“Minnet Eylemem” Şiiri İmadeddin Nesîmî’ye Ait Değil
Minnet Eylemem şiirinin Seyyid İmadeddin Nesîmî ya da Kul Nesîmî tarafından kaleme alındığıyla ilgili genel bir kanaat bulunsa da kaynaklarda, divanlarda, cönk ve mecmualarda bunu doğrulayacak bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Söz varlığı ve üslupdan hareketle Minnet Eylemem şiirinin çok büyük ihtimalle 17. yüzyılda yaşamış önemli bir halk şairi olan Âşık Ömer’e ait olduğu düşünülmektedir.
“Birbirine Karıştırılan ‘Nesimîler’” başlıklı yazımızda kısaca değindiğimiz hususu ayrı bir içerikte aktaralım istedik.
Nesîmî’nin Türkçe konuşmasından rahatsız olunup Arapça ya da Farsça konuşması isteğini yerine getirmediği için öldürüldüğü yönündeki uydurma anlatıda”Minnet Eylemem” adlı şiirin 15. yüzyılda yaşayan Nesîmî’ye ait olduğu iddiası sosyal medyada yaygın şekilde paylaşıldı.
Yanlış bilgi içeren paylaşımlardan örnekler şöyle sunulabilir:
Rana (Pamir) Kara (@RanaPamir):“FİKİRLERİNİ YAYMAYI, TÜRKÇE KONUŞARAK, TERCİH ETTİĞİ İÇİN ZAMANIN HALEP MÜFTÜSÜ’nün FETVASIYLA 1417/18’de DERİSİ YÜZÜLEREK ÖLDÜRÜLEN TÜRK ŞAİİRİ NESİMİ.Büyük Türk Ozanı NESİMİ, bir tarikata gider.Azgın softa Nesimi’nin TÜRKÇE konuşmasından rahatsız olur. Nesimi’den ya Arapça ya da Farsça konuşmasını ister.NESİMİ ise azgın softaya şu cevabı verir:“Har içinde biten gonca güle minnet eylemem!Arabi, Farisi bilmem; dile minnet eylemem.Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim’i,İblisin talim ettiği yola minnet eylemem.Bir acayip derde düştüm, herkes gider kârına,Bugün buldum, bugün yerim; Hak kerimdir yarına.Zerrece tamahım yoktur, şu dünyanın varınaRızkımı veren Hüdâ’dır, kula minnet eylemem.Oy Nesimi, can Nesimi; ol Gâni Mihman iken,Yarın şefaatlarım Ahmed-i Muhtar iken,Cümlenin rızkını veren ol Gâni Seddar iken;Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem.”Hâlbuki NESİMİ ana dili TÜRKÇE dışında Arapça ve Farsça da bilmektedir. Fakat, küstah tarikat yobazına karşı Türkçe’nin kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermek için ‘ARABÎ FARİSİ BİLMEM’ demiştir.Anadolu başta olmak üzere pek çok TÜRK yurdunda ozanlarımızın TÜRKÇE’de ısrarı, TÜRKLÜĞÜN günümüze kadar yaşatılmasına en büyük katkıyı sunmuştur. Nesimi, HAYATI PAHASINA DA OLSA DİL ASİMİLASYONUNA DİRENEN İLK TÜRK OZANIDIR …Büyük şairi saygıyla anıyorum.#AliSak beyin hazırladığı bir içeriktir. Kendisine teşekkür ediyorum.”
“TÜRK OZANI NESİMİ. NESİMİ, bir tarikata gider. Azgın softa Nesimi’nin TÜRKÇE konuşmasından rahatsız olur. Nesimi’den ya Arapça ya da Farsça konuşmasını ister. NESİMİ ise azgın softaya şu cevabı verir: “Har içinde biten gonca güle minnet eylemem! Arabi, Farisi bilmem; dile minnet eylemem. Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim’i, İblisin talim ettiği yola minnet eylemem. Bir acayip derde düştüm, herkes gider kârına, Bugün buldum, bugün yerim; Hak kerimdir yarına. Zerrece tamahım yoktur, şu dünyanın varına Rızkımı veren Hüdâ’dır, kula minnet eylemem. Oy Nesimi, can Nesimi; ol Gâni Mihman iken, Yarın şefaatlarım Ahmed-i Muhtar iken, Cümlenin rızkını veren ol Gâni Seddar iken; Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem.” Hâlbuki NESİMİ ana dili TÜRKÇE dışında Arapça ve Farsça da bilmektedir. Fakat, küstah tarikat yobazına karşı Türkçe’nin kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermek için ‘ARABÎ FARİSİ BİLMEM’ demiştir.“
Daha önce aktardığımız üzere…
Kul Nesîmî ile (Türkçe yüzünden değil, Hurufî olduğu gerekçesiyle öldürülen) Seyyid İmameddin Nesîmî birbirine karıştırılıp, baştan sona uydurma tarih anlatısıyla sunulmuş.
Seyyid İmadeddin Nesîmî, Hurufiyye Tarikatı’ndandı.
