Harf Devrimi Hakkında Eleştirel İfadeler İçeren Sözlerin İsmet İnönü’ye Ait Olduğu İddiası Doğru Değil
Harf İnkılâbından hazzetmeyen kitleler tarafından gerçek kabul edilip paylaşılsa da, bu söz İsmet İnönü’ye ait değildir. Anılan sözlere ilişkin kaynak olarak İsmet İnönü’nün Hatıralar adlı kitabının 2. cildinin 223. sayfası gösterilmiş. İsmet İnönü’nün hatıratını oluşturan bu kitap, Bilgi Yayınevi tarafından 1985 yılında iki cilt, 2006 yılında ise tek cilt olarak yayınlanmıştı. Tek ve çift cilt olarak yayımlanan bu eserin ilgili sayfaları (223 ve 485) incelendiğinde İsmet İnönü’nün bu ya da benzer anlama gelebilecek bir ifade kullandığına yönelik herhangi bir atıf görülememektedir.
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Harf İnkılâbıyla yeni nesillerin geçmişle, milletimizin Arap-İslâm dünyasıyla bağını koparmanın ve dinin toplum üzerindeki etkisini azaltmanın hedeflendiğini belirten (aşağıdaki metinde ve resimde yer alan) ifadeleri söylediği iddia edilmektedir:
“Harf devriminin tek amacı ve hattâ en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı (Kaynak: İ. İnönü. Hatıralar C. 2, s. 223)”
İsmet İnönü’ye Atfedilen Harf Devrimi Hakkındaki Eleştirel Sözler Kendisine Ait Değil
“İnternette yazıyorsa doğrudur” mantığıyla hareket eden ve Harf İnkılâbından hazzetmeyen kitleler tarafından gerçek kabul edilip paylaşılsa da, bu söz İsmet İnönü’ye ait değildir.
Anılan sözlere ilişkin kaynak olarak İsmet İnönü’nün Hatıralar adlı kitabının 2. cildinin 223. sayfası gösterilmiş. İsmet İnönü’nün hatıratını oluşturan bu kitap, Bilgi Yayınevi tarafından 1985 yılında iki cilt, 2006 yılında ise tek cilt olarak yayınlanmıştı. Tek ve çift cilt olarak yayımlanan bu eserin ilgili sayfaları (223 ve 485) incelendiğinde İsmet İnönü’nün bu ya da benzer anlama gelebilecek bir ifade söylemediği görülmektedir.
İsmet İnönü’nün Hatıralar adlı kitabında Harf Devrimi hakkındaki görüşlerine yer verdiği paragraflar şöyledir:
“Harf inkılabı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa’yı tahrik eden sebeptir. Ama, harf inkılabının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında, yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar, Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık. hem de sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapçayı kabul etmeliydik, derlerdi. Yani vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı, görüşünü hararetle savunurlardı.
Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk beyi olarak devlet başına geçmişler ve milli hususiyetlerini muhafaza etmişlerdir. Sonra Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi milli kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürünü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur.”
İsmet İnönü Vakfı, Harf İnkılâbı hakkında paylaşılan sözlerin İsmet İnönü tarafından söylendiği iddialarını yalanlayan bir açıklama yayınlamıştı. İlaveten, Murat Bardakçı ve Orhan Bursalı da bu sözlerin İsmet İnönü’ye ait olmadığını aktaran köşe yazıları kaleme almıştı.
Bu şehir efsanesinin nasıl oluştuğuna dair bir araştırma yaptığımızda, ilk izlerine 2005 yılı içerisinde rastlanıldığı anlaşılıyor. İnternette ilk kez 2004 yılı Mart ayında “Batıya Baka Baka Battık” adlı bir Facebook sayfasında montaj bir görselle birlikte paylaşıldığı görülüyor. Yani, 2004 yılı öncesinde bu hurafeye dair internet aleminde tek satır iddia yok iken, ahlaksızlığı ilke edinmiş bir şahsın montajı ile birlikte İsmet İnönü’ye bu söz itham edilir hale gelmiş. Daha sonra da araştırmaktan ve teyit etmekten imtina etmeyi alışkanlık haline getirmiş sosyal medya kullanıcıları ile köşe yazarları sayesinde “gerçek” olarak addedilir hâle dönüşmüş.
İsmet İnönü’nün Harf İnkılâbı Hakkındaki Sözüne Dair Saptırmaya Düşen Köşe Yazarları
Vaziyet böyle iken yazılarında İsmet İnönü’ye ait olmayan sözlere köşesinde yer vererek İnönü üzerinden Harf İnkılâbını eleştirmeye çalışırken rezil olan köşe yazarlarını ifşa edelim:
- Yeni Şafak Gazetesi‘ndeki “Dil Devrimi cinayeti ve Osmanlıca meselesi” başlıklı 8 Aralık 2014 tarihli yazısıyla Yusuf Kaplan.
- Yeni Şafak Gazetesindeki “Harf İnkılabında Asıl Maksat İslamsızlaştırmaktı” başlıklı 27 Kasım 2016 tarihli yazısıyla Mustafa Armağan.
- Star Gazetesi‘ndeki “İnönü’nün itirafı, Atatürk’ün pişmanlığı” başlıklı 11 Ocak 2015 tarihli yazısıyla Resul Tosun.
- Yeni Akit Gazetesi‘ndeki “Harf devriminin en önemli amacı…” başlıklı 20 Mayıs 2013 tarihli yazısıyla Yavuz Bahadıroğlu.
- Radikal‘deki “Osmanlıca’yı neden yasakladılar?” başlıklı 12 Aralık 2014’teki yazısıyla Oral Çalışlar.
- Haber7‘den “Harf Devrimi’nin sebebi neler imiş meğer!..” başlıklı 8 Aralık 2014 tarihli yazısıyla Ekrem Kızıltaş.
- Türkiye Gazetesi’ndeki 25 Kasım 2014 tarihli “Harf Devrimi Hakkında” başlıklı yazısıyla M. Necati Özfatura.
- Yeni Şafak Gazetesi’ndeki “Osmanlıcaya karşı olanların zihni arka planı” başlıklı 11 Aralık 2014 tarihli yazısıyla Kevser Topkar.
- Akşam Gazetesi’ndeki 7 Aralık 2014 günkü “Mesele ‘eski yazı’ değil, hala anlayamadık mı?” başlıklı yazısıyla Atıf Hüseyin.
- Haber Gazetesi’nden “Bir İnkılabın Yıldönümü ve Tartışmalar” başlıklı 3 Kasım 2017 tarihli yazısıyla Osman Kara.
- Denge’den “Ey ‘Agop-Ataç Hastası’ Yüzün ‘Meşin mi’ Senin?!../1” başlıklı 3 Ocak 2018 tarihli yazısıyla Ali Kayıkçı.
- Milat Gazetesi’ndeki “Harf devrimi neydi? Ne değildi?” başlıklı 4 Mart 2014 tarihli yazısıyla Şükrü Kahraman.
Yurttan köşe yazarı manzarası…
İlave: Derin Tarih adlı derginin bu vecizenin doğruluğunu sorguladığı görülmüştür.
* Bu şehir efsanesine ilişkin Tıbbiyelihikmet.wordpress.com ve Teyit.org‘un yazılarından istifade edilmiştir.