Oxford Mezunu Sanılan Dr. Sean Brooks’un Koronavirüs Aşılarının Tehlikeli Sonuçlara Yol Açacağı, mRNA Aşısı Olanların 6 Ay İle 3-5 Yıl Arasında Ölecekleri Yönündeki İddiaları Gerçeği Yansıtmıyor

Aşının tehlikeli olduğu yönündeki konuşması sosyal medyada paylaşılan Oxford mezunu bir doktor sanılan Sean Brooks’ın tıp ihtisası bulunmuyor, eğitim alanında çalışmaları mevcut. Aşı karşıtı iddiaları da bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri tarafından desteklenmiyor.

 

Oxford’lu ve doktoralı olduğunu belirten Sean Brooks adlı şahsın mRNA aşılarının tehlikeli sonuçlara yol açacağını ileri sürdüğü “aşıyı olan insanların önümüzdeki 6 ay ila 3-5 yıl arası bir sürede öleceklerini” iddia ettiği kayıt sosyal medyada aşı karşıtlarınca yoğun şekilde paylaşıldı.

Bahse konu videoda dile getirilen ifadeler ana hatlarıyla şu şekildeydi:

Adım Dr. Shawn (Sean) Brooks, doktoralıyım. Oxford. 23 kitap olmak üzere 48 bilimsel yayınım var. Yaklaşık 21 yıldır sağlık, tıp, anatomi ve fizyoloji üzerine çalıştım. mRNA aşılarını bulan Dr. Robert Malone dedi ki, hiç kimse asla bu iğneleri yaptırmamalı. Hiçbir koşulda, her ne olursa olsun. O buldu aşıyı! Ve diyor ki, asla yaptırmayın. Aşı yaptıran insanlara ne olacağını açıklayayım. Aşı yaptıran insanlar önümüzdeki 6 ay ile 3-5 yıl içinde ölecekler. 3 sebepten dolayı. 1. sebep: Kendi bğaılıklık sisteminizi % 35 oranında önemli ölçüde düşürdünüz. İlk iğne en az % 15 düşürdü. İkincisiyle % 35 oldu şimdi. Eğer herhangi bir ek doz olursanız ölürsünüz. Bu kadar. İleride grip aşısı olursanız ölürsünüz. İkinci sebep: Antikor Bağımlı Alevlenme. Antikor Bağımlı Alevlenme bu iğneleri olan herkeste olan bir şey. Tabii ki size plasebo yapılmadığı sürece. Ama bunu bilmenizin bir yolu yok. Bu gerçek göz önüne alındığında antikor bağımlı alevlenme tüm vücudu kandırarak yemediği halde patojeni yiyen hücrenin patojeni yediğine inandırır. Sonuç olarak organ yetmezliğine neden olan sitokin fırtınasına yol açar. Bu ölümünüze neden olur. Bunu durduramazsınız. Hiçbir miktarda ilaç bunu durduramaz. Üçüncü şey. Kan pıhtılaşması. İğneyi olan herkeste kanın pıhtılaşmasıdır. Bana inanmıyorsanız bunu öğrenmenin bir yolu var. D-Dimer denilen testi yaptırın. Yaptığı şey, mikroskobik düzeyde kan pıhtılaşmasını tespit etmesidir. Şu anda sizinle konuşurken insanlardan bol bol kan pıhtıları çıkarıyorlar. İğnelerden milyonlar öldü. Son toplantınızda insanların gelecekte potansiyel olarak iğne olmalarını savundunuz. Maske takmakla birlikte ve ebeveynlerin aynı şeyi söylediğini duydum. Yani kendi çocuklarına iğne yaptırmayı düşünen ebeveynlere söylüyorum. Onları kalıcı olarak kısırlaştıracaksınız. İğneleri olan insanlar kısırlaştırıldılar. İğne yapılan kadınların yüzde 80’i ilk 3 aylık dönemde çocuklarını kaybetti. Çocuk sahibi olamazsınız. Ayrıca kendinize HIV’in muadilini enjekte ettiniz. Artık emziremez, kan bağışlayamaz, organ bağışlayamaz, kan plazması ya da kemik iliği bağışlayamazsanız. Bana inanmıyorsanız kan ve kan plazması bağışlamayı deneyin ve ne olduğunu görün. Reddedileceksiniz. Tabii California’da yaşamıyorsanız ki insanların içinde başak (spike) proteinler bulunan toksik kan bağışlamasına izin veriyorlar. İğneler başak proteinleri oluşturur. Onlar aşının içindeler. Ve RNA’nızı ikiye bölerek spike proteinleri üretiyorlar. Sen artık bir insan değilsin. Başka bir şeysin. Ve sayısız hastalığa karşı elverişlisiniz. İşte gelecekte çok hızlı bir şekilde olacaklar. Personelinizin yüzde kaçının iğne yaptırdığını bilmiyorum ama okullarınız kapanacak. Açmayacaklar. Hastalanıp ölecekler. Bu, tüm binalarınızda olacak. Bu zaten oluyor, iyi şanslar çünkü hiçbir şey bunu durduramaz.”

