İngilizce “Tarih” Anlamındaki “History” Kelimesinin Kökeninin “Erkeğin Hikâyesi” Anlamındaki “His Story” Tamlamasına Dayandığı İddiası Doğru Değil
“History” kelimesi, Antik Yunanca’dan Latince ve Fransızca aracılığıyla İngilizce’ye geçmiş olup, başlangıçta “araştırma” anlamına gelirken zamanla “geçmiş olayların kaydı” anlamına evrilmiştir.
İngilizce “tarih” anlamındaki “history” sözcüğünün “his+story” ifadesinden türediği iddiası bir süredir sosyal medya paylaşılıyor.
History kelimesinin etimolojik kökeninin “erkeğin hikâyesi” tanımına dayandığını, tarihte kadın olarak yer almanın yolunun bir erkeğe zarar vermekten geçtiğini ileri süren metin şu şekilde:
“History kelimesi his story olarak var olmuş ve zamanla şu anki anlamına evrimleşmiş. Yani ilk zamanlarda sadece erkeğin anlattığı hikayeler tarihe geçirildi. Bir kadının tarihi geçmesi için erkeklere zarar vermesi gerekiyordu. Alın bu bilgiyle feminizm atağı geçirin.”
Son günlerde İngilizce tarih (history) sözcüğünün cinsiyetçi bir yapıda olduğu yönündeki yanlış bilgiye yaygınlık kazandıran Işıl Ergincan adlı içerik üreticisinin paylaşımı:
“Bugün öğrendiğim ve öğrendiğim andan itibaren beni feminist öfkeye boğan bir bilgiyi sizlerle de paylaşmak istiyorum. History kelimesi yani tarih kelimesi his story erkeğin hikayesi anlamına geliyormuş. Erkeğin ağızlarından anlatılan erkeklerin hikâyesiymiş. Kasınların tarihte yer almak için erkeklere kötü şeyler yapması gerekiyormuş. Yani Helen Truvalı Helen erkekler arasında savaşa yol açtığı için tarihte yer almış. Ve tarihte Orta Çağ’da 118 tane kadın kocalarını zehirleyip eve geldiklerinde onlara panzehir verdikleri için tarihte yer almışlar. Yani tarihin bundan önceki kısımlarında bir kadın olarak sadece kadın olduğunuz için tarihte yer alamıyormuşsunuz.”
@isilergincan4HIS STORY♬ orijinal ses – Işıl Ergincan
“Erkek dominant” bir tarih anlatımı söz konusu olsa da “history” kelimesinin etimolojik kökeninin “his story” tamlamasına dayandığı iddiası doğru değil. “History” ile “his story” arasında sadece bir ses benzerliği söz konusudur. “History” kelimesinin kökeni, Antik Yunanca’da “araştırma”, “soruşturma” veya “bilgi edinme” anlamına gelen “ἱστορία” (historia) kelimesine dayanmaktadır.
İngilizce “history” kelimesinin Antik Yunanca’ya kadar uzanan ve zaman içinde farklı diller ve kültürler aracılığıyla evrim geçiren etimolojik kökeni şöyle özetlenebilir:
- İngilizce “history” kelimesi, eski Fransızca “historie” kelimesinden türemiştir. Bu kelime, “öykü, hikaye, bilgi, araştırma” gibi anlamlara gelmektedir.
- Eski Fransızca “historie” ise Latince “historia” kelimesinden alınmıştır (Orta İngilizce döneminde (11. ila 15. yüzyıllar), Eski Fransızca “estoire” kelimesi, İngilizce’ye “history” olarak girmiştir). Latince “historia”, “geçmiş olayların kaydı, hikaye, bilgi” anlamlarına gelmektedir.
- Latince “historia” ise Antik Yunanca “ἱστορία” (historia) kelimesinden gelir. Yunanca “historia”, “bilgi edinme, araştırma, inceleme” anlamlarını taşır ve “ἵστωρ” (histōr) kelimesiyle ilişkilidir. “Histōr”, “bilge kişi, tanık, hakim” gibi anlamlara sahiptir.
Yunancada “his” zamiri günümüz İngilizcesindeki gibi “erkeğin” anlamını haiz olmadığı için history sözcüğünün kökünün “his story” tamlamasına diye bir kökten gelmesi de imkansız çünkü antik yunancada “his” sözcüğü farklı. etimolojik olarak böyle bir şey mümkün değil yani.
M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış ünlü bir Yunan tarihçi olan ve “tarihin babası” olarak bilinen Herodot, eserlerinde “historia” kelimesini kullanarak geçmiş olayları araştırma ve kaydetme pratiğini tanımlamıştır.
Başlangıçta “araştırma” veya “soruşturma” anlamına gelen “history” kelimesi, zamanla “geçmiş olayların kaydı” veya “geçmişin incelenmesi” anlamına evrilmiştir.
“History” ve “story” kelimeleri aslında aynı kelime kökenine sahiptir. Bu durum Latince’de “historia” kelimesinin hem gerçek olayların anlatımı hem de kurmaca anlatı anlamında kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
“History” kelimesi, temelde bilgi edinme, araştırma ve geçmiş olayların kaydı fikriyle bağlantılıdır. Bu köken, tarihin bir olaylar dizisinden ziyade, bir araştırma ve bilgi toplama süreci olarak görüldüğünü yansıtmaktadır.