ENSAR Vakfı’nın Evlerinde Erkek Öğrencilere Tecavüz Edilmesi Hakkında “Bir Kereden Bir Şey Olmaz” Sözü Eski Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’a Değil, Kardeşi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na İzafe Edilmektedir

 

DEVA Partili Selma Aliye Kavaf’ın 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek genel seçimler için CHP’nin Denizli listesinden 4. sıradan milletvekili adayı gösterilmesiyle sosyal medya platformlarında kardeşi Sema Ramazanoğlu ile karıştırıldığı paylaşımlara rastlandı.

 

Kumandan (@KumandanRte): “Hani Ensar vakfında “ilk defa vuku bulan bir olay” cümlesini “1 kereden 1 şey olmaz” diyerek tevil edip her fırsatta linç ettikleri aile eski bakanı Semra Aliye Kavaf vardı ya.. Hani Kılıçdar’ın “Birilerinin önüne yatmış” alçakça küfrünü edip, tazminat ödediği eski bakan Sema Ramazanoğlunun ablası Selma yani.. Hah işte o kadını şimdi by by Kemal, 100’ü kızarmadan CHP’den milletvekili yapıyor.. Yoksa “1 kere vekil yapmaktan 1 şey olmaz” mı..? “Zillet” deyince de kızıyorlar..!”

 

sema-ramazanoglu-semra-aliye-kavaf-1-kereden-1-sey-olmaz

 

“Çorba” paylaşımda Sema, Semra ve Selma isimlerinin kullanılması kafa karışıklığı oluşturmuş.

Ensar Vakfı’nı savunan sözleriyle gündeme gelen siyasetçi eski Aile Bakanı Selma Aliye Kavaf değil, kardeşi Sema Ramazanoğlu.

 

selma-aliye-kavaf-sema-ramazanoglu
Selma Aliye Kavaf & Sema Ramazanoğlu

 

Ensar Vakfı’nda öğrencilerin maruz kaldığı istismarla ilgili olarak eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun kullandığı ifadeler eski Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’a atfedilmiş.

Ensar Vakıfı yurtlarındaki çirkin hadise 2016 yılında açığa çıkmıştı. Selma Aliye Kavaf, 1 Mayıs 2009 – 6 Temmuz 2011 tarihleri arasında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı görevini yürütmüştü. Sema Ramazanoğlu ise 24 Kasım 2015 – 24 Mayıs 2016 tarihleri arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı idi.

 

Karaman’da Eğitim Bir Sen üyesi sınıf öğretmeni M.B.’nin ders vermeye gittiği Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kalan 9 ve 10 yaşlarındaki öğrencilere tecavüz ettiği 12 Mart 2016 tarihinde basına yansımıştı. Şikâyet üzerine göz altına alınmış öğretmen, savcılık tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Karaman Ağır Ceza Mahkemesi, 10 öğrenciye cinsel istismarda bulunan sınıf öğretmeni hakkında “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, “hürriyeti tahdit”, “kasten yaralama” ve “müstehcen görüntüleri izletme” suçlarından hazırlanan iddianameyi kabul etmişti. İddianamede sanık hakkında 600 yıla yakın hapis istenmişti. Öğretmenin öğrencilere tecavüz ettiği doktor raporuyla belgelenmişti. Tecavüze uğradığı ileri sürülen 45 çocuktan 10’unun aldığı raporlar dava dosyasına girmişti. Gözaltındaki ifadesinde önce suçunu reddeden, akabinde kabul eden M.B., aklî dengesinin yerinde olduğuna dair raporun mahkemeye sunulmasının ardından tüm suçlamaları reddetmişti. Yargılama neticesinde sanık M.B. her öğrenci için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 508 yıl 3 ay hapis cezası almıştı.

 

Olayın duyulmasından sonra Ensar Vakfı’na gösterilen tepkiler üzerine dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu bir açıklama yapmıştı. Ramazanoğlu’nun bahsi geçen açıklamasında Ensar Vakfı’nın gönüllü öğretmeni tarafından 45 çocuğun cinsel istismara uğratılmasıyla ilgili kullandığı cümle “bir kereden bir şey olmaz” değil “Buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekli olamaz. Biz Ensar Vakfını tanıyoruz. Hizmetlerini takdir ediyoruz. Ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz.” şeklindeydi.

 

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun 22 Mart 2016 tarihinde katıldığı Yaşlı Destek Programı (YADES) Tanıtım Toplantısı’nda, Ensar Vakfı’na yöneltilen cinsel istismar iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada kullandığı ifadeler şöyleydi:

“Maalesef biz bütün hassasiyetimizi göstermemize rağmen toplumumuzda böyle olaylar ile karşılaşıyoruz ki bu da bir gerçeğimiz. Buna da toplumsal olarak başka bir açıdan bakmamız lazım. Karaman’da olan konu ile ilgili olarak, vaka ortaya çıkar çıkmaz bütün vakalarda olduğu gibi hukuki açıdan bakanlığımız müdahil oldu. Ben bizzat hukukçu arkadaşlarımızı arayarak bir toplantı yaptım dedim ki ‘bu olayı da takip ediyoruz, ben de takipçisiyim. Tabii ki bu olayı bizim hizmetleri ile her zaman gurur duyduğumuz bir vakıf ile ilişkilendirilmek istendi ki bu vakfımız da bir süre görev yapmış onun da ne kadar olduğunu vakıf çalışanları tarafından açıklandı. Her zaman kötü niyetli insanlar, bazı işleri su istimal edebilen insanlar olabiliyor. Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz. Bu çocuklar ile ilgili bakanlığımızın rehabilitasyon ve sosyal hizmet uzmanlarımız, psikologlarımız devreye girdiler. aileler ziyaret edildi. Çocuklarımızın rehabilite edilebilmesi için çalışmalar başlatıldı. Çocuklarımızın en az travma ile bu dönemi en iyi şekilde atlatabilmeleri için gerekli bütün psikolojik destekler veriliyor ve vermeye devam edeceğiz.”

