“Bir Gün Benden Şikayet Ettiğin Ne Varsa Özleyeceksin” Dizesinin Özdemir Asaf’a Ait Olduğu İddiası Doğru Değil

Mezkûr Söz, Ravi İncigöz’ün “Kalp Kırılsa da Sever” Adlı Güftesinden

Yanlış İddia

 

Gün geçmiyor ki sosyal medyada sanat, edebiyat ya da tarihte iz bırakmış kişilere izafe edilerek paylaşılmış, yaygınlık kazanmış sözlere rastlamayalım. Şüpheci yaklaşımla sözlerin peşine düşsek de sonuca ulaşmak, kanıt bulmak, sözün asıl sahibini bulmak her zaman kolay olmuyor. Bugün birçok sitede Özdemir Asaf’a ait olduğu iddiasıyla paylaşılan ve asıl sahibi de bilinen bir söze yer vereceğiz:

 

“Bir gün benden şikâyet ettiğin ne varsa özleyeceksin”

 

Sözün, izafe edildiği şaire gerçekten ait olup olmadığını incelemek amacıyla ilk olarak Özdemir Asaf’ın Yapı Kredi Yayınları’ndan (YKY) çıkmış toplu şiirleri Çiçek Senfonisi, üç kitabının bir araya getirildiği Kırılmadık Bir Şey Kalmadı, dergilerde bile gözükmemiş şiirlerini ihtiva eden Benden Sonra Mutluluk ve aşk şiirlerinden oluşan Lavinia adlı kitaplarını taradık; fakat, söz konusu eserlerde bahse konu sözün izine rastlayamadık.

İnternette 2010 yılı öncesinde izine rastlanmayan sözün (sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılması) Ferhat Göçer’in “Biz Aşkımıza Bakalım” albümünün 2010 yılında piyasaya çıkmasından sonra gerçekleşmiş.

Albümde yer alan ve bahse konu sözü ihtiva eden “Kalp Kırılsa da Sever” adlı şarkının söz ve müziği Ravi İncigöz’e ait.

 

kalp kırılsa da sever sözleri
MESAM veritabanında Kalp Kırılsa da Sever adlı şarkının söz ve bestesinin Ravi İncigöz’e ait olduğunun aktarıldığı görülebiliyor

 

Ferhat Göçer’in seslendirdiği Ravi İncigöz’ün güftesinde yer verilen sözün Özdemir Asaf’a ilk olarak 2011 yılı Nisan ayında atfedildiği anlaşılıyor.

Şarkının sözlerine ve Ferhat Göçer yorumuna yer verecek olursak:

 

Bir gün benden şikâyet ettiğin ne varsa özleyeceksin,

Unuttuğun yalanlara benzemeyecek hep yanında götüreceksin.

Kalbimi kırdın tebessüm ettim bir şey demedim,

Kalbim senindi sen kendi parçanı yok ettin.

 

Dalı kurusa da ağaç yağmura nasıl küser,

Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler.

Alıkoymuş tebessümü aşığına bir zalim,

Yıkılır dökülür ama Kalp kırılsa da sever.

 

Hazineler harabelerde olur,

Yaz bunu baştan.

Yıkılmışım dökülmüşüm,

Perişanım ama aşktan.

 

Dalı kurusa da ağaç yağmura nasıl küser,

Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler.

Alıkoymuş tebessümü aşığına bir zalim,

Yıkılır dökülür ama Kalp kırılsa da sever.

 

 

Sözü Özdemir Asaf’a izafe ederek paylaşan sayfaların etkileşimin çekiciliğiyle paylaşımı sık sık tekrarladıklarına şahit oluyoruz. Aşağıda vereceğimiz örneklerden de anlaşılacağı gibi neredeyse kutsal metinmiş gibi yıllar boyunca birkaç ayda bir paylaştıklarını görüyoruz.

