Atlı Heykellerin Ayakları, Üzerindeki Savaşçının Ölümü Hakkında Bilgi Sunmaz
Heykel Sanatında Atlı Heykellerin Ayakları İle Üzerindeki Kişinin Ölümü Hakkında Bilgi Verildiği Yönünde Bir Kural Yoktur
Atlı anıt heykellerdeki atların ayaklarının havada ya da yerde olmasının atın üzerindeki kişinin nasıl öldüğü hakkında bilgi sunduğu iddiası doğru değil. “Atlı heykel terminolojisi” ya da “eskilerden günümüze gelen bir heykeltıraşlık sırrı” olduğu öne sürülen iddianın aksine atlı heykellerin ayakları, üzerindeki savaşçı hakkında bilgi sunduğu yönünde evrensel bir heykeltraş geleneği yoktur.
Sosyal medyada fasılalar halinde paylaşılan ve atlı heykellerin (equestrian statue) ayaklarının aldığı pozisyonun atın üzerindeki şahsın hayatı hakkında bilgi sunduğunu ileri süren iddia metni şu şekildedir:
“Birinin atın üzerinde heykeli varsa: Atın 2 ayağı havadaysa savaşta, teki havadaysa gazi olarak, ayaklar yerdeyse doğal nedenlerden ölmüştür”
Heykel kompozisyonunun at üzerindeki kişinin ölüm nedenini aktardığına yönelik seçeneklerin şu şekilde olduğu belirtilmektedir:
- eğer atın ön iki ayağı da havadaysa kişi bir çarpışmada ölmüştür.
- eğer atın ön ayaklarından yalnızca biri havadaysa kişi bir çarpışmada aldığı yaralanmalar sonucunda ölmüştür.
- eğer atın tüm ayakları da yere basıyorsa bu kişi doğal yollardan ölmüştür.
Heykel sanatında atlı heykellerde atın ayakları ile üzerindeki kişinin ölümü hakkında bilgi verildiği yönünde bir kural yoktur. Atlı heykelin ön iki ayağı havadaysa atın üzerindeki kişinin savaşta öldüğü, atın sadece bir ayağı havadaysa kişinin savaşta alınan yaralar sonucunda öldüğü, atın dört ayağı da yerdeyse doğal sebeplerden öldüğü iddiası bir şehir efsanesidir.
İddia edilenin aksine atlı heykellerin ayakları, üzerindeki savaşçı hakkında bilgi sunması yönünde evrensel bir heykeltraş kuralı, geleneği ya da “atlı heykel terminolojisi” yoktur. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında yer alan atlı anıt heykeller incelendiğinde, iddia edildiği gibi bir durumun olmadığı görülmektedir. Türkiye’de ve diğer ülkelerde yer alan anıtlardaki atların konumu ile anıttaki kişinin ölüm sebebi açıklaması iddia edildiği gibi her daim örtüşmemektedir. Bu konuda belirlenmiş ve heykeltraşlarca uyulan bir gelenek yoktur.
Atatürk Anıtları üzerinden giderek bu iddiayı değerlendirecek olduğumuzda farklı Atatürk heykellerinde atların ayaklarının konumunun farklı şekilde yer aldığı gözlemlenmektedir. Heinrich Krippel tarafından yapılan ve Samsun Belediye Parkı’na yerleştirilmesinin ardından 15 Ocak 1932 tarihinde açılan Samsun Atatürk Anıtı (Onur Anıtı) ile yine Heinrich Krippel tarafından yapılan ve 24 Kasım 1927 tarihinde Ankara Ulus Meydanı’na yerleştirilen Ulus Atatürk Anıtı, aynı kişi için hazırlanmış olsalar da, anıttaki atların ayakları Samsun Atatürk Anıtında havada iken Ulus Atatürk Anıtında yerdedir. Metin Yurdanur tarafından yapılan, Japonya’nın Wakayama şehrinin Kushimoto (Kuşimoto) kasabasına 3 Haziran 2010 tarihinde Ertuğrul Fırkateyni Faciası’nın 120. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikle açılan Kushimoto Atatürk Anıtı’nın ise sadece sağ ön ayağı havadadır. İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica tarafından hazırlanan 1932 yılında İzmir Cumhuriyet Meydanı’na dikilen Atatürk Heykeli’nin de tek ayağı havadadır. Aynı heykeltraş tarafından aynı kişi için yapılan 2 farklı atlı anıt heykelde atların ayaklarının pozisyonlarının farklı olması bu şehir efsanesinin doğru olamayacağını ortaya koymaktadır. 4 farklı anıtta 3 farklı ayak pozisyonunun aynı kişi için 3 farklı ölüm sebebini aktarmış olması beklenemez.
Görülebileceği üzere, eğer iddia edildiği gibi bir heykeltraşlık kuralı olsaydı Atatürk hem savaşta ölmüş, hem savaşta aldığı yaralar nedeniyle gazi olup ölmüş ve savaştan bağımsız olarak ölmüş olacaktı…
Ülkemiz dışında dikilen George Washington, Simon Bolivar, Andrew Jackson ve Stonewall Jackson’a ait heykellerin ayaklarının pozisyonları da bu kişilerin ölüm sebepleri ile örtüşmemektedir. Bu isimlere ilaveten birçok heykelde de aynı durum gözlemlenmektedir.
Anıt heykellerdeki atların ayaklarının konumunun üzerindeki kişinin ölümü hakkında bilgi sunduğuna dair genel bir heykeltraş kuralı / prensibi olmamasına rağmen, bazı dönem anıtlarının “atlı heykel terminolojisi”ne uyum gösterdiği görülmektedir. Örneğin, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yer alan Gettysburg şehrinde yer alan ve ABD İç Savaşı’nın önemli bir dönüm noktasını oluşturan 1-3 Temmuz 1862 tarihleri arasında meydana gelen Gettysburg Savaşı’nda görev alan komutanlara ait atlı heykellerin James Longstreet dışındakilerinin iddia edilen “atlı heykel terminolojisi”ne uyduğu gözlemlenmektedir.
Ayrıca, bazı anıt heykellerde atların ayak pozisyonunun üzerindeki kişinin ölüm sebebini aktarması yönünde bir teamül oluştuğu iddia edilse dahi, Evrim Ağacı’nın bu iddiayı ele aldığı analizinde belirttiği üzere, bu mitin yaygınlaşmasına, heykeltraşların zaman içerisinde buna dikkat etmesine neden olmuş olabileceği değerlendirilmektedir. Ancak, atların ayaklarının havada ya da yerde olmasının üzerindeki kişinin ölüm sebebiyle örtüşüyor olmasının gelenekten ziyade rastlantı olması da olasıdır.
İLAVE: Aşağıda alıntılanan & aktarılan Atatürk heykellerine dair yorum da sonradan kurgulanarak sosyal medyada dolaşıma sokulmuştu:
“Samsun’daki ulusal uyanış ve şahlanmayı ifade eder. Atın ön iki ayağı havadadır.
İzmir’deki Cumhuriyet meydanındadır burada ulusun mücadelesinin zaferle neticelendiğini ifade eder, atın bir ayağı havadadır.
Ankara’daki, Ulus meydanındadır ve bu heykelde atın dört ayağı da sağlam bir şekilde yere basmaktadır. Ulus devletin Ankara’da kurulduğu ifade edilir.”