 

İlgili video şu şekildeydi:

 

https://www.youtube.com/watch?v=ZArclkpfSn4

 

Söz konusu videoyu aktaran paylaşımlardan örnekler:

 

Sahte Kahramanlar:

“Oxford Mezunu Dr. Sean Brooks Aşının Tehlikeli Sonuçlarından Bahsediyor”

 

Oxford Mezunu Dr. Sean Brooks Aşının Tehlikeli Sonuçlarından Bahsediyor

 

Cemil Can:

“DR. SEAN BROOKS ; 👇👇 AŞIYI VURDURAN İNSANLAR 6 AY İLE 3-5 YIL ARASI BİR SÜREDE ÖLECEKLER ‼‼‼ 3 SEBEPTEN DİYOR 👇‼ MUTLAKA SONUNA KADAR İZLEYİP PAYLAŞIN DOSTLAR #PcrDayatmasıDurdurulsun”

 

Oxford Mezunu Dr. Sean Brooks Aşının Tehlikeli Sonuçlarından Bahsediyor

 

Paylaşan gönderilerde ilk adı bazen Sean, Shawn ya da Shaun olarak geçen konuşmacı sanılanın aksine dünyaca ünlü Oxford Üniversitesi’nden mezun doktoralı bir tıp teknisyeni değil.

Söz konusu video 16 Ağustos 2021 tarihinde ABD’nin Ohio eyaletindeki Talawanda Lisesi okul yönetim kurulu toplantısında kaydedilmiş.

Söz konusu toplantının tam kaydına aşağıdaki Youtube bağlantısı aracılığıyla ulaşılabilir:

 

 

Yaklaşık 2,5 saat süren aylık toplantının bir bölümü konuşma yapması için ziyaretçilerie tahsis edilmiş. Toplantıda söz almak isteyen kişilere, sınırlı zamanda daha fazla kişinin söz alabilmesini teminen kimliklerini ve semtlerini açıkladıktan sonra 3 dakikayı geçmemek üzere söz hakkı tanınıyor.

Talawanda adlı öğretim kurumu Ohio eyaletinin Cincinnati şehrinin kuzeybatısında bulunan Oxford adlı bir şehirde yer alıyor.  Yani, Sean Brooks adlı kişinin konuşmasında kullandığı “Oxford” ifadesi, ünlü Oxford Üniversitesi’nde eğitim aldığını değil, bu semtte yaşadığını işaret ediyor.

Sean Brooks’un PhD, yani doktorasının olduğunu belirtmesi kendisinin MD unvanını haiz olduğu, yani tıp doktoru olduğu anlamına geliyor. Bu söylemi, doktor unvanına değil, doktoraya sahip olduğunu gösteriyor.

