Paylaşılan Kaydın İstiklâl Marşımızın İlk / Orijinal Bestesi Olduğu İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

İstiklâl Marşımızın ilk bestesine ait olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşılan kayıt şu şekilde:

 

 

Hatalı aktarım içeren paylaşım örnekleri:

 

Filiz’in Düşünceleri:

 

“İstiklâl marşımızın orjinal bestesi buymuş, bence marşımız bu besteyle mükemmel… Bir an evvel orjinal besteye dönülmeli..”

 

istiklal-marsi-orijinal-bestesi-iddiasi

 

Selcan Hatun:

 

“İlk istiklal marşımız ve bestelenmesi DİNLEYİN”

 

 

İstiklâl Marşımız 12 Mart 1921’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmişti. Marşın kabulünün akabinde güftesinin bestelenmesi çalışmaları başlamıştı. 1923 yılında açılan 24 bestecinin katıldığı beste yarışması sonuçlandırılamasa da 1924 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından toplanan bir komisyonun değerlendirmesi sonunda Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi kabul edilmişti. 6 yılın ardından marşın yürürlükteki bestesi değiştirilmişti. İstiklâl Marşı’nın 1922 yılında dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör tarafından hazırlanan mevcut bestesi 1930 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır (Mevcut bestesinden memnun olmayanların İstiklâl Marşı’nın tekrar bestelenmesi gerektiğini belirttikleri biliniyor).

Sosyal medyada İstiklâl Marşımızın orijinal bestesi olduğu iddiasıyla paylaşılan kayıt ise Dr. Ramazan Uçar tarafından 2011 yılında yapılmıştır.

Yani, Ramazan Uçar’ın mehter formundaki bestesi “orijinal” değil.

Söz konusu kaydın İstiklâl Marşı üzerine yapılan 15. beste olduğu aktarılmaktadır.

 

 

Ramazan Uçar, 2011 yılının Mehmet Akif Ersoy yılı ilan edilmesi sebebiyle, adına “Özgürlük Bestesi” adını verdiği bestesini, Mehmet Akif Ersoy ve milletimize ithaf etmişti.

Uçar, İstiklâl Marşı için yeni bir beste yapma sebebini de katıldığı bir TV programında şöyle aktarmıştı:

“Şimdi şöyle. Bir kere ortada bir problem var. Bu elbise bu vücuda uymuyor. Bunu herkes biliyor aslında. Buna konulan aslında Türkiye’de bir statüko var. Bu statüko bu şeyden vazgeçmek istemiyor. Mesele şu aslında. Benim gördüğüm kadarıyla 14 tane bestesi var İstiklâl Marşı’nın. Ve bu insanlar gerçekten iyi niyetlerle bu besteleri yaptılar. Bu insanların hepsine saygı duyuyorum. Bu insanların çok iyi niyetlerle bu besteleri yaptığına inanıyorum ben. Ama şu var: Bu gözyaşıyla ızdırapla yani can ve mal mücadelesiyle elde edilen bir özgürlük kazanımı bir kurtuluş savaşı mücadelesi için yazılan çok zor bir beste bu. Bu zor bestenin aslında güftesi de pardon güfte diyecektim güftesi de rahmetli Mehmet Akif Ersoy tarafından rahmetli ruhu şad olsun. Güftesi de gerçekten çok daha dikkatli ve anlamlı olması gerekirdi. Bunların hepsinin ben anlamlı olduğuna inanıyorum. Herkes kendi çerçevesinden meseleyi değerlendirmiş. Bu meseleye benim girmem nasıl oldu? Hemen ondan bahsedeyim ben. Bir kere şu var. Herkesi rahatsız ettiği gibi beni de rahatsız ediyordu. Türkçenin hiçbir yerinde şu yoktur. Anlamsız gibi bir şekilde cümleleri yan yana getirip koymak. Güfte çok orijinal bir güfte. Dünyada bu şair, beste de bozuk demeyelim ama güftenin bestesi değil. … Mesela Mercedes araba var, kaliteli bir araba, buna siz BMW’nin motorunu monte etmeye çalışıyorsunuz. Olmaz. Bu motorun iyi olması meseleyi kurtarmıyor. Bizim bütün olarak bakmamız gerek. … Matematik denen bir ilim var dünyada. Bu matematik ilminin şeyi yok yani matematik ilmi doğruyu söyler. Matematik ilminin şeyi yok, kayırması yok. Çelişkisi de yok. … Başlangıçta Ali Rıfat Çağatay bir beste yapmış. 6 yıl o beste dinlenilmiş. Sonra Osman Zeki Güngör beyefendinin bestesi beğenilmiş. Dolayısıyla o beste değiştirilmiş.”

 

 

İstiklâl Marşımız için yapılan diğer 14 besteyi aşağıdaki bağlantı vasıtasıyla dinleyebilirsiniz.

 

 

Yorumunuzu yazınız...