 

 

TBMM Genel Kurulu’nda HDP’nin ‘çocuklara yönelik cinsel istismarı ve kadınlara yönelik şiddeti önlemede ihmali bulunduğu’ gerekçesiyle, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında verdiği gensoru önergesi görüşülmüştü. yapılan oylamayla gensoru önergesinin gündeme alınması reddedilmişti. Bu kararın ardından AK Partili milletvekilleri sıraya girerek Bakan Ramazanoğlu’nu tebrik etmişti.

 

sema-ramazanoglu-ensar-vakfi-gensoru-onergesi

 


Ensar Vakfı yurtlarındaki tecavüz vakasıyla ilgili TBMM’nin 28 Şubat 2018 tarihli oturumunda İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci ile İstanbul Milletvekili Mehmet Muş arasında Bakan Kavaf’ın “bir kereden bir şey olmaz” diyip demediği hakkında şu diyalog geçmişti:

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Şimdi “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” diye bir söz var, atalarımız çok güzel söylemiş. Şimdiye kadar neler yaptınız, ona bakmak lazım. Mesela Ensarda çocuklara tecavüz edildikten sonra ne yaptınız? Çocukları ve ailesini korumaya yönelik herhangi bir cümle kurdunuz mu? Hayır. “Biz o vakfı tanıyoruz, yaptıklarını biliyoruz. Bir kereden bir şey olmaz.” dedi. Hem de bunu söyleyen, ne acıdır ki bir kadın ve bir Aile Bakanı. Ve çocuk komisyonu kurulsun diye yıllardır burada çaba sarf ediliyor. Niye “Hayır.” diyorsunuz? Niye bu Mecliste çocuk komisyonu kurulmuyor? Onlarca defa araştırma önergesi verdik, “Çocuk istismarlarının gerekçeleri araştırılsın. Bunun önlemleri alınsın. 3 yaşından itibaren çocuklara bu konuda eğitimler verilsin, ailelere eğitimler verilsin. Parklarda güvenlik önlemleri artırılsın. Okullarda öğretmenler, müstahdemler, güvenlik görevlileri önce pedagojik testlerden, psikolojik testlerden geçsin, sonra bu görevlere gelsin.” dedik. Niye yapmadınız? Niye çocuklarımıza yurt yapmıyorsunuz da sapık, sapkın vakıfların eline emanet ediyorsunuz çocuklarımızı? Boş konuşuyorsunuz. Sadece burada nutuk atıyorsunuz.

Bizim söylediğimiz şey çok açık, diyoruz ki: Bu sapıklar gün yüzü göremesinler. Çocuğa tecavüz mü etti kardeşim, ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet hapis görsün. Hadi gelin hep beraber yapalım, niye içine zinayı, bilmem neyi karıştırıyorsunuz? 12 yaşın altı çocuk da 12 yaşın üstü çocuk değil mi? 11 yaşındaki çocuğa tecavüz edilemez de 13’e edilebilir mi? Siz aslında ne dediğinizi bilmiyorsunuz. Söylediğiniz şeyin anlamını bilmiyorsunuz.

“9 yaşında çocuk, çocuk doğurabilir.” dediğinde, bugün AKP iktidar olduğuna göre, Diyanet İşleri Başkanlığı da AKP’ye bağlıdır beyefendi ve AKP’ye bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı kendi internet sitesinde yazmıştır.

MEHMET MUŞ (İstanbul) – Çok şükür ki, bugün Türkiye darbeler geçmişine bakarak demokrasiye daha çok sahip çıkıyor, meşruiyetin yegâne kaynağının millet olduğunu bilerek millî iradenin egemen kılınmasından asla taviz vermiyor. Ve herkes biliyor ki, bu ülkede demokrasinin en büyük sigortası 15 Temmuzda olduğu gibi gövdesini tankın önüne koyan aziz Türk milletidir.

Bu duygularla tüm darbe ve darbe girişimlerini lanetliyor, Allah ülkemize bir daha böyle felaketler yaşatmasın temennisinde bulunuyorum.

Burada küçük bir düzeltme ihtiyacı duyuyorum. Az önce Sayın Yedekci konuşuyorken geçmiş Aile Bakanımızın “Bir kereden bir şey olmaz.” gibi bir ifade kullandığını söylemiştir. Sayın Bakanın “Bir kereden bir şey olmaz.” gibi bir ifadesi yoktur. Sayın Yedekci’yi bunu ispata davet ediyorum.

 


Yorumunuzu yazınız...