Ohio eyaletinde Oxford şehrinde yaşayan Sean Brooks odaklı bir tarama yapıldığında ise görüntüde konuşma yapan kişinin adının Sean McCalla Brooks olduğu anlaşılıyor. Sean McCalla Brooks, sanılanın aksine sağlık alanında değil eğitim alanında akademik çalışmalarda bulunmuş. Sean McCalla Brooks’un Ohio eyaletindeki Oxford şehrindeki Miami Üniversitesi’nden lisans derecesi sahibi olduğu, 2018 yılında Walden Online Üniversitesi’nde eğitim alanında (şehir liselerinin eğitimcileri tarafından çatışma çözümü algısı üzerine konulu) tezini savunduğu biliniyor. Yürüttüğü eğitim konulu podcast sayfasında kariyer geçmişi hakkında “Bir devlet okulunda eski matematik, fen bilimleri, sağlık eğitimi, anatomi ve fizyoloji öğretmeni (6. sınıftan 12. sınıfa kadar) ve ‘üniversite’de öğretmen eğitimi yardımcı doçent” detaylarını sunan Brooks’un “Okul Şiddet, Suç, Hukuka Aykırılık, Sağlık ve Güvenlik, Politika ve Eğitimde Öğretmen Etkililiği, Birincil, İkincil ve ABD’de yüksek öğrenim” konulu kitaplarının bulunduğunu aktardığı görülüyor. Amazon üzerinde yapılan tarama ile satışta bulunan Sean Brooks’a ait kitaplara ulaşmak mümkün.

Sean Brooks’un American Education adlı podcastinin 20 Ağustos 2021 tarihli bölümünde bahse konu konuşmayı yapan kişinin kendisi olduğunu teyit ettiği anlaşılıyor. Anılan yayınında Brooks, “Hiçbir zaman uzman olarak nitelendirilmedim. Kimsenin hiçbir konuda uzman olduğunu düşünmüyorum. Var olan tek uzman Tanrı’dır.” ifadelerini kullanmış.

Alex Jones’un 23 Ağustos 2021 tarihli Gab sosyal ağındaki yayınında kendisini “Oxford’lu bilim insanı” olarak tanıtmasını eleştirmesine ise “Tanrı aşkına! Oxford Üniversitesi’nden doktoram yok. Eğitim alanında doktoram var ve okuyabiliyorum. Oxford, Ohio’da yaşıyorum. Okul benim eski lisemdi. Bu kadar. Ben doktor değilim.” yanıtını sunmuş.

Tıp alanında herhangi bir uzmanlığı bulunmayan Sean Brooks’un Covid-19 aşıları hakkındaki iddialarına hızlıca göz atacak olursak:

Sean Brooks’un Ohio okul yönetim kurulu videosundaki korkutucu yorumları, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri tarafından desteklenmemektedir.

“Haberci RNA” (“mRNA”) aşılarında, adından da anlaşılabileceği üzere mRNA adı verilen zincirler bulunur. mRNA, hücrede protein üretiminde aminoasitlerin hangi sırada dizileceğini belirleyen genetik bir materyaldir. Aşı ile hücreye giren sentetik mRNA, hücrelere patojene ait bazı proteinleri ürettirir ve böylelikle vücut, o patojene karşı bağışıklık geliştirir.

mRNA aşılarının geçmişine baktığımızda, bu teknolojinin tedavide kullanılması ile ilgili ilk çalışmalar, 1989 senesine dayanmaktadır. Genetik bilimindeki son 20-30 yılda içerisinde gerçekleşen hızlı ilerlemeler sayesinde mRNA aşılarının da önü açılmıştır ve geçtiğimiz birkaç yılda pek çok klinik denemede kullanılmıştır. Henüz gelişmekte olan bu teknoloji ile ileride otoimmün hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları ve kanser gibi pek çok alanda ümit verici gelişmeler görmemiz olasıdır.

mRNA aşılarının klasik aşılara göre bazı avantajları daha hızlı ve ucuza üretilebilmeleri, hücresel bağışıklığın yanında sıvısal (humoral) bağışıklık da oluşturmaları, patojeni çoğaltmaya gerek olmadığı için çoğaltma sırasında oluşabilecek potansiyel sorunların görülmemesi şeklinde sıralanabilir.

 

mRNA Aşısının Daha Önce Hiç Kullanılmamış Bir Teknoloji Olduğu İddiası

 

Otoriteler, koronavirüse yönelik geliştirilen ve uygulamaya geçen aşıların güvenli ve etkin olduğu görüşünde olup, aşı yaptıranların orta ya da uzun vadede yaşamını kaybedeceğine yönelik herhangi bir bilimsel bilgi/bulgu mevcut değildir.