Bir milyon 493 bin takipçili Kitap Alıntısı (@kitapalintisi) ilki 21 Temmuz 2012 tarihli olmak üzere mezkûr sözü günümüze dek 51 kez paylaşmış (Bu paylaşımın kendilerine hatırı sayılır sayıda yeniden paylaşım ve beğeni sağladığını da belirtelim). İki milyon takipçisi olan Bak Ne Demiş?‘in (@gaforizma) ilk paylaşımı 28 Ocak 2012 olmak üzere 37 farklı tarihte, bir milyon takipçili Söz Mühendisi (@sozmuhendisi) ilki 2 Kasım 2012’de olan 19 farklı tarihte, bir milyon takipçili Keskin Sözler (@keskinsozler) ilki 27 Haziran 2012’de olan 49 farklı tarihte, 768 bin takipçili Lady Cryptonic (@ladycryptonic) ilki 13 Şubat 2015’te olan 22 farklı tarihte paylaşmış. Bunlar gibi yüksek takipçili hesapların da katkısıyla sözün her geçen gün daha fazla kişi tarafından paylaşıldığını ve yaygınlık kazandığını söyleyebiliriz.

 

özdemir asaf birgün benden şikayet

 

 birgün benden şikayet özdemir asaf

 

şikayet ettiğin ne varsa özleyeceksin

 

bir gün benden şikayet ettiğin ne varsa

 

Şeffaflık / Olumluluk toplumunun sonucu olarak “beğeni” üzerine inşa edilmiş dijital ağlardaki dezenformasyon sorunları maalesef etkileşimin büyüsüne kapılan bu çağ insanlarının gözünü boyamaya devam edecek gibi görünüyor. Şeffaflık ile hakikati özdeş görmeyen Byung-Chul Han, hakikat için şu tanımı yapar: “hakikat, diğer her şeyi yanlış ilan ederek kendini ortaya koyar ve kabul ettirir. Daha fazla enformasyondan ya da enformasyon yığınından ortaya hakikat çıkmaz. Bunlarda yön, yani anlam eksiktir.” Aşırı enformasyon ve aşırı iletişim hakikat eksikliğinin dahası varlık eksikliğinin belirtisi olarak görülür. Byung-Chul Han’a göre çözüm, bilgiye sosyal medyadan erişmemek ve kitaplara dönmekle mümkün olacaktır. Aşırı bilgiye maruz kalmak anlamı yitirmemize neden olur. Dijital mahallelere hapsolmuş sosyal medya kullanıcılarının bunu başarması zor olsa da şüphe kasını çalıştırarak bir adım atabilir.

 

asaf özdemir
Özdemir Asaf

 

Özdemir Asaf Kimdir?

28 Ocak 1981 tarihinde İstanbul’da vefat eden, çağdaş Türk şiirinin en özgün kalemlerinden Özdemir Asaf’ın yaşamını kendi dilinden aktaracak olursak (Özdemir Asaf (2020). Benden Sonra Mutluluk. İstanbul: YKY):

“Doğumum: 11 Haziran 1339, Ankara. Danıştay üyesi Mehmet Asaf’ın (ölümü 1930) oğluyum. İkiz kız kardeşim Özgönül, benden 31 saat sonra, 12 Haziran 1339, saat 15.30’da doğdu. Babamın öldüğü yıl İstanbul’a geldik. Galatasaray Lisesi ilk kısmına girdim. 1941 yılında 11’inci sınıfa geçince, Kabataş Erkek Lisesi’ne bir ek ara sınavı ile girip 1942 yılında mezun oldum. Hukuk Fakültesi’ne, İktisat Fakültesi’ne (3. sınıfa kadar) ve bir yıl Gazetecilik Enstitüsü’ne gittim. Bu aralarda Tanin ve Zaman gazetesinde çalıştım. Çeviriler yaptım. İlk yazım 1939 yılında Servetifünun – Uyanış dergisinde çıktı. Sanat-edebiyat dergilerinde 1962 yılına kadar çoğunlukla şiir olmak üzere yazı ve çevirilerimi yayımladım. Artık yalnız kitap çıkararak yayımlıyorum. (Tertip ve baskı yanlışlarından nefret ederim.)
“1951 yılında Sanat Basımevi adıyla bir basımevi kurdum. Kitaplarımı ‘Yuvarlak Masa Yayınları’ adı ile yayımlıyorum.
“1954 yılında bir Atlantik ve Amerika’nın Doğu Kıyı şehirleri turu yaptım. 1959’da Laponya’dan başlayarak hemen tüm Avrupa’yı gezdim.
“1966’da Yugoslavya’ya gittim. Makedonya Yazarlar Birliği’nin çağrılısıydım.”

 

Yorumunuzu yazınız...