Seyyid Nesîmî “Türkçe konuştuğu için” değil görüşleri sebebiyle katline fetva verildi.
Seyyid Nesîmî’, Farisî alfabenin her bir harfinin anlamı olduğuna ve bu harflerin kutsal olduğuna inanıp, “32 harf (fars alfabesi) oldu visalin” dizelerini yazmıştı.
Minnet Eylemem’e dönecek olursak…
Minnet Eylemem’in sözleri şu şekilde:
“Hâr içinde biten gonca güle minnet eylememArabi Farisi bilmem, dile minnet eylememSırat-i müstakim üzre gözetirim Rahîm’iiblisin talim ettiği yola minnet eylemem.Bir acaip derde düştüm herkes gider kârınaBugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarınaZerrece tamahım yoktur şu dünyanın varınaRızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem.Oy Nesimî, can Nesimî ol Ganî mihmân ikenYarın şefaatlerim Ahmed-i Muhtar ikenCümlenin rızkını veren ol Ganî settar ikenYeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem.”
Birçok sanatçının seslendirmesiyle birlikte son yıllarda halk arasında bilinirliği artan Minnet Eylemem adlı parçanın Selda Bağcan ve Ahmet Aslan yorumları şöyle:
Minnet Eylemem ile ilgili bildiğimiz kesin husus, İmadeddin Nesîmî’ye ait olmadığı.
Divanında geçmeyen bu şiirin üslup açısından, tüm şiirlerini aruz ölçüsüyle yazan Seyyid Nesîmî’ye ait olamayacağı barizdir.
Seyyid Nesîmî’ye yanlışlıkla mal edilen Minnet Eylemem’in gerçekte Kul Nesîmî’ye ait olduğu yönünde genel bir kanı bulunmaktadır.
Ancak, Minnet Eylemem şiirinin Kul Nesîmî’ye ait olduğuna dair bir kanıta da rastlanamamaktadır.
MESAM veritabanında Minnet Eylemem adlı şarkının söz yazarı olarak “Nesimi” ismi zikredilmiştir.
Minnet Eylemem adlı şarkı Feyzullah Çınar tarafından derlenmiştir (Feyzullah Çınar’ın bu derlemeyi yazılı bir kaynaktan değil söz üzerinden yapmış olması muhtemeldir).
Saadettin Nüzhet Ergun’un “Alevî-Bektaşi şairleri ve Nefesleri” adlı kitabında Minnet Eylemem geçmez.
Millî Folklor Enstitüsü Müdürü Cahit Öztelli tarafından hazırlanan “Onyedinci Yüzyıl Tekke Şairi Kul Nesîmî” adlı eserde de Minnet Eylemem şiiri yer almamaktadır.
Cahit Öztelli’nin Kul Nesîmî’yi tanıttığı referans kaynak niteliğindeki eserinde “minnet” sözcüğü sadece 3 nefeste geçmektedir.
Adı geçen eserde Kul Nesîmî’nin “minnet” redifli şu nefesine yer verilmiştir:
Bülbülüm gülşende ben, gülzâra yokdur minnetim
Dostlar minnet Hüdâya hâre yokdur minnetimTanrı hakkiyçün bugün baş eğmezem nâ-merde kim
Ben bana tek yâr olayım yâre yokdur minnetimVâhid oldum yâr ile yârim bugün minnet Hakka
Ey Nesîmî zerrece ağyara yokdur minnetimTanrı hakkiyçün bugün baş eğmezem nâ-merde kim
Ben bana tek yâr olayım yâre yokdur minnetimVâhid oldum yâr ile yârım bugün minnet Hakka
Ey NESÎMî zerrece agyâra yokdur minnetim
Minnet Eylemem şiirinin sahibi hakkında araştırmaya devam ettiğimizde karşımıza 17. yüzyılda yaşamış önemli bir halk şairi olan Âşık Ömer çıkmaktadır.
Âşık Ömer’in, sözleri Nesîmî’ye atfedilen Minnet Eylemem şiirine benzer bir manzûmesi bulunmaktadır (Yıldıray Çavdar. 2023. Âşık Ömer’in Divanında Olmayan Şiirleri. Çizgi E-kitap.).
“Minnet eylemem” redifli “Harid Fedai Cöngü” şu şekildedir:
Hâr yanında biten [gonca] güle minnet eylemem
Arabî Farisî bilmeyen dile minnet eylemem
Sırât-ı müstakîm üzre gözlerim [ben] râhı[mı]
İblis[in] talim ettiği yola minnet eylememNe acep sevdâya düş[ür]müş cümle âlem kârına
Zerrece yoktur tamâ’ım bu cihânın varına
Bugü[n] buldum bugün yerim Hak kerîmdir yarına
Kısmetim veren Hüdâ’dır kula minnet eylememSoyunup dervîş olurum neme gerek âr benim
Hîç gam değildir aslâ dünyâ için kâr benim
Zerre mâlım yok ise de kanâ’atim var benim
Haram yerden kazanılmış mâla minnet eylememBu Ömer’i abdal eden ol ganî Settâr iken
Yarın şefâ’at umduğum Ahmed-i Muhtâr iken
Benim kısmetimi veren pâdişâhım var iken
Halîfe-i rûy-ı zemîn hünkâra minnet eylemem”
Prof. Dr. Yakup Karasoy, Kul Nesimi’ye ait olduğu ileri sürülen “Minnet Eylemem” redifli şiirin Âşık Ömer’e ait olduğuna dair önemli deliller ortaya konmuştur.