Aşıların güçlü yan etkileri son derece nadir gözlemlenmekle birlikte aşılanma ile antikorlar tarafından enfeksiyonla birlikte bağışıklık sisteminde %35 azalmaya yol açacağı, aşı olanların 6 ay ile 3 yıl arasında bir sürede ölecekleri yönünde bir bulgu bulunmuyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Center for Disease Control and Prevention (CDC)) gibi sağlık kuruluşları koronavirüs aşılarının yan etkilere yol açabileceği yönünde uyarılarda bulunmakta olup, COVID-19 aşısı da dahil olmak üzere herhangi bir aşının ardından uzun süreli bir sağlık sorununa neden olabilecek ciddi yan etkilerin son derece olası olmadığını da aktarmaktadır.

Sağlık Bakanlığımız Covid-19 aşılarının yan etkilerine dair şu aktarımda bulunmaktadır:

“Bugüne kadar COVID-19 aşılarına yönelik gerek yürütülen klinik çalışmalarda gerekse mevcut aşı uygulamalarında ciddi yan etkilere rastlanmamıştır. Aşılama sonrasında görülen yan etkiler sıklıkla hafiftir.
Bunlar; yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik gibi hafif yan etkilerdir. Ancak nadir de olsa alerjik reaksiyonların olabileceği göz ardı edilmeden aşı uygulamasından sonra bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hekime yakın zamanda aşı olunduğu bilgisinin iletilmesi unutulmamalıdır.”

mRNA aşısını Robert Malone’un bulduğu iddiası da gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Robert Wallace Malone, pandemi boyunca COVID-19 ve aşılar hakkında yanlış bilgi yaydığı için ağır bir şekilde eleştirilen Amerikalı bir virolog ve immünologdur. Aşı platformları üzerinde çalışmalar gerçekleştiren Robert Malone, Sean Brooks’un videoda iddia ettiği şekilde mRNA aşısının mucidi değildir. Robert Malone yerine Dr. Katalin Karikó ve Dr. Drew Weissman mRNA aşılarını bulan kişiler olarak tanınmaktadır.

CDC’nin açıkladığı veriler Covid-19 aşılarının yan etkileri konusunda Sean Brooks’un korkutucu söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor. CDC, alerjik reaksiyonların uygulama yapılan her 1 milyon kişi arasında 2-5 kişide gözlemlendiğini, Johnson & Johnson’s Janssen (J&J/Janssen) aşısının uygulandığı 13 milyon dozda ise sadece 42 teyitli vakada kan pıhtılaşmasının, 161 vakada ise Guillain-Barré Syndrome (GBS) görüldüğünü aktarmıştı.

MRNA aşılarının otoimmün hastalıklara yol açabileceğini gösteren hiçbir kanıt yoktur; ancak COVID-19 enfeksiyonunun özellikle bazı şiddetli vakalarda otoimmün hastalıklara neden olabileceği bilinmektedir. COVID-19 enfeksiyonu sonrası Guillain-Barre sendromu, idiopatik trombositopenik purpura gibi otoimmün hastalıkların geliştiği hastalar bildirilmiştir. Ayrıca mRNA aşılarının otoimmüniteye neden olduğuna dair bir kanıt olmadığı gibi otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılmaları ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.

 

mRNA Aşılarının Otoimmün Hastalıklara Yol Açtığı İddiası

 

Covid-19 aşılarının hamile bireylerde düşüğe yol açtığına işaret eden hiçbir kanıt bulunmamaktadır (COVID-19 aşılarının hamilelerdeki kullanımı ile ilgili çekinceler varsa bunlar, aşılanma sonucu hamile bireylerde herhangi bir olumsuzluk tespit edilmesinden değil; henüz sınırlı veri bulunması ve bu yüzden tedbirli davranılmasından ileri gelmektedir).

 

Koronavirüs Aşılarının Hamile Kadınların Düşük Yapmasına Sebebiyet Verdiği İddiası

 

mRNA aşıları ile teoride mümkün olsa da pratikte genetiğin değiştirilmesi mümkün değildir.

