“II. Abdulhamit Döneminde Tek Karış Toprak Kaybedilmedi” İddiası Doğru Değil
Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in 33 yıl Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmayıp, hiç toprak kaybı yaşatmadığı iddiası doğruyu yansıtmıyor. Osmanlı İmparatorluğu, 2. Abdulhamit’in 33 yıllık idaresi süresince Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan’ı kaybetmiştir.
33 yıllık 2. Abdülhamid devrinde hiç toprak kaybı yaşanmadığını iddia eden bir kitle var. Ancak, bu kitle 2. Abdülhamid’in Osmanlıyı savaşa sokmayıp, hiç toprak kaybı yaşatmadığına inansa da, tarihi gerçekler aksi yönü işaret ediyor.
2. Abdulhamit’in hüküm sürdüğü 1876-1909 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun kaybettiği topraklardan bazıları şu şekilde: Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan.

2. Abdulhamid Döneminde Osmanlı İmparatorluğu Sınırlarında Değişimi Gösteren Karşılaştırmalı Harita (1876-1909) (Görselleştirmede Geacron.com‘dan istifade edilmiştir)
İlaveten, 2. Abdulhamid’in saltanatı döneminde yaşanan siyasi olaylara dair Vikipedi başlıklarını bile sıralamak bu iddianın yersizliğini sergilemek için yeterli olur.
Siyasi olaylar
- Tahta çıkışı ve Birinci Meşrutiyet
- Balkanlarda karışıklıklar ve uluslararası ortam
- Sırbistan ve Karadağ ile savaş (1876-1878) ve Tersane Konferansı
- 1877-78 Türk-Rus Savaşı (93 Harbi)
- Bosna Hersek ve Yenipazar’ın Avusturya tarafından işgali (1878)
- Kıbrıs’ın Birleşik Krallık tarafından işgali (1878)
- Birleşik Krallık Kıbrıs Yüksek Komiserliği Bayrağı
- 1878’de Kıbrıs’a İngiliz bayrağının çekilmesi
- Tunus’un Fransa tarafından işgali (1881)
- Borçların ödenemez hale gelmesi ve Borçlar İdaresi’nin (Düyun-u Umumiye) kurulması (1881)
- Yunanistan’ın Teselya’yı ilhakı (1881)
- Mısır’ın Birleşik Krallık tarafından işgali (1882)
- Somali’nin Birleşik Krallık tarafından işgali (1884)
- Habeş Eyaletinin İtalya tarafından işgali (1885)
- Şarki Rumeli’nin Bulgaristan tarafından ilhakı (1885)
- Makedonya’da tedhiş hareketleri
- Ermeni isyanları (1891-1895)
- Yunanistan ile savaş (1897)
- Girit’e özerklik verilmesi (1898)
- Kuveyt’in özerklik kazanması (1899)
- Yemen İsyanı (1905)
- İkinci Meşrutiyet (1908)
- Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi (1908)
- Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhak etmesi (1908)
- Girit’in Yunanistan’a katılma kararı (1908)
- Tedbirler
- İkinci Meşrutiyet
- 31 Mart Ayaklanması ve Tahttan İndirilişi
Ayastefanos ya da Berlin Antlaşmalarını okuyan bir şahıs böylesi saçma bi iddiadan sakınır ama nerde… İlgilenenler Wikipedia’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kayıplarına ilişkin başlığını inceleyebilir.
2. Abdülhamit döneminde tek karış toprak kaybedilmediğine dair asılsız iddiaya ilişkin bazı tarihçi ve araştırmacıların yorumları ise şu şekildeydi:
II. Abdulhamit Dönemi Toprak Kayıpları Hakkında Yanlış Bilgi Paylaşan Yazarlar
Markar Esayan, Akşam Gazetesi’nde 5 Temmuz 2016 tarihinde yayınlanan ”Bu kervan doğru yolda” başlıklı köşe yazısında 33 yıllık 2. Abdülhamit devrinde hiç toprak kaybı yaşanmadığını iddia etme gafletinde bulunmuş:
''Osmanlı pek çok faktörün yanında diplomasi maharetine sahip olmadığı için yıkılmıştı. Bir istisna olarak 2. Abdülhamid 33 sene bir metre toprak kaybetmeden ülkeyi dış müdahalelerden korudu.''
Emin Pazarcı, Akşam Gazetesi’nde 6 Temmuz 2016 günü yayınlanan “Eyvah bu biz miyiz?” başlıklı yazısında kendisinden bir gün önce aynı gazetedeki köşedaşı Markar Esayan’ın yaptığı hatayı benzer ifadelerle tekrarlamış.
"Kimilerinin “kızıl sultan” diye saldırdığı, aslında ulu bir hakan olan Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit. Osmanlı’nın en sıkıntılı döneminde 33 yıl tahtta kalan, buna karşılık bir karış bile toprak kaybetmeyen Sultan Abdülhamit, Hicaz Demiryolu’nu yaptıran kişi. Bu projeyi gerçekleştirirken de iki hedef güdüyor."
