inceleme süreci genellikle aday ülkeyi OECD standartlarına ve en iyi uygulamalara daha da uyumlu hale getirmek için bir dizi değişiklik tavsiyesiyle sonuçlanmaktadır. Teknik süreç tamamlandığında, OECD Konseyi aday ülkeyi üye olmaya davet etme kararı almaktadır. Bir “Katılım Anlaşması” (“Accession Agreement”) imzalanır ve aday ülkenin gerekli iç hukukî süreçlerini tamamlayarak katılma belgesini tevdi etmesiyle üyelik süreci tamamlanmaktadır.”

 

OECD Ana Sözleşmesi‘nin (Convention on the Organisation for Economic Co-operation and Development) üyelikle ilgili 16. maddesi şu şekildedir:

“The Council may decide to invite any Government prepared to assume the obligations of membership to accede to this Convention. Such decisions shall be unanimous, provided that for any particular case the Council may unanimously decide to permit abstention, in which case, notwithstanding the provisions of Article 6, the decision shall be applicable to all the Members. Accession shall take effect upon the deposit of an instrument of accession with the depositary Government.”

İktisadi İş Birliği Ve Kalkınma Teşkilâtı Sözleşmesi ve Eklerinin Tasdiki Hakkında Kanun‘da ilgili madde şu şekilde Türkçemize çevrilmiştir:

“Konsey, üyelik vecibeleri deruhde eylemeye hazır her Hükümeti işbu Sözleşmeye katılmaya davet etmeyi kararlaştırabilir Bu kararın oybirliği alınması lâzımdır Bununla beraber, Konsey özel bir durumda çekimser kalma imkânını oybirliğile ile kabul edebilir ve bu takdirde, 6. madde hükümleri cari olmaksızın, karar bütün üyelere tatbik olunur. Katılma, bu husustaki belgenin yediemin Hükümete tevdii ile hüküm ifade eder.”

 

İlgili maddeden anlaşılabileceği üzere, OECD’ye yeni üye alımı, üye ülkelerin oybirliği ile mümkün olabilmektedir.

OECD’nin temel karar alma organı olan OECD Konseyi’nde kararlar uzlaşıyla (consensus) alınmaktadır.

Bir ülkenin OECD üyesi olabilmesi için OECD’nin 20 kurucu üyesinden biri olan Türkiye’nin de onay vermesi gerekmektedir.

 

Geçmişte İsrail’in OECD üyesi olma girişimleri aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı üye ülkelerin olumsuz görüş bildirmesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştı.

Türkiye, 2004 yılında İsrail’in OECD üyeliğini veto etti.

2007 yılında üyelerce yakılan yeşil ışığın ardından İsrail OECD üyelik müzakerelerine başladı.

İlgili süreçleri tamamlayan İsrail, 2010 yılında tüm üyelerin olurunun alınmasıyla OECD üyesi oldu.

Türkiye, İsrail’in OECD üyeliğini 2010 yılında veto etmedi.

İsrail, 7 Eylül 2010 tarihinde OECD Ana Sözleşmesi’ni kendi iç hukukunda onaylamasıyla OECD üyelik sürecini tamamladı.

 

OECD internet sitesinde İsrail’in üyelik süreci şöyle özetlenmiş:

16 Mayıs 2007 – OECD Bakanlar düzeyindeki Konseyi, İsrail’in, Şili, Estonya, Rusya Federasyonu ve Slovenya ile birlikte Örgüte üyeliği konusunda görüşmelerin başlatılmasına ilişkin bir karar aldı.

30 Kasım 2007 – OECD Konseyi, İsrail’in OECD Sözleşmesi’ne katılımı için Yol Haritası’nı onayladı . Katılım yol haritası, OECD katılımı için şartları, koşulları ve süreci belirler. Resimde: Oren BAR EL, Ekonomik Müşavir, İsrail Büyükelçiliği, Fransa, OECD Genel Sekreteri Angel Gurría’dan yol haritasını alıyor.

2007-2009 – 18 OECD komitesi İsrail politikalarını inceledi. Bu incelemeler, ülkenin OECD yasal araçlarına ilişkin pozisyonunu ve politikaların OECD üye ülkelerinin politikalarıyla tutarlılık derecesini değerlendirdi ve bu da aday ülkenin 360 derece derinlemesine bir incelemesi anlamına geliyor.

19 Ocak 2010 – İsrail, Örgütün Ayrıcalıkları ve Muafiyetleri Anlaşması’nı imzaladı . Bu anlaşmanın amacı, Örgütün sorumluluklarını tam ve etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlamaktır. Resimde (soldan sağa): Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, OECD Genel Sekreteri Angel Gurría ile Ayrıcalıklar ve Muafiyetler Anlaşması’nı imzalıyor.