 

Covid-19 Aşılarının Güvenli Olmadığını Öne Süren Video İçerik

 

Covid-19 aşıları kısırlığa neden olmamaktadır. Aşıların koronavirüslerin spike proteinleri ile sinsitin proteininin benzerliklerinden dolayı COVID-19 aşılarının kadınlarda kısırlığa yol açtığı iddiaları hiçbir kanıta dayanmaktadır. Aksine COVID-19 enfeksiyonu geçiren bazı erkeklerde sperm üretiminde birtakım sıkıntılar gelişebileceği bildirilmekte olup, aşıların COVID-19 enfeksiyonu sonrası gelişebilecek üreme sorunlarını da önlemiş olacağını değerlendirilmektedir.

 

Koronavirüs Aşılarının Kısırlığa Yol Açtığı İddiası

 

COVID-19 aşısı olanlardan kan bağışı kabul etmediği de doğru değil.

 

Is the Red Cross refusing blood donations from anyone who has received a COVID-19 vaccination?

 

Bu noktada, Pfizer/Biontech koronavirüs aşısının güvenilirliğine ilişkin yayımlanan “Safety of the BNT162b2 mRNA Covid-19 Vaccine in a Nationwide Setting” adlı raporun bulgularına dair Semih Tareen’in aktarımlarına göz atmakta da fayda olabilir:

BioNTech aşısı hakkındaki en kapsamlı güvenilirlik raporlarından biri yayınlandı. Bulgular:
👉İsrail’de aşılanan 885bin kişiye bakıldı ve aynı rakam aşılanmayanlarla karşılaştırıldı.
👉Aşı ile alakalı veya alakasız bütün yan etkilere bakıldı (Görsele bakınız).
Flood:

covid aşısı yan etkileri

👉Aşı ile alakası olmayan pek çok yan etki tespit edildi (yukarıdaki görsel.)
👉Aşı ile bağlantılı olan yan etkiler arasında bilinen yan etkiler görüldü:
1. Miyokardit (kalp iltihabı): 100binde 2.7
2. Lenfadenopati (lenf şişmesi): 100binde 78
3. Apandisit: 100binde 5 
4. Zona hastalığı (100binde 15.8)
👉Önemli: Myokardit vakaları SARSCOV2 enfeksiyonlarında çok daha fazla gözüküyor (100binde 11) yani aşı myokardit riskini 4 kat azaltıyor.
👉Hatta aşı sayesinde SARSCOV2 ile görülen hemen hemen tüm endişe uyandıran semptomlar azaldı görsele bkz
covid aşısı semptomlar
👉SARS2 enfeksiyonunda aşı olanlara kıyasla aküt böbrek hasarı 125 kat, kalp ritm bozukluğu 166 kat, pıhtı 43 kat, beyin kanaması 8 kat, kalp krizi 25 kat, myokardit 4 kat, akciğer embolismi 62 kat daha fazla görüldü.
👉Lenf şişmesi ve zona aşı olan grupta daha fazla. 
👉Önemli: Burada 885bin aşılanan kişide aşıdan dolayı pıhtılaşma görülmedi (tercüme: BU AŞI PIHTIYA SEBEP O.L.M.U.Y.O.R.) 
👉Yüz felci (Bell’s palsy) FDA raporunda 40bin kişide normal halk ortalamasının üzerinde görülmemişti. Bu yayında aşı olmayan grupta 59 vaka, aşılanan grupta 81 vaka görüldü. İstatistiksel olarak ciddi bir fark olmasa da yine de bu gözleme değindiler (1.32 kat risk oranı). 
👉Aşı ile bariz bir bağlantısı gözükmese de zona artışı ile alakalı olabileceği düşünüldü (zonaya sebep olan Herpes Zoster virüsü ile yüz felci bağlantısı eskiden biliniyor). 
👉Özet: Bugüne kadarki en kaspamlı BioNTech aşısı yan etki takibi. Aşı ile alakalı yan etkileri yukarıda belirttim. Ama sonuçlar asıl riskin aşı değil, SARS2 enfeksiyonu olduğunu tekrar vurguladı (örnek: myokardit SARS2 enfeksiyonunda 4 kat daha fazla).

 

 

 

Yorumunuzu yazınız...