Sahipliği Süleyman Demirel’e İzafe Edilen “Ege Bir Yunan Gölü Değildir, Ege Bir Türk Gölü De Değildir, Binaenaleyh, Ege Bir Göl De Değildir” Sözünün Kaynağı Tespit Edilemiyor
Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Ege Denizi adaları ve kıta sahanlığı ile ilgili krizler hakkında bir gazetecinin kendisine yönelttiği “Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi’nin bir ‘Yunan Gölü’ olduğunu iddia ediyor. Cevabınız ne oluyor?” sorusuna “Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.” yanıtını verdiği yıllardır aktarılmakta (Demirel’in bu sözü Başbakan olduğu yıllarda, 1965’te, 1994’te ve Kardak krizi sırasında 1995 yılında söylediği yönünde farklı tarihler ileri sürülmekte).
Türk siyasetinde klasik sözler arasında yerini alan “Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.” sözünün Süleyman Demirel tarafından gerçekten dile getirilip getirilmediğine dair yaptığımız taramada herhangi bir muteber kaynağa rastlayamadık.
Laf kalabalığı / cambazlığı ile esasa matuf bir yanıt vermeden konuyu geçiştirme söz konusu olduğu olduğunda sıklıkla alıntılanan bu sözün Süleyman Demirel tarafından nerede ve ne zaman aktarıldığına dair bir kaynak atfı bulunamıyor.
Öte yandan, Süleyman Demirel’in (1 Kasım 1924 – 17 Haziran 2015) yaşadığı dönemde, yaygın şekilde şahsına atfedilen bu sözün aslında kendisine ait olmadığına dair bir beyanı da görülemiyor.
Süleyman Demirel, Türk siyasî tarihine Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatlarıyla damga vuran, kendine has üslubu ve renkli kişiliğiyle tanınan bir isim.
Siyasî hayatı boyunca mizahî üslubuyla ilginç beyanlarda bulunan Süleyman Demirel’e atfedilen benzer birçok meşhur söz mevcut:
– Dün dündür, bugün bugündür.
– Yollar yürümekle aşınmaz.
– Bize plan değil, pilav lazım.
– Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
– Aslana hüviyet sorulmaz demişler. Kimlik taşımam.
– Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.
– İcabı olup olmadığı tartışılabilir. Ama icabı varsa feminizm fevkalade güzel bir şeydir.
– Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.
– Memlekette petrol vardı da şerbet yapıp biz mi içtik?
– Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.
– Zammı ben yapmadım, kucağımda buldum. Üzerine otursaydım civciv çıkacaktı.
– GAP’ı gaptırmam.
– Yetmiş iki milletin önünde Kel Osman’ın apalak ikizleri gibi depişmenin manası yoktur.
– Enflasyon düşüyor, domatesten biberden buluyorlar; çıkıyor benden buluyorlar.
Bu söz atıflarının bazıları ise argo içeriyor (Bu sözlerin de Demirel’e ait olduğu teyit edilemiyor):
– Genelevleri kapatalım da vatandaş bizi mi …..?
– Türkeş Türk çocuğu, Ecevit halk çocuğu, Erbakan Müslüman çocuğu, biz o… çocuğu muyuz?
Yine Demirel’e atfedilen “Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz “iyidir” derim. İki kelimeyle anlatın derseniz “iyi değildir” derim.” sözünün ise Rus liderlere izafe edilen bir anlatının dönüştürülmüş versiyonu olduğu anlaşılıyor.
“Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü değildir. Çünkü Ege bir göl değildir” sözünü ilk kez Uğur Yücel’in 1990’lı yıllardaki bir stand-up gösterisinde Süleyman Demirel’i taklit ederken kullandığı, sonrasında bu kurgu ifadenin Süleyman Demirel’e ait hâle geldiği de ileri sürülmüştü.
Uğur Yücel 1980’li yılların sonunda ve 1990’lı yılların başında ünlü siyasetçilerin taklitlerini yaptığı (siyasî hiciv de içeren) gösteriler gerçekleştirmişti.
1989 yerel seçimlerinin arifesinde TRT’de yayınlanan Aziz Üstel’in sunduğu programda Uğur Yücel, Süleyman Demirel ve diğer siyasî liderlerin taklidini yapmıştı.
Ancak Uğur Yücel, Demirel’in geçmişte böyle bir demeç verdiğini söylemiş:
“Şimdiki politikacılar mizaha pas atmıyor. Demirel son derece absürddü mesela. Sinir bozucu bir mizahı vardı. “Ege yonan gölü değildir, Türk gölü de değildir. Binaenaleyh Ege göl değildir” diye demeç veriyordu. Millet de doğrudur diyordu. Memleketimizde enflasyon var mıdır, yok mudur diye sorarsanız, “Garnınızdan gonuşmuş olursunuz. Binaenaleyh. Enflasyon diye bir şey yoktur.” Bu anlamsızlık karşısında adam ne dedi diye sorabilirsiniz ama kahvedeki adam doğru söylüyor der. Binaenaleyh halk için eşittir yok manasındaydı. Özal “Benim küçük Turgut’u alsınlar” diyerek amiyane bir dilin kapısını açıyordu. Her neyse bir sürü politikacıdan espriye yol açacak pas alıyorduk.”