Bugün, büyük bağlama virtüözü Ali Ekber Çiçek’e ait olduğu sanılan şiirlere / türkü sözlerine değineceğiz.
Sosyal medyadan Ali Ekber Çiçek’e ait olduğu belirtilerek paylaşılan dizelerden örnekler verecek olursak:
Ali Ekber Çiçek, bahsi geçen tüm bu şiirleri besteleri ile birlikte yorumlamış ve çok sayıda insan tarafından beğenilerek dinlenmiştir. Muhtemelen bu başarılı yorumlarından dolayı, yorumladığı eserler genellikle kendisi ile özdeşleştirilmiştir. Seslendirdiği eserlerin birçoğunu kendisi derlemiş olsa da, iddia edilen bu şiirler Ali Ekber Çiçek’e ait değildir.
Ali Ekber Çiçek Kimdir?
Ali Ekber Çiçek, Erzincan iline bağlı Ulalar köyünde dünyaya gelmiş TRT sanatçısı, derleyici ve bağlama virtüözüdür. Köklü bir aşıklık geleneğine sahip olan, özellikle Sivas ve Erzincan gibi yörelerde köy köy gezerek gerek aşıklara ait gerekse anonim olan şiirleri ve türküleri derleyip yorumlamış ve bu şekilde yüzlerce sanat eseri kazandırmıştır. Seslendirdiği eserler dünyanın çeşitli ülkelerinde ilgi görmüş ve plakları Belarus, Portekiz, Hindistan, Yunanistan, Cezayir, Şili, Japonya, Fildişi Sahilleri ve daha pek çok farklı ülkede satılmıştır. UNESCO tarafından Turkish Sufi Music adında ve içerisinde dokuz adet eser yer alan bir plağı yayımlanmıştır.
Ali Ekber Çiçek’e Ait Sanılan Türkü Sözleri
Ali Ekber Çiçek’in seslendirdiği ancak sözlerinin zannedilenin aksine kendisine ait olmayan bazı türküleri inceleyelim.
El Vurup Yaremi İncitme Tabip
Bunlardan ilki “El Vurup Yaremi İncitme Tabip” adı ile yayımlanmış olan türküdür.
El vurup yâremi incitme tabip
Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var
Dert vurup da yârem eylersin derman
Her can kabul etmez viraneler var
Vay dünya dünya yalansın dünya
Yalan ile yalan olansın dünya
Can ile cananı alansın dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya yalansın dünya
Dert ehli olanlar dergâha gelir
Elbette arayan dermanın bulur
Sadık der ki kimde ne var kim bilir
Geçt-i güzar ettim elde neler var
Vay dünya dünya yalansın dünya
Yalan ile yalan olansın dünya.
Can ile cananı alansın dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya yalansın dünya
Bu türkü “Vay Dünya” adı ile de zikredilmektedir. Eser, Ali Ekber Çiçek’in seslendirmesi ile yüz binlere ulaşmış olsa da aslında söz ve müziği Tokat’ın Zile ilçesinden Aşık Sadık Doğanay’a aittir. Ali Ekber Çiçek, bu türküyü arkadaşı olan ve “Zile’nin Veysel’i” olarak da bilinen Aşık Sadık Doğanay’dan kendisi derlemiştir. Sadık Doğanay, türkülerinde “Sadık Baba, Sadık, Sıtkı” gibi mahlaslar kullanmıştır. El Vurup Yaremi İncitme Tabip adlı türküde son kıtaya baktığımız zaman “Sadık der ki kimde ne var kim bilir?” dizesinde aşığın mahlasını kullandığını görüyoruz.
Ağlama Gözlerim
Ele alacağımız bir diğer eser “Ağlama Gözlerim” ya da “Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma” olarak bilinen türkü.
Gurbet elde bir hal geldi başıma, geldi başıma
Ağlamagözlerim Mevla Kerim’dir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir.
Huma kuşu yere düştü ölmedi, düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir.
Kağıda yazarlar ufak yazılar, ufak yazılar
Anasız olur mu körpe kuzular
Derdi yüreğinde olan sızılar
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir.
Abdal Pir Sultan’ım böyle buyurdu, böyle buyurdu
Ayrılık dınların biçti geydirdi
Ben yarılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir.
Bu eserin de bilinirlik kazanması Ali Ekber Çiçek sayesinde olmuştur diyebiliriz. Ancak eserin sözleri, son kıtada yer alan “Abdal Pir Sultan’ım böyle buyurdu” dizesinden de anlaşılacağı üzere 16. yüzyıl ozanlarından Pir Sultan Abdal’a aittir. Pir Sultan Abdal’a ait olduğu düşünülen pek çok eserde olduğu gibi mevzubahis şiirin de Pir Sultan Abdal sonrası dönemde başkası tarafından yazılıp Pir Sultan Abdal’a atfedildiği iddiaları mevcut ise de, bu kesin değildir. Yıllardan bu yana halk arasında Pir Sultan Abdal’a ait olduğu bilinerek söylenegelmiştir. Ali Ekber Çiçek, yaptığı derleme çalışmalarında bu türküyü Erzincan yöresinden derleyerek repertuvara kazandırmıştır.
Nasıl Yâr Diyeyim Ben Böyle Yâra
Bahsedeceğimiz son eser ise yine Pir Sultan Abdal’a ait olan “Nasıl Yâr Diyeyim Ben Böyle Yâra” adlı türkü.
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağına bülbüller konmuş
Nidem benim gülüm solduktan sonra
Karadır kaşların keman istemem
Şu gönlümden özge mihman istemem
Ölsem de derdime derman istemem
Ok vurup sinemi deldikten sonra
Coşkun çaylar gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim bu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra
Pir Sultan Abdal’ım sürem bu yolu
İnsanı kamilin olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Nidem ben ummana daldıktan sonra
Türkünün son kıtasına baktığımız zaman “Pir Sultan’ım eyder sürem bu yolu” şeklinde mahlasın kullanıldığı dize karşımıza çıkmakta. Ali Ekber Çiçek tarafından Erzincan yöresinden derlenen ve Pir Sultan Abdal’a ait olan çok sayıda türküden biridir.
Özetle, Ali Ekber Çiçek bu eserlerin duyulup tanınmasında çok önemli roller oynamışsa da; iddia edildiği gibi “El Vurup Yaremi İncitme Tabip”, “Ağlama Gözlerim”, “Nasıl Yâr Diyeyim Ben Böyle Yâra” gibi türkülerin sözleri kendisine ait değildir.