Karasoy, Kıbrıslı aydın Harid Fedai’nin şahsi kütüphanesinde yer alan bir cönkte bu şiirin iki farklı şaire, Âşık Ömer ve Gevherî’ye kayıtlı şekillerine rastlandığını, şiirin Amasya Cönkü’nde de Âşık Ömer’e kayıtlı olduğunu, erişilen bulguların şimdilik şiirin Âşık Ömer’e ait olabileceği yönünde olduğunu aktarmıştır (Yakup Karasoy (2017). “Minnet Eylemeyen Âşık Ömer mi, Kul Nesimî mi Yoksa Gevherî mi?” Ölümünün 50. Yılında Uluslararası M. Fuad Köprülü Türkoloji ve Beşeri Bilimler Sempozyumu (21-22 Kasım 2016) Bildirileri, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi Yayın No: 5241, İstanbul: 341-356).
***
Recai Kapusuzoğlu, Minnet Eylemem’in İmadeddin Nesîmî’ye ait olmadığını vurguladığı “İki Şair: Seyyid Nesimi / Kul Nesimi” başlıklı yazısında iki Nesîmî’nin şiirlerindeki farklılıkları şöyle sıralamıştı:
“Seyyid Nesîmî, tüm şiirlerini Aruz ölçüsüyle yazmıştır. Bu bakımdan, heceyle yazılmış şiirler onun değildir.
Seyyid Nesîmî, Aruz ölçüsünün karmaşık ölçülerini başarı ile kullanmıştır. Kul Nesîmî, Aruz’un basit ve kullanılması kolay kalıpları içinde kalmıştır. Aruzu kullanmada başarısızdır.
Seyyid Nesîmî’nin şiirlerinde uyak sağlamdır. Kul Nesîmî’de uyak çoğu yerde zayıftır
Seyyid Nesîmî Türkçeye hakimdir; şiirlerinde öz Türkçe sözcüklere yer verir. Türkçenin kuralları yerli yerine oturmadığı için küçük ünlü uyumuna uymayan söyleyişler pek çoktur. (kulağun, ayağun, lebinün…) Kul Nesîmî dile egemen değildir; halk dilinde kullanılan sözcükleri kullanır. (Ben melâmet gömleğini deldim, takdım eğnime.)
Seyyid Nesîmî’nin, Türkçeleri kadar güzel, ahenkli Farsça şiirleri de vardır; Kul Nesîmî sadece Türkçe yazar.
Seyyid Nesîmî çoğunlukla beyit nazım birimiyle yazar. Sadece tuyuğlarında dörtlük nazım birimini kullanır. Kul Nesîmî’de ise dörtlük nazım birimi beyite göre daha yaygındır.
Seyyid Nesîmî Hurufi’dir, Bektaşi değildir, Kul Nesîmî ise Alevi-Bektaşi’dir
Seyyid Nesîmî âlim bir şairdir; Kul Nesimî ise eğitimli olduğuna dair kanıtlanamamış bilgiler olsa da gezgin bir halk ozanıdır.
Cesurca söyleyişleri, kalıp düşüncelere ve kurallara başkaldıran mücadeleci kişilikleri her iki şairin ortak özelliğidir.”
***
Tarihî Uydurmalar Arşivi adlı profil de konuyla ilgili şu tespitleri paylaşmıştı:
“PEKİ NEDİR DOĞRUSU?
Öncelikle “minnet eylemem” redifli şiir kime ait onu tespit edelim. Bu şiir Nesimi Divanı’nın en eski taş baskısı olan 1844 tarihli divanda yer almıyor. Dr Hüseyin Muhammedzâde Sâdık’ın 1967’de Tebriz’de yaptığı geniş neşirde de yer almıyor.
Şiir Halep’te idam edilen İmâdeddin Nesîmî’ye ait değil. Aslında floodu burada bırakabilir, hatayı tespit ederek son verebiliriz. Ancak bununla yetinemeyiz. Cahit Öztelli’nin 1969’da neşrettiği “Kul Nesîmî” şiirlerine bakalım. Belki şiir 17. Yüzyıl’da yaşamış bu Nesimi’ye aittir.
Hayır. Burada da yok. “Minnetim” redifli tek bir şiirimiz var o da bahsi geçen şiir değil.
Şiiri derleyen Feyzullah Çınar sözlü yoldan kayıt altına almış muhtemelen, belki de başka bir Nesimî’ye aittir. Bu bahsi burada bırakıp konumuza dönelim. Seyyid Nesimî neden idam edildi?“