10 Mayıs 2010 – OECD,  İsrail’e OECD üyesi olma daveti gönderdi. Davet, OECD Konseyi’nin İsrail’in OECD araçları, standartları ve ölçütleri açısından konumunu olumlu değerlendirmesinden kaynaklandı. Fotoğrafta (soldan sağa) İtalya’nın OECD Büyükelçisi Antonio Armellini; Genel Sekreter Angel Gurría ve Hukuk İşleri Direktörü Nicola Bonucci yer alıyor.  

29 Haziran 2010 –  Fransa, Paris’te  bir Katılım Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma OECD üyeliğinin yükümlülüklerini tanımladı ve OECD yasal araçlarının kabulü konusunda İsrail’e özgü açıklamalar içeriyordu . Resimde (soldan sağa): OECD Genel Sekreteri Angel Gurría, Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakan Yardımcısı Orit Noked, Çok Taraflı Örgütler İsrail Büyükelçisi Nimrod Barkan ve Katılım Anlaşması’nın imzalanmasından sonra İsrail’in Fransa Büyükelçisi Daniel Shek.

7 Eylül 2010 – OECD Sözleşmesini imzalayarak İsrail, Örgütün temel amaçlarına ulaşmak için tam bağlılığını taahhüt etti. Resimde (soldan sağa): Sayın Frédéric Depétris, Dışişleri Bakanlığı, Fransa, Bayan Josée Fecteau, Hukuk İşleri, OECD, Bayan Nicole de Lapeyrière, Dışişleri Bakanlığı, Fransa, Sayın Raphaël Morav, Elçi Müsteşar, İsrail Büyükelçiliği, Fransa.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in OECD üyeliğine şerhli onay verildiğini belirtti.

Erdoğan’ın İsrail’in OECD üyeliğini veto etmesini isteyen İngiltere’deki Müslümanların en büyük çatı örgütü İslam İnsan Hakları Komisyonu (IHRC) yöneticilerine İsrail’in OECD üyeliğine şerhli onay verdiğini söylediği ilgili dönemde şu ifadelerle haberleştirildi:

“Türkiye,İsrail’in yirmi yıldır politikasını izlediği Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüne (OECD) üyeliğine şartlı onay verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin İsrail’in OECD üyeliğine şerhli onay verdiğini, önceki akşam kabul ettiği İngiltere’deki Müslümanların en büyük çatı örgütü İslam İnsan Hakları Komisyonu (IHRC) yöneticilerine açıkladı. Erdoğan kabulde “OECD, İsrail’in üyeliğini onayladı. Ancak biz bu üyeliğe üç şerh koyduk” dedi. Türkiye’nin OECD’ye, “OECD’nin Ortadoğu’ya yönelmesini bölge barışının güçlenmesi adına destekliyoruz. İsrail’i de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Ancak İsrail’le ilgili çekincelerimiz var” dediğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin üç şerhini şöyle anlattı: 1. İsrail’in 1967 sonrası işgal ettiği topraklarda yaptığı yatırımlar, o toprakların İsrail’e ait olduğu anlamına gelmeyecek. 2. OECD’ye üye ülkeler demokrasi ve insan haklarını korumakla yükümlü. İsrail’in OECD üyesi olması halinde buna uyması gerekecektir. 3. İsrail, OECD üyesi olması halinde Gazze’ye yönelik ablukasını kaldırmak zorundadır. İslami İnsan Hakları Komisyonu Genel Başkanı Mesud Şadcare de dün MAZLUMDER Ankara şubesinde yaptığı açıklamada İsrail’in OECD’ye üyelik başvurusunun Türkiye tarafından veto edilmesi için Ankara’ya geldiklerini söyledi. Şadcare, Türkiye’nin veto etmeme kararına üzüldüklerini, Avrupa’da da İsrail’in üyeliğinin veto edilmesi için bazı siyasetçilerle görüştüklerini belirtti.”

 

2007 yılından bu yana OECD ile katılım müzakerelerini sürdüren İsrail’in üyeliğinin Konsey toplantısında onaylanması ilgili dönemde “Türkiye’den İsrail’e büyük jest” gibi başlıklarla aktarıldı ve İsrail’in OECD üyeliğine kabul edilmesinin ülkede “tarihi başarı” olarak değerlendirildiği vurgulandı.

 

İsrail’in OECD üyelik süreçlerini yürüttüğü dönemde 29 Ocak 2009 tarihinde “one minute” olarak nitelenen çıkış yaşanmıştı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu panelinde moderatörü David Ignatius’un tutumuna tepki göstermiş, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e İsrail’in Filistin’e karşı zulümde bulunduğunu söylemiş ve paneli terk etmişti.

 

Yorumunuzu yazınız...