Hatalar da sanki bulaşıcı, önce aynı gazete içinde yayılıyor gibi…
Ergün Kaftancı, Yeniçağ Gazetesi‘nde 5 Şubat 2018 günü yayınlanan “CHP, aynı CHP” başlıklı yazısında II. Abdulhamid’in 1913 yılında toprak kaybettiğini iddia ederek tarih bilgisini konuşturmuş:
Abdülhamit döneminde yaşanan toprak kayıpları ise 1876, 1909 ve 1913 yıllarında... AKP'liler neredeyse bunları da CHP'nin sırtına vuracak...
1876 Abdülhamit'in tahta oturtulduğu yıl, 1908 2. Meşrutiyet'in ilan edildiği yıl, 1913 ise Atina Antlaşması'nın imzalandığı yıl...
Bu antlaşmayla birçok toprak parçasıyla birlikte, karasularımız içinde kalan 18 adayla Gökçeada ve Bozcaada hariç diğer adalar Yunanistan'a verildi.
Lafın kısası, adaların elimizden çıkması Lozan ile bağlantılı değil, Osmanlı'nın yenilmesinden doğan anlaşmayla el değiştirme...
Bu gidişle Abdülhamit'in toprak vererek işlediği suçu da CHP'ye fatura ederlerse şaşırmam...
II. Abdulhamid, 27 Nisan 1909 günü tahttan indi. 1913 yılında II. Abdulhamid’in toprak kaybettiğini iddia etmek de abesle iştigaldir.
Burhan Ayeri, Yeniçağ Gazetesi’nde 16 Eylül 2016 günü yayınlanan “Emekliyle Bu Kadar Oynamayın” başlıklı yazısında 2. Abdulhamit’in 33 yıllık hükümranlığı boyunca tek karış toprak kaybedilmediği yönündeki yanlış iddiaya yer vermiş:
"Onların üstü kapalı geçtiklerini bir de ben yorumlamak istiyorum. Mesela 2. Abdülhamit'i yıllar yılı iki ayrı gözlükle okudum. Birinden bakınca "Kızıl Sultan"dı. Diğerinden ise "Ulu Hakan" oldu. Doğru olan hangisi? Bu, zamana ve iktidardakilerin görüşüne göre değişmekte. Yılların GATA'sına onun ismi verildiğine göre halen hangi görüşün baskın olduğunu anlayabilirsiniz. Bir yanda darbecileri hal'leden ve Mithat Paşa'yı öldürten biri var. Diğer tarafta 33 yıl bir karış toprak kaybetmediği iddia edilen bir imparator. Kimilerinin onunla aynı değeri verdiği Mehmet Akif Ersoy'un, Abdülhamit'ten "iblisle 33 yıl despotizm yaşadık" şeklindeki sözleri hatırlatıldı...."
Toprak kaybından bahis açılmışken…
Hüseyin Öztürk, Yeni Akit Gazetesi’nde 30 Eylül 2015 tarihinde yayımlanan “Kosova’dan Bursa’ya” başlıklı köşe yazısında Kosova’yı odak noktasına almış:
"Evet, 520 yıl boyunca Müslümanıyla, Katoliğiyle, Ortodoksuyla, Sırp, Arnavut, Boşnak, Türk demeden “huzur, güven ve istikrar” içerisinde yönetilen Balkan topraklarında bugün 6 ayrı ülke vardır. Bu 6 ülke Türkiye sınırından fiziki olarak ayrılsa da Müslüman halkımız bir ve beraberdir."
Türkiye hariç toplam 9 Balkan ülkesi (Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Hırvatistan ve Sırbistan) Osmanlı yönetimi altındaydı. 6 değil.
3 yorum
Abdülhamid Han Meşrutiyet dönemlerinde meclisiteki gayrimüslim ve kripto dönemler ve masonların ihanetleri nedeniyle kasten kötü yönetim nedeniyle toprak kaybettirilmiştir. Meselâ, Rus harbi savaş îlânı meclisten çıkmıştır
Aslında biraz daha geriye gidilince Sultan abdülaziz e darbe yapanların yani jon türkler in darbe yapma amaçları ve katletme sebepleri meşrutiyet yani padişahın yetkilerini kısıtlama sistemini kabul ettiremedikleri içindir. Abdulhamit han meşrutiyet ilan ettikten sonra toprak kayıpları olmuştur. Buda ittihat ve terakki uzantılarının ihanetleri yüzünden olmuştur. Tüm yetki padişahta olmuş olsa zaten ne toprak kaybı olur ne de onu tahttan indirip sürgüne gönderemezlerdi.
Bir kere zaten ULU HAKAN ın tahta geçmesi bile koşulludur.Koşullu tahta çıkarılan ilk padişahtır.Jön türkler adı altındaki topluluğun ULU HAKANA meşrutieti ilan etmesi koşuluyla tahta çıkabileceğini sunmuşlardır.ittahatçıların devleti 93 harbine sokmasıyla devletin gidişatı iyiye gitmedi.ULU HAKANA iftira edenler ve aşğılayanlar açsında düşmanlarımızın ağızından ULU HAKANIN ne kadar zeki ve büyük bir padişah olduğunu idrak etsinler.BÜYÜK ADAM tenkitle yıkılmaz